İsrail, ABD’yi İran Devrim Muhafızları’nı terör örgütleri listesinden çıkarmamaya teşvik ediyor

Bennett ve Lapid, ABD’nin Devrim Muhafızları Ordusu’nu kara listeden çıkarmak gibi bir adım atabileceğine “inanmayı reddediyor”

İran Devrim Muhafızları Ordusu’nun bazı mensuplarına ait arşivden bir fotoğraf (AFP)
İran Devrim Muhafızları Ordusu’nun bazı mensuplarına ait arşivden bir fotoğraf (AFP)
TT

İsrail, ABD’yi İran Devrim Muhafızları’nı terör örgütleri listesinden çıkarmamaya teşvik ediyor

İran Devrim Muhafızları Ordusu’nun bazı mensuplarına ait arşivden bir fotoğraf (AFP)
İran Devrim Muhafızları Ordusu’nun bazı mensuplarına ait arşivden bir fotoğraf (AFP)

İsrail, İran Devrim Muhafızları Ordusu’nu (DMO) terör örgütleri listesinden çıkarma planını durdurması konusunda ABD yönetimine yaptığı gizli baskıyı açık baskıya dönüştürdü. İsrail Başbakanı Naftali Bennett ve Dışişleri Bakanı Yair Lapid, Washington'un böyle bir karar alabileceğine inanmayı reddettiklerini ifade ettikleri sert bir ortak açıklama yayınladılar. Söz konusu açıklamada “DMO, ABD vatandaşları da dahil olmak üzere binlerce insanı öldüren bir terör örgütüdür. ABD'nin DMO’nun terör örgütü tanımlamasını kaldıracağına inanmamız mümkün değil” ifadelerine yer verildi.
Açıklamanın tamamı şu şekilde:
“DMO Lübnan'daki Hizbullah, Gazze'deki İslami Cihat, Yemen'deki Husiler ve Irak'taki milislerdir. Geçtiğimiz yıl da dahil olmak üzere Ortadoğu'daki ABD vatandaşlarına ve askerlerine yapılan saldırıların arkasında DMO var. ABD yönetiminin bazı üst düzey yetkililerine suikast düzenleme planlarının arkasındakiler de onlar. DMO komutanları ve savaşçıları, yüz binlerce Suriyeli sivilin öldürülmesinde rol oynadılar. Lübnan'ı yıkıyorlar ve İran vatandaşlarına karşı ölümcül derecede baskı uyguluyorlar. Yahudileri sırf Yahudi oldukları için, Hıristiyanları sırf Hıristiyan oldukları için, Müslümanları da kendilerine boyun eğmeyi reddettikleri için öldürüyorlar. Onlar İran'daki ölümcül baskı makinesinin önemli ve ayrılmaz bir parçasıdırlar. Ellerinde binlerce İranlının kanı var. İran toplumunun ruhuna çöküyorlar. DMO’nun terör örgütü olarak tanımlanmasını kaldırma girişimi, kurbanlarla alay etmek ve güçlü kanıtlarla desteklenen belgelenmiş gerçekliği görmezden gelmektir. Bu yüzden DMO’nun terör örgütü olarak tanımlanmasının ABD’lileri hedef almama taahhüdü karşılığında kaldırılacağına inanmamız mümkün değil. Çünkü terörle mücadele, tüm dünyanın omuzlarına yüklenen bir görevdir. ABD'nin teröristlerin verdiği boş vaatler karşılığında en yakın müttefiklerini yüzüstü bırakmayacağına inanıyoruz.”
ABD, 2019 yılının Nisan ayında Donald Trump'ın yönetimi sırasında DMO'yu terör örgütleri listesine eklemişti. Söz konusu kararın açıklandığı gün Trump "İran sadece teröre destek veren bir devlet değil. DMO, terör operasyonlarında ve terör örgütlerinin finanse edilip operasyonlarının ilerletilmesinde aktif bir şekilde doğrudan yer almaktadır" demişti. Washington ilk kez başka bir ülkenin hükümetinin bir parçasını resmi olarak bir terör grubu olarak nitelendirdiği için bu adım o zamanlar dramatik bir gelişme olarak görülmüştü. Geçtiğimiz Çarşamba günü ABD'li bir kaynak, Washington'un Tahran'ın DMO’yu kontrol edeceğine dair güvence vermesi karşılığında yabancı terör örgütleri listesinden çıkarmayı düşündüğünü iddia etti.
Washington’un, bu adım karşılığında İran’dan ne gibi bir taahhüdü kabul edebileceğine henüz karar vermediğini söyleyen kaynak “Washington, İran tarafından bölgesel faaliyetler ya da DMO’nun diğer faaliyetlerine ilişkin bir nevi taahhüt verilmesi ya da adımlar atılması karşılığında DMO’nun terör tanımlamasını kaldırmayı gözden geçiriyor” dedi. İsrailli kaynaklar ise “Terör tanımlamasının kaldırılması, İran'ın ekonomik yaptırımların kaldırılması karşılığında nükleer programını sınırladığı 2015 anlaşmasını yeniden canlandırmak için yapılan dolaylı müzakerelerdeki en son ve en endişe verici konulardan birisi” yorumunda bulundu. Kaynaklar Tel Aviv'in diplomatik kanalları kullanarak var gücüyle bu hamleyi engellemeye çalıştığını öne sürdüler. Ancak dün Bennett ve Lapid, ABD’nin bu yaklaşımında bir gerçeklik payı olduğunu fark ettikten sonra söz konusu karara karşı açık bir savaşa girmeye karar verdiler.
İsrail muhalefeti bu gelişmeden istifade ederek Bennett-Lapid hükümetini hedef aldı ve ABD’nin yaklaşımından hükümeti sorumlu tuttu. Likud Partisi Grup Başkanı Miki Zohar dün Twitter hesabından yaptığı paylaşımda şu ifadeleri kullandı:
“Bennett ve Lapid, başarısızlık yolunda ilerlemeye ve Binyamin Netanyahu hükümetinin kazanımlarını yakmaya devam ederken, bunun bedelini İsrail vatandaşları ödüyor. DMO’nun terör listesinden çıkarılması, bize pahalıya patlayacak büyük bir başarısızlıktır.”



4 soruda Trump’ın Alcatraz planı

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

4 soruda Trump’ın Alcatraz planı

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

ABD Başkanı Donald Trump, ünlü Alcatraz hapishanesinin yeniden açılması talimatıyla tartışma yarattı.

Trump, Truth Social’dan 4 Mayıs’ta yaptığı açıklamada, Alcatraz hapishanesinin "azılı suçlular" için yeniden açılması amacıyla Federal Cezaevleri Bürosu'na (BOP) talimat verdiğini duyurdu.

Adalet Bakanlığı Sözcüsü Chad Gilmartin de “Alcatraz'ın yeniden inşası, bir hukuk ve düzen sembolü olarak hizmet vermek üzere açılması için” çalıştıklarını belirtti.

Alcatraz hapishanesi nedir?

Kaliforniya eyaletinin San Francisco kentine bağlı Alcatraz Adası, öncelikle donanma savunma alanı olarak inşa edildi.

1934’te federal hapishaneye dönüştürülen yapıda Al Capone, Mickey Cohen ve George "Machine Gun" Kelly gibi kötü şöhretli mahkumlar tutuluyordu.

San Francisco Körfezi'nin güçlü akıntıları ve dondurucu soğukları nedeniyle hapishane, mahkumların kaçmasını neredeyse imkansız hale getiriyordu.

Tesis ayrıca Clint Eastwood'un başrolde oynadığı, 1979 yapımı Alcatraz’dan Kaçış’la (Escape from Alcatraz) ünlendi. Film, 1962’de hapishaneden kaçan suçluların hikayesini konu ediniyor.

Alcatraz, başrollerinde Sean Connery ve Nicolas Cage'in oynadığı 1996 yapımı Kaya (The Rock) filmiyle de tekrar gündem oldu.

Hapishane neden ve ne zaman kapatıldı?

BOP kayıtlarına göre Alcatraz’ın işletilmesi, diğer federal hapishanelere kıyasla yaklaşık üç kat daha maliyetliydi. Alcatraz’da o dönem mahkum başına maliyet 10 ila 13 dolardı. Tartışmaların ardından tesis 1963’te kapatıldı.

1973 itibarıyla ada ve hapishane, Ulusal Park Servisi tarafından işletilen bir müzeye dönüştürüldü. Tesisi her yıl 1,5 milyona yakın kişi ziyaret ediyor.

Golden Gate Ulusal Parkları Koruma Kurumu Başkanı Christine Lehnertz, BBC'ye açıklamasında şunları söylüyor:

Alcatraz geçmişin günümüzle buluştuğu bir yerdir.

Daha önceden yeniden açılması teklif edilmiş miydi?

Donald Trump, tesisin yeniden hapishane olarak açılmasını isteyen ilk ABD lideri değil.

Eski ABD Başkanı Ronald Reagan, 1981’de Küba'dan Florida'ya kaçan 20 bin kadar mülteciyi tutmak için Alcatraz’ı tekrar açmayı gündeme getirdi.

Ancak Reagan yönetimi, yapılan incelemeler sonucu adanın yeterli kaynaklara sahip olmadığını ve çok fazla turist çektiğini belirterek projeden vazgeçti.

Trump, Alcatraz’ı yeniden açabilir mi?

Bazı uzmanlar projenin gerçekleştirilmesinin zor olduğuna dikkat çekiyor. 2018-2019’da BOP Direktör Vekili olarak görev yapan Hugh Hurwitz, şu ifadeleri kullanıyor:

Açıkçası ilk başta bunun bir şaka olduğunu düşünmüştüm. Onarılması gerçekçi değil. Her şeyi baştan yapmanız lazım. Güvenlik ekipmanı yok. Kamera yok. Çit yok. Burayı hapishane olarak kullanamazsınız.

Alcatraz’ın tarihiyle ilgili çalışmalar yapan Jolene Babyak da kanalizasyon problemine işaret ediyor. O dönemde 500’den fazla kişinin atıklarının körfeze boşaltıldığını söyleyen Babyak, “Artık bunların tekneyle taşınması gerekecek, bu gerçekçi değil” diyor.

ABD’nin federal hapishanelerinde mahkumlar için kişi başına maliyet 120 ila 164 dolar. Alcatraz gibi bir tesiste bu rakam 500 doların üzerine çıkabilir.

Independent Türkçe, BBC, Reuters, CNN