Pedersen’den 2254 sayılı karara bağlılık vurgusu

Şam rejim, gösteri düzenleneceği korkusuyla Dera vilayetine takviye güç gönderdi.

BM Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen. (AP)
BM Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen. (AP)
TT

Pedersen’den 2254 sayılı karara bağlılık vurgusu

BM Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen. (AP)
BM Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen. (AP)

Şam rejimi Suriye’de protestoların başlamasının yıl dönümünde, ülkenin güneyindeki Dera vilayetinde şiddetli gösteriler düzenleneceği korkusuyla şehre ek takviye gönderdi. Zira protestoların yıl dönümünü anmak için gösteri düzenleme çağrıları yapılıyor
Birleşmiş Milletler Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen, 14 Mart’ta yaptığı açıklamada Suriye’deki çatışmanın 12’in yılına karanlık bir dönemle girdiğini belirterek herkese ‘askeri bir çözümün imkansızlığına’ dair mesaj gönderdi.
Pedersen e-posta aracılığıyla yaptığı açıklamada, Suriye hükümeti, muhalif Suriye Müzakere Komisyonu, mümkün olan en geniş ölçekte Suriyeli ve tüm büyük uluslararası aktörlerle iletişimini sürdürdüğünü belirterek tek amaçlarının Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) 2254 sayılı kararının uygulanmasını geliştirmek olduğunu vurguladı. Geir Pedersen açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Durum başından beri böyleydi. Ama şu an bu durum, herkes için açık. İki yıl boyunca temas hatlarında herhangi bir değişiklik olmadı. Ancak sürekli bir durgunlukla karşı karşıyayız. Aynı zamanda insani ihtiyaçlar artıyor, ekonomik ve sosyal koşullar çöküyor.”
Bu çıkmazdan çıkış yolunun tarafların ‘Suriye halkının acılarına son verebilecek, Suriye’nin egemenliğini yeniden tesis edebilecek ve Suriye halkının geleceğine karar vermesini sağlayabilecek’ siyasi bir çözüm formüle etmesi olduğunu belirten Pedersen, “Bu ancak, bir miktar güven yaratacak siyasi irade ve tarafların ulaşabileceği gerçek adımlar varsa başarılabilir” dedi.
BM Temsilcisi, Anayasa Komitesi’nin yakın zamanda Cenevre’de yeniden toplandığını görmekten memnun olduğunu söylerken görev alanında önemli bir ilerleme kaydetmesi gerektiğine inandığını vurguladı. Pedersen, temas hatlarıyla ülke genelinde gerçek bir ateşkes inşa etmeye çalışmak için her türlü neden olduğunu söyledi. Uluslararası terörün yol açtığı tehdit devam ederken tarafların ortak çıkarları ve iş birliği yapmalarının görevleri olduğunu belirten Pedersen, insani ihtiyaçların artmaya devam etmesiyle ekonomik durumun kötüleştiğini ve ülkenin birçok bölgesinin yıkıma uğradığını vurguladı. Geir Pedersen sözlerini şöyle sürdürdü.
“Tüm tarafların bu olumsuz eğilimleri tersine çevirmek, iyileşmeyi ilerletmek ve sosyal ve ekonomik zorlukları daha geniş bir şekilde ele almak için harekete geçmesi zorunludur.”
Tutukluların, kaçırılanların ve kayıpların içinde bulunduğu kötü durumdan etkilenen tüm taraflarla birlikte bu başlıklarda daha büyük adımlar atma zamanının geldiğini vurgulayan Pedersen, mültecilerin ve yerinden edilenlerin gönüllü olarak, güvenli ve onurlu bir şekilde geri dönmeleri halinde sahada güvenli, sakin ve tarafsız bir ortama ulaşılabileceğini söyledi. Bağışçılardan daha fazla desteğe ihtiyaç duyulduğunu kaydetti.
BM Temsilcisi, 2254 sayılı kararda öngörülen karşılıklı güven artırıcı önlemlere bir kez daha dikkat çekerek süreçte tüm konuları ele almak ve tam olarak uygulanmalarını sağlamak için daha geniş bir siyasi süreç inşa etmenin mümkün olduğunu dile getirdi. Pedersen ayrıca Suriyeli taraflara ve tüm önemli uluslararası aktörlere bu ortak hedefe ulaşılmasına yardımcı olmak için BM ile birlikte çalışma çağrısı yaptı.
Diğer yandan Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’nden (SOHR) bir aktiviste göre Suriye’nin güneyindeki Dera vilayetine 14 Mart’ta rejim güçlerince yeni askeri takviyeler yapıldı. Takviyeler eski gümrük, silolar, belediye stadyumu, Dera el-Balad ve el-Mahatta bölgelerine konuşlandırıl.
Dera vilayeti her yıl, Suriye devriminin yıl dönümünde geniş çaplı protesto gösterilerine sahne oluyor. Devrim hareketi, 18 Mart 2011 tarihinde Dera’da güçlenmişti.



Libya'daki ‘Rus nüfuzu’ ABD Özel Temsilcisi’nin güney ziyaretini gölgede bıraktı

ABD Libya Büyükelçiliği heyetinin Sebha'yı ziyaretinden (ABD Libya Büyükelçiliği’nin X hesabı)
ABD Libya Büyükelçiliği heyetinin Sebha'yı ziyaretinden (ABD Libya Büyükelçiliği’nin X hesabı)
TT

Libya'daki ‘Rus nüfuzu’ ABD Özel Temsilcisi’nin güney ziyaretini gölgede bıraktı

ABD Libya Büyükelçiliği heyetinin Sebha'yı ziyaretinden (ABD Libya Büyükelçiliği’nin X hesabı)
ABD Libya Büyükelçiliği heyetinin Sebha'yı ziyaretinden (ABD Libya Büyükelçiliği’nin X hesabı)

Libya'daki ‘Rus nüfuzu’, Libyalı analistlerin ABD Özel Temsilcisi Richard Norland'ın Libya'nın güneyine yaptığı benzeri görülmemiş ziyaretin sonuçlarına ilişkin değerlendirmelerini gölgede bıraktı.

Norland'ın bu hafta başında güneydeki Sebha kentinde Mareşal Halife Hafter'in oğlu Saddam Hafter ile yaptığı görüşmelerin ayrıntıları yeterince açıklanmadı. Ancak gözlemciler Norland'ın Sebha'ya yaptığı ziyaretin ‘sembolik’ olduğunu bildirdi. Derne Üniversitesi'nde siyaset bilimi profesörü olan Yusuf el-Farisi, söz konusu ziyaretin ‘önceki güvensizlik dalgalarının ardından istikrarlı güvenlik koşulları ışığında bir ABD yetkilisinin güney kentine yaptığı ilk ziyaret’ olduğunu belirtti.

cdvfg
ABD'nin Libya Özel Temsilcisi Richard Norland, Sebha ziyareti sırasında gerçekleşen görüşmede konuşurken (ABD Libya Büyükelçiliği’nin X hesabı)

Johns Hopkins Üniversitesi Dış Politika Enstitüsü üyesi Hafız el-Guveyl'e göre, Libya'ya yönelik on yıllık stratejik planın ve Rus nüfuzunu sınırlama girişimlerinin gölgeleri, ABD Özel Temsilcisi’nin Güney Libya ziyaretinde de kendisini gösterdi. El-Guveyl'e göre Rusya'nın Libya'nın güneyindeki nüfuzunu arttırması, ABD'nin kırılgan bölgelere yönelik stratejisinden ve Norland'ın ziyaretinden daha uzak değil. Bu noktada, geçtiğimiz mart ayından bu yana Rus askeri kargo uçaklarının ülkenin güneyinde yer alan Brak eş-Şati Üssü’ne yönelik birden fazla hava ikmalinden söz eden sızıntıların ortaya çıktığını da belirtmek gerekir.

Xujık8
Libya Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) Başbakanı Abdulhamid ed-Dibeybe ile CIA Direktörü William Burns arasında Trablus'ta daha önce yapılan bir görüşmeden (UBH)

İki yıldan kısa bir süre önce Biden yönetimi, ‘Çatışmayı Önlemek ve İstikrarı Teşvik Etmek için ABD Stratejisi - Libya için On Yıllık Stratejik Plan’ olarak bilinen planı başlattı. Bu plan, diğer hususların yanı sıra, Libya'nın tarihsel olarak marjinalleştirilmiş güneyini ulusal yapılara entegre etmeyi, daha geniş bir birleşmeye yol açmayı ve güney sınırını güvence altına almayı amaçlıyor.

Norland, Hafter'le görüştükten sonra Libya'nın güneyinin istikrara kavuşturulması, Libya'nın egemenliğinin korunması ve bölünmelerin aşılmasında oynadığı hayati rol hakkında genel bir konuşma yapmakla yetindi. Trablus Üniversitesi’nde siyaset bilimi profesörü olan Dr. Ahmed el-Atraş'a göre söz konusu ziyaret Moskova'nın nüfuz mücadelesi ve Rusya'nın bölgedeki genişlemesini keşfetme bağlamının ötesine geçemeyebilir.

Diğer yandan Norland’ın Libya'nın güvenlik kurumlarını birleştirme çabalarını ülkenin dört bir yanından Libyalı askeri liderlerle ilişki kurarak desteklemekten bahsetmesi de dikkat çekiyor. El-Atraş Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada, bu ziyaretin gerçekleri gizlemek için yapıldığını belirtti. El-Atraş’a göre bu ziyaret öncelikle Moskova'yı hedef alıyor ve ülkenin batısından sorumlu İçişleri Bakanı İmad et-Trablusi ile Saddam arasında daha önce yapılan ve tek taraflı bir eylem olan görüşmeye dayanan vizyonları önemsizleştiriyor.

 sc
Rusya Savunma Bakanı Yardımcısı ve Rus hükümetinden üst düzey bir heyetin daha önce Bingazi'ye yaptığı ziyaretten (Şarku’l Avsat)

Öte yandan bir grup analist, Çin'in Libya'daki faaliyetlerinin genişlemesine ilişkin ABD'nin güçlü endişelerinden bahsetti. Siyasi analist İzzeddin Akil'e göre güney Libya, Çin İpek Yolu'nun kesilmesinde önemli bir istasyon olabilir ve aynı zamanda Afrika'da Çinlileri rahatsız etmek ve onlara karşı koymak için bir üs olarak kullanılabilir.

Akil, Washington yönetiminin Trablus Büyükelçisi olarak atanması planlanan Amerikalı diplomat Jennifer Gavito'nun brifinginde Çin hakkında söylenenleri esas aldı.

Gavito geçtiğimiz haziran ayında Senato Dış İlişkiler Komitesi önünde yaptığı açıklamada, Çin'le bağlantılı şirketlerin Libya'da bilgi ve iletişim teknolojileri sektöründe gösterdikleri derin başarılar konusunda uyarıda bulundu.

Infra Global Partners Vakfı danışmanı Jonathan Bass, Pekin'in Mareşal Halife Hafter'e verdiği desteğe işaret ederek, Çin'in daha önce eski Libya Başbakanı Fethi Başağa döneminde çok cazip koşullarla ülkenin güneyinde Libya altını çıkarma hakkını elde ettiğini söyledi.

Sahel bölgesinin son iki yılda Fransa'ya sadık bazı yerleşik rejimlerin devrilmesine tanık olması ve Rusya'nın yeni rejimlerin müttefiki olarak bölgeye müdahil olması da dikkat çekiyor.

Norland'ın Sebha'yı ziyaretinden bir gün sonra Rusya'nın Libya Büyükelçisi Aydar Aganin'in Rus askeri kamyonu Ural'ın direksiyonuna geçmesi ve Ural’ın Libya pazarına girişini kutlaması da önemli bir noktaydı.