Yemen kamuoyunda barış umudu azalıyor

Hans Grundberg’in Birleşmiş Milletler Yemen Özel Temsilcisi olarak atanması uluslararası çevrelerde iyimserliğe yol açsa da Yemen kamuoyunda barışa dair umutlar azalıyor

BM ve ABD’nin Yemen temsilcileri geçen hafta Washington’da bir araya geldi (BM)
BM ve ABD’nin Yemen temsilcileri geçen hafta Washington’da bir araya geldi (BM)
TT

Yemen kamuoyunda barış umudu azalıyor

BM ve ABD’nin Yemen temsilcileri geçen hafta Washington’da bir araya geldi (BM)
BM ve ABD’nin Yemen temsilcileri geçen hafta Washington’da bir araya geldi (BM)

Martin Griffiths’in yerine Hans Grundberg’in Birleşmiş Milletler Yemen Özel Temsilcisi olarak atanması uluslararası çevrelerde iyimserliğe yol açsa da Yemen kamuoyunda barış yolunda ilerleme sağlanabileceğine dair umutlar azalıyor. Özellikle de Grundberg’in Yemenli taraflarla yürüttüğü keşif çabalarının ve henüz darbeci Husi liderlerle görüşmek üzere Sana’ya gidememesinin üzerinden yaklaşık 7 ay geçmesinin ardından bu iyimserlik, daha da azalmış durumda.
15 Şubat’taki son brifing de dahil olmak üzere BM Temsilcisinin Güvenlik Konseyi’nde (BMGK) art arda verdiği brifingler, ‘özellikle Husi tırmanışının devam etmesi, geçici terör operasyonlarının yoğunlaşması ve ‘darbecilerin tanınması kararı’ da dahil milislerin şartları’ konularındaki çabalarının belki de eski temsilcilerin çabalarından farklı olmayacağının kanıtlarını içeriyor.
BM Yemen Temsilcisi Grundberg’in bu günlerde bölgede hem meşru Yemen hükümetinin liderleriyle hem de bölgesel aktörlerle yeni bir ikili istişare turuna başlaması beklenirken, milislerin temsilcinin Sana’ya ulaşmasına izin verip vermeme olasılığı henüz netleşmedi. Bu arzu gerçekleşse bile Yemenli gözlemciler, grubun önceki BM Temsilcisi Griffiths’e teklif ettiği aynı inatçı şartlardan geri dönmeyeceğini iddia ediyor.
Grundberg’in brifinglerine yansıyan umutsuzluk tonuyla Yemen hükümeti, uluslararası açıdan kabul görmüş ilkelere göre barışa uzanan hiçbir çözüme karşı olmadığını defalarca dile getirdi.
Aynı şekilde BM’nin İsveç uyruklu Yemen Temsilcisi son brifinginin ardından ABD’nin yaklaşımını öğrenme amacıyla, ABD’de bulunma fırsatını da kaçırmadı. Yemenli politikacılar ise ‘meşru hükümet ve hatta onu destekleyen koalisyon tarafından önerilen yeni barış müzakereleri başlatma yolunda’ mevcut durumun kısır bir döngü içerisinde dönmeye devam edeceğini bekliyor.
BM Temsilcisi, görevini yürütürken karşı karşıya kaldığı gerçek ikilemin, Husi uzlaşmazlığından ve savaşı sonlandırmadaki ciddiyetsizliklerinden kaynaklandığını belirtti. Grundberg, verdiği son brifingde de “Riyad ve Maskat’ta yaptığım son toplantılarda, çatışmanın taraflarını gerginliği azaltma görüşmelerine katılmaya çağırdım ve bu konuda ilerlemek için seçenekler sundum. Ancak henüz ne benim çağrılarıma ne de bu meclisin kendini tutma ve sükunet çağrılarına cevap verildi” dedi.
Sorunun kökeninden uzak bir şekilde Grundberg, “Geçtiğimiz yıllarda gördüğümüz gibi tarafların tavırları, birbirleriyle tutarsızdı. Zira sıralama ve güvencelerle ilgili olarak her bir tarafın belirttiği gereklilikler, diğer taraf açısından kabul edilemezdi. Ancak ne olursa olsun bu konudaki çabalarım devam edecek ve her fırsatta savaşan taraflarla aktif şekilde temas halinde kalacağım” dedi.
Özellikle de yıllar içerisinde BM temsilcilerin çabaları karşısında milislerin uzlaşmazlığına tanık olunmasının ardından Grundberg’in bahsettiği bu mevcut fırsatlar, çoğu Yemenli tarafından bir rüya olarak görülmeye başlandı.
Bu çerçevede Şarku’l Avsat’a konuşan Yemenli araştırmacı ve akademisyen Faris el-Beel, (başlayacağını belirttiği) BM Temsilcisinin turunun, Yemen krizine bir etkisi olmayacağını veya yeni bir yön oluşturmayacağını söyledi. Araştırmacı, “Çünkü şu ana kadar hala yeni ya da etkili görünmeyen genel çerçeveler üzerinde çalışıyor. Bu tür genel çizgiler daha önce başarısız oldu. Önceden Griffiths, ortak bildiri hazırlamaya çalışmış ve başarılı olamamıştı” dedi.
Beel, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “BM ve temsilcileri, hala aynı monotonlukla ve Yemen sorununa ilişkin aynı küçük ve yanlış algıyla çalışıyor. Bu zayıf denklem, onların ‘Yemen’deki çatışmanın bir iktidar mücadelesi olduğu ve çözümün iktidarı taraflar arasında bölüştürmek olduğu’ şeklindeki hareketlerinden ve düşüncelerinden pek uzaklaşmış değil. BM’nin gündemleri, çatışmanın boyutları ve kökenlerinin farkında olmaksızın veya bu gerçeklerin açık bir şekilde göz ardı edilmesiyle ilerliyor” değerlendirmesinde bulundu.
Faris el-Beel, “Tüm bunlardan önemli olan, BM’nin bu eksik zemindeki eylemlerinin Yemen’e bir çözüm veya gerçek bir barış getirmeyeceğini anlamış olmasıdır. Ama kendilerini eğlendirmekte, gündemlerini ve dolaplarını harekete geçirmekte ve dünyaya çalıştığı hissi vermektedirler” dedi.
Araştırmacı, “Ulusal bir taraf olmadıkları ve siyasete ya da yasalarına inanmadıkları için Husi milislerle barışın mümkün olmadığı gerçeğine karşı böyle bir hoşgörü ve körlük var. Onlar, İran’ın stratejik projesine hizmet etmek için Yemen’e ve bölgeye yuvarladığı bir barut fıçısından başka bir şey değildir” şeklinde konuştu.
Yemenli akademisyen ayrıca, “BM, bu barutla nasıl barış yapacak? Yemenlileri Husilerin ‘eşitliğe ve seçimlere’ inandığına ve silahlarını bırakması gerektiğine ikna olduğuna nasıl ikna edecek?” dedi.
Yemen’deki çatışmanın doğasına ilişkin bu açıklamadan sonra Beel, “Soruna çözüm bulmak, sadece sorunun kökeninin ve sebeplerinin İran’dan kaynaklandığını anlamakla mümkün olacak” diyerek, bu durumun ise daha uzun yıllar süren savaş ve yıkım olduğu anlamına geldiğini vurguladı.
Aynı şekilde Dr. Faris el-Beel, Temsilcinin Sana’ya gelmesi durumunda hiçbir şeyin değişeceğine inanmazken, “Şu ana kadar çözüm için gerekli araçlara, algılara ve garantilere sahip olmamasıyla birlikte Husi heyetiyle Maskat’ta birkaç kez görüştü. Sanki hala görüşleri dinleme aşamasındaymış gibi. BM temsilcileri, görev süreleri dolana kadar yıllarını tarafları dinleyerek geçiriyor” dedi.
Beel ayrıca, meşru hükümetin görevinin ‘halkına karşı barış ve güvenliğin sağlanması ve beklemeden mevcut tüm yollarla devletin Yemenlilere geri verilmesi’ olduğunu vurguladı.
Dr. Faris el-Beel ayrıca, “BM ve uluslararası arabuluculuk yoluyla gelmediği sürece, kanunen yetkili kuvvet, karar verme aracıdır. Zira meşru otorite çaba sarf etmeden mucize bekleyemez. Bu anayasaya, hukuka ve halkın haklarına ihanettir” dedi.



İklim değişikliği Yemen’deki insani durumu kötüleştiriyor

Yemen’i vuran seller, yerinden edilenlerin evlerini ve çadırlarını sular altında bıraktı (Reuters)
Yemen’i vuran seller, yerinden edilenlerin evlerini ve çadırlarını sular altında bıraktı (Reuters)
TT

İklim değişikliği Yemen’deki insani durumu kötüleştiriyor

Yemen’i vuran seller, yerinden edilenlerin evlerini ve çadırlarını sular altında bıraktı (Reuters)
Yemen’i vuran seller, yerinden edilenlerin evlerini ve çadırlarını sular altında bıraktı (Reuters)

Yemen’de son aylarda meydana gelen seller ve yayılan ateşli hastalık salgınları sonucunda halkın büyük sıkıntı çektiğini bir dönemde, ülkedeki iklim değişikliği sebebiyle insani şartlar ve yaşam koşullarında dalgalanma tehlikesine karşı uluslararası uyarılar yapıldı.

Birleşmiş Milletler (BM) birkaç gün önce, genellikle Ağustos ayının sonuna kadar süren yılın son yağışlı mevsiminin gelmesiyle birlikte, bu ay bazı Yemen vilayetlerinde sel yaşanabileceğini belirterek bir kez daha uyarıda bulundu.

BM Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) Zamar, İbb, ed-Dali, Lahic ve Taiz vilayetlerini, şiddetli yağış olasılığı nedeniyle sellere tanık olması beklenen bölgeler olarak belirledi. Bu sellerden etkilenecek insan sayısının bin 500 olduğunu tahmin ederken, dikkat ve tedbir çağrısında bulundu.

csdds
Yemen kırsalında seller binalara ve tarım arazilerine zarar verdi (AFP)

Yemen’de yardım alanında çalışan uluslararası kuruluşların yer aldığı grup, Mart ayının başından 24 Haziran’a kadar Yemen’i vuran şiddetli yağış ve sellerden etkilenenlerin sayısının 300 bini aştığını belirtti. Son verilere göre, 9 ilde 100’den fazla ilçede 308 bin kişi olmak üzere 44 binden fazla aile etkilendi.

Hudeyde, selden en çok etkilenen vilayetler sıralamasında ilk sırada yer aldı zira bölgede 27 bin 700 aile selden etkilendi. Aden, 12 bin 300 aile ile etkilenen aile sayısında ikinci sırada yer aldı. Ardından İbb valiliği bin 600 aile ile üçüncü sırada yer alırken, Sana’da bin 500 aile ve Saada’da bin 200 aile etkilendi.

Yardım grubuna göre, bu sellerden etkilenenlere yönelik insani müdahale açısından yüzde 60 ila 96 arasında değişen önemli uçurumlar öne çıkıyor. Selden etkilenenlerin insani ihtiyaçları, gıda dışı ihtiyaçları ve acil barınma ihtiyaçlarından ortalama olarak yüzde 72’si karşılandı.

Topografik çeşitlilik

Hudeyde Ünversitesi’nden Ekolog Prof. Dr. Abdulkadir el-Haraz Şarku’l Avsat’a verdiği röportajda, Yemen’in küresel iklim değişikliğine katkıda bulunan ağır sanayiye sahip ülkelerden biri olmamasına rağmen, dünyadaki iklim değişikliklerinden izole kalmayarak küresel iklim değişikliklerinden en çok etkilenen ülkelerden biri olduğunu belirtti.

Haraz Yemen’in topografik çeşitlilik ile öne çıktığını bu durumunun, son yıllarda iklim değişikliğinden etkilenen çeşitli yağış miktarları gibi çeşitli iklim olaylarına yol açtığını belirtti. Bu nedenle de bilinmeyen miktarlarda yağan ve fırtınaya dönüşen yağışların, bilinen mevsimlerin dışında mevsimlerde meydana geldiğini ve buna rağmen bölgelerin büyük çoğunluğunun kuraklık ve çölleşmeden muzdarip olduğunu vurguladı.

Haraz, iklim değişikliğinin olumlu yönlerinden faydalanma çağrısında bulundu zira şu anda sadece olumsuzluklara ve zararlara bakıldığını ancak örneğin şiddetli yağışlardan, ülkenin su rezervlerinin artması, kuraklık ve çölleşme ile mücadele için deniz suyunun sızması engellenerek yararlanılabileceğini belirtti. Ayrıca çiftçilerin, kayıplardan ve çabalarını boşa harcamaktan kaçınmak için değişen yağış mevsimlerinden yararlanmaları ve bunlara uyum sağlamaları için de eğitim verilebileceğini sözlerine ekledi.

Haraz, iklim tahribatıyla mücadele projelerinin yanı sıra kalkınma projeleri oluşturmak için, iklim değişikliği ile mücadele projelerine yönelik destek programlarının, nüfusu korumak ve kayıplarını telafi etmelerine yardımcı olmak ve onları iklim değişiklikleri ve bunlarla nasıl başa çıkılacağı konusunda eğitmek gibi adımları içermesi gerektiğini belirtti. Çevre uzmanı, iklim değişikliğinin durdurulamayacağını ancak zararlarının azaltılabileceğini ve bazı yönlerinden yararlanılabileceğini vurguladı.

Bir nimetten lanete

Yemenliler, her türlü tahıl dahil olmak üzere birçok mevsimlik mahsulü yetiştirmek için yağmur suları konusunda iyimserken, ziraat mühendisi Samir Abdulcabbar, özellikle son yıllarda ve önümüzdeki yıllarda yağan yağmur miktarını ve sağanak yağışları emmek için yeterli altyapının olmaması göz önüne alındığında, son yıllardaki yağmurların Yemenliler için bir lanete dönüştüğüne inanıyor.

xsdc
Hudeyde’de yerinden edilmiş kampında yemeklerini yiyen çocuklar (Reuters)

Abdulcabbar, Şarku’l Avsat’a verdiği röportajda, bu yağmurların çiftçilerin tarım arazilerinin çoğunu, hatta tarım arazilerinin dışında ağaçların ve yabani otların büyüdüğü toprakların çoğunu yerle bir etmesine yol açacağını, bunun da beklendiği gibi şiddetli bir iklim değişikliğini tehdit ederek kuraklığa ve sıcaklıkta artışa yol açacağını belirtti.

Bitki örtüsü yağışa önemli ölçüde katkıda bulunduğundan bunu mutlaka gelecekte yağmur kıtlığının ve kuraklığın izleyeceğini söyledi. Bununla birlikte yağmurlar bu bitki örtüsünü ve üzerinde yetiştiği toprağı alıp silip süpürmeye devam ederse, bu durumun diğer faktörlerle birlikte, yağış miktarının önemli ölçüde azalmasına katkıda bulunacağını belirtti.

İklim değişikliği ve nüfusun sağlığı

Öte yandan tıp camiası, iklim değişikliğini ve onun feci etkilerini, özellikle alçak bölgelerde olmak üzere Yemenlilerin sağlığı üzerinde tehlikeli salgınlara neden olduğunu belirtti.

Geçen ayın başlarında, Marib’teki sağlık yetkilileri kamplarda yerinden edilmiş kişiler arasında binden fazla enfeksiyon olduğunu duyurdu. Hadramut’taki yetkililer ise Haziran ortasında, ülkenin doğusunda bulunan şehirde Yemen’in en az nüfuslu vilayetlerinden biri olmasına rağmen, Vadi Seiyun bölgelerindeki yağışların sivrisineklerin üremesine yol açması nedeniyle enfeksiyon sayısının bin 600’den fazla vakaya ulaştığı açıklandı.

Taiz sağlık yetkilerine göre, kalabalık ve yoğunluk açısından ikinci olan Taiz’de, bu yılın başından Mayıs başına kadar dang humması, sıtma ve chikungunya da dahil olmak üzere 9 binden fazla çeşitli ateş vakası kaydedildi.

scasc
Yemen’in en çok ateşli hastalık vakaları görünen şehri olan Taiz’de sivrisinek kontrol ekibi (Reuters)

Yemen tıp çevreleri, Yemen’e tıbbi yardım sağlayan uluslararası kuruluşların, genellikle çok sayıda ölüme neden olmasına rağmen, yağışlı mevsimlerde yayılan ateşli hastalıklara yeterince önem vermediği bir dönemde, ülkedeki sağlık sektörünün yağmurlu mevsimlerdeki vakalarla başa çıkamadığına yönelik şikayetlerde bulunuyor.

Çevre uzmanı Abdulkadir el-Haraz’a dönersek, şiddetli yağışlar, seller ve çevre kirliliği, ateşli hastalıklar dahil tehlikeli hastalıkların yayılmasının en önemli sebepleri arasında yer alıyor. Yağışlı dönemlerde ortaya çıkan bataklıklar hastalık taşıyan sivrisinekler için en önemli üreme merkezleri arasında yer alıyor. Ayrıca sel suları ile çöplerin yerleşim yerlerine doğru sürüklenmesi ve nemin artması, bakteri ve virüslerin çoğalmasına neden olarak, şiddetli yağışların tekrarlaması hastalıkların yayılmasının uzun süre devam etmesine neden oluyor.

Bunun yanı sıra birçok kanalizasyon istasyonunun akarsu ve vadilerde yer alması, atık su içeriğinin bataklıklara ve tarım arazilerine taşınmasına yol açıyor.

Yemen’de havanın özelliklerini ve bileşenlerini değiştiren elektrik santralleri ve petrol sahalarının yola açtığı hava kirliliği, solunum sistemi ve ciltte alerjik hastalıklara ve hatta bazı kanser türlerine de neden oluyor.