Güney Darfur’da kötüleşen yaşam koşulları protesto ediliyor

14 Mart’ta Hartum sokaklarında askeri yönetme karşı düzenlene gösterilerden (AFP)
14 Mart’ta Hartum sokaklarında askeri yönetme karşı düzenlene gösterilerden (AFP)
TT

Güney Darfur’da kötüleşen yaşam koşulları protesto ediliyor

14 Mart’ta Hartum sokaklarında askeri yönetme karşı düzenlene gösterilerden (AFP)
14 Mart’ta Hartum sokaklarında askeri yönetme karşı düzenlene gösterilerden (AFP)

Öfkeli göstericiler, kötüleşen hayat koşulları ve bazı güçlerin öğretmenlere yönelik saldırıları protesto etmek amacıyla Güney Darfur Valisi Hamas et-Ticani’nin evinin çevresinde toplandı. Ticani  yaşanan bu gelişmeler sebebiyle dün temel ve ortaöğretim düzeyine  eğitime ara verildiğini duyurdu.
Nyala şehri Sudan yerel para birimin değer kaybetmesine bağlı olarak artan yakıt ve ekmek fiyatları sebebiyle 3 gündür öğrenciler tarafından düzenlenen gösterilere tanıklık ediyor.
Şarku’l Avsat’a konuşan görgü tanıkları, zamlara karşı slogan atan göstericilerin Vali’nin evinin çevresinde toplandığını ve protestoların şehir merkezine kadar giden ana cadde boyunca devam etiğini aktardı.
Polis güçlerinin gösterileri dağıtmak için yoğun bir şekilde göz yaşartıcı gaz kullandığını belirten görgü tanıkları, düzenli güçler tarafında çok sayıda öğretmene yönelik fiziksel saldırılar olduğunu ve gösterilerin şehrin bir çok mahallesine de sıçradığını kaydetti.
Protestoların ardından eyalet valisi, Mart ayı sonunda ara sınavlara girmesi planlanan öğrenciler hariç, temel ve ortaöğretim seviyelerinde eğitimin ikinci bir duyuruya kadar askıya alındığını duyurdu.
Ticani, Eğitim Bakanlığı ile koordineli olarak Güvenlik Kurulu'nun yaptığı değerlendirmenin ardından, öğrencilerin can ve mal güvenliğini korumak amacıyla eğitime ara verme kararı aldığını söyledi. Vali, bakanlık tarafından ilan edilen takvim ve tarihlere göre okulların kademeli olarak açılacağını belirterek, kararın bir an önce uygulanması için ilgili kurumlara talimat verildiğini dile getirdi.
Açıklamasında öğretmenlerden özür dileyen Ticani, öğretmenlere yönelik saldırıya karışanlardan hesap sorulacağını bildirdi.
Vali, Ukrayna savaşı sebebiyle sekteye uğrayan ticaret sebebiyle yüksek fiyatlı ürünler konusunda vatandaşlardan anlayış göstermelerini talep etti.
Ticani, Nyala Ortaokulu'nda bir polis tarafından öğretmene düzenlenen ve kentte olayların tırmanmasına neden olan saldırı sonucu tüm öğretmenlerden özür diledi.
Bu bağlamda dün öğretmenlerden oluşan bir komite, Nyala ortaokulunda arkadaşlarına yönelik saldırı ve hakaretleri protesto etmek amacıyla başlayan genel grevin devam ettiğini duyurdu. Öğretmenler, faillerin adil yargılanmasının yanı sıra İçişleri ve Eğitim Bakanlığı’ndan resmi bir özür talep ediyor.
Komite, öğretmen saldırısının, öğretmenin itibarını geri kazanmak için tüm bölgelerdeki bir kamuoyu sorunu olduğunu göz önünde bulundurarak, taleplerinin tam olarak yerine getirilmesine bağlı kalındığını teyit eden bir bildiri yayınladı.
Diğer yandan Sudan Öğretmenler Komitesi, bu sabah İçişleri Bakanlığı'nın Hartum'daki genel merkezinin önünde, faillerin tutuklanmasını talep etmek için “Onurun Yeniden İnşası” başlığı altında barışçıl bir yürüyüş düzenlendiğini duyurarak, İnsan Hakları Yüksek Komiserliği'ne (OHCHR) 25 Ekim'deki askeri tedbirlerden bu yana öğretmen ve öğrencilerin okul içinde ve dışında maruz kaldıkları tüm ihlallerin listesini içeren bir nota teslim edeceğini açıkladı.
Yaklaşık bir haftadır, Hartum ve bazı eyaletlerdeki devlet okullarındaki öğretmenler, düşük maaş ve ordunun ülkede iktidarı ele geçirmesini protesto etmek için aralıklı bir grev yapıyor.
Öğretmenler Komitesi, asgari ücretin 24 bin Sudan pounduna yükseltilmesi, maaşların 2022 için birleşik bir yapı altında dağıtılması ve iki yapıyla uğraşılmaması çağrısında bulunuyor.
Sudan Öğretmenler Komitesi daha önce Hartum eyaletinde ve diğer eyaletlerde hükümetin taleplerine yanıt verene kadar greve devam edecekleri konusunda komiteler oluşturacağını duyurmuştu.



Unutulmuş Ukrayna savaşı daha tehlikeli ve zor olandır

23 Kasım'da İstanbul'un Beyoğlu ilçesinde Rusya-Ukrayna savaşına karşı düzenlenen bir gösteri (AFP)
23 Kasım'da İstanbul'un Beyoğlu ilçesinde Rusya-Ukrayna savaşına karşı düzenlenen bir gösteri (AFP)
TT

Unutulmuş Ukrayna savaşı daha tehlikeli ve zor olandır

23 Kasım'da İstanbul'un Beyoğlu ilçesinde Rusya-Ukrayna savaşına karşı düzenlenen bir gösteri (AFP)
23 Kasım'da İstanbul'un Beyoğlu ilçesinde Rusya-Ukrayna savaşına karşı düzenlenen bir gösteri (AFP)

Refik Huri

Ukrayna savaşı, bazen unutulmuş bir savaş gibi görünse de Gazze ve Lübnan’daki savaştan ve İran'ın başını çektiği tüm “direniş ekseninden” çok daha tehlikelidir. Burada Ortadoğu için yeni bir sahne ya da büyüklerin onayladığı bir bölgesel güvenlik sistemine götürecek beklentiler olmaksızın çok fazla gürültü, slogan ve yıkım var. Gazze, savaş bitmeden sona erdi ve kimse onu yönetmeye hazır değil. Önceki “statüko”nun geri gelmesi yönündeki bahisler arasında, herhangi bir siyasi sempati olmaksızın ya da herhangi bir ülke İsrail ile ilişkilerinin gidişatında herhangi bir değişikliğe gitmeden Lübnan neredeyse tamamen yerle bir oldu. Ama Ukrayna'da oyun daha büyük.

Bu, kıtalararası balistik füzelerle ve Rusya'nın nükleer tehdidinin eşiğinde yürütülen bir savaş. Avrupa'yı kontrol etme ve yeni bir çok taraflı dünya düzeni kurma konusunda belirleyici bir savaş. Hayati bir jeopolitik ve stratejik konum ile bağlantıyı sağlama veya koparma savaşı. Zira Başkan Carter döneminde Ulusal Güvenlik Danışmanı olan Profesör Zbigniew Brzezinski'nin tekrarladığı gibi, “Ukrayna olmadan Rusya'nın imparatorluk olmaktan çıktığı” tarihsel bir gerçektir. Tıpkı Batı'nın, Moskova'nın bir imparatorluk olmasını engellemek için Ukrayna'yı Rusya'dan uzaklaştırmakta ısrar etmesi gibi, Başkan Putin de imparatorluğu kurmak için Ukrayna'yı geri almakta ısrar etti. Eski Almanya Şansölyesi Angela Merkel, başından beri bunu fark etmişti ve bunun nedenle anılarında Putin'i kızdırmamak için Ukrayna'nın NATO'ya katılımını ertelemeye çalıştığını söylüyor. Sovyetler Birliği ile Batı arasındaki Soğuk Savaş'ın sona ermesinden yıllar sonra, Rusya ile Batı arasında sıcak bir vekâlet savaşının yaşanması da bu nedenle kaçınılmaz.

ABD ile Çin arasında, Çin'in Tayvan'ı zorla ilhak etmeye karar vermesi durumunda daha da kızışabilecek soğuk savaşın kaçınılmazlığı da buradan kaynaklanıyor. Sahne her şeyi anlatıyor; ABD dünyanın zirvesinde endişeli ve gergin iken, Çin zirveye ulaştıktan sonra kendinden emin ve sakin. Rusya, korkutan ve korkan rolünde seferberlik halinde. NATO'nun kapısına kadar genişlemesinden korkuyor ve NATO'nun Ukrayna'yı kabul etmeyi düşünmesini engellemek için aceleyle savaşa girerek korkutuyor.

ABD, tüm uyarılara rağmen güçlünün yükselen güçten korkmasını simgeleyen “Thucydides” tuzağına düştü. Tarihçilere göre bu, Atina ile Sparta arasında yaşananların bir örneğidir. Güçlü Atina Sparta'nın artan gücünden korktuğu için kendisine savaş açmıştı. Ancak Çin, her ne kadar daha büyük, daha geniş bir tuzağa hazırlanıyor olsa da bu tuzağa düşmemeye çalışıyor.

Biden yönetimi Çin ile ilişkileri üç şekilde özetliyor: rekabet, husumet ve iş birliği. Trump yönetimi ise daha büyük bir şeyden söz ediyor. Başkan Şi Cinping iş birliği arzusunu kullanıyor ancak pratikte “dünyayı yeniden oluşturmak, Batı değerlerini uluslararası kurumlardan kovmak ve doları tahtından indirmek” istiyor. Stanford Üniversitesi'nden ve “Çin'e Göre Dünya” kitabı yazarının Elizabeth Economy’nin söylediğine göre, Şi ayrıca, “Kuşak ve Yol, küresel büyüme, küresel güvenlik ve küresel medeniyet” programlarını gerçekleştirmek için uluslararası uzlaşma çağrısında bulunuyor. Bu ise kısaca, sadece çok kutuplu bir sistemden ibaret olmayan yeni bir dünya düzenidir.

Ancak ABD'de ve tabii ki Avrupa'da, Çin ile anlaşmayı savunanlar da az değil. G7 ve G20 arasında ABD ve Çin’den oluşan “G2” fikrini öne sürenler var. Nitekim tarihçi Adam Tur, “Çin'in tarihsel yükselişine uyum” çağrısında bulundu. Siyaset bilimci Graham Allison, “Asya'daki Çin etkisinin” kabul edilmesi çağrısında bulundu. Ancak olumsuz dalga da artıyor. Tufts Üniversitesi'nde siyaset bilimi profesörü Michael Buckley, “hayati çıkarların çatıştığına ve iki ülkenin sistemlerinde bunun güçlü köklere sahip olduğuna, güç dengesinde büyük bir değişiklik olmadan düşmanlığın azaltılamayacağına, düşmanlığın iki tarafın birbirini yanlış anlamasından değil, birbirini iyi tanımasından kaynaklandığına” inanıyor. Dahası eski ulusal güvenlik danışman yardımcısı Matt Pottinger ve eski kongre üyesi Mike Gallagher Çin ile rekabeti yönetmeyi reddedip, Pekin ile çatışmacı bir söylem ve böylece “rekabeti kazanmayı” talep ediyorlar.

Şi’ye gelince Çin'in yükselişte, ABD'nin ise düşüşte olduğuna inanıyor. Çin Komünist Partisi'nin 2021 yılında yayınlanan “100 Yıllık Resmi Tarihçe”sinde şu ifadelere yer verildi: “Çin, dünya sahnesinde merkeze eskisinden daha yakın. Kendi doğuşuna hiçbir zaman bugün olduğundan daha yakın olmamıştı.”  Şi'nin istediği, Çin ile savaşın üzerinde çok fazla duman görmek isteyen ABD ile “dumansız bir savaş” kazanmaktır. Gerçek şu ki her zaman soğuk savaş zihniyetinden uzaklaşma çağrısında bulunan Çin, ABD’ye karşı bir soğuk savaş başlattı. Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia'dan aktardığı analize göre ABD'ye karşı koymak ve dünyadaki Amerikan hegemonyasını zayıflatmak için Rusya ile “sınırsız ortaklık” kurmayı tercih etti. Her ne kadar Çin, Kuşak ve Yol çerçevesinde yüzden fazla ülke ile anlaşmalar imzalamış olsa da Pew Vakfı'nın 2023 yılında tüm kıtalardan 24 ülkede yaptığı kamuoyu yoklaması, katılımcıların yüzde 22'sinin Çin'i tercih ettiğini, yüzde 60'ının ise ABD'ye olumlu baktığını ortaya koydu.

Oyun ikili bir oyun değil, üçlü bir oyun; Çin ve Rusya, ABD'ye karşı. Sıcak arena Ukrayna savaşı nedeniyle Avrupa, Gazze ve Lübnan savaşları nedeniyle de Ortadoğu ise ekonomik ve jeopolitik rekabetin soğuk arenası, Küresel Güney olarak adlandırılan bölgedir. Ama bu, Hindistan, Güney Afrika, Brezilya ve Endonezya gibi rolleri olan büyük ülkeleri içerdiğinden coğrafi olarak tamamen güneyli değil. Aynı zamanda İran, Türkiye ve İsrail gibi rolleri olan bölge ülkelerini de içeriyor.

Hiç kimse bir soğuk savaşı tamamen kazanamaz. İlk soğuk savaş bile bir ölü ve bir yaralı ile sona erdi. Zafer coşkusu ve “tarihin sonu” konuşmalarının ardından yaşanan olayların da doğruladığı gibi, ölen Sovyetler Birliği, yaralı ise ABD’deydi.

*Bu analiz Şarku’l Avsat tarafından Independent Arabia'dan çevrilmiştir.