Yemen: Marib’e yönelik Husi saldırısı püskürtüldü

Son iki günde Husi teröristlerin mevzilerine yönelik hava operasyonlarında 22 askeri araç imha edildi. Arap İçişleri Bakanları Konseyi Husileri terör listesine ekledi

Husilerin Sana’daki toplanma noktalarından birindeki milisleri (Reuters)
Husilerin Sana’daki toplanma noktalarından birindeki milisleri (Reuters)
TT

Yemen: Marib’e yönelik Husi saldırısı püskürtüldü

Husilerin Sana’daki toplanma noktalarından birindeki milisleri (Reuters)
Husilerin Sana’daki toplanma noktalarından birindeki milisleri (Reuters)

Arap İçişleri Bakanları Konseyi, Yemen’e ve komşu ülkelerine yönelik terör eylemlerini artıran Husi milislerinin terörist gruplar listesine eklenmesini onayladı.
Diğer yandan Yemen Ulusal Ordusu, Marib’in güneyini hedef alan bir milis saldırısının, Yemen’de meşru hükümeti destekleyen Arap Koalisyonu’nun desteği ile geri püskürttüğünü duyurdu.
Arap Koalisyonu, cuma ve cumartesi günü Marib ve Hacca cephelerinde Husi milislerine karşı 35 hava operasyonu gerçekleştirdiğini duyurdu.
Şarku’l Avsat’ın Suudi Arabistan resmi haber ajansı SPA’dan aktardığı habere göre bildirdiğine göre, Arap Koalisyonu tarafından Twitter'da yapılan paylaşımda, operasyonlar kapsamında 22 askeri aracın imha edildiği ve Yemenli saha kaynaklarının tahminlerine göre milislerden onlarcasının etkisiz hale getirildiği veya yaralandığı açıklandı.
Yemen askeri medyası, halk direniş güçlerinin desteklediği Ulusal Ordu’nun dün İran destekli Husi milislerinin Marib’in güneyindeki askeri bölgelere düzenlediği bir saldırının geri püskürtüldüğünü bildirdi.
Yemen Silahlı Kuvvetleri Medya Merkezi’ne göre askeri bir kaynak, ordunun bombardımanı sonucunda araçlarının imha edilmesi ve birçok üyesinin etkisiz hale getirilmesi veya yaralanmasının ardından milislerin kaçtıklarını belirtti.
Kaynağa göre, Yemen ordusu, milislerin kaçarken bıraktıkları ekipmanlarla birlikte iki araca el koyarken, aynı cephede operasyon gerçekleştiren Arap Koalisyonu güçleri, milislerin yaptığı iki takviyeyi hedef aldı. Operasyon araçların imhası ve içerisindeki unsurların etkisiz hale getirilmesi ile sonuçlandı.
Yemen resmi haber ajansı SABA’ya göre, sahadaki gelişmelerde, Taiz şehrinin kuzeyinde Ulusal Ordu güçleri ile Husiler arasında çıkan çatışmalarda, 8 üyesi etkisiz hale getirildi ve diğerleri de yaralandı.
SABA haber ajansı, bir kaynaktan Ulusal Ordu güçleri milis mevzilerine operasyon düzenlediğini, operasyonun Erbain Caddesi’ndeki Kabab Binası’nda bulunan bir keskin nişancı da dahil olmak üzere 8 milisin etkisiz hale getirilmesi ve diğerlerinin yaralanması ile sonuçlanırken, Arap Koalisyon uçaklarının, aynı şehrin batısındaki el-Medrecat Gurab bölgesindeki Husi yerleşimlerini hedef aldığını aktardı.
Husi milislerinin terör eylemlerinin artmasıyla birlikte, Arap İçişleri Bakanları Konseyi Genel Sekreterliği, Husi grubun terörist olarak sınıflandırılmasını ve terör eylemcilerinin, liderlerinin ve finansörlerinin dahil olduğu karar listeye eklenmesini onayladı.
Arap İçişleri Bakanları Konseyi Genel Sekreterliği tarafından yapılan açıklamada, Husi milislerinin terörist bir varlık olarak sınıflandırılması ve Arap ülkelerinin kara listesine eklenmesinin, Husilerin 21 Eylül 2014 tarihinde başkent Sanaa’yı kontrol altına almalarından bu yana, öldürme, yerinden etme, hapsetme ve işkence dahil olmak üzere Yemen halkına karşı işlediği suçlar sebebiyle geldiğini açıkladı. Açıklamada, söz konusu kararın, Husi milislerin Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’ndeki sivilleri ve altyapıyı hedef alan sınır ötesi terör saldırılar da dahil olmak üzere, komşu ülkelere ve uluslararası topluma yönelik suçları sebebiyle de alındığı belirtildi.
Açıklamada, Arap İçişleri Bakanları Konseyi Genel Sekreterliği’nin Husileri terör eylemcilerinin, liderlerinin ve finansörlerinin dahil olduğu karar listeye eklenmesinin, milislerin ve zehirli fikirlerini yayılmasının tehlikesini anlayan Arap polis teşkilatları ve güvenlik servislerinin çabaları sonucunda geldiği belirtildi. Karar, aynı zamanda Arap Parlamentosu’nun Husileri terörist bir grup olarak listelenmesi talebinde bulunması ve  Birleşmiş Millet Güvenlik Konseyi’nin 2624 No’lu kararı ile Husileri terör örgütü olarak yayınlanmasından birkaç gün sonra geldi.
İnsani açıdan yaşanan gelişmelerde, Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF), Yemen’de şiddetin artmasıyla ölü ve yaralı sayısında artış olduğunu ve bunların milyonlarca çocuk ve aile için korkunç sonuçlara neden olduğunu bildirdi.
UNICEF Yemen Temsilcisi Philippe Duamell dün yaptığı açıklamada, raporlara göre bu yılın yalnızca ilk iki ayın içerisinde, çeşitli bölgelerde en az 47 çocuğun hayatını kaybettiğini veya yaralandığını söyledi.
Duamell “2021’de çatışmaların yoğunlaşmasının ardından bu yıl da şiddet devam ediyor. Her zaman olduğu gibi, ilk önce ve en şiddetli şekilde çocuklar zarar görüyor” dedi. 
UNICEF yaptığı açıklamada, çatışmanın taraflarını -ve bu tarafları etkileyebilecekleri- nerede oldukları önemli olmaksızın sivilleri korumaya, çocukların güvenliğini sağlamaya ve her zaman korunduklarının güvence altına alma çağrısında bulundu. Açıklamada “Yemen’de şiddet, sefalet ve hüzün yaygın bir hale geldi ve milyonlarca aile ve çocuk için korkunç sonuçlara yol açtı.” ifadelerini kullanıldı.
UNICEF, Yemenlilerin ve çocuklarının hak ettikleri gibi barış içinde yaşamalarını sağlamak üzere sürdürülebilir bir siyasi çözüme ulaşma zamanının geldiğini belirtti.



Cezayir'in görkemli askeri geçit törenleri düzenleyerek verdiği mesajlar

Cezayir’de bir askeri geçit törenine elinde bayrakla uçakları selamlayan bir çocuk, 1 Kasım 2024 (AP)
Cezayir’de bir askeri geçit törenine elinde bayrakla uçakları selamlayan bir çocuk, 1 Kasım 2024 (AP)
TT

Cezayir'in görkemli askeri geçit törenleri düzenleyerek verdiği mesajlar

Cezayir’de bir askeri geçit törenine elinde bayrakla uçakları selamlayan bir çocuk, 1 Kasım 2024 (AP)
Cezayir’de bir askeri geçit törenine elinde bayrakla uçakları selamlayan bir çocuk, 1 Kasım 2024 (AP)

Rabia Abdusselam

Cezayir'in 1954 yılında Fransa’nın sömürgeciliğine karşı başlattığı Kurtuluş Devrimi’nin 70’inci yıldönümü kutlamaları sıradan bir etkinlik değildi. Ülke, 132 savaş uçağı ve insansız hava aracı (İHA), yüzlerce tank ve Rus yapımı İskender-E mobil kısa menzilli balistik sistemi gibi benzeri görülmemiş yeni silahların tanıtıldığı devasa bir askeri geçit törenine tanık oldu.

Cezayir bu büyüklükte bir askeri geçit törenini ilk kez düzenlemiyor. Bundan iki yıl önce, bağımsızlığının 60’ıncı yıldönümünde yetkililer, Cezayir hükümetinin 30 milyon euro (32 milyon dolar) ayırdığı büyük bir askeri geçit törenini düzenledi. Bu durum, askeri gücü göstermesinin arkasında yatan sebepler ve bu askeri geçit törenlerinin verdiği mesajlar hakkında soru işaretleri yarattı.

Askeri geçit töreninde, medya tarafından ‘Cezayir'in uyuyan canavarı’ olarak anılan Rus ordusunun envanterindeki versiyonu 500 kilometre, dışarıya ihraç edilen versiyonu 280 kilometre menzile sahip olan Rus yapımı İskender-E balistik füze sisteminin tanıtılması heyecan yarattı. Törende, yüksek savaş kabiliyetine sahip etkili bir silah olan BM-30 Smerç çok namlulu roketatar sistemi, çok sayıda hedefi tespit ve takip edebilen ve balistik füzeleri ve çeşitli uçakları püskürtme ve imha etmede üstün yeteneklere sahip olan S-300 karadan havaya füze savunma sistemi ve D-30 obüslerinin yanı sıra hareket halindeki düşman hedefleri hassas bir şekilde imha edebilen BARQ lazer güdümlü anti tank füze sistemleri başta olmak üzere savunma ve saldırı silahları ile modern füze sistemlerinden oluşan bir cephanelik de sergilendi.

Ordunun silahlarının modernizasyonu

Törende Hava Kuvvetlerinin sahip olduğu silahlar da vardı. S-90 ve P-350 nakliye uçakları, S-130 taktik nakliye uçağı ve Ilyushin Il-76 havada yakıt ikmal uçağının yanında Suhoy-24 ve Suhoy-30 savaş uçakları uçuş yaptı. Cezayir Donanması da Akdeniz sularında Cercera, el-Hakkar ve Ouarsenis denizaltıları ve düşman topraklarının derinliklerindeki kara hedeflerini uzun mesafelerden yok etmek için derin denizden karaya kanatlı füzeler fırlatan ve gemileri ve denizaltıları yok etmek için torpido ve uzun menzilli füzeler kullanabilen Varshavyanka sınıfı denizaltısı gibi etkileyici gösterilerle geçit törenine katıldı.

Cezayir'in 2025 yılı genel bütçesi, Cezayir ordusu ve Savunma Bakanlığı bütçesinde 2024 bütçesine kıyasla ve 2018 yılından bu yana tahmini üç milyar dolarlık bir artışla 25 milyar doların üzerinde kayda değer ve kesintisiz bir artış olduğunu ortaya koyarken, askeri geçit töreni Cezayir'in savunma sektörüne her yıl harcadığı paranın büyüklüğünü gösterdi. Cezayir’in Savunma Bakanlığı ve ordu bütçeleri, yetkililerin ordunun teçhizat ve silahlarını yenileme ve modernize etme ve hatta gelişmiş silah sistemleri edinme arzusu nedeniyle rekor bir artışa tanık oldu. 2023 yılında 18 milyar dolar olan savunma bütçesi, 2024 yılında 22 milyar dolara yükselirken 2025 bütçesinde ise 25,1 milyar dolara ulaştı.

Çeşitli siyaset ve güvenlik analistleri, terörizm, Sahel bölgesindeki huzursuzluk, suç oranları, gizli göç ve insan kaçakçılığı ile ilgili artan güvenlik sorunları ve Cezayir'in etrafının Mali, Nijer ve Libya gibi güvenlik ve siyaset alanında zayıflıklarla boğuşan bir grup ülkeyle çevrili olması gerçeği göz önüne alındığında, bu askeri geçit törenlerinin yapılmasına hak veriyorlar. Kasaba Merbah Ouargla Üniversitesi’nde siyaset bilimi ve uluslararası ilişkiler profesörü ve uluslararası ilişkiler uzmanı olan Dr. Mebruk Kahi, Al-Majalla'ya yaptığı değerlendirmede, askeri geçit törenlerinin özellikle zamanlaması açısından iktidarın hem yurt içine hem de yurt dışına göndermek istediği siyasi mesajı ve hedefleri olduğunu söyledi.

Ordu ve halk arasındaki kutsal bağ

Bu mesajların hem yurt içinde hem de yurt dışındaki meselelerle ilgili olduğunu söyleyen Dr. Kahi, “Bunlar askeri düzeyde elde edilen başarıları tanıtmak ve Cezayir ordusunun vatanı savunmak ve korumak için tamamen hazır olduğuna dair bir güven mesajı göndermenin yanı sıra ordunun halkla olan ve Cezayir'in birliğini baltalamak niyetiyle kurulan pek çok komployu boşa çıkaran ilişkisini güçlendirmeyi amaçlayan bir girişim” ifadelerini kullandı.

Çeşitli siyaset ve güvenlik analistleri, artan güvenlik sorunları göz önüne alındığında, bu askeri geçit törenlerinin yapılmasına hak veriyorlar.

Şarku'l Avsat'ın Al Majalla'dan aktardığı habere göre Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun, ordunun kara, hava ve deniz kuvvetleri ile jandarma, polis, sivil savunma ve sınır güçlerinin seçkin mensuplarının katıldığı bu geçit töreninin açılış konuşmasında çeşitli mesajlar verdi. Kısacası yetkililer, askeri geçit töreninin Kurtuluş Devrimi’nin 70’inci yıldönümünün boyutlarına ve temsil ettiklerine uygun olmasını sağlamaya ve emaneti koruyanların fedakarlıklarının karşılığını vermeye istekliydiler. Bu tören, halk ile onun kalbinde yer alan Cezayir ordusunun yüksek bir vatanseverlik duygusu, sarsılmaz bir bağlılık ve saf bir vatanseverlikle çalışan mensupları arasındaki kutsal bağın gücünü ifade ediyor.

ASCDvfg
Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun, Cezayir Devrimi'nin 70’inci yıldönümü vesilesiyle düzenlenen askeri geçit töreni sırasında askeri bir aracın üzerinden törene katılanları selamlarken, 1 Kasım 2024 (AP)

Törende yaptığı konuşmada ordunun savunma doktrinini ve ülkenin güvenliğinin ve istikrarının korunması ilkesini yineleyen Cumhurbaşkanı Tebbun, Cezayir ordusunun misyonu sınırları savunmak olan bir barış, güvenlik ve konsantrasyon gücü olarak görülmesine dayanan sabit savaş doktrinini teyit eden bir mesaj verdi. Tebbun, bu mesajda “Cezayir Halk Ulusal Ordusu'nun doktrini bir savunma doktrinidir ve silahları sadece ulusal egemenliği korumanın yanı sıra ülkemizin uluslararası ve bölgesel taahhütleri ve anayasal ilkelerimiz ve kurallarımız çerçevesinde uluslararası hukuka saygı doğrultusunda uluslararası barış ve güvenliğe katkıda bulunmaya yöneliktir” dedi.

Cezayir ayrıca, Mağrip bloğu projesine yönelik mevcut yönelimi yansıtan birden fazla anlamı olan bir imajı vurgulamak istiyordu.

Tebbun, gözden geçirme faaliyetlerinin hedeflerini anlamak için bölgesel riskler ve zorluklarla ilgili dikkate değer önemli mesajlar da verdi. Mebruk Kahi, “Mali ve Nijer gibi ülkelerdeki siyasi yapının kırılganlığı ve yönetimin zayıflığı nedeniyle Sahel bölgesinde yaşananlar ve Sahra meselesindeki gelişmeler nedeniyle mesaj açık. Cezayir barışçıl çözümlere olan bağlılığını vurguluyor, ama bu onun zayıf olduğu anlamına gelmiyor. Aksine Kuzey Afrika ve Sahel bölgesinin güvenliğinin garantörü olacak güce sahip olduğunu göstermeye çalışıyor” değerlendirmesinde bulundu.

Fransa'ya gönderilen mesajlar

Cezayir ayrıca, Fas'ın Sahra üzerindeki egemenliği konusundaki son tutumu ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un geçtiğimiz hafta Fas parlamentosunda yaptığı konuşmada teyit ettiği görüşlerinin ardından Fransa'ya doğrudan bir mesaj göndermeye çalışıyor. Macron, konuşmasında Sahra'nın geleceğinin ‘sadece Fas'ın egemenliği altında ve özerklik önerisi çerçevesinde olabileceğini’ vurguladı. Konuyla ilgili bir değerlendirme yapan Prof. Nurussabah Aknuş, “Bu görüntü, özerklik seçeneğine meseleyi çarpıtarak ve BM'nin meşru çerçevesinden çıkarıp yerleşim mantığına çekerek tamamen tasfiye etme eğiliminde olan ya da olabilecek Fransa ve diğer ülkelere bir cevap niteliğindedir” diye konuştu.