"10 kentilyon dolarlık" göktaşından üzücü haber

Göktaşının  oluşumunu tamamlayamamış bir gezegenin çekirdeğinden kopmuş olabileceği düşünülüyor (NASA)
Göktaşının oluşumunu tamamlayamamış bir gezegenin çekirdeğinden kopmuş olabileceği düşünülüyor (NASA)
TT

"10 kentilyon dolarlık" göktaşından üzücü haber

Göktaşının  oluşumunu tamamlayamamış bir gezegenin çekirdeğinden kopmuş olabileceği düşünülüyor (NASA)
Göktaşının oluşumunu tamamlayamamış bir gezegenin çekirdeğinden kopmuş olabileceği düşünülüyor (NASA)

NASA'nın 2026'da bir uzay aracıyla ziyaret etmeyi planladığı 16 Psyche adlı asteroide yönelik yeni araştırma bazı beklentileri suya düşürebilir.
Zira yeni veriler göktaşındaki metal yoğunluğunun düşünüldüğünden daha az olduğunu ortaya koydu.
Uzmanlar, Mars ve Jüpiter arasındaki asteroit kuşağında yer alan yaklaşık 200 kilometre genişliğindeki göktaşının M tipi asteroitlerin en büyüğü olduğunu söylüyor.
Bunlar silikat kayaçların meydana getirdiği diğer asteroitlerin aksine, demir ve nikel gibi değerli madenlerden oluşuyor. Bu nedenle Psyche’nin tam 10 kentilyon dolar değerinde olduğu öne sürülmüştü.
Ancak yeni araştırma asteoritteki demir yoğunluğunun düşünüldüğü kadar fazla olmadığını ve bu nedenle değerinin de daha az olabileceğini ortaya koydu.
ABD’deki Purdue ve Brown üniversitelerinden araştırmacılar, Psyche'nin komşu cisimlere uyguladığı kütle çekim kuvvetine odaklandı ve bilgisayar simülasyonlarına başvurdu.
Hakemli bilimsel dergi Geophysical Research Letters’te yayımlanan bulgular, asteroidin aslında dev bir demir topu olmadığını gösterdi. 
Araştırma ekibi, göktaşının içinde demir yoğunluğunu azaltan gizli bir kaya katmanı olduğuna inanıyor.

Demir püskürten volkanlar
Öte yandan, Dünya’dan yapılan gözlemler, tam tersi bir tabloya işaret etmişti. Zira Psyche’nin yansıttığı ışıktan hareketle yüzeyin metalden oluştuğunu söylemek mümkün görünüyordu.
Araştırmada bu çelişkiye de bir yanıt getirildi. Buna göre Psyche'de ferrovolkanizma, yani demir püskürten yanardağlar var.
Yeni bulgular doğrultusunda, göktaşının demir bir çekirdeğe ve kayalık bir mantoya sahip olduğu ve çekirdekten gelen lav akışının manto üzerinde demirden bir kaplama oluşturduğu tahmin ediliyor.
Önceki araştırmalar da Psyche gibi göktaşlarında ferrovolkanizmanın mümkün olduğunu ortaya koymuştu.
Bu arada göktaşında kaya katmanının olabileceğini savunan bazı uzmanlar, daha önce de Psyche’nin düşünüldüğü kadar değerli olmadığını dile getirmişti.
Örneğin, göktaşlarının değerinin hesaplandığı internet sitesi Asterank'te Psyche’nin değeri yaklaşık 27 milyar dolar olarak belirlenmişti. Bu rakam 10 kentilyondan çok daha az ama göktaşının yine de epey değerli olduğu anlamına geliyor.
Gökbilimciler, Psyche’nin kesin değerinin belirlenebilmesi için gidip yerinde inceleme yapmak gerektiğini vurguluyor. Bu da NASA’nın yeni göreviyle mümkün olabilir.
NASA, bu yıl içinde Psyche’ye bir uzay aracı göndermeyi hedefliyor. Söz konusu araç 4 yıllık bir yolculuğun ardından asteroit kuşağına varacak.
Bu sayede bilgisayar simülasyonlarından elde edilen verilerin ilk elden doğrulanması mümkün olacak.
Araştırmanın yazarlarından Fiona Nichols-Fleming, "Görev heyecan verici çünkü Psyche çok tuhaf ve gizemli bir nesne" dedi:
"Yani NASA görevinde keşfedilen her şey Güneş Sistemi için gerçekten önemli ve yeni veriler sağlayacak."
Değerli madenler açısından zengin göktaşları, gelecekte asteroit madenciliği yapılması için uygun hedefler.
Uzay madenciliği bilim camiasında ilgi görüyor çünkü uzmanlar, bu uğraşın Ay veya Mars tabanlı bir koloni için gerekli madenleri uygun maliyetle sağlayabileceğine inanıyor.
Kozmik madenler kullanılabilirse, diğer gezegenlerde kurulacak üsler için gerekli yapı malzemelerinin Dünya'dan gönderilmesi gerekmeyecek.
Independent Türkçe, Brown Üniversitesi, Jerusalem Post



Bilim doğruladı: Kalbin kırılması insanları gerçekten öldürebilir

Yakınını kaybedip yasını sürekli yüksek seviyelerde yaşayanların ölme olasılığı, düşük düzeylerde yas tutanlara göre yüzde 88 daha fazla (Unsplash)
Yakınını kaybedip yasını sürekli yüksek seviyelerde yaşayanların ölme olasılığı, düşük düzeylerde yas tutanlara göre yüzde 88 daha fazla (Unsplash)
TT

Bilim doğruladı: Kalbin kırılması insanları gerçekten öldürebilir

Yakınını kaybedip yasını sürekli yüksek seviyelerde yaşayanların ölme olasılığı, düşük düzeylerde yas tutanlara göre yüzde 88 daha fazla (Unsplash)
Yakınını kaybedip yasını sürekli yüksek seviyelerde yaşayanların ölme olasılığı, düşük düzeylerde yas tutanlara göre yüzde 88 daha fazla (Unsplash)

Harriette Boucher 

Yeni bir araştırma, yakınını kaybedip yoğun ve uzun süreli yas semptomlarından muzdarip olan kişilerin, sevdiklerinin ölümünden sonraki 10 yıl içinde ölme ihtimalinin, neredeyse iki kata ulaştığını ortaya koydu.

Danimarka'daki araştırmacılar, yakınını kaybedip sürekli yüksek düzeylerde yas tutanların, yasını daha düşük seviyelerde yaşayanlarla kıyasla, sağlık hizmetlerini daha fazla kullandığını ve ölme olasılığının yüzde 88 daha fazla olduğunu buldu.

Araştırmacılar, sevdiklerini kaybedenlerin yaşadığı 5 yas güzergahını tanımladı ve en ciddi şekilde etkilenenlerin daha erken ölme olasılığının daha yüksek olduğunu tespit etti.

Araştırma makalesinin yazarlarından Dr. Mette Kjærgaard Nielsen şu ifadeleri kullandı:

Yüksek yas semptomu seviyeleriyle; kalp damar hastalıkları, akıl sağlığı sorunları ve hatta intiharda görülen daha yüksek oranlar arasında bir bağlantı olduğunu daha önce bulmuştuk. Ancak ölümle ilişkisi daha fazla araştırılmalı.

Bilim insanı, "yüksek" bir yas güzergahına dair risk altında olan kişilerin erken fark edilebileceğini de söyledi:

Bir pratisyen hekim akıl sağlığına dair diğer ciddi rahatsızlıklar ve depresyonun eski belirtilerini arayabilir. Daha sonra bu hastalara kendileri özel takip sunabilir veya onları psikologların özel muayenehanelerine ya da ikinci basamak sağlık kuruluşlarına yönlendirebilirler.

Dr. Nielsen, "Pratisyen hekimler ayrıca yakınını kaybedenlerin ruh sağlığına odaklanılacak bir takip randevusu da önerebilir" dedi.

Bilim insanları, 2012'den bu yana yakınlarını kaybetmiş, yaş ortalaması 62 olan 1735 adet kadın ve erkeği 10 yıl boyunca Danimarka'da izledi. Bu süre zarfında bu kişilere, semptomlarını ve deneyimlerini değerlendiren bir dizi anket gönderildi ve araştırmacılar bunlarla katılımcıların sürekli olarak hangi düzeyde keder yaşadığını belirledi.

Grubun yüzde 66'sı yakın zamanda partnerini, yüzde 27'si bir ebeveynini ve yüzde 7'si de çok sevdiği bir başka kişiyi kaybetmişti.

Sürekli olarak yüksek düzeylerde yas belirtileri yaşayan yüzde 6'lık kesimin 10 yıl içinde ölme olasılığı, sürekli olarak düşük yas belirtileri gösterdiğini bildiren yüzde 38'e kıyasla yüzde 88 daha yüksekti.

Yüksek güzergahta olanların, yakınlarını kaybetmesinin üzerinden üç yıl geçtikten sonra sağlık hizmeti alma olasılıkları da daha yüksek çıktı.

Bu grubun konuşma terapisi veya diğer akıl sağlığı hizmetlerini alma ihtimalleri yüzde 186, antidepresan reçetesi yazılma olasılıkları yüzde 463, yatıştırıcı ya da kaygı giderici ilaç reçetesi alma ihtimalleri de yüzde 160 daha fazla.

 Independent Türkçe,independent.co.uk/news