Rusya, Ukrayna'ya saldırısını kınayan BMGK tasarısını veto etti

Rusya Federasyonu, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinde (BMGK) bugün yapılan oylamada, Ukrayna'daki saldırılarını kınayan karar tasarısını veto etti.

AA
AA
TT

Rusya, Ukrayna'ya saldırısını kınayan BMGK tasarısını veto etti

AA
AA

Konseydeki oylamada, karar tasarısına 11 "evet" çıkarken Çin, Hindistan ve Birleşik Arap Emirlikleri çekimser kaldı. Rusya tasarıya "hayır" diyerek veto yetkisini kullandı.
ABD ve Arnavutluk tarafından Konseye sunulan tasarıda, Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik saldırıları kınanıyor ve derhal Ukrayna topraklarından geri çekilmesi talep ediliyordu.
BMGK'nin 5 daimi üyesi (Rusya, Amerika, Fransa, İngiltere ve Çin), onaylamadıkları herhangi bir kararın verilmesini önlemek için veto yetkisine sahip bulunuyor.
BMGK'de herhangi bir kararın çıkarılması için 5 daimi üyeden hiçbirinin buna itiraz etmemesi koşuluyla 15 toplam üyeden en az 9'nun onayı gerekiyor.

ABD'nin BM Daimi Temsilcisi, BMGK tasarısını veto eden Rusya'ya tepki gösterdi
ABD'nin Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Linda Thomas Greenfield, Rusya'nın BM Güvenlik Konseyi (BMGK) karar tasarısını veto etmesi üzerine, "Bu kararı veto edebilirsiniz ama sesimizi veto edemezsiniz." dedi.
Thomas Greenfield, Rusya'nın Ukrayna'daki saldırılarını kınayan BMGK yasa tasarısını veto etmesinin ardından konuştu.
Rusya'nın vetosunun sürpriz olmadığını belirten ABD Daimi Temsilcisi, "Rusya, bugün, Ukrayna'daki önceden tasarlanmış, sebepsiz, haksız ve mantıksız savaşını korumak için veto yetkisini kullandı." ifadesini kullandı.
Thomas Greenfield, "Ancak açık söyleyeyim; Rusya, bu kararı veto edebilirsiniz ama sesimizi veto edemezsiniz. Doğruların söylenmesini, ilkelerimizi veto edemezsin. Ukrayna halkını veto edemezsiniz. BM Sözleşmesini veto edemezsiniz." diye seslendi.
Karar tasarısına destek veren konsey üyelerine BM ilkelerine bağlılıklarından dolayı öven Thomas Greenfield, dünyadaki milletlerin Rusya'yı saldırılarından sorumlu tutmaya ve Ukrayna'nın yanında olmaya devam edeceğini belirtti.
Karar tasarısını ABD ile birlikte konseye sunan ve oylamadan sonra söz alan Arnavutluk'un BM Daimi Temsilcisi Ferit Hoxha da Rusya'nın vetosundan dolayı konseyin rehin alındığını belirterek, "Konsey dünyaya birliğini, gücünü ve yararlılığını göstermek için değerli bir fırsatı kaybetti." dedi.
Arnavutluk Daimi Temsilcisi, BM'nin ilkeleri çerçevesinde Rusya'nın saldırılarına karşı üye devletlerle çalışmaya devam edeceklerini kaydederek, "Rusya zarar verebilir, insanları öldürebilir, meşru hükümeti devirip Ukrayna'yı yok etmeye çalışabilir ama tarihin öğrettiği gibi, özgürlüğü asla öldüremez." ifadelerini paylaştı.

Rusya'nın BMGK tasarısını veto etmesinin ardından 43 ülkeden ortak açıklama geldi
Rusya'nın Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) karar tasarısını veto etmesinin ardından ABD'nin BM Daimi Temsilcisi Linda Thomas Greenfield, 43 ülkenin imza koyduğu ortak bildiriyi okudu.
Güvenlik Konseyi çıkışında Thomas Greenfield, diğer ülkelerin daimi temsilcileri ile basına yaptığı ortak açıklamada, "Karar tasarısı hayatı önemdeydi, ülkelerin konseyde uluslararası barışı ve güvenliği sağlayıp sağlamaması ve BM Şartı'nı korumaya inanıp inanmamasıyla ilgiliydi." dedi.
ABD Daimi Temsilcisi, Rusya'nın oylamada veto kararı ile yetkisini suiistimal ettiğini belirterek, Ukrayna'daki durumla ilgili "Burada saldırgan olan Başkan Putin'dir. Bunun başka bir orta yolu yoktur." ifadesini kullandı.
Karar tasarısına destek veren tüm ülkelere teşekkür eden Thomas Greenfield, Ukrayna'yı ve BM Şartı'nı desteklemeye devam edeceklerini kaydetti ve "Bu konuyu, Rusya'nın vetosunun geçerli olmadığı Genel Kurul'a taşıyacağız ve dünya ulusları Rusya'yı sorumlu tutmaya devam edecek." diyerek sözlerini noktaladı.



ABD-İran müzakereleri ertelenirken Tahran 'yeni balistik füze' test etti

Süleymani balistik füzesi, Rahpeymaei 22 Behmen (11 Şubat) Yürüyüşü sırasında uydu taşıyan bir füzeyle birlikte sergilendi (Tesnim)
Süleymani balistik füzesi, Rahpeymaei 22 Behmen (11 Şubat) Yürüyüşü sırasında uydu taşıyan bir füzeyle birlikte sergilendi (Tesnim)
TT

ABD-İran müzakereleri ertelenirken Tahran 'yeni balistik füze' test etti

Süleymani balistik füzesi, Rahpeymaei 22 Behmen (11 Şubat) Yürüyüşü sırasında uydu taşıyan bir füzeyle birlikte sergilendi (Tesnim)
Süleymani balistik füzesi, Rahpeymaei 22 Behmen (11 Şubat) Yürüyüşü sırasında uydu taşıyan bir füzeyle birlikte sergilendi (Tesnim)

İran Devrim Muhafızları Ordusu’na (DMO) bağlı haber ajansları, Washington ile Tahran arasında İran’ın nükleer ve balistik füze programıyla ilgili müzakereler ve aralarındaki görüş ayrılıkları devam ederken, bin 200 kilometre menzilli katı yakıtlı yeni bir balistik füzenin test edildiğini bildirdi.

DMO'ya bağlı Tesnim haber ajansının haberine göre ‘Kasım Basir’ adı verilen füzenin, 2020 yılı başlarında o dönemde ABD’nin başkanı olan Donald Trump'ın emriyle düzenlenen bir hava saldırısında öldürülen DMO'nun İran sınırları ötesindeki operasyonlarının beyni General Kasım Süleymani'ye atıfla ‘Hac Kasım’ adı verilen balistik füzenin son versiyonu.

Tesnim’in haberinde savaş başlığında manevra yapmasını ve anti-balistik füze savunma sistemlerini atlatmasını sağlayacak değişiklikler yapıldığı belirtildi.

Şarku’l Avsat’ın Tesnim’den aktardığına göre füze, hedefleri hassas bir şekilde vurmasını daha iyi hale getiren ve elektronik harbe karşı daha yüksek direnç sağlayan bir termal güdüm sistemi ile donatıldı.

DMO'nun füze birimi, 2020 yılının ağustos ayında ‘Kasım Süleymani’ adına bin 400 kilometre menzile sahip ‘taktik’ bir balistik füze geliştirildiğini duyurdu.

İran basınında yer alan haberlere göre eski Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, İran ordusunun füze birliklerine ve DMO'ya aralarında Hac Kasım füzesinin de bulunduğu balistik füzelerin tedarik edilmesi talimatı vermişti.

Tesnim Haber Ajansı, Kasım Süleymani'nin füzesinin İsrail’e kolayca ulaşabilen ilk katı yakıtlı taktik füze olduğunu belirtti.

 Haberde, füzenin menzilinin bin 700 ila bin 800 kilometreye kadar arttırılabileceği ifade edildi.

Süleymani füzesinin geliştirilmiş bir versiyonunun ilan edilmesi, Batılı güçlerin, özellikle de 2015 tarihli nükleer anlaşmaya taraf olan Avrupa troykasının eleştirilerine neden oldu. Bu ülkeler, İran'ın bu tür balistik füzeler geliştirmesinin nükleer anlaşmanın onaylandığı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) 2231 sayılı kararını ihlal ettiğini düşünüyor.

Söz konusu BMGK kararı, İran'ın nükleer başlık taşıyabilecek şekilde tasarlanmış balistik füzelerle ilgili herhangi bir eylemde bulunmamasını öngörüyor.

Yeni füze geliştirildiğinin duyurulmasının ardından ABD ile İran arasındaki müzakerelerin cumartesi günü Roma'da yapılması planlanan dördüncü turunun yeni bir tarih belirlenmeksizin ertelendiği açıklandı. ABD ile İran arasındaki müzakerelerin sonucuna ilişkin beklentilerin arttığı bir dönemde ertelemenin nedenlerine ilişkin çelişkili haberler basında yer aldı.

ABD ve İsrail, İran’ın füze geliştirmeyi durdurması gerektiğini, Tahran ise kendini savunma ‘hakkı’ olduğunu söylüyor.

İran, 2018 mayısında dönemin ABD Başkanı Trump'ın tek taraflı olarak nükleer anlaşmadan çekilme gerekçeleri arasında yer alan balistik füzeler de dahil olmak üzere ‘savunma yeteneklerini’ müzakere etmeyeceğini belirtiyor. Görüşmeler hakkında bilgi sahibi olan İranlı bir yetkili Reuters'a yaptığı açıklamada Tahran'ın füze programını görüşmelerde büyük bir engel olarak gördüğünü söyledi.

Tahran ayrıca uranyum zenginleştirme çalışmalarının durdurulmasını müzakere etmeyi de reddediyor.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, geçtiğimiz hafta İran'ın nükleer programının tamamen ortadan kaldırılması çağrısında bulundu. Netanyahu, Tahran ile yapılacak herhangi bir anlaşmanın İran'ı balistik füzelerden mahrum bırakması gerektiğini vurguladı.

ABD geçtiğimiz hafta, Trump yönetiminin Tahran üzerindeki baskıyı arttırma çabaları çerçevesinde DMO adına balistik füze yakıt bileşenleri tedarik etmekle suçladığı İran ve Çin merkezli bir şebekeye yaptırım uyguladı.

Bölgedeki bir güvenlik yetkilisi cuma günü Reuters'a yaptığı açıklamada, Washington'ın balistik füze programını da müzakerelere dahil etmek için baskı yaptığını, ancak Tahran'ın ‘halen herhangi buna direndiğini’ ifade etti. Aynı yetkili, “Sorun şu ki, füze meselesi ele alınmadan, Trump yeni anlaşmanın Kapsamlı Ortak Eylem Planı'nın (KOEP) ötesine geçtiğini söyleyemez” ifadelerini kullandı.

ABD ve İran, ABD yaptırımlarının kaldırılması karşılığında İran'ın nükleer silah geliştirmesini engelleyecek yeni bir anlaşmaya varmak amacıyla 12 Nisan'da Umman'ın arabuluculuğunda dolaylı müzakerelere başladılar.

Trump şubat ayında Tahran'a yönelik azami baskı stratejisini yeniden uygulamaya koyarak resmi bir memorandumla, nükleer silah ve kıtalararası balistik füze geliştirmesini engelleme ve bölgedeki ‘düşmanca’ faaliyetlerini sekteye uğratma sözü verdi.

İran’ın Dini Lideri Ali Hamaney 12 Şubat'ta İran ordusuna balistik füze geliştirmeye devam etmesi talimatı verdi.

Hamaney, şunları söyledi:

“İlerleme devam etmeli, bununla (mevcut seviyemizle) yetinemeyiz. Daha önce füzelerimizin isabetliliğine bir sınır koymuştuk ama artık bu sınırın yeterli olmadığını hissediyoruz. İlerlemeye devam etmeliyiz.”

İran merkezli haber siteleri, geçtiğimiz kasım ayında Tahran'ın kıtalararası füze geliştirmeye yönelik bir adım attığını bildirmişti. Özellikle Hamaney'in danışmanı ve Dış İlişkiler Stratejik Konseyi Başkanı Kemal Harrazi, balistik füzelerin menzilinin arttırılabileceğini duyurarak, füzelerin Hamaney'in belirlediği en üst sınır olan 2 bin kilometrenin üzerine çıkarılmasına üstü kapalı bir gönderme yaptı.

Bu bağlamda İran Hava Kuvvetleri Komutanı General Hamid Vahedi dün yaptığı açıklamada, İran Hava Kuvvetleri’nin herhangi bir tehdide mümkün olan en kısa sürede güçlü bir yanıt vermeye hazır olduğunu söyledi.

Tesnim'in haberine göre Vahedi, İran Hava Kuvvetleri’nin en uzak noktalardan gelen tehditleri mümkün olan en kısa sürede tespit etme ve güçlü bir karşılık verme yeteneğine sahip olduğunu belirtti. Ülkenin hava sahasının savunulması, keşif görevleri, kara ve deniz kuvvetlerine hava desteği ve ortak manevralara katılım da bu kabiliyetleri arasında yer alıyor.

İran Hava Kuvvetleri’nin hibrid savaşa hazır olduğunu belirten Vahedi, “Günümüzün tehditleri, tankların ve savaş uçaklarının ötesine geçiyor. Siber tehditler, drone saldırıları, siber savaş ve akıllı operasyonlar hava kuvvetlerinin lider olması gereken alanlar. Hem havada hem de siber uzayda fiziksel ve zihinsel olarak hazır olmalıyız” diye konuştu.