Suudi Arabistan, petrol satışlarında dolardan vazgeçer mi?

Bir ABD gazetesi, Riyad’ın Çin’e yönelik petrol ihracatının bir kısmını yuan cinsinden fiyatlandırmayı düşündüğünü açıklarken, Suudi Arabistanlı bir kaynak da Independent Arabia’ya bu durumdan şüphe duyduğunu belirtti

Suudi Arabistan ve Çin arasındaki ilişki son yıllarda önemli bir büyümeye tanık oldu (SPA)
Suudi Arabistan ve Çin arasındaki ilişki son yıllarda önemli bir büyümeye tanık oldu (SPA)
TT

Suudi Arabistan, petrol satışlarında dolardan vazgeçer mi?

Suudi Arabistan ve Çin arasındaki ilişki son yıllarda önemli bir büyümeye tanık oldu (SPA)
Suudi Arabistan ve Çin arasındaki ilişki son yıllarda önemli bir büyümeye tanık oldu (SPA)

Ziyad el-Fifi
Bilgi sahibi kaynaklar, Suudi Arabistan’ın büyük Asya ülkesine yaptığı petrol satışlarının bir kısmını yuan cinsinden fiyatlandırmak üzere Çin ile ciddi görüşmelerde bulunduğunu açıkladı. Söz konusu adım, ABD dolarının küresel enerji piyasasındaki hakimiyetini azaltacak bir hamle olarak sayılıyor.
Eğer gerçekleşirse böyle bir adım, en büyük ham petrol ihracatçısı ile endüstrilerinde çok fazla enerji tüketen dünyanın en büyük ikinci ekonomisi arasında gerçekleşmesi dolayısıyla, tarihi bir değişim olarak kabul edilebilir.

Söz konusu adım, ilk kez gündeme gelmiyor. Çin, para birimini dünya genelinde ticarete açık hale getirme çabalarının bir parçası olarak 2018’de yuan cinsinden fiyatlandırılmış bir petrol sözleşmesi taslağını Körfez ihracatçısına sundu. Ancak hamle, bu yıl siyasi gelişmelerin etkisiyle hızlanmadan önce, aniden duraksadı. Gözlemciler, siyasi gelişmelerin etkisinin bu projeyi canlandırmanın bir nedeni olduğunu ifade etti.

Siyasi motive
Suudi Arabistan kaynaklarına göre haberi yayınlayan ‘The Wall Street Journal’ gazetesi, kararın, Beyaz Saray’ın bölgedeki politikaları nedeniyle Riyad ile Washington arasında artık sır olmaktan çıkan gergin ilişkilerden kaynaklandığını söyledi.
Nükleer mesele ve İran ile müzakerelerden meşruiyeti yeniden kazanma amaçlı Yemen savaşına ve hatta ABD’nin ‘geleneksel müttefiklerine’ yönelik güvenlik taahhütlerine kadar Washington’un bölgedeki siyasi vizyonu, Körfez ülkelerini ve özellikle Suudi Arabistan’ı tatmin etmiyor.
Çin açısından doların kullanımı, ABD’nin İran ve Rusya’ya yönelik yaptırımlarının yıkıcı etkisiyle açığa çıkan bir tehlike haline geldi.
Pekin, Suudi Arabistan tarafından ihraç edilen petrolün yüzde 25’inden fazlasını satın alıyor. Eğer bu oran, yuan cinsinden fiyatlandırılırsa, bu satışlar Çin para biriminin konumunu güçlendirecek.

Öte yandan Şarku’l Avsat’ın aktardığına göre bilgi sahibi Suudi Arabistanlı bir kaynak, Independent Arabia’ya yaptığı açıklamada söz konusu haberi yalanladı. Haberin asılsız olduğunu ve konunun gündeme getirilmediğini söyleyen kaynak, ABD gazetesinin kaynakları hakkında şüphe duyduğunu belirtti.
Suudi Arabistan’ın Çin’e yönelik ham petrol ihracatının hacmi, büyük sanayi ülkesinin günlük tükettiği 6,2 milyon varilin günlük 1,76 milyon varilini oluşturuyor. Aynı şekilde ABD Enerji Enformasyon İdaresi’nin Aralık 2021 rakamlarına göre Suudi Arabistan’a ihracat, günde yaklaşık 500 bin varil düşüş yaşadı.
Küresel petrol satışlarının yaklaşık yüzde 80’i dolar cinsinden yapılıyor. Dünyanın en büyük ihracatçısı olan Suudiler, 1974’ten bu yana Nixon yönetimi tarafından Suudi Arabistan lehine güvenlik garantileri içeren bir anlaşmayla petrol satıyor.

Neden Çin?
Öte yandan Çin’in petrol ithalatı, genişleyen ekonomisine paralel olarak, son otuz yılda büyük bir artış gösterdi. Suudi Arabistan, 2021’de Çin’in en büyük ham petrol tedarikçisiydi. Öyle ki günlük 1,76 milyon varil satın aldı. Çin’i, 1,6 milyon varil ile Rusya takip etti.
Bu dengeler, Suudileri ekonomik ilişkilerini yeniden tanımlamayı düşünmeye yöneltti. Suudi Arabistanlı bir yetkilinin ABD gazetesine belirttiğine göre dünyanın en büyük ham petrol ithalatçısı haline gelen Çin gibi, ABD ile de ilişkiler değişti. Yetkili, “Çin, Suudi Arabistan için birçok kazançlı teşvik sunuyor” dedi.
Çin’in bu ayrıcalığı neden tercih ettiği sorusuna ise yetkili, “Esnek bir ülke. Aklınıza gelebilecek her şeyi bizim için sunuyor” dedi.
Suudi Arabistanlı yetkili, üst düzey bir ABD’li yetkilinin Riyad’a ‘böyle bir adım atmasını tavsiye etmediğini’ de söyledi.

Petro-yuan!
ABD’li yetkilinin böyle bir şeyi tavsiye etmemesinden, ‘Suudileri ödeyecekleri bedelin büyüklüğünden haberdar etmenin’ amaçlandığı anlaşılabilir. Bu adımın tüm ihracatı etkilemesi durumunda, Suudilerin hala petrol işlemlerinin çoğunu dolar cinsinden yürütmeye devam etmesi uzak bir olasılık değil. Ancak bu hareket, Rusya, Angola ve Irak gibi ABD ile iyi geçinmeyen diğer üreticileri de Çin ihracatlarını yuan cinsinden fiyatlandırmaya teşvik edebilir.
İki ülke arasındaki ekonomik ilişki bir süre önce güvenlik boyutu aldı. ABD merkezli CNN’e göre Çin, Suudi Arabistan’ın balistik füze üretimi için bir proje geliştirmesine yardım etti. Edinilen bilgiye göre bu adımı, iki ülke arasında çok sayıda büyük ölçekli balistik füze teknolojisi transferi takip etti. Bu transferler, Beyaz Saray’a bağlı Ulusal Güvenlik Konseyi de dahil olmak üzere çok sayıdaki kuruluş tarafından dikkatle incelendi.
Geçen Aralık ayında, ABD merkezli kanalda yayınlanan görüntüler, Suudi Arabistan’ın Çin’in yardımıyla kurulmuş bir tesiste balistik füzeler ürettiğini göstermişti. Fotoğrafları ve kaynakları analiz eden uzmanlar, görüntülerin en son ABD istihbarat değerlendirmeleriyle uyumlu gelişmeleri yansıttığını açıkladı.
Çin ile Suudi Arabistan arasında hassas balistik füze teknolojisi transferi olup olmadığı sorusuna yanıt olarak Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, Pekin ile Riyad arasındaki ilişkiyi ‘kapsamlı bir stratejik ortaklığa dayalı’ olarak nitelendirdi. Sözcü, iki ülkenin ‘askeri ticaret de dahil olmak üzere tüm alanlarda dostane işbirliğini sürdürdüğünü’ vurguladı.
Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, CNN’e yaptığı açıklamada, “Bu tür bir işbirliği herhangi bir uluslararası hukuku ihlal etmez ve kitle imha silahlarının yayılmasını teşvik etmez” dedi.



Katar ile dayanışma içerisinde olduğunu belirten KİK Bakanlar Konseyi, Doha’nın İran ile İsrail arasındaki çatışmaların durdurulmasında oynadığı rolü takdir etti

KİK Dışişleri Bakanları ve KİK Genel Sekreteri hatıra fotoğrafı çektirdi. (KİK)
KİK Dışişleri Bakanları ve KİK Genel Sekreteri hatıra fotoğrafı çektirdi. (KİK)
TT

Katar ile dayanışma içerisinde olduğunu belirten KİK Bakanlar Konseyi, Doha’nın İran ile İsrail arasındaki çatışmaların durdurulmasında oynadığı rolü takdir etti

KİK Dışişleri Bakanları ve KİK Genel Sekreteri hatıra fotoğrafı çektirdi. (KİK)
KİK Dışişleri Bakanları ve KİK Genel Sekreteri hatıra fotoğrafı çektirdi. (KİK)

Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) dün Katar devletinin egemenliğine yönelik her türlü ihlali ya da güvenlik ve istikrarına yönelik her türlü tehdidi kategorik olarak reddettiğini yineleyerek, Katar'ın güvenlik ve istikrarının tüm KİK ülkelerinin güvenlik ve istikrarının ayrılmaz bir parçası olduğunu ve herhangi bir üye ülkeye yönelik tehdidin tüm KİK ülkelerine yönelik doğrudan bir tehdit olduğunu vurguladı.

İran'ın Katar'daki el-Udeyd Hava Üssü’ne yönelik füze saldırılarını görüşmek üzere dün Katar'ın başkenti Doha'da düzenlenen olağanüstü toplantının ardından KİK Bakanlar Konseyi, ABD Başkanı Donald Trump'ın ateşkes ilanını memnuniyetle karşılayarak, tüm askeri eylemlerin derhal durdurulması gerektiğini vurguladı ve Katar'ın bölgenin güvenlik ve istikrarını korumak için arabuluculuk yapma ve ateşkes sağlama çabalarını övdü. Konsey tüm tarafları, anlaşmazlıkları çözmenin etkili bir yolu olarak diplomatik yaklaşımı benimsemek için ortak çaba sarf etmeye, azami itidal göstermeye, bölgeyi ve halkını savaşın tehlikelerinden korumaya ve bölgede olumlu bir geleceğe doğru yeni bir yol çizmek için bir fırsat teşkil eden sürdürülebilir çözümlere yol açacak müzakerelere dönüş için baskı yapmaya çağırdı.

KİK Bakanlar Konseyi, bu yöndeki tüm çabaları desteklemeye hazır olduğunu vurguladı, ABD Başkanı Donald Trump’ın İran ile İsrail arasında ateşkes sağlanması konusundaki başarısını takdir etti ve ABD Başkanı’nı Gazze Şeridi'nde kalıcı bir ateşkes sağlanması için çaba göstermeye davet etti.

Katar ile dayanışma

KİK’in Katar’ın başkenti Doha'da düzenlenen 49. olağanüstü toplantısında yayımlanan bildiride, İran'ın Katar'daki bir askeri üsse yönelik füze saldırılarından duyulan derin üzüntü ve güçlü kınama ifade edildi. Açıklamada bu durum, ‘İran'ın Katar'ın egemenliğini, hava sahasını ve iyi komşuluk ilkelerini açık, kabul edilemez ve tehlikeli bir şekilde ihlal etmesi ve bahaneler ve gerekçeler ne olursa olsun uluslararası hukukun ve Birleşmiş Milletler (BM) Şartı’nın açık bir ihlali’ olarak nitelendirildi.

Bakanlar Konseyi, Katar ile tam dayanışma içinde olduğunu ve güvenlik ve istikrarını korumak için aldığı tedbirlere tam destek verdiğini ifade ederek, Katar Silahlı Kuvvetleri’nin İran tarafından başlatılan saldırıya karşı koyma kabiliyetlerini övdü.

BM Şartı ve uluslararası hukuk sözleşmeleri, iyi komşuluk ilkeleri, devletlerin egemenliğine saygı, içişlerine karışmama, anlaşmazlıkları barışçıl yollarla çözme, güç kullanmama ve güç tehdidinde bulunmama gibi temellere ve ilkelere bağlı kalınması gerektiğini vurguladı.

Diyalog ve diplomasinin önceliği

KİK Bakanlar Konseyi, Mart 2024'te açıklanan KİK Bölgesel Güvenlik Vizyonu'nun ülkeler arasındaki ilişkilerde diyalog ve diplomasi yolunun önceliğine ilişkin içeriğini ve bu yolun mevcut krizlerin üstesinden gelmenin ve bölgenin güvenliği ile halklarının huzurunu korumanın tek yolu olduğunu kaydetti. Herhangi bir gerilimin bölgesel güvenliğe zarar vereceğini ve bölgeyi uluslararası barış ve güvenlik üzerinde yıkıcı etkileri olacak tehlikeli yollara sürükleyeceğini kaydetti.

Bakanlar Konseyi, Umman Sultanlığı'nın nükleer dosyaya ilişkin ABD-İran müzakerelerindeki rolünü övdü ve Katar, ABD ve diğer ülkelerin sükûnete katkıda bulunan rolünü takdir ederek etkili arabuluculuk çabalarının sürdürülmesinin önemini vurguladı.

Hava ve deniz güvenliğine vurgu

KİK Bakanlar Konseyi, bölgedeki hava ve deniz güvenliği ile su yollarının korunmasının ve ticari gemilerin hedef alınması ve deniz nakliyat hatlarının, uluslararası ticaretin ve KİK ülkelerindeki petrol tesislerinin tehdit edilmesi de dâhil olmak üzere bölgenin ve dünyanın güvenlik ve istikrarını tehdit eden faaliyetlere karşı koymanın önemini vurguladı. Bakanlar Konseyi ayrıca, KİK ülkelerinin küresel enerji piyasalarının istikrarı konusundaki kararlılığını ve istekliliğini yineledi.

Bakanlar Konseyi'nin olağanüstü toplantısına Kuveyt Dışişleri Bakanı Abdullah el-Yahya başkanlık ederken, Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Dışişleri Bakanı Şeyh Abdullah bin Zayed Al Nahyan, Bahreyn Dışişleri Bakanı Dr. Abdullatif ez-Zeyani, Umman Dışişleri Bakanı Bedr el-Busaidi, Katar Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman bin Casim Al Sani ve KİK Genel Sekreteri Casim el-Budeyvi katıldı.