Avustralya’daki maden alanları yerli hayvan türlerini tehlikeye atıyor

Avustralya hükümetinin onay verdiği yeni maden alanlarındaki ormanlarda yapılan ağaç kesimlerinin ülkeye özgü hayvan türlerini yok olma tehlikesiyle karşı karşıya bıraktığı açıklandı.

AA
AA
TT

Avustralya’daki maden alanları yerli hayvan türlerini tehlikeye atıyor

AA
AA

Avustralya Koruma Vakfı (ACF) tarafından hazırlanan raporda, ülkede nesli tükenmekte olduğu bilinen yerli hayvan ve kuş türlerinin yaşam alanlarının madencilik için tahsis edilmesi nedeniyle zor durumda olduğu ortaya konuldu.
Çevre bilimcilerinin, yerli türlerde artan yok olma krizi yaşandığı uyarısına rağmen, Avustralya hükümetinin tehdit altındaki türlerin beslendiği habitatların, yeni madenler için yok edilmesini onaylama hızının son yıllarda arttığı belirlendi.
Federal hükümetin son yıllarda on binlerce hektarlık alanda madencilik temizliğine onay verdiğini açıklayan ACF, ulusal çevre yasaları kapsamında onaylanan alanların yaklaşık dörtte üçünün yeni ve genişletilmiş madencilik çalışmaları için olduğunu duyurdu.

En çok etkilenen tür Avustralya’ya özgü koalalar
Raporda, hükümetin izin verdiği alanlar arasında 25 bin hektardan fazla koala habitatı bulunduğuna dikkat çekildi.
Söz konusu alanlarda yaşayan ve nesli tükenmekte olan türler listesine eklenen Avustralya’ya özgü koalaların, bu durumdan en fazla etkilenen tür olduğunu açıklandı.
ACF, yaşam alanları yok edilmesinden dolayı nesilleri tükenme tehlikesiyle karşı karşıya gelen Avustralya’ya özgü diğer türlerin, ebabil papağanları, memeli hayvanlardan uçan keseli sincap, kırmızı kuyruklu siyah papağanlar, benekli kuyruklu keseli sansarlar olduğunu bildirdi.
ACF’nin ulusal biyoçeşitlilik politikası danışmanı Sophie Power, "Bir zamanlar Avustralya’nın en çok sevilen hayvanları olarak kabul edilen koalalar ve papağan grupları, şimdi ülkenin birçok yerinde ciddi sıkıntılar yaşıyor.’’ ifadelerini kullandı.
Power, Avustralya'nın tehdit altındaki türlerinin korunması için daha güçlü çevre yasalarına ve bunları uygulayacak bağımsız bir kuruma ihtiyaç duyulduğunu söyledi.



James Gandolfini televizyon tarihine geçen rolünü neredeyse alamıyordu

Gandolfini'nin menajeri Nancy Sanders, ünlü aktörün Tony Soprano rolünü kabul edip etmeme konusunda kararsız kaldığını söylüyor (HBO)
Gandolfini'nin menajeri Nancy Sanders, ünlü aktörün Tony Soprano rolünü kabul edip etmeme konusunda kararsız kaldığını söylüyor (HBO)
TT

James Gandolfini televizyon tarihine geçen rolünü neredeyse alamıyordu

Gandolfini'nin menajeri Nancy Sanders, ünlü aktörün Tony Soprano rolünü kabul edip etmeme konusunda kararsız kaldığını söylüyor (HBO)
Gandolfini'nin menajeri Nancy Sanders, ünlü aktörün Tony Soprano rolünü kabul edip etmeme konusunda kararsız kaldığını söylüyor (HBO)

Televizyon tarihinin en ikonik karakterlerinden Tony Soprano'yu, James Gandolfini dışında birinin canlandırdığını hayal etmek bile imkansız. Ancak dizinin yaratıcısı David Chase, başta bu konuda o kadar da emin değildi.

"Tony Soprano'yu buldum galiba"

New Jersey'li bir mafya babasının özel hayatı ve iş dünyasındaki çatışmalarını konu alan The Sopranos'un yaratıcısı Chase, Gandolfini'yi başrol için ilk izlediğinde tereddüt yaşamış. Jason Bailey'nin yeni kitabı Gandolfini: Jim, Tony, and the Life of a Legend'da (Gandolfini: Jim, Tony ve Bir Efsanenin Hayatı) yer alan ve Vulture tarafından yayımlanan bir bölüm, dizinin oyuncu seçim sürecini ve Chase'in başlangıçtaki çekincelerini detaylandırıyor.

Gandolfini'nin adı, menajeri Nancy Sanders pilot bölümün senaryosunu okuduğunda gündeme gelmiş. Senaryoyu eline alır almaz "Aman Tanrım, Tony Soprano'yu buldum galiba" diye düşündüğünü anlatıyor.

Ancak Gandolfini'nin kayıtlarını izledikten sonra Chase, "Bence çok iyi bir oyuncu ama tek bir endişem var. Yeterince tehditkar mı?" diye sormuş.

Sanders bu söz karşısında şaşkına dönmüş. "Eğer bana 'Biraz kilolu' ya da 'Saçları dökülüyor' deseydiniz anlar, kabul ederdim. Ama yeterince tehditkar mı? Bu adam tam sizin aradığınız kişi" diyerek Gandolfini'nin rol için mükemmel seçim olduğunu savunmuş.

Üç aday kaldı

Gandolfini ise senaryoyu çok sevmesine rağmen rolü alacağından pek umutlu değilmiş. Asıl endişesiyse Chase'in çalışması zor biri olma ihtimaliymiş. Deneme çekimlerinden önce Chase'le kahvaltıda buluşması istendiğinde hiç de hevesli değilmiş. Ama buluşma düşündüğünün aksine son derece keyifli geçmiş. 

Sonunda Tony Soprano rolü için üç aday kalmış: James Gandolfini, Mike Rispoli ve daha sonra dizide başka bir karaktere hayat verecek Steven Van Zandt. Deneme çekimleri sırasında Chase'in tüm şüpheleri dağılmış:

Sonunda kendini verip gerçekten okumaya başladığında, işte o anda her şey belli oldu.

Sonrasında The Sopranos, televizyonun altın çağını başlatan yapımlardan biri oldu. 1999-2007'de 6 sezon süren dizide Tony Soprano'ya hayat veren Gandolfini, televizyon tarihinin en etkili karakterlerinden biri olarak anılıyor. 

2013'te 51 yaşında kalp krizi sonucu hayatını kaybeden Gandolfini, bu performansıyla üç Emmy, 5 SAG (Screen Actors Guild) ve bir Altın Küre kazanmıştı.

Independent Türkçe, Entertainment Weekly, Vulture