“Fikir Fabrikası” Ürdünlü mucitlerin hayallerini gerçeğe dönüştürüyor

Zeyn Eburrumman, yaşlı hastaları takip etmeyi sağlayan bir cihazı tanıttığı esnada (AFP)
Zeyn Eburrumman, yaşlı hastaları takip etmeyi sağlayan bir cihazı tanıttığı esnada (AFP)
TT

“Fikir Fabrikası” Ürdünlü mucitlerin hayallerini gerçeğe dönüştürüyor

Zeyn Eburrumman, yaşlı hastaları takip etmeyi sağlayan bir cihazı tanıttığı esnada (AFP)
Zeyn Eburrumman, yaşlı hastaları takip etmeyi sağlayan bir cihazı tanıttığı esnada (AFP)

Ürdünlü mucitlerin fikirleri, “Fikir Fabrikası” ya da İngilizce’de “Tech Works” olarak adlandırılan yardım platformu sayesinde hayata geçiyor.
Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığı habere göre  “Fikir Fabrikası”, Ürdün’de yenilikçi fikirleri olan girişimcileri ve yetenekli gençleri kendisine çekmek, onlara ilham vermek, bu insanları desteklemek için çalışan benzersiz bir inovasyon merkezi ve bir yardım platformu.
Uluslararası büyük teknoloji şirketlerinin şubelerinin yer aldığı Kral Hüseyin İş Merkezi’nde 2018 yılında kurulan ve Veliaht Prens Hüseyin bin II. Abdullah Vakfı’na bağlı bir proje olan Fikir Fabrikası, gelişmiş donanımları bünyesinde barındırması ile dikkatleri çekiyor. Söz konusu platform, buluş sahiplerinin hızlı ve düşük maliyetle buluşlarının prototipini üretmelerine yardımcı olmayı amaçlıyor. Bu bağlamda platform geçen yıl, toplamda yaklaşık yüz mucidi ve yeni kurulan şirketi ağırladı. Fikir Fabrikası aracılığıyla birçok mucit, fikirlerini hayata geçirdi. Bu mucitlerden bazıları ve yaptıkları icatlar şöyle:
39 yaşındaki Ürdünlü makine mühendisi Saliba Taime, yaklaşık iki yıl uğraştıktan ve takriben 23 defa deneme yaptıktan sonra, “kendisine tüm desteği, tavsiyeyi ve rehberliği sağlayan” Fikir Fabrikası’nın yardımıyla kendi buluşu olan sterilizatörü yapmayı başardığını söylüyor.
Cihazı yapmayı bitirdikten sonra Saliba, birkaç uluslararası şirkete ulaşarak buluşunu sundu. Saliba’ya olumlu cevap, halka açık yerlerde sağlık güvenliği konusunda uzmanlaşmış bir Alman şirketinden geldi. Saliba bu şirketle “Brigid Box” adını verdiği cihazın üretimini yapmak üzere anlaştı. Saliba’nın bulduğu cihazın ağırlığı 7,2 kg ve asansörlere harici olarak 15 dakikadan daha kısa sürede kurulabiliyor.
18 yaşındaki lise öğrencisi Zeyn Eburrumman ise yaşlı hastalar ve özel ihtiyaçları olan kişiler için takip cihazı yapmayı başardı. Bu cihaz, saat gibi bileğe ya da kolye gibi boyna takılabiliyor. Ebu’r-Rumman’ın bu buluşu “SBS Saat” şeklinde anılıyor. Üst üste sekiz gün çalışabilen cihaz, suya, ısıya ve kırılmaya karşı da dayanıklı. Ebu’r-Rumman buluşuyla ilgili yaptığı açıklamada “Cihaz, kişinin düşmesi, yaralanması veya olması gereken yerden uzaklaşması durumunda özel bir uygulama aracılığıyla bir aile üyesinin telefonuna uyarı gönderebiliyor” dedi.
Fikir Fabrikası’nda çalışan 26 yaşındaki endüstriyel tasarımcı Ömer Hadar, “Fikir Fabrikası, fikirlerimizi başarılı ürünlere dönüştürmemize yardımcı olan gelişmiş ekipmanlara, mühendislere ve teknisyenlere sahip” ifadelerini kullandı.
Ancak buluş sahiplerinin tamamı buluşlarını hayata geçirebilmiş değil. Örneğin 32 yaşındaki inşaat mühendisi Malik Nur gibi bazı tasarımcıların, ürünlerinin orijinal olduğunu ortaya koymaları için daha önlerinde uzun ve pahalı bir yol var.



Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
TT

Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)

Lübnan'da Hizbullah'ın çağrı cihazlarının ardından telsiz, radyo ve güneş enerjisi panellerinin patlatılmasıyla bölge topyekun savaşa doğru sürükleniyor. 

17 Eylül'de Hizbullah'ın kullandığı çağrı cihazlarında eş zamanlı patlamalar yaşanmış, ikisi çocuk 12 kişi hayatını kaybetmiş, 2 bin 800 kişi de yaralanmıştı. 

Dün de ülkedeki telsiz, radyo ve güneş enerji sistemlerinde patlama gerçekleşti. En az 20 kişinin öldüğü, 450'den fazla kişinin de yaralandığı bildiriliyor. Lübnanlı yetkililer, olaydan İsrail'i sorumlu tutarken Tel Aviv'den henüz açıklama gelmedi.

Diğer yandan saldırıyla ilgili bilgiye sahip olan fakat adlarının gizli tutulmasını isteyen kaynaklar, Amerikan gazetesi New York Times'a (NYT) operasyonun ardında İsrail'in olduğunu doğruluyor. 

Mossad'ın BAC Consulting adlı bir paravan şirket kurduğu ve çağrı cihazlarını bubi tuzağına dönüştürerek Lübnan'a soktuğu iddia ediliyor. Macaristan merkezli bu paravan şirket, kağıt üstünde Tayvanlı Gold Apollo firması adına çağrı cihazı üretiyor. Kimliklerinin açıklanmasını istemeyen İsrailli istihbaratçılar, buna ek olarak operasyonda en az iki paravan şirket daha oluşturulduğunu belirtiyor. 

Kaynaklar, AR-924 model numaralı cihazların bataryalarına patlayıcı bir madde olan pentaeritritol tetranitrat (PENT) yerleştirildiğini ve bunların 2022 yazında Lübnan'a gönderildiğini ifade ediyor.

Hizbullah, İsrail istihbaratı tarafından takip edilmemek için cep telefonlarını bırakıp çağrı cihazı kullanmaya başlamıştı. Kaynaklar, bu kararın ardından milyonlarca dolarlık yatırımla üretimin artırıldığını ve Lübnan'a bubi tuzağı haline getirilmiş binlerce cihaz sokulduğunu söylüyor.

Öte yandan ikinci dalga saldırıda telsiz ve güneş enerji panellerinin nasıl patlatıldığı henüz bilinmiyor.

NYT'nin patlayan telsizlerin görüntülerinden yola çıkarak yaptığı analizde, bunların çağrı cihazlarından daha ağır ve büyük olduğuna, bu yüzden daha fazla hasar yarattığına işaret ediliyor. 

Ayrıca telsizlerin patlamasıyla daha büyük yangınlar çıktığına, bunun da çağrı cihazlarına kıyasla telsizlere daha fazla patlayıcı yerleştirilmiş olabileceğini gösterdiğine dikkat çekiliyor.

Lübnan'ın açıkladığı rakamlara göre telsizlerin patlatılmasıyla en az 71 ev ve dükkanla 18 sivil araç ve motosiklet yandı. 

Telsizlerden bazılarında Japon firması Icom'un amblemi görülüyor. Ancak şirket, IC-V82 model numaralı telsizlerin ve bunlarda kullanılan bataryaların üretiminin neredeyse 10 yıl önce durdurulduğunu belirtiyor. Patlayıcıların bu cihazlara nasıl yerleştirildiğiyse henüz netleştirilemedi. Icom, bu telsizlerin sahte olabileceğini öne sürüyor.

Lübnan medyasındaki haberlerde, saldırıda en az iki güneş enerjisi panelinin de alev aldığı bildiriliyor. Saldırılarda çıkan küçük çaplı yangınların söndürüldüğü bildirilirken, patlamada bir kız çocuğunun yaralandığı aktarılıyor. Ancak bu panellerin infilak ettirilen diğer cihazların etkisiyle mi alev aldığı yoksa uzaktan kumandayla mı patlatıldığı belli değil. 

Amerikan düşünce kuruluşu Soufan Center'dan Clara Broekaert, CNN'e açıklamasında saldırı dalgasının Lübnan halkının psikolojisini olumsuz etkilediğini ve Hizbullah üzerinde misilleme baskısı oluşturduğuna dikkat çekerek şunları söylüyor:

Saldırılarda günlük hayatın böylesine korkunç, beklenmedik ve geniş ölçekte kesintiye uğratılması, misilleme yapılmasına yönelik ekstra bir baskı yaratacaktır diye düşünüyorum. İnsanlar yaşananların hesabının sorulduğunu görmek istiyor.

Üst üste gelen saldırıların ardından dün Hizbullah, İsrail sınırındaki el-Merc bölgesine füze fırlattı. İkisi ağır 8 İsraillinin yaralandığı bildirilirken, bu kişilerin sivil veya asker olduğuna ilişkin bilgi paylaşılmadı.

Independent Türkçe, Times of Israel, New York Time, Japan Times, CNN, France 24