Gannuşi: Geri dönüşümüz kaçınılmaz

Sisi, Said’in uygulamalarına yönelik desteğini yineledi.

Mısır Cumhurbaşkanı Sisi ve Tunuslu mevkidaşı Said dün Brüksel’de bir araya geldiler. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Sisi ve Tunuslu mevkidaşı Said dün Brüksel’de bir araya geldiler. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
TT

Gannuşi: Geri dönüşümüz kaçınılmaz

Mısır Cumhurbaşkanı Sisi ve Tunuslu mevkidaşı Said dün Brüksel’de bir araya geldiler. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Sisi ve Tunuslu mevkidaşı Said dün Brüksel’de bir araya geldiler. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Geçen Temmuz ayından bu yana parlamentonun faaliyetlerini askıya alan Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said’e karşı açıkça meydan okuyan Meclis Başkanı Raşid el-Gannuşi, geçen perşembe günü yaptığı açıklamada “Geri dönüşümüz kaçınılmaz” diyerek üyeleriyle birlikte parlamentoya geri döneceğini vurguladı.
Said ise yetkilerini artırmaya ve bir diktatörlük rejimi kurmaya çalıştığı yönündeki eleştirilere karşı çıkmayı sürdürdü. Gazetecilere açıklamada bulunan Kays Said, geçen perşembe günü Brüksel’e ziyareti sırasında “General Charles de Gaulle’ün de dediği gibi; bu yaşımda bir diktatörlük başlatmayacağım” dedi.
İslami eğilimli Nahda Partisi lideri Gannuşi, ise geri dönüş planlarıyla ilgili herhangi bir detay vermedi. Ancak gözlemciler göre Gannuşi’nin açıklaması, büyük olasılıkla video konferans yoluyla düzenlenecek bir genel kurul toplantısında gelebilir.
Gannuşi, Cumhurbaşkanı Said’in 2019 seçimleri sırasında 600 bin Nahda destekçisinin oyunu aldığını hatırlatırken bu açıklamanın amacı ve zamanlamasına ilişkin tartışmalar başladı.
Raşid el-Gannuşi, Nahda liderlerinden Nureddin el-Buhayri ile düzenlediği dayanışma toplantısında şu ifadeleri kullandı:
“Cumhurbaşkanı Said, tüm yetkileri ele geçirmeye ve yok etmeye doğru ilerliyor. Bizim kendisiyle sorunumuz devrimi, yargıyı ve halkı ortadan kaldırmak istemesidir. Said biraz bilge olsaydı 25 Temmuz 2021’de kendisine verilen halk desteğini korurdu.”
Söz konusu eleştirilerin aksine Mısır, Cumhurbaşkanı Said’in uyguladığı tedbirlere desteğini yineledi. Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi 18 Şubat’ta Said ile gerçekleştirdiği görüşmede iki ülke arasındaki sıkı kardeşlik bağlarına dikkat çekti.
Sisi ve olağanüstü hali 2022 sonuna kadar uzatan Said, Brüksel’dek Avrupa- Afrika Zirvesi’nde bir araya geldiler. Mısır Cumhurbaşkanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre Sisi, ülkesinin ‘farklı düzeylerde ikili iş birliğini ilerletme’ konusundaki arzusunu dile getirdi. Sisi, ‘kardeş Tunus halkı için daha iyi bir gelecek inşa etmek amacıyla mevcut aşamadaki tüm zorlukların üstesinden gelmek ve ülkede istikrar ve güvenliği sağlamak doğrultusunda Tunus Cumhurbaşkanı tarafından alınan önlemlere ve çabalara desteğini’ vurguladı.
Mısır Cumhurbaşkanlığı, Said’in ülkesinin Mısır ile resmi ve halk düzeyinde yakın ilişkilerden duyduğu gururu ifade ettiğini dile getirdi. Cumhurbaşkanlığı’na göre Kays Said, Mısır’ın bölgesel ve uluslararası düzeydeki önemli siyasi ağırlığının yanı sıra güvenlik, istikrar ve kalkınma alanlarında, son yıllarda elde ettiği başarıları da takdir etti. Said ayrıca bu başarının Afrika ve Arap ortak eylemi ve bölgedeki mevcut krizlere siyasi çözüm bulma çabaları üzerinde olumlu yansımaları olduğunu vurguladı.
Mısır Cumhurbaşkanlığı açıklamasında ayrıca toplantıda iki kardeş ülke arasındaki iş birliğini geliştirme yollarının ve ortak öneme sahip bir dizi bölgesel meseleye ilişkin vizyonların ele alındığını belirtti.
Diğer yandan Tunuslu ekonomist İzzeddin Saidan, Cumhurbaşkanı Said’in 2011’den sonra Tunus’a verilen fonları denetlemek için bir komite oluşturma kararının ‘riskli’ ve ‘ülke için bir tehlike’ olduğu değerlendirmesinde bulundu. Saidan açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Çünkü bu komitenin oluşturulması, ‘tüm denetim organlarının ve Sayıştay’ın başarısızlığının ve Tunus’un, mali kaynaklarını kontrol etmeyen bir ülke olduğunun’ zımnen kabulü demektir.”
Kamu fonlarının çalınmasının, bağışçı kurumlara Tunus hakkında oldukça kötü bir imaj vereceğini belirten Saidan, “Bu hırsızlıklar ispatlanmazsa cumhurbaşkanı rezil bir duruma düşer” ifadesini kullandı.
Diğer taraftan Tunuslu gençlerin gerginliğe neden olan ağlarla ilişkilerini araştırmaktan sorumlu meclis komitesi başkanı olan Fatıma el-Masadi, söz konusu ağlarla ilgili belgeleri askeri yargıya sunduğunu bildirdi. Masadi, bu durumun da kendilerini 11 Nisan’daki duruşmaya kadar Terörle Mücadele Yargı Kurulu’na başvurmaya sevk ettiğini vurguladı.
Masadi ayrıca Nahda Hareketi’ni komitenin çalışmalarını engellemekle suçladı ve Suriye’yi ziyaret eden bazı milletvekillerinin taleplerine yanıt vermediğini kaydetti.



22. Astana görüşmelerinde Trump'ın Suriye politikası öne çıkıyor

Astana garantörleri olan Türkiye, Rusya ve İran’ın dışişleri bakanları eylül ayında New York'ta bir araya geldi. (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)
Astana garantörleri olan Türkiye, Rusya ve İran’ın dışişleri bakanları eylül ayında New York'ta bir araya geldi. (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)
TT

22. Astana görüşmelerinde Trump'ın Suriye politikası öne çıkıyor

Astana garantörleri olan Türkiye, Rusya ve İran’ın dışişleri bakanları eylül ayında New York'ta bir araya geldi. (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)
Astana garantörleri olan Türkiye, Rusya ve İran’ın dışişleri bakanları eylül ayında New York'ta bir araya geldi. (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)

Suriye'deki ateşkesin garantörleri (Rusya, İran ve Türkiye) arasında gerçekleşen 22. Astana görüşmeleri, Suriye hükümeti ve muhalefet heyetlerinin yanı sıra Ürdün, Irak, Lübnan ve Birleşmiş Milletler'den (BM) gözlemcilerin katılımıyla dün (Pazartesi) Kazakistan'ın başkentinde başladı.

İki gün sürecek olan toplantı Rusya'nın girişimiyle düzenlenirken, Türkiye ve İran tarafından da desteklendi. Rusya Devlet Başkanı’nın Suriye Özel Temsilcisi Alexander Lavrentiev'e göre, tartışılacak önemli unsurlar arasında ABD'nin seçilmiş Başkan Donald Trump döneminde Suriye'ye yönelik politikasındaki olası değişiklikler yer alıyor.

22. Astana görüşmelerinin gündeminde ayrıca, özellikle Gazze Şeridi'ndeki savaşın Lübnan'a sıçraması, İsrail'in Suriye'ye yönelik devam eden saldırıları ve bunun daha geniş bir çatışmaya dönüşeceğine dair artan korkular açısından hızlanan bölgesel gelişmeler de öne çıkıyor.

Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Mikhail Bogdanov geçen ay yaptığı açıklamada, ‘tarafların yılsonundan önce bir araya gelerek Suriye ve bölgedeki duruma öncelik vermelerinin önemli olduğunu’ söyledi. Aynı zamanda Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), ‘Hizbullah'ın, İranlıların ve İran Devrim Muhafızları Ordusu’na (DMO) bağlı milislerin Suriye topraklarındaki hareketlerinin kısıtlanmasını’ içeren ve daha önce duyurulmamış bir Rusya-Suriye anlaşmasını duyurdu.

Alev uzantısı

Ortadoğu'daki çatışmanın çözümü ve Suriye'deki durum konularına ek olarak, Astana müzakerelerinin mevcut turunun gündeminde, katılımcıların daha önceki tüm turlarda tartıştıkları konular da yer alıyor: ‘Mahkumların serbest bırakılması, kayıp kişilerin aranması, insani durum, barış sürecini kolaylaştırmak için uluslararası toplumun çabalarının seferber edilmesi, Suriye'nin yeniden inşası ve Suriyeli mültecilerin anavatanlarına dönmeleri için koşulların yaratılması.’

zcsdv
Suriyeli inşaat işçileri Eylül 2023'te Suriye'nin kuzeyindeki Halep kentinde bulunan Sûku’l Atik’in restorasyonu üzerinde çalışıyor. (AFP)

Ancak müzakerelerin ilk gününde yapılan ikili görüşmelerde de görüldüğü üzere asıl öncelik, özellikle Gazze Şeridi'ndeki savaşın şiddetlenerek Lübnan'a sıçraması ve Suriye'nin bu savaşa müdahil olma tehdidinin sürmesi nedeniyle Suriye'nin çevresindeki siyasi ve askeri durumdaki gelişmelere odaklandı.

Rus heyetine başkanlık eden Lavrentiev, ülkesinin Ortadoğu'daki krizin Suriye'ye sıçramasını önlemek için elinden gelen her şeyi yapacağını vurguladı. Lavrentiev, “Taraflar bu turda bölgesel durumu ve Suriye'deki etki düzeylerini görüşmeye odaklanmaya gayret ediyor” dedi.

Trump'ın değişiklikleri

Lavrentiev, “22. Astana görüşmeleri, Gazze Şeridi'ndeki durum nedeniyle bölgesel gerginliğin yaşandığı zor koşullar altında gerçekleşiyor… Seçilmiş Başkan Donald Trump yönetiminde ABD'nin Suriye politikasındaki olası değişiklikler, Suriye'deki ateşkesin garantörleri arasındaki tartışmanın önemli bir unsurudur” ifadelerini kullandı.

Lavrentiev'in mevcut tur için ortaya koyduğu öncelikler, Trump'ın Suriye'deki ABD güçlerini geri çekme yönündeki önceki vaatlerini yerine getireceği beklentileri ışığında önemlidir; bu da güç dengesinde ve çeşitli tarafların hareketlerinde önemli değişikliklere kapı açmaktadır. ABD güçlerinin çekilmesi, Astana sürecinin üç garantörü tarafından kabul edilen taleplerden biriydi ve Moskova, Tahran ve Ankara'nın isteklerini karşılayan bir talepti.

Lavrentiev, Rusya'nın ‘Donald Trump'ın dış politikasının seyrinde olası bir değişiklik beklentisi içinde olduğunu, ancak açıklamalara değil, pratik eylemlere ve sunacağı önerilere bakacağını’ söyledi.

zxcdv
Suriye'nin kuzeydoğusundaki ABD güçleri (arşiv)

21. Astana görüşmeleri, Haziran 2023'te yapılan bir toplantının ardından 24 Ocak'ta Kazakistan'ın başkentinde gerçekleştirildi. Toplantı sırasında Kazakistan Dışişleri Bakanlığı, 2017 yılında Rusya, İran ve Türkiye tarafından onaylanan Astana sürecinin (üçlü garanti formülü) durdurulduğunu açıkladı. Ancak Moskova daha sonra üç tarafın Astana formülü çerçevesinde görüşmelere devam etme taahhüdünü yineledi.

Müzakerelerin ilk gününde katılımcı heyetler, toplantının nihai belgesinin açıklanmasından önce bugün (Salı) resmi olarak sonuçlandırılması beklenen ilk genel oturum öncesinde ikili ve üçlü istişare toplantıları yapmakla meşguldü.

Türkiye, Dışişleri Bakanlığı Suriye İkili İlişkiler Genel Müdürü Büyükelçi İhsan Mustafa Yurdakul başkanlığındaki bir heyet tarafından temsil edildi.

Rus heyetine Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Suriye Özel Temsilcisi Alexander Lavrentiev başkanlık etti. İran heyetine ise Dışişleri Bakanı'nın siyasi işlerden sorumlu danışmanı Ali Asgar Hacı başkanlık etti.

Şam heyetine Dışişleri Bakan Yardımcısı Eymen Raad, muhalefet heyetine ise Ahmed Tuma başkanlık etti. Toplantıya ayrıca, BM Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen başkanlığındaki heyet de katıldı.

Toplantılara Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) ve Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) temsilcileri de katılıyor. Ürdün, Lübnan ve Irak'tan da gözlemciler bulunuyor.

Astana formatı, Suriye'deki siyasi krize bir çözüm bulmak amacıyla garantör ülkelerin (Türkiye, Rusya ve İran) himayesinde 2017 yılında başladı.