Ukrayna savaşındaki jeopolitik gerçekler

Ukrayna savaşındaki jeopolitik gerçekler
TT

Ukrayna savaşındaki jeopolitik gerçekler

Ukrayna savaşındaki jeopolitik gerçekler

Jeopolitik sistemde siyasi liderler ve davranışları hakkında kişisel karakterlerine ve ahlaklarına göre hüküm vermek hatadır. Örneğin; ABD Başkanı Joe Biden, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'i bir ‘katil’ olarak nitelendirmektedir.
Durmaksızın tekrar eden jeopolitik koşulları ve karar verme sürecine etki eden faktörleri göz ardı etmeden hesaba katmak daha doğru olur.
Putin’in hali budur. O, 21’inci yüzyılın kıyafetleriyle bir ‘Çar’. ‘Korkunç İvan’, ‘Büyük Petro’ ve ‘Büyük Katerina’ zihniyetiyle, Rusya Devlet Başkanı’dır. Putin, Rusya'nın güvenliğine, büyüklüğüne ve büyük güçler arasındaki yerine kafayı takmış durumda. Ondan önce Büyük Katerina şöyle dedi:
“Yüz yıl yaşasaydım, Avrupa’ya boyun eğdirir, Çin'in kibrini hedef alır ve Hindistan ile ticaret için kapıyı sonuna kadar açardım.” ‘Büyük Katerina’ ‘Rusya'nın ulusal güvenliğini korumanın tek yolunun genişlemek olduğu’ sonucuna varmıştı.  
Putin'den önceki bütün Çarlar, Rus ulusal güvenliğini sağlamak için genişlemeyi benimsediyse, kural neden onunla bozulsun?
Bu da bizi, Tim Marshall'ın ‘Coğrafya Mahkumları’ kitabında bahsettiği coğrafyaya karşı nefrette, Rusya'nın ilk sıralarda yer almasına götürüyor. Peki, bunun açıklaması nedir?
Rusya, dünya üzerinde 11 saat dilimini kaplar. Sibirya onu doğudan koruyorsa, Kuzey Avrupa Ovası bir istila koridorudur ve ölüm olarak kabul edilir. Pireneler’den Moskova'ya tek bir doğal bariyer yok. Bu ovadan İsveç Kralı XII. Karl, Rusya'nın güçlü güvenliğini tehdit etmeye geldi. Aynı yol, Napolyon tarafından da takip edildi. Onun ardından tarihin en büyük kuşatma savaşı olan Stalingrad’da savaşmak için Ukrayna yolunu Kiev üzerinden takip eden Hitler geldi.
Bu batıdan gelenler, fakat doğudan, Moğol tehlikesi dört asır boyunca devam etti. Onun için “Bir Rus’un derisini kaşırsanız, mutlaka Moğol bulursunuz” sözü meşhurdur.
Bundan dolayı Rus jeopolitik ikileminin temelleri: Coğrafya, demografi ve topoğrafyadır. İdeoloji bile zihinde- Rus jeopolitik bilincinde – etkisizdir. Rusya'da ideoloji sadece Rusya'nın ulusal güvenliğine hizmet etmek içindir. Yoksa Soğuk Savaş döneminde Joseph Stalin'in ‘komünist düşüncenin sürdürülebilir devrimi’ ilkesinden vazgeçip Batı ile etki ve tecrit alanlarıyla yetinmesinin anlamı nedir?
O halde, Rusya'nın jeopolitik varsayımları nelerdir?

  1. Rus toprakları, Moskova tarafından çok güçlü bir merkezileştirme ile tutuldu. Eski ve yeni istihbarat servislerinin önemi buradan kaynaklanmaktadır. Rusya'da imparatorluk ile sosyalizm ve ardından cumhuriyet arasında gidip gelen siyasi sistemin niteliği buradan kaynaklanmaktadır. Ancak hepsinde ortak olan şey tek bir bireyin yönetimidir.
  2. Kafkasya'da güneyde yalıtımın sağlanması. Bu yüzden kanlı Çeçen savaşı ve dolayısıyla Dağlık Karabağ'a yapılan son müdahale- Ermenistan; Bu da bizi Gürcistan'daki askeri müdahaleye götürüyor.
  3. Rusya'nın güney doğusundaki etki alanlarının korunması. Kazakistan'a yapılan son müdahale bu yüzdendir.
  4. Batı Avrupa ve Rusya arasında bir etki alanı veya tampon bölgelerin korunması. Soğuk Savaş'ın Rusya'nın coğrafi olarak Batı Avrupa'ya doğru en büyük genişlemesini oluşturduğu Doğu Avrupa ülkeleri geliyor. Rusya, Sovyetler Birliği'nin dağılması ve Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü'nün (NATO) doğuya doğru genişlemesinden sonra bu yalıtkanları kaybetti.
  5. Şu anda Rusya tarihsel üçgeni kurtarmaya çalışıyor: Büyük Rusya, Küçük Rusya (Ukrayna) ve Beyaz Rusya (Belarus). Eğer bu mümkün değilse, ayı, coğrafi çizgileri bozmaya ve kurcalamaya hazırdır. Aslında Belarus'un boyunduruk altına alınmasından sonra Ukrayna'da olan da budur.

Yukarıdakilerin tümüne ilave olarak, Rusya sürekli olarak rolü tanınan saygın bir uluslararası oyuncu olmaya çalışmaktadır. Batı bunu kabul etmezse, Amerika'nın Batı'daki liderliği tarzında bir yönetici güç rolünü oynayamayan Rusya, baş belası olacaktır.
Ukrayna savaş alanı, kullanılan stratejiler, taktikler, Batı'nın tepkisi ve savaş nereye gidecek ve dünya düzeni üzerindeki etkisi konusunda görüşmek üzere.
*Bu analiz, Şarku’l Avsat için bir askeri analist tarafından yapıldı.



Çin-Rusya işbirliğinin güçlenmesi, ABD'yi endişelendiriyor

Çin lideri Şi Cinping, mayısta Putin'i Pekin'de ağırlamıştı (Reuters)
Çin lideri Şi Cinping, mayısta Putin'i Pekin'de ağırlamıştı (Reuters)
TT

Çin-Rusya işbirliğinin güçlenmesi, ABD'yi endişelendiriyor

Çin lideri Şi Cinping, mayısta Putin'i Pekin'de ağırlamıştı (Reuters)
Çin lideri Şi Cinping, mayısta Putin'i Pekin'de ağırlamıştı (Reuters)

Çin ve Rusya'nın ortak askeri tatbikatları artırması ABD'yi endişelendiriyor.

Amerikan medya kuruluşu CNN'in analizinde, Pekin ve Kremlin'in geçen hafta düzenlediği geniş kapsamlı Okyanus-2024 tatbikatı, "ABD'ye yönelik bir gövde gösterisi" diye niteleniyor. 

Pasifik ve Arktik okyanusları başta olmak üzere Akdeniz, Hazar ve Baltık sularında gerçekleştirilen ve pazartesi günü sonlanan 7 günlük tatbikata 90 binden fazla asker, 500'den fazla savaş gemisi ve denizaltının yanı sıra en az 120 helikopter ve jet katıldı. 

Rusya lideri Vladimir Putin, bunun son 30 yıldır düzenlenen en büyük tatbikat olduğunu belirterek şunları söyledi:

Dost ülkelerimizle işbirliğimizi güçlendirmeye özel önem atfediyoruz. Bu, dünya genelinde jeopolitik gerilimin arttığı günümüzde özellikle önemlidir.

Alaska açıklarında temmuzda düzenlenen tatbikatta da Rus ve Çin ordularına ait bombardıman jetleri ilk kez birlikte uçuş yaparken görüntülendi. Diğer yandan Rusya'nın Alaska civarında son dönemde artan faaliyetlerinden rahatsız olan Amerikan ordusu, dün bölgeye asker sevk etti.

Washington merkezli düşünce kuruluşu Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi'nin verilerine göre 2014-2023'te iki ülke orduları her yıl en az 4, en fazla 10 ortak askeri tatbikat ya da devriye gerçekleştirdi. 

Analizde, son dönemde Rusya ve Çin arasında artan askeri işbirliğinin Washington'da tedirginlik yarattığına dikkat çekilerek şu ifadelere yer veriliyor:

Ortak tatbikatlar, nükleer silaha sahip iki gücün gelecekte olasi bir çatışmada birlikte harekete edip etmeyeceğine dair soruları gündeme getiriyor.

Putin, ABD'nin Ukrayna cephesinde saldırganlığını artırması durumunda birçok kez nükleer silah kullanma tehdidinde bulunmuştu. 

Sidney'deki Yeni Güney Galler Üniversitesi'nden Alexander Korolev, Rusya-Çin işbirliğine dair şu yorumları paylaşıyor: 

NATO müttefikleri kadar etkili biçimde birlikte çalışacak seviyede değiller fakat stratejik ortaklıklarını ve uyumluluklarını geliştirip pekiştiriyorlar.

Analize göre Putin, NATO'nun genişlemesini engellemeyi hedeflerken, Çin lideri Şi Cinping de Tayvan'ın kontrolünü ve Güney Çin Denizi'nin hakimiyetini ele geçirmek istiyor. 

Diğer yandan bazı analistlerse Rusya ve Çin arasındaki işbirliğinin henüz net bir hedefi takip etmediğini savunuyor. ABD merkezli araştırma kuruluşu CNA'den Elizabeth Wishnick, şu değerlendirmeleri paylaşıyor: 

Örneğin Tayvan'a yönelik bir Çin saldırısını destekleyen Rus uçakları görecek miyiz ya da Filipinler'le bir çatışmada Rus gemileri Çin donanmasını destekleyecek mi? Pek zannetmiyorum. Sırf daha fazla askeri tatbikat yaptıkları için birbirleriyle uyum içinde hareket ettiklerini varsayamayız.

Independent Türkçe, CNN, CBS News, Moscow Times