Pedersen, Rusya’nın saldırısının Suriye’ye etkilerinden endişeli

Geir Pedersen 25 Şubat’ta BMGK’da brifing verdi. (Reuters)
Geir Pedersen 25 Şubat’ta BMGK’da brifing verdi. (Reuters)
TT

Pedersen, Rusya’nın saldırısının Suriye’ye etkilerinden endişeli

Geir Pedersen 25 Şubat’ta BMGK’da brifing verdi. (Reuters)
Geir Pedersen 25 Şubat’ta BMGK’da brifing verdi. (Reuters)

Birleşmiş Milletler (BM) Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen, Rusya’nın Ukrayna’ya karşı savaşının ‘Suriye savaşına bir çözüm bulma konusundaki diplomatik çabalar’ üzerindeki olası etkisi konusunda ‘ciddi endişe’ duyduğunu dile getirdi. Pedersen ayrıca Anayasa Komitesi’nin, 2254 sayılı kararı uygulama çalışmalarını takip etmek üzere gelecek ay Cenevre’de tekrar toplanacağı bilgisini verdi.
Pedersen, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne (BMGK) verdiği bir brifingde şu ifadeleri kullandı:
“Ülke genelindeki Suriyeliler ve yerinden edilmişler, çatışma yıllarında hiç olmadığı kadar yüksek düzeyde yoksulluk ve açlıkla karşı karşıya.”
2585 sayılı kararın uygulanmasının önemli olduğuna dikkat çeken Geir Pedersen, 2254 sayılı karar uyarınca görevini yerine getirmeye olan bağlılığının devam ettiğini vurgulayarak siyasi bir çözüme ulaşmak için çatışan tarafları bir araya getirmeye yönelik çabalarını sürdüreceğini vurguladı. Pedersen, son zamanlarda temas hatlarında bir değişiklik yaşanmadığına işaret ettiği açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Çatışmanın daha büyük ölçekte alevlenmesine yol açabilecek gerginlik meseleleri de dahil çatışmaların yoğu bir şekilde devam edeceğine dair işaretler var. Uluslararası sınırların ötesinde daha fazla şiddet gördük.”
Yetkili, Suriye’nin kuzeydoğusunda insansız hava araçlarıyla düzenlenen saldırıların yanı sıra İsrail’in ülkenin güney bölgesine ve Şam’a yönelik harekatlarına ve Ürdün sınırındaki güvenlik olaylarına atıfta bulundu.
BM Temsilcisi yaşanan çıkmazın ve şiddetin, özellikle şu an ne kadar zor olursa olsun yapıcı uluslararası diplomasi tarafından desteklenen, Suriye’nin önderlik ettiği ve sahip olduğu bir siyasi süreç gerektirdiğini belirtti. Anayasa Komitesi’nin mini organının kuruluşunun yedinci turu için 21 Mart’ın belirlendiğini söyleyen Pedersen, toplantılarının yapılmasının ‘önemli’ olduğunu kaydetti. Geir Pedersen, başvurulan kriterlere ve iç düzenlemelerin temel unsurlarına uygun olarak taraflar arasındaki anlaşmazlıkların azaltılmasının kaçınılmaz olarak kademeli bir süreç gerektireceğini belirtirken söz konusu sürecin ‘tüm heyetler tarafından fikir birliğine ve yapıcı bir katılım arayışına’ ihtiyaç duyduğunu ifade etti. BM yetkilisi ayrıca iki eş başkanın da gelecek mayıs ve haziran aylarında iki ek tur düzenlemeyi kabul ettiğine dikkat çekti.
Pedersen, sözlerinin devamında 2254 sayılı BMGK kararı ve anayasal düzenlemeler dışındaki diğer unsurlara yönelik uygulamalar için daha geniş bir siyasi süreç üzerinde çalışmaların devam edeceğini vurguladı. Ayrıca bu kararın uygulanması sürecinde ilerlemeyi desteklemek için siyasi müzakerelere ve güven artırıcı önlemlere duyulan ihtiyaca dikkat ekti. Pedersen muhataplarına ise ‘yalnızca ne isteyeceklerini değil, aynı zamanda dikkatli bir şekilde uygulanan, doğrulanabilir ve paralel taahhütler yoluyla, konularda kademeli, adım adım ilerleme sağlamak için ne önerebileceklerini’ de sorduğunu kaydetti. Yapıcı görüşlere takdirlerini sunan Pedersen istişarelere devam etmeyi de sabırsızlıkla beklediğini vurguladı.
 “Suriye halkının büyük çoğunluğu, paramparça hayatlarında bazı temel gelişmeler görmenin yanı sıra güvenlik ve haysiyet içinde yaşamak ve bu çatışmanın sona erdiğini görmeyi umutsuzca arzu ediyor” diyen Pedersen, Suriye’nin her köşesinde birçok ailenin hayatını etkilemeye devam eden ‘tutuklular, kaçırılanlar ve kayıp kişiler’ konusunda ilerleme sağlanmasını istedi.  Ukrayna’daki askeri operasyonlara dikkat eken Temsilci söz konusu durumun Suriye’de ilerleme sağlanması için gereken uluslararası diplomasiyi eskisinden zor hle getireceğine dair duyduğu derin endişeyi dile getirdi.
Aynı şekilde BMGK’daki ilk brifinginde İnsani İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı ve Acil Yardımdan Sorumlu Müsteşar Yardımcısı Joyce Msuya da Suriye’deki insani duruma ilişkin genel bir değerlendirme yaptı. 14,6 milyon kişinin insani yardıma her zamankinden daha fazla bağımlı olduğunu belirten Msuya, “Bu bağımlılık, geçen yıla göre yüzde 9, bir önceki yıla göre de yüzde 32 oranında arttı” dedi.



Hochstein: Lübnan ordusu güneye konuşlanmadan önce İsrail ordusu geri çekilecek

ABD Başkanı Joe Biden'ın Özel Temsilcisi Hochstein, geçtiğimiz hafta Beyrut'a yaptığı ziyaret sırasında gazetecilere konuşurken (AFP)
ABD Başkanı Joe Biden'ın Özel Temsilcisi Hochstein, geçtiğimiz hafta Beyrut'a yaptığı ziyaret sırasında gazetecilere konuşurken (AFP)
TT

Hochstein: Lübnan ordusu güneye konuşlanmadan önce İsrail ordusu geri çekilecek

ABD Başkanı Joe Biden'ın Özel Temsilcisi Hochstein, geçtiğimiz hafta Beyrut'a yaptığı ziyaret sırasında gazetecilere konuşurken (AFP)
ABD Başkanı Joe Biden'ın Özel Temsilcisi Hochstein, geçtiğimiz hafta Beyrut'a yaptığı ziyaret sırasında gazetecilere konuşurken (AFP)

ABD Başkanı Joe Biden'ın Özel Temsilcisi Amos Hochstein, İsrail ile Hizbullah arasında ateşkes anlaşmasına varıldığının duyurulmasının ardından dün, Lübnan ordusu güneye konuşlanmadan önce buradaki İsrail güçlerinin çekileceğini açıkladı.

Lübnan basınına konuşan Hochstein, ‘Hizbullah’ın yirmi yılı aşkın bir süredir Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) 1701 sayılı kararını ihlal ettiğini ve eğer tekrar ihlal ederse gerekli mekanizmaları devreye sokacaklarını’ söyledi.

ABD Başkanı Joe Biden dün sabah, İsrail ile Hizbullah’ın yerel saatle 04.00'te yürürlüğe girecek olan ateşkes anlaşmasını kabul ettiğini duyurmuştu.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ateşkes anlaşmasının, Lübnan'da ‘hareket özgürlüğünü’ koruyacağını söylediği ülkesinin ‘İran tehdidine odaklanmasına’ ve Gazze Şeridi'nde Hamas'ı izole etmesine olanak sağlayacağını vurguladı.

Öte yandan Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Lübnan'daki ateşkesin Gazze'de ‘uzun zamandır beklenen ateşkesin önünü açması’ gerektiğini söyledi.

Lübnan ordusu tarafından bugün yapılan açıklamada, İsrail ile saatler önce yürürlüğe giren ateşkes anlaşmasının ardından BM Lübnan Geçici Barış Gücü (UNIFIL) ile koordineli bir şekilde güneye takviye olarak askeri birliklerini Litani Nehri’nin güneyine kaydırmaya başladığını duyurdu.

Açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Bu karar, Lübnan hükümetinin 1701 sayılı BMGK kararının ve ilgili taahhütlerinin, özellikle Litani Nehri’nin güneyine ordunun ve tüm güvenlik güçlerinin konuşlandırılmasının güçlendirilmesi bağlamında tüm yönleriyle uygulanmasına dayanıyor.”

Açıklamada söz konusu askeri birliklerin ‘çeşitli bölgelerden Litani Nehri’nin güneyine taşınma sürecinde oldukları ve belirlenen yerlerde konuşlandırılacakları ifade edildi.

Lübnan Başbakanı Necip Mikati daha önce yaptığı bir açıklamada ateşkes anlaşmasının uygulanması kapsamında ülkenin güneyindeki Litani Nehri'nin güneyine orduyu göndermeye hazır olduklarını söylemişti.

Mikati, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından yaptığı açıklamada şunları söyledi:

“Bakanlar Kurulu, Lübnan hükümetinin BMGK’nın 1701 sayılı kararının tüm yönleriyle uygulanmasına, özellikle de Litani Nehri'nin güneyinde konuşlu ordunun ve tüm güvenlik güçlerinin takviye gönderilmesine yönelik taahhüdüne ilişkin 11 Ekim 2014 tarihli ve 1 sayılı kararına bağlılığını teyit etti. Aynı zamanda, düşman İsrail'in ateşkes kararına uymasını ve 1701 sayılı kararın tam olarak uygulanması için işgal ettiği tüm bölgelerden ve mevzilerden çekilmesini talep etti.”

BMGK’nın 1701 sayılı kararı, 2006 yazında yaşanan yıkıcı savaşın ardından İsrail ve Hizbullah arasında çatışmaların durdurulmasını sağladı.

Karar ayrıca İsrail'in Lübnan'dan tamamen çekilmesini, UNIFIL'in konuşlanmasının güçlendirilmesini ve sınır bölgesindeki askeri varlığın Lübnan ordusu ve uluslararası güçle sınırlandırılmasını öngörüyor.

Mikati ateşkesin, ‘Lübnan'da yeni bir sayfa açmasını ve bir cumhurbaşkanının seçilmesini sağlamasını umduğunu söyledi. Lübnan’da cumhurbaşkanlığı koltuğu, İran'ın müttefiki Hizbullah ile siyasi muhalifleri arasındaki siyasi anlaşmazlıklar nedeniyle iki yıldır boş.

Lübnan Meclis Başkanı ve Emel Hareketi lideri Nebih Berri, İsrail ile Hizbullah arasındaki savaş nedeniyle yerlerinden edilenlere ateşkesin yürürlüğe girmesiyle birlikte bölgelerine dönmeleri çağrısında bulundu. Berri, televizyon ekranlarından yayınlanan konuşmasında “Sizi gurur duyduğunuz memleketlerinize dönmeye çağırıyorum. Sadece sizin varlığınızla daha gururlu ve güçlü hale gelebilecek olan topraklarınıza geri dönün!” ifadelerini kullandı. Berri ayrıca iki yıldır boş olan cumhurbaşkanlığı makamı için seçimlerin bir an önce yapılması çağrısında bulundu.

ABD ve Fransa'nın yanı sıra UNIFIL'in de ateşkes anlaşmasının uygulanmasını denetlemesi bekleniyor. Ülkesinin bölgede konuşlanacak olan Lübnan ordusunu destekleyeceğini söyleyen Hochstein, “Lübnan ordusunu daha geniş anlamda destekleyeceğiz, ABD en büyük destekçisi olacak ve uluslararası toplumla omuz omuza çalışacağız” diye konuştu.