İştiyye: Filistinli gruplar önümüzdeki hafta Cezayir’e gidiyor

Filistin Merkez Konseyi toplantısı sonrası anlaşmazlıklar derinleşti

21 Şubat’ta Gazze’de bir grup Hamas savaşçısının mezuniyet töreni (Reuters)
21 Şubat’ta Gazze’de bir grup Hamas savaşçısının mezuniyet töreni (Reuters)
TT

İştiyye: Filistinli gruplar önümüzdeki hafta Cezayir’e gidiyor

21 Şubat’ta Gazze’de bir grup Hamas savaşçısının mezuniyet töreni (Reuters)
21 Şubat’ta Gazze’de bir grup Hamas savaşçısının mezuniyet töreni (Reuters)

Filistin Başbakanı Muhammed İştiyye, Filistinli grupların gelecek hafta itibariyle ‘iç uzlaşıyı sağlamayı amaçlayan önceki diyalogları tamamlamak için’ Cezayir’de toplanacağını açıkladı.
21 Şubat’ta Filistin hükümeti toplantısında konuşan İştiyye, “Bir dizi ulusal eylem grubu, Dışişleri Bakanlığı’nın cömert daveti üzerine ve Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun’un garantörlüğünde Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile yapılan anlaşmanın ardından Filistinli taraflar arasındaki diyaloğu tamamlamak üzere gelecek hafta kardeş Cezayir’e gidiyor. Çabaların ‘bölünme sayfasının kapanması, ulusal birliğin sağlanması ve işgali sona erdirme, başkenti Kudüs olan bağımsız bir Filistin Devleti kurma ve Filistinlilerin geri dönüş hakkını gerçekleştirme yolunda Filistin'in sağ ve soluna yönelik Filistin pozisyonunun sağlamlaşması’ ile sonuçlanmasını umarak, bu çabayı ve Cezayir girişimini selamlıyoruz” değerlendirmesinde bulundu. Filistin Başbakanı, Cezayir’in Filistin’i savunmada, siyasi, askeri ve finansal açıdan desteklemede aşılmaz bir baraj olduğunu da vurguladı.
Cezayir hükümeti, bölünmeyi sona erdirecek bir anlaşmaya varmak amacıyla geçen Ocak ayında Filistinli gruplarla ayrı diyaloglar gerçekleştirdi. Ayrıca yaklaşmakta olan Arap Birliği toplantısının ardından genel bir grup toplantısında bir bildiri sunmak için kabul edilebilir bir vizyona ulaşmaya çalışıyor.
Cezayir görüşmelerinde ‘bir uzlaşı anlaşmasının ileriye götürülebileceğine’ dair hiçbir belirti yoktu. Öyle ki Fetih Hareketi, her şeyden önce uluslararası meşruiyete bağlı bir ‘birlik hükümeti’ kurma fikrine bağlı. Hamas ise herhangi bir anlaşmaya varmadan önce Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) içerisinde de dahil, kapsamlı seçimlerde ısrarcı. Aynı şekilde Abbas’ın şu ana kadar önerdiği hükümet şeklini de kabul etmedi. Anlaşmazlıklar ayrıca, ‘hükümet ve seçimlerin yanı sıra’, Gazze’deki yönetimin rolünü ve yeniden yapılanma sürecini de içeriyor.
Fetih ile muhalefet arasındaki tartışma, bu ayın başında yapılan Merkez Konseyi toplantısının ardından derinleşti. Muhalif gruplar, hareketin kararlarının hegemonyayı ve bölünmeyi güçlendirdiğini söyledi. Hamas, Merkez Konseyi’nin toplantısının ardından Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın ‘benzersiz yaklaşımına’ karşı çıkmak için ‘İslami Cihat’ ve ‘Halk Cephesi’ ile uzlaşı sağladı. Cezayir’in mevcut açığı kapatmada başarılı olup olmayacağı bilinmiyor. Bir uzlaşı anlaşmasına varmak için geçen Haziran ayında Kahire’de yapılan son girişim, ‘FKÖ, hükümet, seçimler, programlar ve Gazze Şeridi’nin yeniden inşası’ olmak üzere her şey üzerinde anlaşmazlıklarla sonuçlandı.
Genel seçimlerle ilgili anlaşmazlık devam ederken yönetim, şu an Batı Şeria’da yerel seçimlerin ikinci aşamasını ‘Hamas’ın katılımı olmaksızın’ gerçekleştirmeye çalışıyor. Bu çerçevede İştiyye, “Gelecek ay, yerel seçimlere katılacak seçmen listelerinin tesliminin tamamlanması ve Seçim Kurulu’nun itirazların isimlerini yayınlamaya başlamasıyla birlikte, belediye meclislerinde vatandaşları temsil eden listeleri özgürce seçerek oy verme gününe doğru seçim süreci, önemli bir aşamaya girmiştir” dedi.
Başbakan, “demokratik düğünün demokratik yaşamı yenileyerek tamamlanabilmesi için’ bunun, Kudüs dahil ülkenin tüm vilayetlerinde yasama seçimlerinin yapılmasına yönelik olacağına dair umudunu dile getirdi.
Bir başka konuya ilişkin olarak ise İştiyye, Güney Afrika Anayasa Mahkemesi’nin anti-Siyonizm’in anti-Semitizm olarak kabul edilmediğine yönelik kararına övgüde bulundu. Muhammed İştiyye, kararı, ‘insan hakları ilkelerinin zaferi ve düşünce ve ifade özgürlüğünün korunması, Siyonist hareketin eleştirilmesi ve İsrail’in bir ‘apartheid’ devleti olarak eleştirilmesi’ çerçevesinde tarihi olarak nitelendirdi. Filistin Başbakanı, “Geriye kalan ülkeleri bu kararı bir referans ve yasal emsal olarak benimsemeye çağırıyoruz. İşgalcilerin rengi veya dini ne olursa olsun dünya işgale karşı durmaktadır” değerlendirmesinde bulundu.
İştiyye, “İsrail işgal hükümetinin, halkımıza karşı işlenen suçlar ve ihlaller konusunda Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Araştırma Komisyonu ile iş birliğini reddetmesi ve komisyon üyelerinin Filistin’e ulaşmasını engellemesi kınanmaktadır. Bu eylem, İsrail’in davranışının uluslararası hukuku, insan haklarını ve bağımsızlık ve ilerleme hakkını ihlal ettiğini kanıtlıyor. Dünyanın İsrail’i ırkçı ve yasa dışı bir devlet olarak görmesi gerekiyor” dedi.
Tutukluların işgal hapishane yönetimlerinin usul ve ihlallerine karşı verdikleri mücadelenin de yanında olduğunu söyleyen İştiyye, uluslararası kurumları da “Filistinli esirlerin sorunlarıyla ilgilenmeye, hastaları, çocukları ve kadınları hapishanelerden kurtarmak için çalışmaya” çağırdı.



Humus'taki Aleviler verilen güvencelere rağmen güvenlik operasyonları nedeniyle endişeli

Humus'un ez-Zehra mahallesinde tanklarla devriye gezen Suriye’deki yeni yönetime bağlı savaşçılar (AFP)
Humus'un ez-Zehra mahallesinde tanklarla devriye gezen Suriye’deki yeni yönetime bağlı savaşçılar (AFP)
TT

Humus'taki Aleviler verilen güvencelere rağmen güvenlik operasyonları nedeniyle endişeli

Humus'un ez-Zehra mahallesinde tanklarla devriye gezen Suriye’deki yeni yönetime bağlı savaşçılar (AFP)
Humus'un ez-Zehra mahallesinde tanklarla devriye gezen Suriye’deki yeni yönetime bağlı savaşçılar (AFP)

Suriye'nin üçüncü büyük kenti Humus'ta, devrik Devlet Başkanı Beşşar Esed'in mensubu olduğu Alevi toplumu, yeni yetkililerin ‘rejim kalıntılarını’ aramak için mahallelerinde günlerdir sürdürdüğü ve yüzlerce kişinin gözaltına alındığı güvenlik operasyonları nedeniyle endişeli.

Humus'un merkezindeki çarşı, kurşunlarla delik deşik edilmiş binaların arasında satıcılardan meyve ve sebze almaya gelen insanlarla dolup taşıyor. Ancak Alevilerin çoğunlukta olduğu mahallelerin girişlerinde, bu hafta sokağa çıkma yasağının kaldırılmasının ardından yeni kurulan kontrol noktalarında askeri üniformalı silahlı adamlar duruyor.

Humus'un Alevi bölgelerinin bazı sakinleri AFP'ye, genç erkeklerin hatta silahlarını teslim eden askerlerin bile gözaltına alındığını söyledi.

AFP'nin konuştuğu tüm kişiler güvenlik kaygıları nedeniyle isimlerinin açıklanmamasını istedi.

Şehirdeki iki kişi, kontrol noktasındaki silahlı adamların insanlara mezheplerini sorması üzerine bölge sakinlerinin şikâyeti sonrası bir kontrol noktasının kaldırıldığını belirtti.

Alevilerin çoğunlukta olduğu ez-Zehra mahallesinin bir sakini, “Şu ana kadar yaşadığımız ve hissettiğimiz şey korkunun gerçekliğiydi. İlk başlarda münferit vakalardı, ancak şimdi çok sayıda olduğu için böyle adlandırılamaz” ifadelerini kullandı.

Humus'ta bir kontrol noktasında nöbet tutan Suriye’deki yeni yönetime bağlı güvenlik güçleri (AFP)Humus'ta bir kontrol noktasında nöbet tutan Suriye’deki yeni yönetime bağlı güvenlik güçleri (AFP)

‘Büyük çoğunluk sivil’

Suriye'deki yeni yönetim 8 Aralık'ta iktidara geldiğinden beri azınlıklara güven vermeye çalışıyor. Ancak Aleviler, Esed ailesiyle olan uzun süreli ilişkileri nedeniyle kendilerine karşı bir tepki oluşmasından korkuyor. Yetkililer ise herhangi bir ihlal olduğunu reddetti.

Humus vilayetinden eski bir Halk Meclisi üyesi olan Şehade Meyhub, ez-Zehra mahallesi sakinleri tarafından bildirilen yüzlerce ihlal ve gözaltına alınmayı belgelediğini kaydetti.

AFP'ye, “Şu ana kadar elimde ez-Zehra mahallesinde gözaltına alınan 600 kişinin ismi var” diyen Meyhub, Humus kentinin tamamında ‘gözaltına alınanların sayısının bin 380’i aştığını’ ifade etti.

Meyhub, gözaltına alınanlar arasında ‘yerleşim merkezlerine müracaat etmiş emekli tuğgeneraller ve albaylar olduğunu, ancak en büyük oranın zorunlu hizmette bulunan siviller ve askerler olduğunu’ belirtti.

Esed'i deviren yeni yönetim Suriye'nin çeşitli kentlerinde uzlaşma merkezleri açarak, eski askerleri silahlarını teslim etmeye davet etti.

Meyhub, kentin es-Sebil mahallesinde bir grup subayın eşleri ve çocuklarının önünde dövüldüğünü söyledi.

Humus'taki yetkililerin vatandaşların şikâyetlerine yanıt verdiğini ve gözaltına alınanları kısa süre içinde serbest bırakma sözü verdiğini belirten Meyhub, ihlallerin arkasında Heyetu Tahriru’ş-Şam'a (HTŞ) bağlı bazı grupların olduğunu ifade etti.

Ez-Zehra mahallesindeki bir başka adam AFP'ye, eski bir asker olan oğlundan geçen hafta Hama kırsalındaki bir kontrol noktasında gözaltına alındığından beri haber alamadığını söyledi.

Suriye’deki yeni yönetime bağlı güvenlik güçlerinden biri Humus'taki kontrol noktasında motosikletli bir adamın kimliğini kontrol ediyor. (AFP)Suriye’deki yeni yönetime bağlı güvenlik güçlerinden biri Humus'taki kontrol noktasında motosikletli bir adamın kimliğini kontrol ediyor. (AFP)

‘Öfke’

Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR) Direktörü Rami Abdurrahman geçen hafta AFP'ye yaptığı açıklamada, Humus kenti ve kırsalında çoğunluğu Alevi olan en az bin 800 kişinin gözaltına alındığını bildirdi.

Esed'in devrilmesinden bu yana Alevilere yönelik şiddet Suriye genelinde artışa geçti. SOHR o tarihten bu yana çoğunluğu Humus ve Hama vilayetlerinde olmak üzere 150 Alevinin öldürüldüğünü kaydetti.

Çatışmaların başladığı 2011 yılında Humus, insanların gösteri yapmak için sokaklara döküldüğü ilk şehirlerden biri olduğu için ‘devrimin başkenti’ olarak adlandırılmıştı. Özellikle bu şehirdeki protestolar sert bir şekilde bastırıldı ve mezhepsel şiddet savaş sırasında zirveye ulaştı. Humus'ta Sünni Müslümanların çoğunlukta olmasının yanı sıra Alevi ve Hıristiyan azınlık da bulunuyor.

Son günlerde internette dolaşan videolarda silahlı kişilerin Humus'ta erkekleri topladığı ve onlara çömelmelerini emrettiği görüldü.

AFP bu videoların hepsini doğrulayamadı, ancak kendisini bazı tutuklularla konuşurken kayda alan 21 yaşındaki HTŞ üyesi Muhammed Ebu Ali ile konuştu.

Ebu Ali AFP'ye, “Videoda görünenler suçlular ve şebbihalar... Savaşın ilk yıllarında Humus'ta katliamlar yaptılar. Onları yakaladık ve ilgili makamlara teslim ettik” şeklinde konuştu.

Suriye’deki yeni yönetime bağlı güvenlik güçlerinden biri Humus'taki kontrol noktasında sürücülerin kimliklerini kontrol ediyor. (AFP)Suriye’deki yeni yönetime bağlı güvenlik güçlerinden biri Humus'taki kontrol noktasında sürücülerin kimliklerini kontrol ediyor. (AFP)

‘Savaştan yorulduk’

Humus'ta Ebu Yusuf kod adlı bir HTŞ yetkilisi, İçişleri Bakanlığı personelinin kentteki tarama operasyonları sırasında ‘üç silah zulası bulduğunu ve onlarca aranan ismi gözaltına aldığını’ söyledi.

Humus'taki Kamu Güvenliği Departmanı pazartesi günü, kentin mahallelerinde beş gün süren tarama operasyonunun sona erdiğini duyurdu. Ancak HTŞ yetkilisi tarama operasyonunun devam ettiğini ve bölgenin ‘rejim kalıntılarından tamamen temizlenmediğini’ söyledi. Yetkili, “Sünni, Alevi, Hıristiyan fark etmeksizin herkes için güvenlik ve emniyet istiyoruz” dedi.

Şehrin başka bir yerinde, 2012 yılında rejim ordusu tarafından ele geçirilen muhaliflerin kalesi Baba Amr mahallesinin yol kenarları yıkıntılarla dolu. Evlerin duvarlarında ve kapılarında kurşun izleri var.

On yıl önce Lübnan'a kaçan 46 yaşındaki Fayez el-Cemal, eşi ve yedi çocuğuyla birlikte evlerine döndüğünde evlerini yıkılmış, kapıları ve pencereleri olmayan bir halde bulmuş.

El-Cemal, yıkılan binalar arasında komşularının ve arkadaşlarının öldürüldüğü yerleri işaret ediyor ama intikam almak istemiyor. Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığı habere göre el-Cemal, “Savaştan ve aşağılanmaktan bıktık. Biz sadece herkesin kendi hayatını yaşayabilmesini istiyoruz. Biz mezhepçiliğe karşıyız” ifadelerini kullandı.