Ukrayna’ya füze gönderen İngiltere mültecileri ağırlamaya devam ediyor

Geçen Ocak ayında Ukrayna askerleri, geçen pazar günü Rusya tarafından bombalanan Lviv yakınlarındaki Yavoriv üssündeki tatbikatlar sırasında İngiliz füze fırlatıcılarıyla birlikte (AP)
Geçen Ocak ayında Ukrayna askerleri, geçen pazar günü Rusya tarafından bombalanan Lviv yakınlarındaki Yavoriv üssündeki tatbikatlar sırasında İngiliz füze fırlatıcılarıyla birlikte (AP)
TT

Ukrayna’ya füze gönderen İngiltere mültecileri ağırlamaya devam ediyor

Geçen Ocak ayında Ukrayna askerleri, geçen pazar günü Rusya tarafından bombalanan Lviv yakınlarındaki Yavoriv üssündeki tatbikatlar sırasında İngiliz füze fırlatıcılarıyla birlikte (AP)
Geçen Ocak ayında Ukrayna askerleri, geçen pazar günü Rusya tarafından bombalanan Lviv yakınlarındaki Yavoriv üssündeki tatbikatlar sırasında İngiliz füze fırlatıcılarıyla birlikte (AP)

“İyi gidiyor.” Bir İngiliz yetkili, ülkesinin Ukrayna ordusunun Rus saldırısını püskürtmesine yardım etmek için gönderdiği silahlar hakkında soru sorulduğunda bu yorumu yaptı. Ayrıntılara girmedi, ancak sevincini de gizleyemedi. Yetkili, İngiliz füze rampalarının çok sayıda Rus tankını ve zırhlı aracını etkisiz hale getirmedeki başarısını gösteren, Ukrayna’dan gelen görüntülere dikkati çekti.
İngiltere, ABD ile birlikte 24 Şubat’ta Rus askeri operasyonunun başlamasından birkaç hafta önce Ukraynalılara ‘savunma’ amaçlı gelişmiş ‘ölümcül’ silahlar sağlayan ilk ülkeler arasındaydı.
17 Ocak’taki İngiltere yardımının ilk paketi, silah, mühimmat, zırh, miğfer, askeri bot, yiyecek, iletişim ve konumlandırma ekipmanlarının yanı sıra en az 2 bin adet ‘NLAW’ türü hafif tanksavar füzesi içeriyordu. 9 Mart’ta İngiltere Savunma Bakanı Ben Wallace, ülkesinin daha fazla gelişmiş silah sevkiyatı yaptığını açıkladı. Avam Kamarası üyelerine hitaben yaptığı açıklamada Wallace, “Rusya’nın saldırgan davranışına yanıt olarak askeri ekipmanları artırdık. Avam Kamarası’na, bugün (9 Mart) itibarıyla 3 bin 615 NLAW füzesi uçurduğumuzu söyleyebiliriz. Aynı şekilde yakın zamanda küçük bir Javelin tanksavar füzesi sevkiyatına da başlayacağız. Avam Kamarası’nın temin ederim ki, yaptığımız her şey, Ukraynalılara savunma sistemleri sağlama kararımız kapsamındadır ve stratejik düzeye tırmanmayacak şekilde tasarlanmıştır” ifadelerini kullandı. Bakan, İngiltere’nin ‘askeri yardımlarını Rusya ile doğrudan bir çatışmaya yönlendirmek istemediği’ konusundaki tavrını da yineledi. Londra’nın Ukrayna üzerinde uçuşa yasak bölge oluşturulmasını desteklemekteki isteksizliği de bu tavrı yansıtıyor. Zira böyle bir hamlenin, bir dünya savaşına yol açması mümkün.
İngiltere, şu anda Ukrayna’nı Rus hava saldırılarına karşı koymak için diğer Avrupa ülkelerinden gelen yüzlerce Stinger füzesinin yanı sıra ‘Starstreak’ uçaksavar füze sistemi sevkiyatını gerçekleştirmeyi düşünüyor. Bu adımın, ‘savunma yardımından saldırıya geçişi’ temsil edip etmediği ise net değil.

İngiltere silah yardımına devam edecek
İngiltere Başbakanı Boris Johnson’ın bir sözcüsü, 14 Mart’ta Londra’nın Ukrayna hükümetine ‘savunma silahları ve muharebe yetenekleri’ sağlamaya kesinlikle devam edeceğini yineledi. Açıklama, Rus füze saldırılarının ‘İngiliz askerlerinin, geçen yıl Ukrayna askerlerini tanksavar füzeleri kullanmaları için eğitmek üzere kullandığı’ Polonya sınırına yakın büyük bir Ukrayna üssünü hedef almasının ardından geldi.
İngiltere Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada “İngiltere, Ukrayna’nın egemenliğini destekleyen önde gelen bir Avrupa ülkesiydi. Ukrayna’ya savunma yeteneklerinin güçlendirilmesi de dahil olmak üzere çeşitli destek türleri sağlıyoruz. 2015’ten bu yana İngiliz kuvvetleri, Ukrayna silahlı kuvvetlerinin 22 binden fazla üyesine eğitim verdi. Aynı şekilde Ukrayna’nın deniz yeteneklerini geliştirmek için 1,7 milyar sterlinlik mali destek sağlıyoruz” değerlendirmesinde bulundu. Sözcü, Avrupa Birliği (AB) ve diğer birçok ülkenin artık ‘Ukrayna’ya savunma silahları sağlayarak İngiltere örneğini takip etmeye başladığına’ dikkati çekti.
Sözcü, “İngiltere, 2008’deki NATO Zirvesi’ndeki Bükreş Zirvesi tarafından yayınlanan ve Gürcistan ile Ukrayna’nın bir gün ittifaka katılacağını doğrulayan bildirge uyarınca, Ukrayna’nın NATO üyeliğine yönelik arzularının sağlam bir destekçisi olmaya devam ediyor. Ukrayna’nın NATO üyeliği için bir giriş noktası olarak savunma ve güvenlik reformlarında ısrar etmesi gerekiyor. Ukrayna, ittifaklarını ve geleceğini seçme hakkına sahiptir. Rusya’nın tekrarlanan anlaşmalara göre bu seçimi, Ukraynalılara dayatma hakkı yoktur” ifadelerini kullandı.

İngiltere’nin hamleleri
Ukrayna’ya yönelik bu İngiliz desteği, elbette, askeri olmayan diğer alanlara da uzanıyor. İngiltere hükümeti, Devlet Başkanı Vladimir Putin ile bağları olmakla suçladığı zengin Ruslara (oligarklara) karşı en geniş yaptırım kampanyasını başlattı. Bu çerçevede oligarkların, milyarlarca dolar olduğu tahmin edilen varlıkları donduruldu. Ayrıca Luhansk ve Donetsk cumhuriyetlerinin Ukrayna’dan bağımsızlığını tanımaya oy veren Devlet Duması’nın 386 üyesi de dahil olmak üzere çok çeşitli Rus şirketlerine ve üst düzey yetkililere yaptırımlar uygulandı.
İnsani düzeyde ise İngiltere, Rus saldırısının yansımalarıyla mücadele etmesine yardımcı olmak için Ukrayna hükümetine mali destekte bulundu. Londra yönetimi, 14 Mart’ta vatandaşlarını ülkelerinden kaçan Ukraynalı ailelere bakmaya teşvik etmek için bir kampanya başlattı ve mültecileri ağırlamak için evini açan her vatandaşa ayda 350 sterlin ödeme taahhüdünde bulundu. Aynı şekilde belediyelere de bu ülkede kalmak üzere başvuru yapmadan önce, üç yıl boyunca İngiltere’de oturma ve çalışma hakkına sahip olacak kişilere ücretsiz eğitim, sağlık hizmeti ve ayni yardım için destek sağlanacak. Hükümet, İngiltere’nin misafir edeceği Ukraynalılar için belirlenmiş bir tavanın olmadığını söyledi. Ancak mevcut beklentiler, on binlerce mültecinin İngiltere’deki ‘kapsama planından’ yararlanacağını gösteriyor.
Şu anda en az 2 milyon 700 bin Ukraynalı komşu ülkelere sığınırken, Rus saldırılarının şiddetlenmesiyle bu sayının artacağı belirtildi.



Tutuklu Filistinli aktivist doğuma katılamadı: Columbia öğrencileri eylemde

Columbialı öğrenciler, Filistinli aktivistlerin serbest bırakılması için kampüs girişinde eylem düzenledi (Reuters)
Columbialı öğrenciler, Filistinli aktivistlerin serbest bırakılması için kampüs girişinde eylem düzenledi (Reuters)
TT

Tutuklu Filistinli aktivist doğuma katılamadı: Columbia öğrencileri eylemde

Columbialı öğrenciler, Filistinli aktivistlerin serbest bırakılması için kampüs girişinde eylem düzenledi (Reuters)
Columbialı öğrenciler, Filistinli aktivistlerin serbest bırakılması için kampüs girişinde eylem düzenledi (Reuters)

Columbia Üniversitesi'ndeki Filistin'e destek protestolarının önde gelen isimlerinden tutuklu aktivist Mahmud Halil'in eşinin doğumuna katılmasına izin verilmedi. 

Filistinli protestocunun ABD'li eşi Noor Abdalla, pazartesi akşamı yaptığı paylaşımda çocuğunu tek başına doğurduğunu belirtti: 

Bugün erken saatlerde Mahmud yanımda olmadan oğlumuzu dünyaya getirdim. ABD Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza (ICE) yetkililerinden Mahmud'un doğuma katılmasına izin verilmesini istedik fakat oğlumuzu görmek için geçici olarak serbest bırakılmasını reddettiler. Bu, ICE'nin bana, Mahmud'a ve oğlumuza acı çektirmek için aldığı kasıtlı bir karardı.

Halil'in avukatları, aktivistin tutulduğu Louisiana eyaletinin New Orleans şehrindeki ICE direktörü Melissa Harper'a pazar günü e-posta gönderdi. CNN'in incelediği yazışmalara göre Halil'in, New York şehrindeki eşi Abdalla'nın yanına gidip doğuma katılabilmesi için iki haftalığına serbest bırakılması talep ediliyor. 

E-posta gönderildikten yarım saat sonra Harper'ın gönderdiği yanıtta iki cümleyle talebin reddedildiği bildiriliyor. 

New York'ta 8 Mart'ta ICE görevlileri tarafından yakalanan Halil, ertesi gün Louisiana eyaletindeki bir hapishaneye transfer edilmişti. ABD Başkanı Donald Trump, Halil'in "Hamas destekçisi" olduğunu ve sınır dışı edilmesi gerektiğini ileri sürmüştü. Ancak Washington, suçlamalarla ilgili henüz delil paylaşmadı. 

Louisiana'da 8 Nisan'da gerçekleştirilen duruşmada Halil'in avukatlarından Marc Van Der Hout, davayla ilgili ellerine kanıt niteliğinde "tek bir belge bile ulaşmadığını" söylemişti. Hakim Jamee E. Comans, buna rağmen Halil'in sınır dışı edilebileceğine karar vermiş fakat daha sonra karar başka bir mahkeme tarafından iptal edilmişti. Halil'in avukatları öğrencinin serbest bırakılması için hukuki mücadelenin sürdüğünü söylüyor. 

Columbia'daki protestoları organize ettiği gerekçesiyle Filistin kökenli öğrenci Muhsin Mehdevi de gözaltına alınmıştı. Muhsin ve Halil'in ABD'de yasal oturum izni var.

Columbialı öğrenciler, pazartesi günü düzenledikleri eylemde kendilerini kampüsteki kapıya zincirleyerek Mehdevi ve Halil'in serbest bırakılmasını talep etti. Protestocular, "Adalet istiyoruz" ve "Siyasi suçlular serbest bırakılsın" pankartları açtı. New York Times'ın aktardığına göre eylemlerde gözaltına alınan protestocu sayısı henüz netleşmedi. 

Ayrıca Tufts Üniversitesi'nde doktora yapan Rümeysa Öztürk'ün Filistin'e destek verdiği gerekçesiyle gözaltına alınması da tartışma yaratmıştı. ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Öztürk'ün öğrenci vizesinin iptal edildiğini ve kendisinin sınır dışı edileceğini açıklamış, daha sonra federal yargıç Denise Casper, sınır dışı sürecini durdurma kararı vermişti. Öztürk'le ilgili kararın 1 Mayıs'ta açıklanması bekleniyor. 

Columbia Üniversitesi'nde 18 Nisan 2024'te başlayan olaylar, onbinlerce öğrenci ve akademisyenin katılımıyla Princeton, Yale, MIT ve Harvard gibi prestijli eğitim kurumlarının da yer aldığı birçok üniversiteye hızla yayılmıştı. New York Times'ın verilerine göre temmuzda hız kaybeden eylemlerde aralarında öğrenci ve akademisyenlerin yer aldığı toplamda en az 3 bin 100 kişi tutuklanmış veya gözaltına alınmıştı. 

Dönemin ABD Başkanı Joe Biden da eylemlere tepki göstererek "Yahudi düşmanlığı içeren bu protestoları kınıyorum" demişti.

Independent Türkçe, Guardian, CNN, New York Times