NASA'nın Mars'taki uzay aracının 'ayakkabısına taş girdi'

Taş en az 6 Şubat'tan beri tekerlekte

Perseverance, Türkçede 'azim' anlamına geliyor (NASA)
Perseverance, Türkçede 'azim' anlamına geliyor (NASA)
TT

NASA'nın Mars'taki uzay aracının 'ayakkabısına taş girdi'

Perseverance, Türkçede 'azim' anlamına geliyor (NASA)
Perseverance, Türkçede 'azim' anlamına geliyor (NASA)

NASA'nın Mars'ta çalışmalarını sürdüren Perseverance uzay aracının 'ayakkabısına taş girdi.' Perseverance'ın tekerleğine bir taşın yerleştiği görüldü.
Taş ve tekerleğin 25 Şubat'ta çekilen bir fotoğrafı, 'Haftanın Görüntüsü' seçildi.

(NASA)
Medya ve teknoloji sitesi CNET'ten Amanda Kooser, NASA'nın yayımladığı ham görüntüleri incelediğini ve taşın en az 6 Şubat'tan beri tekerlekte bulunduğunu söyledi:
Benim ayakkabımda bu büyüklükte bir taş olsaydı hiçbir yere gitmezdim.
Kooser'ın 'otostopçu' diye nitelediği taş en son 2 Mart'ta yakalandı. Öte yandan bu durum, Perseverance'ın hızını yavaşlatmıyor.
Perseverance, 18 Şubat 2021'de Mars'ın bir zamanlar bir göle ev sahipliği yaptığı düşünülen Jezero Krateri'ne inmişti.
Uzay aracı burada topladığı numunelerle Kızıl Gezegen'in geçmişine ışık tutmayı amaçlıyor.
Dünya'ya getirilip ayrıntılı incelenecek bu örneklerin, gezegende bir zamanlar yaşam olup olmadığına dair kanıtlar sunacağı düşünülüyor.
Uzay ajansının Mars'taki bir diğer uzay aracı Curiosity de geçen ay tekerlekleriyle gündeme gelmişti. Uzay aracına ait görüntüler, 6 tekerleğinin aldığı darbeleri ortaya koymuştu. Alüminyum tekerleklerin kötü durumda olduğu ve yer yer çatlakların meydana geldiği görülmüştü.
Öte yandan hasar korkutucu dursa da Curiousity'nin görevini muhtemelen tamamlayacağı açıklanmıştı.
Independent Türkçe, CNET, Space.com



"Esrarengiz" kehribarda 116 milyon yıllık tsunaminin izleri keşfedildi

Japonya'nın Minamisoma kıyılarına 2011'de tsunami dalgaları vurmuştu (AFP)
Japonya'nın Minamisoma kıyılarına 2011'de tsunami dalgaları vurmuştu (AFP)
TT

"Esrarengiz" kehribarda 116 milyon yıllık tsunaminin izleri keşfedildi

Japonya'nın Minamisoma kıyılarına 2011'de tsunami dalgaları vurmuştu (AFP)
Japonya'nın Minamisoma kıyılarına 2011'de tsunami dalgaları vurmuştu (AFP)

Rachel Clun 

Bilim insanları 116 milyon yıllık bir tsunaminin kanıtını bir kehribar içinde bulduklarını ve bunun muhtemelen bu doğa olayına dair en eski kayıt olduğunu düşünüyor.

Japonya'nın kuzeyindeki Hokkaido Adası'nda derin deniz tortularını inceleyen araştırmacılar Aya Kubota, Yusuke Takeda, Keewook Yi, Shin-ichi Sano ve Yasuhiro Iba, erken Kretase dönemine ait tortularda 114 ila 116 milyon yıl öncesine tarihlenen "olağanüstü zengin kehribar konsantrasyonları" keşfetti.

Nature'ın Scientific Reports'unda yayımlanan bulgulara ilişkin raporda araştırmacılar, kehribarın bir veya daha fazla tsunami tarafından okyanusa sürüklenerek havayla çok az temas etmiş olabileceğini öne sürüyor.

Fosilleşmiş ağaç reçinesi olan kehribar, nispeten hızlı kuruyan bir madde. Araştırmacılar, kehribarın havaya maruz kaldığında genellikle bir hafta gibi kısa bir sürede katılaştığını söylüyor.

Ancak araştırmacıların incelediği tortularda, "belirgin şekilde deforme olmuş" kehribar birikintileri bulundu. Bazıları reçinenin akan su tarafından değiştirildiğini gösteren, alev yapıları denen bir şekilde deforme olmuşken, diğerleri yumuşak reçinenin "akarak deniz tabanına kıvamlı bir şekilde yayıldığına" işaret eden düz kehribar şeritlere sahipti.
 

Araştırmacılar, eski okyanus tortularını inceleyerek tsunamiye dair olası kanıtlar buldu (Aya Kubota/Yusuke Takeda/Keewook Yi/Shin-ichi Sano/Yasuhiro Iba)Araştırmacılar, eski okyanus tortularını inceleyerek tsunamiye dair olası kanıtlar buldu (Aya Kubota/Yusuke Takeda/Keewook Yi/Shin-ichi Sano/Yasuhiro Iba)

Araştırmacılar, "Bu esrarengiz kehribarın derin deniz ortamında bulunmasının en muhtemel nedeni, büyük çaplı tsunamiler" diyor.

Bu reçine deformasyonlarının su altında meydana gelmesi, ormandan pelajik deniz tabanına doğrudan taşındıklarını ima ediyor. Karadan okyanusa bu kadar hızlı ve doğrudan bir taşıma, bir tsunamiyle tetiklenmiş olabilir.

Araştırmacılar, antik tortulardaki diğer kanıtların da bu teoriyi desteklediğini belirtiyor. Bunlar arasında, karadan gelen büyük miktarda bitki kalıntıları ve büyük dalgaların sürüklediği odun parçaları da vardı ve bunların çok az çürüme izi taşıması, açık okyanusa "hızla taşındıklarına" işaret ediyor.

Makalede, "Kiltaşındaki kütüklerin varlığı, çok sayıda odunun bulanık akıntılarla taşınmak yerine kopup sürüklenerek pelajik deniz tabanına battığını gösteriyor" ifadeleri kullanılıyor.

Bilim insanları açık okyanuslardaki diğer tortuların, büyük ölçekli eski tsunamiler veya benzer olaylar hakkında daha fazla kanıt sağlayabileceğini öne sürüyor.

Araştırmacılar, Holosen döneminden, yani yaklaşık 4 bin 200 yıl öncesinden daha eski bir tarihten kalma tsunami tortularının normalde tespit edilmediğini ve bunun da kısmen, yol açtıkları geniş çaplı yıkımdan geriye net belirtilerin kalmamasından kaynaklandığını söylüyor.

Independent Türkçe,independent.co.uk/news