Kaani, Erbil’deki bombardıman hattına dahil oldu

İsrail’in, Kürdistan Bölgesel Yönetimi'ndeki faaliyetlerinin kanıtları ile Bağdat’a ulaştı.

Kaani, Erbil’deki bombardıman hattına dahil oldu
TT

Kaani, Erbil’deki bombardıman hattına dahil oldu

Kaani, Erbil’deki bombardıman hattına dahil oldu

İran Devrim Muhafızları Kudüs Gücü Komutanı İsmail Kaani Bağdat’a yönelik gerekleştirdiği ziyaretlere ilişkin açıklamalarda bulunmamasıyla biliniyor. Ziyarete ilişkin haberler medyaya genellikle perde arkasından sızar. Kaani’nin seçimleri takip eden son aylarda üç durağa (Bağdat, Necef ve Erbil) yönelik tekrarlı Irak ziyaretleri devam ederken sonuçları takip eden siyaset arenasında İran’ın Irak’taki rolünün azaldığına dair bir izlenim de mevcut. İran, Sünni evi birleştirmeyi başaran Türkiye’nin aksine Şii evindeki parçalanmayı durduramadı. İran’ın tüm baskılarına rağmen, bölgesel müdahaleler olmaksızın bir hükümet kurmak isteyen Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr’ın benimsediği ulusal çoğunluk projesini değiştirmeyi başaramadı. Şu ana kadar siyasi harita, ‘değişmez sloganın’ uygulanması çerçevesinde bir başka Şii- Kürt- Sünni ittifakı olan ‘Koordinasyon Çerçevesi, Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) ve Sünni Azm Hareketi’ karşısında ‘Sadr Hareketi, Sünni Egemenlik İttifakı ve Kürdistan Demokratik Partisi (KDP)’ üçlüsü olmak üzere iki ittifaka bölündü.
Tahran, özellikle Türkiye’nin Sünni evini birleştirme başarılarının ardından Irak’taki siyasi ittifaklar haritasının pusulasını ‘Şii parti- Kürt parti- Sünni partinin’ oluşturduğu uzunlamasına ittifaklar yönünde değil, ‘Şii evi- Kürt evi- Sünni evinin’ oluşturduğu enine yönde değiştirmek için sert girişimlere başladı. Şiilerin çoğunluk nüfus olarak konumunu koruyan bu bütünlüğü muhafaza etmek için bunun, parlamenter çoğunluk olarak dile getirilmesi gerekiyor. Aynı şekilde Tahran, başta Türkiye olmak üzere diğerlerinin ‘Irak’ta birkaç yıl öncesine kadar zayıf olan’ Sünni evini birleştirmedeki başarısında, kendisinin başarısız olduğunu ve rolünün azaldığını anladı. Bu durum, Tahran’ın bakış açısına göre başkalarını daha cesur olmaya teşvik ediyor. 2003 sonrası dönemden bu yana Irak’ta haritalar çizmede ve ittifakların pusulasını yönlendirmede üstün olan İran’dı.
Kaani’nin bu kez Bağdat’a yaptığı ziyarette yeni olan durum, Erbil’in İran’ın balistik füzeleriyle bombalanmasından iki gün sonra, İran Devrim Muhafızları’nın açık itirafıyla açığa çıktı. Saldırının bahanesi, Erbil’de İsrail MOSSAD karargahının bulunuyor olmasına rağmen siyasi boyut bombardıman sonrasında daha fazlaydı. Irak çevrelerinde dolaşan söylentiler arasında İran’ın Erbil’i bombalamasının Sadr’a ‘İsrail ile iş birliği yapan bir tarafla’ ittifak yaptığına dair bir uyarı olduğu söylentisi var. Diğer yandan bu uyarı, Tahran’ın Şii evini yıkmakla suçlanan KDP lideri Mesut Barzani’ye uyguladığı baskılar dizisinin de bir parçası. Dolayısıyla kapalı odalarda yayılan söylentilere göre Kaani’in ziyaretinin amacı, önceki ziyaretlerden farklı olarak, Tahran’ın ısrar ettiği bombardımanın siyasi sonuçlarından yararlanmak. Bu sonuç da Mukteda es-Sadr’ı Erbil’deki MOSSAD’ın varlığına ikna etmek olarak ön plana çıkıyor. Bu durum, Kaani’nin pozisyonunu oldukça kritik kılıyor. Eğer sağlam kanıtlar varsa bu durum, Sadr’ı KDP ile ittifakını bozmaya itebilir. Bu, Sadr’ın çoğunluk ittifakı içindeki planını ve Tahran’ı her türlü rolden dışlayan sloganını karıştıracak. İran, Irak’taki mevcut siyasi atmosfere yatırım yapmak istemesinin, üçlü ittifakı ‘parçalayarak’ tüm Şiilerin tek bir ittifakta olmasıyla elde edilebileceğine inanıyor. Sünnilerin ve Kürtlerin birleşmesi ya da bölünmüş kalması Tahran açısından ise önem arz etmiyor.
Sadr, İran’ın iddialarını doğrulamak için Mesud Barzani ile ortak bir soruşturma komitesi kurdu. Başbakan Mustafa el-Kazimi’nin geçen pazartesi günü Erbil’e yaptığı ziyarette İran’ın kesin delil sunmasını istemesi dikkat çekici. Bu tavır, Sadr hareketi liderinin tavrıyla da uyumlu.
Kaani, söz konusu gelişmeler ortasında, Tahran’ın çantasındaki iddialarına dair inandırıcı olması gereken kanıtlarla Irak’a gitti. Kendisi, bir taşla iki kuş vurmak istiyor. Görüşeceği liderlere sunacağı kanıtlara ek olarak anayasal sürelerin aşılması nedeniyle herkesin endişesi haline gelen siyasi süreçteki mevcut tutarsızlık kapısından bombardıman hattına girmeye çalışıyor. Soruşturma bulgularının niteliği ne olursa olsun İran, Şii dengelerinde görünen boşluğu Kürtler ve Sünnilerle ittifaktan uzakta doldurmaya çalışıyor.



İran'da İHA'lar ve İHA üretim atölyeleri ele geçirildi, 5 kişi tutuklandı

Bir videodan alınan hareketsiz görüntüde Tahran'ın üzerinde bugün yükselen duman görülüyor (Reuters)
Bir videodan alınan hareketsiz görüntüde Tahran'ın üzerinde bugün yükselen duman görülüyor (Reuters)
TT

İran'da İHA'lar ve İHA üretim atölyeleri ele geçirildi, 5 kişi tutuklandı

Bir videodan alınan hareketsiz görüntüde Tahran'ın üzerinde bugün yükselen duman görülüyor (Reuters)
Bir videodan alınan hareketsiz görüntüde Tahran'ın üzerinde bugün yükselen duman görülüyor (Reuters)

İran İşçi Haber Ajansı (ILNA), İran polis sözcüsü Said Muntazır el-Mehdi’nin bugün yaptığı açıklamaya dayanarak, polis güçlerinin 14 insansız hava aracı (İHA) ele geçirdiğini ve farklı illerde düşman İHA üretim atölyelerini ve İHA taşıyan araçları izlediğini aktardı.

Aynı bağlamda, İran'daki bazı yerel medya kuruluşları, İsrail'in dış istihbarat servisi Mossad'ın ajanları olduğunu söyledikleri 5 kişinin, ülkenin imajını internet üzerinden “karaladıkları” gerekçesiyle tutuklandığını bildirdi.

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığına göre ISNA ve Tesnim haber ajansları Devrim Muhafızları tarafından yapılan bir açıklamaya atıfta bulunarak, “Bu paralı askerler, siber uzaydaki kasıtlı faaliyetleriyle kamuoyunu alarma geçirmeye ve İran İslam Cumhuriyeti'ndeki kutsal sistemin imajını zedelemeye çalıştılar” ifadelerini kullandı.

İsrail ve İran arasındaki çatışma altıncı gününe girerken, her iki taraf da karşılıklı hava ve füze saldırılarını sürdürüyor.

İran Lideri Ali Hamaney bugün X platformunda yayınladığı bir dizi tweetle, İsrail'e karşı “savaş” olarak nitelendirdiği sürecin başladığını duyurdu ve Tahran'ın “Siyonist varlıkla” herhangi bir pazarlığa girmeyeceğini vurguladı.

İki taraf, bombalama riski altında olan belirli renk kodlu alanlarla işaretlenmiş şehirlerin haritalarını değiştirdi. İran Devrim Muhafızları Ordusu, Tel Aviv'de bulunan bölgelerdeki sakinlere tahliye çağrısı yaparken, İsrail ordusu Tahran'daki 18. Bölge'de bulunan İranlı sakinlere tahliye çağrısı yaptı.