İsrail yönetimi Filistinli mahkumlara yeni cezalar uyguluyor

İsrail yönetimi Filistinli mahkumlara yeni cezalar uyguluyor
TT

İsrail yönetimi Filistinli mahkumlara yeni cezalar uyguluyor

İsrail yönetimi Filistinli mahkumlara yeni cezalar uyguluyor

Filistin Kurtuluş Örgütü'ne (FKÖ) bağlı Esirler ve Serbest Bırakılanlar Heyeti, İsrail işgal hapishaneleri yönetiminin, bir aydan uzun bir süreden bu yana işgal makamlarının mahkumlara karşı başlattığı şiddetli saldırı kapsamında, çeşitli hapishanelerde yatan tüm mahkumlara yeni cezalar uyguladığını açıkladı.
Heyet’ten yapılan açıklamada, “Uygulanan cezalar kapsamında, tüm hapishanelerde esirlerin mutfak gereçlerine, demirden yapılmış olmaları sebebiyle güvenlik gerekçesiyle el konuldu. Mahkumların tencere, çaydanlık, yemek tepsisi ve kaşık kullanmaları yasaklandı. Aynı şekilde, cam ve çömlek bardak kullanmaları da yasaklandı. Hapishane yönetimi ayrıca mahkumları çeşitli sebze ve meyvelerden mahrum bırakarak onlara da el koydu.” ifadelerine yer verildi.
Komisyon hapishanedeki mahkumların, giderek akıl ve mantık dışı hale alan cezalandırıcı ve taciz edici prosedürlerin artmasının ardından 25 Mart’ta açlık grevini tekrar başlatacaklarını belirtti.
Söz konusu gelişmeler, hapishaneler idaresi ile tutuklular arasında, cezai yaptırımlara yönelik son verilmesine yönelik anlaşmalara binaen birkaç gün önce grevin askıya alınmasını ardından geldi.
Filistin Esirler Heyeti Başkanı Emced en-Neccar, 25 Mart’ın tüm hapishanelerde açlık grevi mücadelesi için belirlendiğini, bu kararın bir hafta önce mahkumların bir dizi yeni yaptırım hakkında bilgilendirilmeleri ve daha önce üzerinde anlaşılan varılan anlaşmaların reddedilmesi ile şok olmalarının ardından geldiği belirtti.
İsrail hapishaneleri, hapishaneler idaresinin esirleri hedef aldığına yönelik suçlamaların ardından, giderek artan bir gerilime ve gerilim çağrılarına tanık oluyor. Bunun yanı sıra, idari gözaltına tabi tutulan 490 kişi, idari gözaltı politikasıyla mücadele kapsamında iki buçuk aydır İsrail mahkemelerini boykot etmeye devam ediyor.
Filistin Esirler Heyeti yaptığı açıklamada İsrail işgal makamlarının daha fazla idari gözaltı emri çıkarmaya devam ettiğin, yılın başından Şubat ayı sonuna kadar verilen emirlerin sayısının 203’e ulaştığını belirtti.
İdari gözaltılar, İsrail’in gerekçe göstermeden Filistinlileri tutuklamak ve onları yargılamadan ve nedeni belirtilmeden, uzatılabilen çeşitli süreler boyunca hapsetmek için kullandığı 1945 tarihli İngiliz Acil Durum Yasası kapsamında geliyor. Bu idari gözaltılar, İsrail güvenlik servislerinin gizli olduğunu iddia ettiği bir dosyaya dayandırılıyor ve dosya göz atılmasına izin verilmiyor. İdari tutuklular, haklarındaki idari tutuklama kararın iptal edilmesini ve serbest bırakılmayı talep ediyor.



Tutuklu Filistinli aktivist doğuma katılamadı: Columbia öğrencileri eylemde

Columbialı öğrenciler, Filistinli aktivistlerin serbest bırakılması için kampüs girişinde eylem düzenledi (Reuters)
Columbialı öğrenciler, Filistinli aktivistlerin serbest bırakılması için kampüs girişinde eylem düzenledi (Reuters)
TT

Tutuklu Filistinli aktivist doğuma katılamadı: Columbia öğrencileri eylemde

Columbialı öğrenciler, Filistinli aktivistlerin serbest bırakılması için kampüs girişinde eylem düzenledi (Reuters)
Columbialı öğrenciler, Filistinli aktivistlerin serbest bırakılması için kampüs girişinde eylem düzenledi (Reuters)

Columbia Üniversitesi'ndeki Filistin'e destek protestolarının önde gelen isimlerinden tutuklu aktivist Mahmud Halil'in eşinin doğumuna katılmasına izin verilmedi. 

Filistinli protestocunun ABD'li eşi Noor Abdalla, pazartesi akşamı yaptığı paylaşımda çocuğunu tek başına doğurduğunu belirtti: 

Bugün erken saatlerde Mahmud yanımda olmadan oğlumuzu dünyaya getirdim. ABD Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza (ICE) yetkililerinden Mahmud'un doğuma katılmasına izin verilmesini istedik fakat oğlumuzu görmek için geçici olarak serbest bırakılmasını reddettiler. Bu, ICE'nin bana, Mahmud'a ve oğlumuza acı çektirmek için aldığı kasıtlı bir karardı.

Halil'in avukatları, aktivistin tutulduğu Louisiana eyaletinin New Orleans şehrindeki ICE direktörü Melissa Harper'a pazar günü e-posta gönderdi. CNN'in incelediği yazışmalara göre Halil'in, New York şehrindeki eşi Abdalla'nın yanına gidip doğuma katılabilmesi için iki haftalığına serbest bırakılması talep ediliyor. 

E-posta gönderildikten yarım saat sonra Harper'ın gönderdiği yanıtta iki cümleyle talebin reddedildiği bildiriliyor. 

New York'ta 8 Mart'ta ICE görevlileri tarafından yakalanan Halil, ertesi gün Louisiana eyaletindeki bir hapishaneye transfer edilmişti. ABD Başkanı Donald Trump, Halil'in "Hamas destekçisi" olduğunu ve sınır dışı edilmesi gerektiğini ileri sürmüştü. Ancak Washington, suçlamalarla ilgili henüz delil paylaşmadı. 

Louisiana'da 8 Nisan'da gerçekleştirilen duruşmada Halil'in avukatlarından Marc Van Der Hout, davayla ilgili ellerine kanıt niteliğinde "tek bir belge bile ulaşmadığını" söylemişti. Hakim Jamee E. Comans, buna rağmen Halil'in sınır dışı edilebileceğine karar vermiş fakat daha sonra karar başka bir mahkeme tarafından iptal edilmişti. Halil'in avukatları öğrencinin serbest bırakılması için hukuki mücadelenin sürdüğünü söylüyor. 

Columbia'daki protestoları organize ettiği gerekçesiyle Filistin kökenli öğrenci Muhsin Mehdevi de gözaltına alınmıştı. Muhsin ve Halil'in ABD'de yasal oturum izni var.

Columbialı öğrenciler, pazartesi günü düzenledikleri eylemde kendilerini kampüsteki kapıya zincirleyerek Mehdevi ve Halil'in serbest bırakılmasını talep etti. Protestocular, "Adalet istiyoruz" ve "Siyasi suçlular serbest bırakılsın" pankartları açtı. New York Times'ın aktardığına göre eylemlerde gözaltına alınan protestocu sayısı henüz netleşmedi. 

Ayrıca Tufts Üniversitesi'nde doktora yapan Rümeysa Öztürk'ün Filistin'e destek verdiği gerekçesiyle gözaltına alınması da tartışma yaratmıştı. ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Öztürk'ün öğrenci vizesinin iptal edildiğini ve kendisinin sınır dışı edileceğini açıklamış, daha sonra federal yargıç Denise Casper, sınır dışı sürecini durdurma kararı vermişti. Öztürk'le ilgili kararın 1 Mayıs'ta açıklanması bekleniyor. 

Columbia Üniversitesi'nde 18 Nisan 2024'te başlayan olaylar, onbinlerce öğrenci ve akademisyenin katılımıyla Princeton, Yale, MIT ve Harvard gibi prestijli eğitim kurumlarının da yer aldığı birçok üniversiteye hızla yayılmıştı. New York Times'ın verilerine göre temmuzda hız kaybeden eylemlerde aralarında öğrenci ve akademisyenlerin yer aldığı toplamda en az 3 bin 100 kişi tutuklanmış veya gözaltına alınmıştı. 

Dönemin ABD Başkanı Joe Biden da eylemlere tepki göstererek "Yahudi düşmanlığı içeren bu protestoları kınıyorum" demişti.

Independent Türkçe, Guardian, CNN, New York Times