Arap Birliği Genel Sekreteri Ebu Gayt: Cezayir zirvesi Kasım’da yapılacak

Suriye’nin Arap Birliği’ne dönüşü hakkında henüz bir uzlaşma söz konusu değil. Ukrayna’daki krizi takip etmek için altı ülkeden oluşan bir Arap komitesi kuruldu

Arap dışişleri bakanları dün Kahire'de bir araya geldi (EPA)
Arap dışişleri bakanları dün Kahire'de bir araya geldi (EPA)
TT

Arap Birliği Genel Sekreteri Ebu Gayt: Cezayir zirvesi Kasım’da yapılacak

Arap dışişleri bakanları dün Kahire'de bir araya geldi (EPA)
Arap dışişleri bakanları dün Kahire'de bir araya geldi (EPA)

Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt “Cezayir’in Arap dışişleri bakanlarına, ev sahipliği yapacağı gelecek Arap zirvesini 1-2 Kasım’da düzenlemeyi planladığını bildirdiğini” ve Arap dışişleri bakanlarının da bu tarihi onayladığını açıkladı.
Arap Birliği’nin bakanlar düzeyindeki 157. oturumunun çalışmalarına Lübnan Dışişleri Bakanı Abdullah Buhabib’in başkanlığında başlandı.
Oturumun ardından düzenlenen basın toplantısında Ebu Gayt, Cezayir Dışişleri Bakanı Ramtane Lamamra'nın istişare toplantısında ülkesinin Arap zirvesinin yapılması için 1-2 Kasım tarihini önerdiğini ve hazırlıklara ilişkin bir raporu incelediğini söylediğini belirtti.
Ebu Gayt yaptığı açıklamada “Arap ülkeleri, zirvenin yapılacağı tarih için Cezayir'in sunduğu öneriyi kabul ettiler ve itiraz eden olmadı. Böylece 1-2 Kasım, Cezayir'deki Arap zirvesi için kararlaştırılan tarih oldu. Öncesinde bir dışişleri bakanları toplantısı ve iki gün boyunca Arap ülkelerinin daimi delegelerinin toplantısı olacak” ifadelerini kullandı.
Ebu Gayt, 24-25 Ekim'den 2 Kasım'a kadar Cezayir'de ortak Arap faaliyetlerine yönelik yoğun bir çalışma dönemi olacağını da sözlerine ekledi.
Suriye’nin Arap Birliği’ndeki koltuğuna geri dönmesi hakkında Ebu Gayt şu ifadeleri kullandı:
“Bu konu dün ne genel bağlamda ne genel Arap çerçevesinde ne istişare toplantısında ne de Arap Birliği'nin olağan oturumunun bakanlar düzeyindeki toplantılarında tartışıldı. Çünkü bu konu Arap ülkeleri arasındaki ikili temaslara bırakılacak. Üyeliğin iade edilmesi konusunda bir uzlaşma olursa gereği yapılacaktır. Ancak böyle bir uzlaşma henüz göremedim.”
Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu el-Gayt, Cezayir'in bir sonraki Arap zirvesinin etkili bir Arap birliği sağlamanın ve zorluklarla mücadele etmenin başlangıcı olmasını arzuladığını vurguladı. Cezayir’in bu zirveyi, önceki toplantıları ve Arap liderleri ile Arap dışişleri bakanları arasındaki istişare oturumunu düzenleme konusundaki fikrini sunduğuna işaret ederek bununla Arap çalışmalarının performansının iyileştirilmesinin umulduğunu kaydetti.
Ebu Gayt bugün 18 Arap ülkesinin dışişleri bakanlarının toplantıya katılmasının Arap ülkelerinin ortak Arap eylemini canlandırma arzusunu yansıttığına işaret etti. Rusya'nın Ukrayna'daki askeri operasyonunun yansımalarını tartıştıklarını ifade eden Ebu el-Gayt, bunun başta enerji ve tahıl fiyatları ile ilgili olarak ekonomik alanda olmak üzere çeşitli Arap ülkeleri üzerindeki etkileri konusunda uyarı bulundu ve bu konunun geniş çaplı tartışmalar ile ele alındığını söyledi.
Ukrayna krizini takip etmek, ilgili tüm taraflarla iletişim kurmak ve onları krize siyasi bir çözüm bulmaya teşvik etmek için altı Arap ülkesinden (Cezayir, Sudan, Irak, Mısır, Ürdün ve BM Güvenlik Konseyi'nin Arap üyesi (Birleşik Arap Emirlikleri (BAE)) oluşan bakanlar düzeyinde bir iletişim komitesi oluşturulduğunu açıkladı.
Ebu Gayt “Arap dışişleri bakanları, 28 Şubat'ta daimi delegelerin krize diplomatik ve siyasi bir çözüm bulunması çağrısında bulunduğu açıklamasına dahil edilmek üzere ek bir açıklama yayınlama konusunda anlaştılar” dedi.
Ebu Gayt “Krizi sona erdirmek için hızlıca bir uzlaşmaya varılması gerekiyor. Zira bu, durumların istikrara kavuşmasını sağlayacaktır. Küresel sistemin değişmesi ile ilgili çok fazla konuşma dönüyor. Ancak küresel sistem, Dünya Savaşı'ndan sonra üç tarafın (ABD, Sovyetler Birliği ve Birleşik Krallık) üzerinde anlaşmaya vardığı şey ile yönetilmekte, ki Uluslararası Para Fonu (IMF), Dünya Bankası ve tüm büyük kurumlar ve düzenlemeler buna göre oluşturulmuş durumda” dedi.
Ebu Gayt açıklamasının devamında “Uluslararası sistemin değiştirilmesinden yani BM Güvenlik Konseyi'nin statüsünün değiştirilmesinden söz ediliyor. Batı dünyasında bazılarının dile getirdiği bu düşünceleri sınırlayan şeyler var. Zira BM şartları ancak BM Güvenlik Konseyi'nin daimi üyelerinin onayı ile değiştirilebilir. Yine de Ukrayna krizinden dolayı uluslararası durum risk altında. Çünkü askeri çatışmalara, yani nükleer güce itilen bir taraf var. Bu dikkat edilmesi gereken bir durum. Ne kadar sürerse sürsün uzlaşmalara yol açan diplomatik çalışmalardan yanayım” dedi.
Öte yandan Lübnan Dışişleri Bakanı “Arapların Ukrayna krizine karşı ortak bir duruş benimsediklerini ve ayrıca uluslararası kurumları politize etmeme vurgusu yaptıklarını” kaydetti.
Arap Birliği tarafından yapılan açıklamada Arap ülkelerinin dışişleri bakanları “Arap ülkeleri, devletlerin egemenliğini, bağımsızlığını ve toprak bütünlüğünü korumaya dayanan uluslararası hukuk ilkelerine ve BM Şartı'na bağlıdır. Diplomatik bir çözüme ulaşmak için mümkün olan en kısa sürede çalışmalar yapılması gerekiyor. Arap Birliği, masumların akan kanlarını durduracak ve trajik insani durumun kötüleşmesini engelleyecek şekilde bu krizden çıkmanın tek yolunun diplomasi olduğuna inanmaktadır” ifadelerini kullandılar.
Arap Birliği “Arap ülkeleri, tansiyonu yükseltme eğilimini sürdürme tehlikesinden ötürü çeşitli alanlarda teknik yapıdaki uluslararası ve uzman örgütlerin çalışmalarını politize etmemeye, artan siyasi ve diplomatik çatışmalardan kaçınmaya ve uluslararası standartların çifte standartlığından uzak durmaya bağlılıklarını teyit etmektedirler” ifadelerini kullandı.
Filistin meselesi hakkında ‘Arap bakanları toplantısı’ kapsamında üçlü bir görüşme yapan Mısır, Ürdün ve Filistin dışişleri bakanları “1967 sınırlarında başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasını sağlayacak kapsamlı, adil ve kalıcı bir barışa ulaşmak amacıyla Filistinli ve İsrailli taraflar arasında ciddi müzakerelerin başlatılması için uygun bir ortam oluşturmaya yönelik çabaların sürdürülmesi” çağrısında bulundular.
Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri, Ürdün Başbakan Yardımcısı, Dışişleri ve Yurtdışında Yaşayan Ürdünlüler Bakanı Eymen es-Safadi ve Filistin Dışişleri ve Yurtdışında Yaşayan Filistinliler Bakanı Riyad el-Maliki, bu amacı gerçekleştirmek amacıyla ilgili tarafların barış süreci dosyasına aktif olarak katılmaları ve iki devletli bir çözüme ulaşılması ve bölgede arzu edilen barışı tesis etme fırsatlarını baltalayan her şey ile mücadele etme arzularını dile getirdiler.
Öte yandan Arap Birliği’nin dışişleri bakanları düzeyindeki toplantısında İran'la yaşanan krizdeki gelişmelerin takibi ve İran’ın Arap ülkelerinin iç işlerine müdahalesine karşı koymanın yollarıyla ilgili Arap Dörtlüsü Bakanlar Komitesi tarafından alınan bir karar onaylandı. Komite İran'ın Arap ülkelerinin iç işlerine müdahalesinin devam etmesini ve aynı zamanda İranlı yetkililerin Arap ülkelerine yönelik devam eden kışkırtıcı açıklamalarını kınadı.
Komite, Arap Birliği’nin 157. oturumunun toplantılarının aralarında Suudi Arabistan başkanlığındaki toplantısının akabinde yaptığı açıklamada “İran'ın Arap ülkelerindeki mezhepsel ve partizan duyguları körüklemesinden, Arap ülkelerindeki terör ve sabotaj eylemlerine destek vermeye devam etmesinden, balistik füze programını ve diğer füze türlerini geliştirmeyi sürdürmesinden ve bunları terörist Husi milislerine tedarik etmeye devam etmesinden duyduğu derin endişeyi” dile getirdi.
Aynı zamanda ‘Türkiye’nin Arap ülkelerinin iç işlerine yönelik müdahalelerini takip eden Arap Bakanlar Komitesi’ de “Türkiye’nin birçok Arap ülkesinin topraklarında askeri varlığının devam etmesinden, Arap ülkelerinin iç işlerine yönelik müdahalelerinden ve BM Güvenlik Konseyi’nin Libya'ya silah ambargosu uygulanmasıyla ilgili kararlarını tekrar tekrar ihlal etmesinden” endişe duyduğunu dile getirdi.
Komite, Türk kuvvetlerinin Irak, Libya ve Suriye'de bulunmasının meşru olmadığını ve “Türkiye'nin kuvvetlerini kayıtsız şartsız derhal geri çekmesi gerektiğini” vurguladı.



Yeni ateşkes önerisi ile Witkoff'un orijinal önerisi arasında hangi farklar var?

Dün çekilen ve Gazze Şeridi'nin yıkık binalarının ardında güneşin batışını gösteren bir fotoğraf (AFP)
Dün çekilen ve Gazze Şeridi'nin yıkık binalarının ardında güneşin batışını gösteren bir fotoğraf (AFP)
TT

Yeni ateşkes önerisi ile Witkoff'un orijinal önerisi arasında hangi farklar var?

Dün çekilen ve Gazze Şeridi'nin yıkık binalarının ardında güneşin batışını gösteren bir fotoğraf (AFP)
Dün çekilen ve Gazze Şeridi'nin yıkık binalarının ardında güneşin batışını gösteren bir fotoğraf (AFP)

Herkes Hamas Hareketi ve diğer Filistinli grupların kabul ettiklerini bildirdikten sonra, arabulucuların Gazze Şeridi'nde geçici ateşkes için sunduğu son teklife İsrail'in vereceği yanıtı bekliyor.

Yeni öneri 60 günlük ateşkes öngörüyor. Çeşitli taraflar, bu yeni önerinin birkaç ay önce ABD Başkanı Donald Trump'ın Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff’un sunduğu öneriden çok da farklı olmadığını ve arabulucuların her iki tarafın da kabul etmesi umuduyla öneride birkaç kez değişiklik yaptığını vurguladı.

dfgtyu
Dün Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye Mülteci Kampı’nın batısında İsrail’in hava saldırıları düzenlediği bölgeden kaçan bir kadın ve çocuk (AFP)

Katar Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Macid el-Ensari dün yaptığı açıklamada, Hamas'a Gazze'de ateşkes için sunulan önerinin, Filistinlilerin kanının dökülmesini önlemek için ‘mümkün olan en iyi seçenek’ olduğunu ve Hamas'ın bu öneriye son derece olumlu yanıt verdiğini söyledi. İsrail'in daha önce kabul ettiği öneriyle neredeyse aynı olan ve Hamas'ın kabul ettiği öneri, İsrail'in daha önce kabul ettiği öneriyle yüzde 98 aynı içeriğe sahip.

Peki, orijinal öneri ile güncellenmiş versiyonu arasında hangi farklar var?

Garantiler

Hamas ve daha önce İsrail tarafından sunulan önceki değişikliklerin bir kısmını içeren yeni öneri, ABD dahil arabulucuların garantisiyle 60 gün süreyle ateşkesin sağlanmasını, ikinci aşama müzakerelerin derhal başlatılmasını ve müzakereler devam ettiği sürece ateşkesin sürdürülmesini öngörüyor.

Orijinal öneri ise herhangi bir güvenceye atıfta bulunmuyor, müzakereler devam ettiği sürece ateşkesin devam edeceğini belirtmiyor, tarafları müzakereleri sürdürmeye çağırmakla yetiniyordu.

Hayatta kalan ve ölen rehineler

Yeni öneri, ilk gün ve ellinci günde iki grup halinde 10 İsrailli rehinenin salıverilmesi ve bunun karşılığında İsrail hapishanelerinde bulunan belirli sayıda Filistinli tutuklunun serbest bırakılmasını içeriyor. Serbest bırakılması istenenler arasında ömür boyu ve ağır hapis cezasına çarptırılmış yaklaşık 140 Filistinli tutuklunun yanı sıra, 15 yıldan fazla hapis yatmış 60 kişi, kadınlar, çocuklar ve 7 Ekim 2023 tarihinden sonra Gazze'den tutuklanan diğer kişiler de yer alıyor.

Orijinal öneri ise önceki anlaşmadaki takas şartlarıyla aynı şekilde, ilk gün rehinelerin tamamının serbest bırakılmasını öngörüyordu.

dfgthy
Dün Han Yunus’ta çadırlarına düzenlenen İsrail saldırısında hayatını kaybeden Filistinlilerin cenaze namazını kılan Filistinliler (Reuters)

Ateşkesin yedinci günden otuzuncu gününe kadar İsrailli 18 rehinenin cesetleri de iki aşamada teslim edilecek. Bunun karşılığında belirli sayıda Filistinlinin cesedi teslim edilecek. Orijinal öneride her İsrail cesedi karşılığında yaklaşık 10 Filistinli cesedinin teslim edilmesi öngörülüyordu.

İnsani yardımlar

Orijinal ve yeni teklifler, insani yardımların ilk günden itibaren derhal ve bol miktarda sağlanmasını öngörüyor.

sdfrgt
Dün Gazze Şeridi'nin orta kesimlerindeki Deyr el-Belah'a havadan yapılan yardımlar (AP)

İsrail'in çekilmesi

İki öneri, İsrail güçlerinin geçtiğimiz mart ayında ateşkesin ihlal edilmesinden önceki duruma geri dönmesini, bazı bölgelerde yaklaşık bir kilometre, diğer bölgelerde ise daha az veya daha fazla olmak üzere önceden belirlenmiş mesafelerde geri çekilmesini öngörüyor.

dfgthyu
Dün İsrail'in Gazze sınırında zırhlı bir askeri personel taşıyıcı tarafından gerçekleştirilen bir manevra (Reuters)

İsrail, arabulucuların son önerisinde yer alan ve Hamas'ın 4 hafta önce üzerinde değişiklikler yaptığı haritaya göre Morag Koridoru yakınlarındaki Refah'ın çeşitli bölgelerinde kalarak varlığını sürdürecek.

Ayrıca Gazze’nin yönetimi savaşın ertesi günü, Hamas ve Filistinli grupların silahları ve kaderini belirleyecek konular da dahil olmak üzere kapsamlı anlaşmanın şartları çerçevesinde tartışılacak.