ABD’den ‘İran Devrim Muhafızları’nın yönettiği Husi finansman ağına’ yaptırım

ABD’den ‘İran Devrim Muhafızları’nın yönettiği Husi finansman ağına’ yaptırım
TT

ABD’den ‘İran Devrim Muhafızları’nın yönettiği Husi finansman ağına’ yaptırım

ABD’den ‘İran Devrim Muhafızları’nın yönettiği Husi finansman ağına’ yaptırım

ABD, Husi örgütünün Yemen ve komşu ülkelerde (Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri) ‘agresif saldırıları’ artırmasına katkı sunan ve İran Devrim Muhafızları Kudüs Gücü tarafından yönetilen uluslararası finansman ağına yaptırım uyguladı. Yaptırım kapsamına 3 kişi ve deniz taşımacılığı şirketlerinin de aralarında bulunduğu 8 yapı ve şirket alındı.
ABD Hazine Bakanlığı dün yaptığı açıklamada, 13224 sayılı Yürütme Emri uyarınca Yabancı Varlıklar Kontrol Ofisi üzerinden cezalandırılan ve yaptırım listesine alınan finansman ağının, Husilerin Yemen hükümetine karşı yürüttüğü savaşı ve komşu ülkelerdeki sivilleri ve sivil altyapıyı tehdit eden artan agresif saldırıların finanse edilmesine katkıda bulunduğunu belirtti.
Hazine Bakanlığı Devrim Muhafızları’nı bu ağı yönetmek ve Husilerin saldırılarını desteklemek için arabuluculardan oluşan sofistike bir uluslararası ağ üzerinden milyonlarca doları Yemen’e transfer eden bir finansman ağı inşa etme hususunda Husilerin finansörü Said el-Cemal ilişki kurmakla suçladı.
Bakanlık, uluslararası toplumun sürekli barış çağrılarına rağmen Husilerin Yemen içindeki yıkıcı kampanyalarına devam ettiği ve komşu ülkelerde (Suudi Arabistan ile Birleşik Arap Emirlikleri) sivil altyapıyı vuran ve sivil can kayıplarına yol açan balistik füzeler ve insansız hava araçları (İHA) defalarca gönderdiğini kaydetti.
Bakanlık açıklamada, bu yeni tedbirlerin “iki Körfez ortağın yakın işbirliği ve koordinasyonuyla alındığını” vurguladı.
ABD Hazine Bakanlığı Terörizm ve Mali İstihbarat Müsteşarı Brian Nelson, “Bu yıkıcı çatışmaya son verilmesi çağrılarına rağmen Husi liderleri Yemen’in komşularına füzeler ve havadan İHA’lar ile saldırılar düzenlemeye devam ediyor. Milyonlarca Yemenli sivil hala yerinden edilmiş ve açken bu saldırılar masum sivillerin ölümüne yol açıyor” dedi.
ABD’nin, özel emelleri için bu savaşın süresini uzatmaya çalışanlara karşı kararlı bir şekilde çalışmak amacıyla bölgesel müttefikleriyle çalışmayı sürdürdüğünü söyleyen Nelson, Husi liderlere şiddet kampanyalarını durdurma ve çatışmayı sonlandırmak için iyi niyetle müzakere etme çağrısında bulundu.
ABD Hazine Bakanlığı, Yabancı Varlıklar Kontrol Ofisi’nin Husileri finanse etmek amacıyla petrol gibi emtia satarak gelir elde eden Said el-Cemal ve yönettiği ağın üyelerini 10 Haziran 2021’de yaptırım listesine aldığını hatırlatarak, Cemal’in aynı zamanda Ortadoğu, Afrika ve Asya’nın dört bir yanına yakıt, petrol ürünleri ve diğer emtiaları kaçıran paravan gemi şirketlerinden oluşan bir ağı yönettiğine dikkat çekti. Bakanlık, Cemal’in bu eylemlerine Türkiye’de ikamet eden Abdi Nasır Ali Mahmud’un yardımcı olduğunu ve Mahmud’un iş ağının Cemal’in faaliyetleri için kılıf görevi gördüğünü kaydetti.

3 kişi yaptırım listesine alındı
Bakanlığın yayınladığı yaptırım listesine alınan 3 kişiden biri Yemen asıllı Yunanistan vatandaşı Abduh Abdullah Dail Ahmed oldu. Ahmed Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Yemen’de bulunan ticari şirketi üzerinden milyonlarca dolar (yaklaşık 10 milyon dolar) transfer etmekle suçlanıyor. Ahmed’in Yemen’deki kontağı konumunda olan Muaz Abdullah Dail de yaptırım listesine alınan ikinci isim. Bakanlık, her ikisinin de Cemal’in uluslararası finansman ağı kapsamında yer aldığını ifade etti.
Listeye alınan üçüncü kişi Hindistan vatandaşı Chiranjeev Singh oldu. Singh’in Husilerin tedarikine katkıda bulunan ve savaşta onlara yardım eden bir nakliye şirketinde çalıştığı bildirildi. Bu üç isme ilave olarak 72 yaşındaki Stavridis Konstantinos da listeye alındı. Bakanlığın açıklamasına göre Konstantinos’un, Cemal’in yönettiği ağın kapsamında bulunan ticari şirketin yönetimiyle bağlantısı bulunuyor.
Yaptırım listesine alınan yeni şirketlerin isimleri ve merkezleri şu şekilde;
- Merkezi BAE’nin Dubai kentinde bulunan Al Foulk Ticaret Şirketi
- Sana merkezli Al-Hadha Döviz Şirketi ile Uluslararası Ekspres Döviz ve Havale Şirketi
- Hindistan ve Birleşik Arap Emirlikleri merkezli Aurum Ship Deniz Taşımacılığı Şirketi
- Merkezi BAE’nin El-Fuceyra kentinde bulunan Fani Oil Petrol Şirketi
- Türkiye merkezli Garanti İhracat İthalat Kuyumculuk Dış Ticaret Limited Şirketi ile JJO General Trading Gıda Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi
-  Merkezi BAE’nin Şarika kentinde bulunan Peridot Ticaret ve Taşımacılık Şirketi



Mücteba Hamaney gerçekten babasının yerine mi hazırlanıyor?

Helikopterin düşüşünün kaza olmadığını düşünenlerin aklındaki olası faillerden biri de Mücteba Hamaney (AP/Arşiv)
Helikopterin düşüşünün kaza olmadığını düşünenlerin aklındaki olası faillerden biri de Mücteba Hamaney (AP/Arşiv)
TT

Mücteba Hamaney gerçekten babasının yerine mi hazırlanıyor?

Helikopterin düşüşünün kaza olmadığını düşünenlerin aklındaki olası faillerden biri de Mücteba Hamaney (AP/Arşiv)
Helikopterin düşüşünün kaza olmadığını düşünenlerin aklındaki olası faillerden biri de Mücteba Hamaney (AP/Arşiv)

İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'nin ölümüyle birlikte ülkenin yönetimine dair sorular ortaya atılırken en çok zikredilen isimlerden biri de Yüce Lider'in oğlu Mücteba Hamaney oldu. 

Hiçbir resmi rolü bulunmasa da ülkenin en etkili figürlerinden biri gibi görülen Hamaney, pek çok İranlı için gizemini koruyor. Zira kendisi ne kamuoyunda sıklıkla görülüyor ne de konuşma yapıyor. 

ABD'nin Wall Street Journal (WSJ) gazetesi, 85 yaşındaki Ayetullah Ali Hamaney'in 54 yaşındaki oğlunu mercek altına aldı.

Mücteba Hamaney'in, kendi kişisel gücü olmadığı ve itaatkar bir tavır gösterdiği söylenen Reisi'nin döneminde istihbarat ve güvenlik yapılarındaki nüfuzunu artırdığını bildirdi. 

İran Yüce Liderliği için Reisi'nin hazırlandığının düşünüldüğü ancak helikopterin düşmesiyle birlikte bu konudaki soru işaretlerinin arttığı aktarıldı. 

WSJ'nin konuştuğu uzmanlara göre Mücteba Hamaney'in, babasının yerine geçme ihtimali düşük ve spot ışıklarının altından kaçınarak daha da güç kazanması bekleniyor.

Alman Uluslararası Politika ve Güvenlik Politikaları Enstitüsü'nde çalışan İran uzmanı Hamidreza Azizi şöyle düşünüyor:

Son 20 yıldır işler, Mücteba ve etrafındaki şebekenin kontrolünde. Şimdi Hamaney için asıl mesele, Reisi'yle aynı özelliklere sahip birini bulmak. Böylece Mücteba toplumun gözünün önünde olmadan gücünü koruyup artırabilir.

Mücteba Hamaney'in haziran sonunda düzenlenmesi planlanan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de önemli bir rol oynaması bekleniyor. 

İran'ın geçici cumhurbaşkanı Muhammed Muhbir'in de Mücteba Hamaney'e sadık bir isim olduğuna işaret ediliyor. 68 yaşındaki Muhbir seçimlere kadar tüm meselelerde belirleyici olacak üç kişilik bir konseyin parçası.

Yüce Lider'e bağlı, milyar dolarlık yatırım fonu Setad'ın başkanlığını neredeyse 15 yıl boyunca yürüttü. 

Haberde 1969'da Meşhad'da doğan Mücteba Hamaney'in geçmişine de değinildi. Yüce Lider'in sitesine göre, Şah Rıza Pehlevi döneminde evlerine düzenlenen baskınlardan birinde babasının dövüldüğünü gördü. 

1979'de devrimden sonra Tahran'a taşınan ailenin babası hızla yükselirken oğlu da 1980-1988'de Irak'la yürütülen savaşta cepheye gitti. 

Daha sonra Devrim Muhafızları'nda önemli görevlere gelecek kişilerle burada tanışan Mücteba'nın nüfuzu özellikle 2000'lerin ortalarında geniş çaplı olarak konuşulmaya başladı. 

Değişimciler, 2005 ve 2009'da Mahmud Ahmedinecad'ın kendilerine karşı kazandığı zaferlerin Mücteba Hamaney tarafından ayarlandığını öne sürdü.

ABD, 2019'da Devrim Muhafızları ve Besic milisleriyle "babasının istikrarı bozan bölgesel hırslarını ve ülke içindeki baskıya dair hedeflerini ilerletmeye" çalıştığı gerekçesiyle onu yaptırım listesine aldı. 

2022'de Mehsa Emini'nin gözaltında ölmesinin ardından ülke çapında patlak veren gösterilerde nefret objesi oldu. Ev hapsinde tutulan eski cumhurbaşkanı adayı Mir Hüseyin Musevi, Yüce Lider'e seslenerek o pozisyona oğlunu hazırladığı haberlerini yalanlamasını istedi. Ancak yanıt gelmedi. 

Ali Hamaney hakkında kitap yazan ABD ve İran yurttaşı Mehdi Khalaji bütün bunlara rağmen söylentilere karşı çıkıyor:

Mücteba'nın yeni Yüce Lider olma arzusuna dair fikirler tamamıyla bir mit. Tarihsel deneyime dayanarak Hamaney'in ne kendi oğlunu ne de başkasını işaret edeceğini sanmıyorum.

İslam Cumhuriyeti'ni kuran Ruhullah Humeyni ve yerine geçen Ali Hamaney'in Yüce Liderlik pozisyonunun babadan oğula geçmesine karşı çıkmasını İslam'a aykırı görmesi de Khalaji'nin tahminlerini güçlendiriyor. 

Mücteba Hamaney'in yönetim deneyimi ve dini yeterliliği de bu göreve uygun görülmüyor.

Tennessee Üniversitesi'nden Saeid Golkar şöyle diyor:

Önemli kararların alındığı yerlerde onlarca yıldır tecrübe edinen Mücteba Hamaney'in rejimdeki bağlantıları eşsiz. Ancak onun atanması monarşiyi geri getirerek Hamaney'in mirasını lekeler.

Bazı uzmanlar da Ahmed Humeyni'nin Mücteba Hamaney'den de güçlü görüldüğünü ancak babasının 1989'da ölmesiyle birlikte işlerin değiştiğini bildiriyor. Hamaney ve dönemin cumhurbaşkanı Ekber Haşimi Rafsancani'yle sorunlar yaşayan Ahmed Humeyni, 1995'te henüz 45 yaşındayken hayatını yitirmişti. Kalp krizinin ölüme neden olduğu bildirilmişti.

Independent Türkçe, WSJ, BBC Türkçe