BAE, İHA’ların yarattığı tehlikelere karşı uyardı

Yetkililer, uluslararası hukuku korumaya yönelik küresel çabaların yoğunlaştırılmasının önemini vurguladılar

UMEX ve SimTEX fuarları kapsamında gerçekleşen İnsansız Sistemler 2022 Konferansı’ndan bir kare (Şarku’l Avsat)
UMEX ve SimTEX fuarları kapsamında gerçekleşen İnsansız Sistemler 2022 Konferansı’ndan bir kare (Şarku’l Avsat)
TT

BAE, İHA’ların yarattığı tehlikelere karşı uyardı

UMEX ve SimTEX fuarları kapsamında gerçekleşen İnsansız Sistemler 2022 Konferansı’ndan bir kare (Şarku’l Avsat)
UMEX ve SimTEX fuarları kapsamında gerçekleşen İnsansız Sistemler 2022 Konferansı’ndan bir kare (Şarku’l Avsat)

Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Savunma İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Muhammed bin Ahmed el-Bevardi, insansız hava araçlarının (İHA) silahlı ve terörist grupların tercih ettiği bir silah haline geldiğini belirterek yarattıkları tehlikeler konusunda uyardı. BAE’li yetkili, bunun nedeninin özellikle eğer bu gruplar, örgütler ve ülkeler tarafından finanse ediliyorsa, düşük üretim maliyeti, verimlilik, etkinlik ve erişim kolaylığından kaynaklandığına dikkati çekti.
BAE Savunma İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Bevardi, İHA’ların, gözetleme, keşif ve hava saldırıları gibi geleneksel savaş uçaklarının rollerinden bazılarını yerine getirebildiğini, bu yüzden kullanılmalarının, hava faaliyetlerini, hava savunması kavramlarını ve doktrinini etkilemeye başladığını söyledi.
 Bevardi, sözlerini şöyle sürdürdü:
“İnsansız sistemler, bilimsel ve teknolojik ilerlemelerine rağmen eşi benzeri görülmemiş riskler ve zorluklar doğuruyor. Uluslararası hukuku korumak, küresel barışı ve güvenliği sağlamak için dünya genelinde çabalarımızı yoğunlaştırmalıyız. Bunun yanında zorluklarla baş edebilmek için yeteneklerimizi geliştirerek gelecek nesiller için ilerleme ve refaha yönelik adımlarımızı sürdürmek konusunda birlikte çalışmalıyız. Akıllı makinelerle insan arasındaki ilişkiyi güvenle ve farkındalıkla geliştirmeliyiz. Bu insansız sistemler çağında doğru kararlar verilmeliyiz.”
Abu Dabi Veliaht Prensi ve BAE Silahlı Kuvvetleri Yüksek Komutan Yardımcısı Şeyh Muhammed bin Zayed Al Nahyan’ın himayesinde, İnsansız Sistemler Fuarı (UMEX) ve Simülasyon Eğitim Fuarı (SimTEX) kapsamında ve ‘Sınırsız Otonom Sistemler: Büyük Bir Atılım ve Umut Vaat Eden Beklentiler’ başlığı altında BAE’nin başkenti Abu Dabi’de bu yıl beşincisi düzenlenen İnsansız Sistemler 2022 Konferansı etkinliklerinin açılışı sırasında yaptığı konuşmada Bevardi, “İnsansız sistemler, İHA’larla birlikte, bize geleceği getiren, eşi benzeri olmayan teknolojik devrim için önemli bir başlık oluşturuyor” değerlendirmesinde bulundu.
Dört oturumdan oluşan İnsansız Sistemler 2022 Konferansı’na dünyanın çeşitli ülkelerinden bakanlar, insansız sistemler alanında öncü isimler ve yenilikçiler dahil 22 konuşmacı katılırken konferansta insansız sistemler alanıyla ilgili konular ve meseleler ele alındı. ‘İnsansız Sistemler Alanında Değişen Tablonun Doğru Anlaşılması’, ‘İnsan ve Makine Arasındaki Güvenin ve Anlayışın Geliştirilmesi ve İnsansız Sistemler Çağında Karar Alma’, ‘İnovasyonun İyileştirilmesi: Teknolojileri Uygulama ve Entegre Etme Süreciyle İlgili Zorlukların Üstesinden Gelinmesi’ ve İnsansız Sistemler ve ‘Dördüncü Sanayi Devrimi: Teknoloji Geleceğin İmkanlarını Nasıl Şekillendiriyor?’ olmak üzere dört ana tema ile ilgili oturumlar düzenlendi.
Yapay Zeka, Dijital Ekonomi ve Uzaktan Çalışma Uygulamaları Devlet Bakanı Ömer bin Sultan el-Ulama ise konuşmasında şunları söyledi:
“Bugün, bu teknolojilerin toplumlarımıza hizmet etmek ve onları korumak için kullanılmasını sağlayarak halklarımızı korumanın önemini her zamankinden daha iyi anlıyoruz. Aynı şekilde tarih boyunca ortaya çıkan tüm teknolojilerde olduğu gibi, bunların da mükemmel olmadığını biliyoruz. Ama insansız sistemlere baktığınızda, öncü isimlerin ve karar vericilerin, onları kullanmaya, geliştirmeye ve yaymaya çalışması için birçok nedeni olduğu anlaşılabilir. Çünkü bu sistemler, savaşlarda ve çatışmalarda sivilleri korumaya yönelik çok sayıda fırsat yaratılmasına katkıda bulunurlar.”
Bu sistemlerin, insanların yapamayacağı, tek tip ve tutarlı bir şekilde çalışmak gibi ‘mükemmel bir özelliğe sahip olduğunu’ söyleyen Bakan Ulama, “Algoritmalar, bizim gibi duygulara ve korkulara sahip değiller. Yıl boyunca kesintisiz çalıştığı ve gelen emirleri yerine getirdiği için yorulmazlar. Yapay zeka teknikleri ile birleştirildiklerinde ise geleneksel sistemlerin önüne geçerler. Sağladığı bu avantajlar bize hedeflere ulaşma konusunda daha fazla imkan sunuyor. Halklarımızı saldırılar, savaşlar ve çatışmalar sırasında koruma çabalarımızı geliştiren stratejilere dayanıyor” şeklinde konuştu.
Ancak insansız sistemlerin sağladığı avantajlara rağmen özellikle yapay zeka teknolojileriyle birleştirildiğinde, savaşlar sırasında gerilimi körükleyebileceğinden tüm olasılıkları göz önünde bulundurmadan güçlü bir şekilde ilerleme arzusu yaratan bir tür aşırılığın ortaya çıkmasına neden olabilecek çeşit zorlukları da beraberinde getirdiğine dikkat çeken BAE’li Bakan, bununla birlikte günümüzde bu teknolojilere sahip olmanın maliyetinin daha düşük olduğunun altını çizdi. Bakan Ulama, “Bu durumun, ülkelerimizin güvenliğini tehdit eden terörist grupların onları sivilleri terörize etmek ve toplumların güvenliğini istikrarsızlaştırmak için ele geçirmesine ve kullanmasına izin verebilir. Ayrıca bu sistemlerde, birçok ülke tarafından geleceğe yönelik planlamada benimsenen ileriye dönük eğilimlerle uyumlu olmayan tarihi verileri kullanmalarından kaynaklanan kusurlar var” ifadelerini kullandı.
Konferansta konuşan BAE Savunma Bakanlığı Destek ve Savunma Sanayisi Müsteşar Yardımcısı Tümgeneral Dr. Mubarek el-Cabiri de insansız sistemlerin günlük hayatımızın vazgeçilmez bir parçası haline geldiği konusunda hiçbir şüphenin olmadığını vurgulayarak, “Özellikle büyük riskler taşıyan karmaşık görevler başta olmak üzere birçok hayati alanda insanların yerini almayı başarmış bu sistemlere güveniyoruz. Bu sistemler, doğası gereği sürekli gelişime ve büyümeye tanıklık eden çok geniş bir teknoloji ve yenilik yelpazesine sahiptir. Bu alanda kaydedilen ilerlemeye rağmen, bu sistemlerin benimsenmesinin halen teknik, operasyonel ve hatta toplumsal birçok zorlukla karşı karşıya olduğu gerçeğinden bağımsız olarak bu sistemlere bağımlılık ve benimsenme düzeyi açısından henüz yolun başındayız” dedi.
Söz konusu bu zorlukların yanı sıra teknolojiyi hızla geliştirme çalışmaları devam ederken, bu sistemlerin teknoloji olarak sürekli geliştirildiğini belirten Tümgeneral Dr. Cabir, “Ancak, bu sistemlerin nispeten daha eski geleneksel sistemlerle entegrasyonunun ve uyumunun sağlanması, bu sistemlerin belirli bir alanda veya sektörde kullanılması ve istenen hedeften istenen sonuçların elde edilmesi için üzerinde daha fazla çalışılması gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Aynı zamanda eski sistem ve cihazların insansız sistemlerle değiştirilmesi durumunda, özellikle savunma ve güvenlik alanlarında bu sistemleri kullanan ekiplerin adaptasyonunda bir takım zorlukların olduğuna işaret eden BAE’li Bakan, “Çünkü çok az hata payı ile veya hiç hata payı olmaksızın yahut bu sistemlerin imkanlarını ve etkililiğini sorgulayan kaza ve hataların meydana gelmesiyle hızlı adaptasyon ve uyum gerektiren yeni operasyonel konseptleri beraberinde getiriyor” diye konuştu.



Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman, Hamaney'e Kral Selman bin Abdülaziz'in yazılı mesajını iletti

TT

Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman, Hamaney'e Kral Selman bin Abdülaziz'in yazılı mesajını iletti

Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman, Hamaney'e Kral Selman bin Abdülaziz'in yazılı mesajını iletti

Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman, İran'a gerçekleştirdiği resmi ziyaret kapsamında Perşembe günü Tahran'da İran Lideri Ali Hamaney ve Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan ile bir araya geldi.

Suudi yönetiminin direktifleri doğrultusunda Hamaney ile görüştüğünü ve kendisine İki Kutsal Caminin Hamisi Kral Selman bin Abdülaziz'in yazılı mesajını ilettiğini belirten Suudi Savunma Bakanı, “X” platformundaki hesabından yaptığı paylaşımda liderle ortak ilgi alanlarına giren konuları ele aldıklarını ve iki ülke arasındaki ikili ilişkileri gözden geçirdiklerini ifade etti.

İran'ın Tasnim haber ajansı Hamaney'in görüşme sırasında “Suudi Arabistan ile ilişkilerimiz her iki ülke için de faydalı ve birbirimizi tamamlayabiliriz” dediğini aktardı.

Ajans, Hamaney ile yapılan görüşmeye İranGenelkurmay Başkanı General Muhammed Bakıri'nin de katıldığını belirtti.

Dün Tahran'da General Bakıri ile bir araya gelen Prens Halid bin Selman, İran haber ajanslarının aktardığına göre Pekin Anlaşması'nın imzalanmasından bu yana Suudi Arabistan'la ilişkilerin giderek güçlendiğini ve geliştiğini söyledi. Bakıri, Tahran ve Riyad'ın bölgesel güvenliğin sağlanmasında önemli bir rol oynayabileceğini belirterek ülkesinin Suudi Arabistan'la savunma ilişkilerini geliştirmeye hazır olduğunu ifade etti. Tasnim'e göre İran, Suudi Arabistan'ın Gazze ve Filistin konusundaki tutumunu memnuniyetle karşılıyor.

sdfgrthyu
Prens Halid bin Selman Perşembe günü İran Genelkurmay Başkanı Muhammed Bakıri ile görüşmek üzere Tahran'a vardığında İran tarafından resmi törenle karşılandı (AP)

Ziyareti değerlendiren siyasi çevrelere göre Suudi bakanın ziyareti her iki ülkeyi de ilgilendiren bölgesel ve uluslararası gelişmelerin yaşandığı bir döneme denk geliyor.

Savunma Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada Prens Halid bin Selman'ın resmi bir ziyaret için geldiği ve bu ziyaret sırasında iki ülke arasındaki ikili ilişkiler ve ortak ilgi alanlarına giren konuların ele alınacağı bir dizi görüşme gerçekleştireceği belirtildi.

Suudi siyasi analist Abdüllatif el-Melhem, Suudi Savunma Bakanının İran ziyaretinin, Suudi yönetiminin Pekin anlaşmasına bağlılık çerçevesinde iki ülke arasındaki ilişkileri güçlendirme ve geliştirme, ortak çıkarlarını gerçekleştirmek ve iki ülke arasındaki ikili ilişkilerin pekiştirilmesine katkıda bulunmak amacıyla Riyad ve Tahran arasındaki koordinasyon ve işbirliği düzeyini yükseltme isteğini yansıttığını düşünüyor.

sxcdfrgt
Prens Halid bin Salman dün (Perşembe) Tahran'da İran Cumhurbaşkanı ile bir araya geldi. (EPA)

Suudi liderliğinin bölgede barış ve refahı sağlamayı ve bölgeyi çatışmalar aşamasından istikrar ve güvenlik aşamasına taşımayı ve bölge halklarının daha iyi bir refah, zenginlik ve ekonomik entegrasyon geleceğine yönelik özlemlerini gerçekleştirmeye odaklanmayı amaçladığını belirten Melhem, Suudi Arabistan ile İran arasındaki ikili ilişkilerin geliştirilmesinin, Suudi Veliaht Prensi'nin “bölgede barış, güvenlik, istikrar ve refahı sağlama ve halklarının özlemlerini karşılama” çabalarının meyvelerinden biri olduğunu kaydetti. Melhem, ziyaretin Suudi Arabistan ile İran arasındaki ikili ilişkileri güçlendirmeye yönelik devam eden diplomatik çabaların bir parçası olduğunu belirtti.

Bir dizi toplantı

Ziyaret, İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'ın Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Prens Muhammed bin Selman ile bölgedeki gelişmeleri ele aldıkları ve ortak ilgi alanlarına giren bir dizi konuyu gözden geçirdikleri bir telefon görüşmesi gerçekleştirmesinin üzerinden iki haftadan kısa bir süre geçmesinin yanı sıra Suudi Dışişleri Bakanı'nın Pazartesi günü İranlı mevkidaşıyla yaptığı telefon görüşmesinde bölgedeki gelişmeleri ve sarf edilen çabaları gözden geçirdikleri ikili istişarelerin ardından gerçekleşti.

dfgthy
Suudi Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile İran Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı Muhammed Rıza Aref arasında Kasım 2024'te düzenlenecek Arap-İslam Zirvesi çerçevesinde gerçekleşen görüşme (SPA)

Suudi Savunma Bakanı'nın Tahran ziyaretinde bölgedeki son gelişmelerin ele alınması ve bölgesel ve uluslararası gelişmelerle ilgili görüş alışverişinde bulunulması bekleniyor. Resmi haber ajansı IRNA'ya göre ziyaret öncesinde, geçtiğimiz Cumartesi günü Umman'ın başkenti Muskat'ta gerçekleştirilen ABD-İran görüşmelerinin ilk turu ve 48 saat önce yine Cumartesi günü Muskat'ta yapılacak bir sonraki turun yanı sıra Suudi ve ABD taraflarının geçtiğimiz hafta beş istasyonda gerçekleştirdikleri bir dizi siyasi ve güvenlik istişaresi gibi bir dizi gelişme yaşandı.

Ziyaret, merhum Prens Sultan bin Abdülaziz'in Mayıs 1999 başında Tahran'a yaptığı ve dört gün süren ve üst düzey İranlı yetkililerle bir araya geldiği ilk ziyaretin ardından, 1979'dan bu yana bir Suudi savunma bakanının İran'a yaptığı ikinci ziyaret olması bakımından tarihi bir önem taşıyor.

Suudi Savunma Bakanı, “Pekin Anlaşması” ve 10 Mart'ta iki ülke arasındaki tarihi uzlaşı ve ilişkilerin Çin himayesinde yeniden başlatılmasının duyurulmasının ardından İran'ı ziyaret eden en önemli Suudi yetkililerden biri.

dfgt
Prens Halid bin Selman Perşembe günü Tahran'da General Bakıri ile bir araya geldi (AP)

Suudi Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, Tahran'a ilk ziyaretini Haziran 2023'te gerçekleştirmiş ve bu ziyaret sırasında iki ülke arasındaki ilişkilerin normal olduğunu ve iki ülkenin İslami kardeşlik ve iyi komşuluk bağlarıyla birleşmiş, bölgenin önemli ülkeleri olduğunu vurgulayarak bağımsızlık ve egemenliğe tam ve karşılıklı saygı, içişlerine karışmama, uluslararası hukuk ilkeleri, Birleşmiş Milletler Şartı ve İslam İşbirliği Teşkilatı gibi açık bir temele dayandığını belirtmiştir.

Eski Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, dönemin Dışişleri Bakanı adayı Ali Bakıri Kani ve şimdiki Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi'nin yanı sıra Kasım 2023'teki Ortak Arap-İslam Zirvesi'ne katılmak üzere eski İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve 2024 Ortak Arap-İslam Takip Zirvesi'ne katılmak üzere Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı Muhammed Rıza Aref de dâhil olmak üzere bir dizi İranlı yetkili Pekin Anlaşması'nın ardından Suudi Arabistan'a benzer ziyaretlerde bulundu.

“Pekin Anlaşması” Taahhütleri

Pekin Anlaşmasını takip etmek üzere kurulan Suudi-Çin-İran Üçlü Ortak Komitesi, ilki Aralık 2023'te Çin'in başkenti Pekin'de, diğeri ise Kasım 2024'te Riyad'da olmak üzere iki toplantı gerçekleştirmiş ve bu toplantılarda iki ülke Pekin Anlaşmasını tüm maddeleriyle uygulama kararlılıklarını ve Birleşmiş Milletler Şartı, İİT Şartı ve devletlerin egemenliği, bağımsızlığı ve güvenliğine saygı da dâhil olmak üzere uluslararası hukuka bağlılık yoluyla ülkeleri arasında iyi komşuluk ilişkilerini teşvik etme çabalarını sürdürdüklerini vurgularken, Çin de Suudi Arabistan ve İran'ın Pekin Anlaşmasını geliştirme yönünde attıkları adımları desteklemeye ve teşvik etmeye devam etmeye hazır olduğunu açıklamıştır.

İran Dışişleri Bakan Yardımcısı Mecid Taht Revançi Şarku'l Avsat'a verdiği demeçte İran ve Suudi Arabistan'ın büyüyen ve istikrarlı bir bölgede barış ve huzuru tesis etme niyetinde olduğunu, bunun da “mevcut tehditlerin üstesinden gelmeyi amaçlayan ikili ve bölgesel işbirliğinin sürdürülmesini ve geliştirilmesini” gerektirdiğini belirterek “İran-Suudi eylemlerinin kalkınma, barış, bölgesel ve uluslararası güvenlik çerçevesinde başarılı bir uluslararası ikili ve çok taraflı işbirliği modelini taçlandırdığını” ve iki tarafın tarihi bağlara dayanarak çeşitli siyasi, güvenlik, ekonomik, ticari ve konsolosluk alanlarında işbirliğini geliştirmeye devam ettiğini söyledi.