İran'ın dün serbest bıraktığı iki çifte vatandaş İngiltere'ye döndü

İran'da casusluk suçlamasıyla tutuklanan ve dün serbest bırakılan iki İngiltere-İran çifte vatandaşı Nazanin Zaghari-Ratcliffe ve Enuşe Aşuri, İngiltere'deki ailelerine kavuştu.

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

İran'ın dün serbest bıraktığı iki çifte vatandaş İngiltere'ye döndü

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

İran'da 2016'dan bu yana tutulan Nazanin ile yine kendisi gibi çifte vatandaş olan ve 2017’de tutuklanan Aşuri'nin dün serbest bırakılmasının ardından onları İran'dan İngiltere'ye getiren uçak gece yarısı Londra yakınlarındaki Brize Norton Askeri Havaalanı'na indi.
Nazanin ve Aşuri, uçaktan birlikte inerken havaalanında kendilerini bekleyenlere gülümseyerek el salladı.
Yıllar sonra ailelerine kavuşan Nazanin ve Aşuri, duygusal anlar yaşadı.

(Fotoğraf: AFP)
Nazanin'in 7 yaşındaki kızı Gabriella da yıllardır görmediği annesine koşarak sarıldı.
Aşuri'nin kızı Elika da ikilinin geldiği anın görüntüsünü paylaşarak, babasını tekrar görmenin mutluluğunu yaşadığını anlattı.

"Tutukluların serbest bırakılması ve borcun ödenmesi müzakerelerini hep ayrı gördük"
İngiltere'nin Avrupa ve Kuzey Amerika'dan Sorumlu Devlet Bakanı James Cleverly, Sky News'e yaptığı açıklamada, tutukluların serbest bırakılması ve yaptırım kurallarını çiğnemeden İngiltere'nin İran'a olan borcunun ödenmesi için yapılan müzakereleri her zaman ayrı gördüklerini belirtti.
Cleverly, çifte vatandaşlığa sahip İngilizlerin hapsedilmesinin tamamen yanlış, keyfi ve adaletsiz olduğu konusunda açık olduklarını bildirdi.
İran'ın yarı resmi Fars Haber Ajansı, dün casusluk suçlamasıyla yaklaşık 6 yıl önce tutuklanan Nazanin Zaghari'nin, İran'ın bloke edilmiş 530 milyon dolarlık dövizinin serbest bırakılması üzerine salıverildiğini bildirmişti.
İran'da, casusluk suçlamasıyla 2016'da tutuklanan Nazanin Zaghari, hakkında verilen 5 yıl hapis cezasını doldurduktan sonra 7 Mart'ta serbest bırakılmış ve elektronik kelepçeleri sökülmüştü. Ancak bir ay sonra Nazanin Zaghari-Ratcliffe hakkında 'rejime karşı propaganda faaliyeti yürütmek' iddiasıyla 1 yıl hapis cezası verilmiş, 1 yıl da yurt dışına çıkış yasağı getirilmişti.
Nazanin Zaghari-Ratcliffe, kararı temyize götürmüş fakat temyizi kaybetmişti.

İran-İngiltere ilişkilerini etkiledi
Dönemin İngiltere Dışişleri Bakanı Jeremy Hunt, Zaghari'nin, Tahran yönetimi tarafından diplomatik hedefler için rehin tutulduğunu savunmuş, yargılama süreci ve tıbbi tedaviye erişim eksikliği gerekçe gösterilerek Zaghari'ye İngiltere tarafından diplomatik koruma sağlanmıştı.
Tahran yönetimi ise çifte vatandaşlığı tanımadığını ve bu yüzden İngiltere hükümetinin Zaghari'ye sağladığı diplomatik koruma kararının geçerli olmadığını savunarak, İngiltere'yi İran'ın iç işlerine karışmakla suçlamıştı.



Sudan, İran’ın Kızıldeniz’de deniz üssü kurma talebini reddetti

İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)
İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)
TT

Sudan, İran’ın Kızıldeniz’de deniz üssü kurma talebini reddetti

İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)
İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)

Sudanlı üst düzey istihbarat yetkilisi Ahmed Hasan Muhammed, ülkesinin İran’ın Kızıldeniz kıyısında bir deniz üssü kurma talebini reddettiğini söyledi.

İran’ın bu talebi kabul edilseydi, söz konusu üs, Tahran’ın dünyanın en yoğun nakliye hatlarından birinde deniz trafiğini izlemesine olanak tanıyacaktı.

Şarku’l Avsat’ın Wall Street Journal gazetesinden aktardığına göre Muhammed konuya ilişkin açıklamasında şunları söyledi;

“İran, Sudan ordusuna isyancılara karşı mücadelede kullanılmak üzere silahlı insansız hava araçları (SİHA) sağladı. Tahran, üssü inşa etme izni karşılığında, Sudan’a helikopter taşıyan bir savaş gemisi de dahil olmak üzere gelişmiş silahlar teklif etti. İranlılar üssü istihbarat toplamak için kullanmak istediklerini söyledi. Oraya savaş gemileri de yerleştirmek istediler. Ancak Hartum, İran’ın bu teklifini reddetti.”

Muhammed gazeteye yaptığı açıklamada, “Sudan İran’dan SİHA satın aldı. Çünkü insan kaybını azaltmak ve uluslararası insancıl hukuka saygı göstermek için daha isabetli silahlara ihtiyacımız vardı” diye ekledi.

Kızıldeniz’deki bir deniz üssü, Yemen’deki Husilerin ticari gemilere saldırı başlatmasına yardımcı olurken, Tahran’ın dünyanın en yoğun nakliye hatlarından biri üzerindeki hakimiyetini artırmasına olanak tanıyabilir.

İran destekli Husiler, Kızıldeniz’deki saldırıları Gazze’de savaşan İsrail ve müttefiklerini cezalandırma amacıyla gerçekleştirdiklerini ifade ediyor.

sddeb
Yemen televizyonu tarafından yayınlanan bir görüntüde, Husi saldırısından sonra batan bir İngiliz kargo gemisi görülüyor (EPA)

Sudan’ın, devrilen eski Devlet Başkanı Ömer El Beşir döneminde, İran ve Filistin’deki müttefiki Hamas ile yakın ilişkileri vardı.

Beşir'in 2019 darbesiyle devrilmesinin ardından, ülkenin askeri cuntasının başı olan Orgeneral Abdulfettah el Burhan, uluslararası yaptırımları sona erdirmek amacıyla ABD ile yakınlaşma başlattı.

Ayrıca İsrail ile ilişkileri normalleştirmek için harekete geçti.

İran’ın deniz üssünü inşa etme talebi, bölge ülkelerinin Sudan’da 10 aydır devam eden iç savaştan faydalanarak, Ortadoğu ile Sahra Altı Afrika ülkeleri arasında stratejik bir kavşak noktası olan ülkede yer edinmeye çalıştıklarını gösteriyor.

Burhan liderliğindeki Sudan ordusu, Nisan ortasından bu yana Orgeneral Muhamed Hamdan Daklu (Hamideti) liderliğindeki paramiliter Hızlı Destek Kuvvetleri ile savaşıyor.

Çatışma on binlerce insanın ölümüne, milyonlarca Sudanlının yerinden edilmesine ve dünyanın en kötü insani krizlerinden birine neden oldu.

Çatışmaları takip eden bölge yetkilileri ve analistlere göre, Sudan’ın İran’dan aldığı SİHA’lar, Hızlı Destek Kuvvetleri nedeniyle ordunun uğradığı kayıpların ardından, Burhan’ın bir miktar başarı elde etmesine yardımcı oldu.

Son haftalarda hükümet, Hartum ve Omdurman’daki önemli bölgelerin kontrolünü yeniden ele geçirdi.

ABD Başkanı Joe Biden yönetimi, hem Sudan ordusunu, hem de Hızlı Destek Kuvvetleri’ni savaş suçu işlemekle suçladı.

Washington ayrıca Hızlı Destek Kuvvetleri’ni, Sudan’ın batısındaki Darfur bölgesinde cinayet, tecavüz ve etnik temizlik de dahil olmak üzere insanlığa karşı suçlar işlemekle itham etti.

Birleşmiş Milletler (BM) yetkilileri, Sudan ordusunu, sivillerin yerleşimleri havadan hedef almak ve Sudanlı sivilleri çaresizce ihtiyaç duydukları insani yardımdan mahrum bırakmakla eleştirdi.

BM kuruluşları ayrıca Hızlı Destek Kuvvetleri’ni, Darfur’da etnik amaçlı saldırılar da dahil olmak üzere zulüm yapmakla suçladı.

Çatışmanın tarafları olan Sudan ordusu ve Hızlı Destek Kuvvetleri, ABD ve BM’nin suçlamalarını reddetti.

ABD Şubat ayında yaptığı açıklamada, İran’ın Sudan ordusuna silah sevkiyatıyla ilgili endişelerini dile getirdi.

ABD’nin Hartum Büyükelçisi John Godfrey, İran’ın Hartum’a yardım ettiğine ilişkin haberlerin ‘son derece rahatsız edici’ olduğunu söyledi.