Şam’ın güneyinde ortaya çıkan yeni olgu: Yağmalananların yağmalanması

Gençler, yıkılan bölgelerde geriye kalan eşyalarını topluyorlar.

 İsrail'in 7 Mart’ta Şam kırsalına düzenlediği bombardımanı sırasında yağmalanan eşyaları taşıyan bir araç. (AP)
İsrail'in 7 Mart’ta Şam kırsalına düzenlediği bombardımanı sırasında yağmalanan eşyaları taşıyan bir araç. (AP)
TT

Şam’ın güneyinde ortaya çıkan yeni olgu: Yağmalananların yağmalanması

 İsrail'in 7 Mart’ta Şam kırsalına düzenlediği bombardımanı sırasında yağmalanan eşyaları taşıyan bir araç. (AP)
İsrail'in 7 Mart’ta Şam kırsalına düzenlediği bombardımanı sırasında yağmalanan eşyaları taşıyan bir araç. (AP)

Şam'ın güneyi son dönemde, Suriye hükümetinin yeniden kontrol altına aldığı bölgelerde, çocukların ve kadınların da aralarında bulunduğu gruplar tarafından eşyaların ve mülklerin ‘yağmalanması’ (hırsızlık) olaylarına tanık oluyor. Şam'daki muhaliflere göre Suriye rejimi ordusu, güvenlik kurumları ve söz konusu bölgelerdeki milis gruplar bu durumu göz ardı ediyorlar.
Rejim, 2012 yılının sonlarında önce silahlı muhalif grupların, ardından Heyetu Tahriru'ş Şam’ın (HTŞ) ve daha sonra da DEAŞ terör örgütünün kontrolü altına giren Yermuk Mülteci Kampı, Hacer’ul Esved Mahallesi ve Tedamun Mahallesi’nin kontrolünü 2018 yazında Şam'ın güney bölgeleri ile birlikte yeniden ele geçirdi.
Filistinlilerin kaldığı ve Suriye’deki Filistin diasporasının başkenti sayılan, yaklaşık iki kilometrekarelik bir alanı kaplayan Yermuk Mülteci Kampı, Şam'ın yedi kilometre güneyinde yer alıyor. Doğusunda Tedamun Mahallesi bulunuyor. Kamp şu an idari olarak Şam iline bağlı. Güneyinde yer alan Hacer’ul Esved Mahallesi ise Şam kırsalına bağlı ve Golan Tepeleri'nden yerinden edilmiş kişilerin çoğu burada yaşıyor.
Suriye ordusu ve onunla birlikte hareket eden milisler tarafından Şam'ın güneyindeki bölgelerde gerçekleştirilen askeri operasyonlarda, Yermuk Mülteci Kampı, Hacer’ul Esved Mahallesi ve Tedamun Mahallesi’ndeki evlerin, dükkanların ve altyapının bir kısmı tamamen, bir kısmı ise kısmen yıkılırken bazı yerleri ise sağlam kaldı.
Hükümetin bu bölgelerin yaralarının sarılmasını ve bölge sakinlerin geri dönüşünü ertelemeye devam etmesiyle birlikte bu bölgelerdeki evler, dükkânlar ve kurumlar ordu, güvenlik servisleri ve milisler tarafından yağmalandı ve soyuldu.
Ev eşyaları, kapılar, pencereler, elektrik telleri, vitrifiye ürünler, mermerler, fayanslar, seramikler ve hatta yıkılan binaların demirleri yağmalandı ve çalındı. Bölgedeki aktivistlere göre binaların çatıları demirlerinin çalınması için yıkıldı. Öyle ki artık iskelete dönüşen bu evlerin, dükkanların ve kurumların yeniden kaplanmaya ihtiyaçları var.
Şam’ın güneyinde iki ayı aşkın bir süredir, yaşları 10-15 arasında değişen erkek çocukları ve yine yaşları 10-13 arasında değişen kız çocukları ile yaşları 18-20 arasında değişen az sayıda genç kızdan oluşan çeşitli gruplar sabahın erken saatlerinde ellerinde büyük, boş çantalarla geriye kalanları yağmalamak için Yermuk Mülteci Kampı’na doğru yola çıkıyorlar. Şarku’l Avsat ekibi, birçok kez bu grupların sırtlarında ve başları üzerinde ağızları sıkı sıkıya bağlı olan dolu çantalarla Yermuk Mülteci Kampı’ndan yürüyerek çıktıklarına tanıklık etti. Şam'ın güneyindeki bölgelerin yakınlarındaki ana yollarda park halinde kamyonetler bulunuyor. Yağmalama yapan grupların üyeleri yüzlerinde büyük bir zevkle, bu kamyonetler üzerinde eşyaların yanında oturarak ya da uzanarak seyahat ediyor.
Ağzı bağlı torbaların bir kısmı incelendiğinde, içlerinde küçük ahşap mobilya parçalar ve küçük demir ve alüminyum parçalarının yanı sıra plastik, demir ve cam mutfak gereçlerinin olduğu görülüyor.  
Şarku’l Avsat’a konuşan görgü tanıkları, her gün bu grupların Yermuk Mülteci Kampı’na girdikleri, bir kısmının güneye Hacer’ul Esved Mahallesi’ne bir kısmının da doğuya Tedamun Mahallesi’ne yöneldiklerini, bazılarının akşam saatlerine kadar orada kaldıklarını söylediler. Görgün tanıkları, bu grupların, ‘yağmalananları yağmaladıklarını’ aktardılar.
Söz konusu grupların kontrol noktalarında güvenlik güçlerinin önünden geçip gittiklerini belirten kaynaklar, kontrol noktasındaki unsurlara rüşvet ödediklerini söylediler.
Bu gruplarcın yalnızca tamamen harap olmuş ve terk edilmiş bölgeleri yağmalamadıklarını aynı zamanda bazı ailelerin geri döndüğü bölgelerdeki ıssız evleri de kapsadığını söyleyen kaynaklar şu açıklamada bulundular:
 “Zorbalar ve korkmuyorlar. Onlar için önemli olan sadece bir şeyler koparabilmek. Bazı aileler, evlerine geldiklerinde birçok kez Kurbetler (Suriye Çingeneleri) ile karşılaşıyorlar ve iki taraf şiddetli kavgalar tutuşuyorlar.”
Raporlar, dünyada ‘Roman’ olarak bilinen ve çeşitli bölgelere dağılmış olan Çingenelerin aslen Hindistan'dan göç eden kabileler olduğuna işaret ediyor. Sürekli seyahat halinde bir yaşayış tarzları olduğu için dünyanın dört bir yanına dağılan ve Suriye Çingeneleri’nin de aralarında olduğu çingeneler, İspanya, Doğu Avrupa ve Ortadoğu’da birçok ülkeye yerleşmiş durumdalar.
Suriye Çingeneleri, en-Nevvar ve yabancılar anlamına gelen Kurbet gibi başka isimlerle de biliniyorlar. Suriye’de çeşitli büyük şehirlerde ve bölgelerde yerleşik halde yaşıyorlar. Çoğu bina yerine çadırlarda yaşamayı tercih eden Kurbetler, sayılarının az olması ve topluluklarının dağıtılmasından korktukları için devrimde etkin bir rol oynayamadılar.
Suriye’de mart ayının ortalarında 12’inci yılına giren iç savaşın başlangıcından önce Suriye Çingeneleri’nin bazıları Şam'ın güneyindeki Kadem Mahallesi’nin bir bölümünde yaşıyor ve dilencilik yapıyorlardı.



Reuters: Kürtler Esad sonrası Suriye'de federal sistem talep etmeye hazırlanıyorlar

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Reuters: Kürtler Esad sonrası Suriye'de federal sistem talep etmeye hazırlanıyorlar

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

Üst düzeydeki Kürt bir yetkilinin Reuters'e aktardığı bilgiye göre, Kürtler Suriye'nin geçici Cumhurbaşkanı Ahmed Şaraa'nın karşı çıktığı özerklik talebinde kararlılar.

Geçen ay Arap Alevilerine yönelik katliamın ardından Suriye'deki azınlıkların korkuya kapılması federal yönetime olan desteği artırdı. Kürt gruplar, Şaraa ve İslamcı yönetimini Suriye için yanlış bir yol çizmekle ve iktidarı tek elde toplamakla suçluyor.

Kürt kaynakların verdikleri bilgiye göre, Kürtlerin kontrolündeki kuzeydoğuda hakim siyasi güç Demokratik Birlik Partisi (PYD) ve Suriyeli diğer Kürt partileri geçen ay federalizmi de kapsayan ortak bir siyasi vizyon üzerinde anlaştı. Fakat bu vizyon henüz kamuya açıklanmadı.

Kürtlerin öncülüğündeki gruplar, 14 yıl süren iç savaş boyunca Suriye topraklarının yaklaşık dörtte birini kontrolü altına aldı. Kürtlerin öncülüğündeki ABD destekli Suriye Demokratik Güçleri (SDF) geçen ay Şam yönetimiyle Kürtlerin idari yapıları ve güvenlik güçlerinin merkezi hükümetle birleştirilmesini içeren bir anlaşma imzaladı.

Kürt yetkililer bu anlaşmaya bağlı kalacaklarını belirtirlerken, Suriye'yi yöneten İslamcıların Esad sonrası geçiş sürecini şekillendirme biçimine karşı çıkarak kapsayıcılık sözü verilmesine rağmen ülkenin çeşitliliğine saygı gösterilmediğini dile getirdiler.

Kürtlerin öncülüğündeki yönetimin üst düzeydeki yetkilisi Badran Jia Kurd Reuters'e aktardığı bilgide, tüm Kürt grupların "federal, çoğulcu, demokratik bir parlamenter sistem" ihtiyacını vurgulayan ortak bir siyasi vizyon üzerinde anlaştığını söyledi.

Kürt yetkilinin Reuters'in sorularına verdiği yazılı yanıtlar, geçen ay Kürt partilerinin federalizm konusunda anlaşmasından bu yana Kürt yönetiminden bir yetkilinin bu hedefi ilk kez doğrulaması anlamına geliyor.

Suriyeli Kürtler, hedeflerinin Suriye içinde özerklik olduğunu, bağımsızlık talep etmediklerini belirtiyorlar.

Şaraa, Ocak ayında The Economist'e verdiği röportajda federal sisteme karşı olduğunu, bu sistemin halk arasında kabul görmediğini ve Suriye'nin çıkarlarına uygun olmadığını söylemişti.

Kürt yetkili, Suriye'nin temel meselesinin "her bölgenin idari, siyasi ve kültürel özelliklerini korumak" olduğunu ve bunun için "bölgedeki yerel yasama meclisleri, bölgeyi yönetecek yürütme organları ve onlara bağlı iç güvenlik güçlerinin" gerektiğini belirtti.

Şaraa'nın müttefiki Türkiye ise Suriye'nin başlıca Kürt siyasi grubu olan PYD ve ona bağlı grupları, PKK ile bağlantıları nedeniyle güvenlik tehdidi olarak görüyor.

Arap Alevi bölgelerinde yaşayan sorunlar

PYD geçen ay yapılan bir toplantıda Irak'taki Barzani ailesinin liderliğindeki Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) tarafından desteklenen Suriyeli rakip Kürt grubu Kürt Ulusal Konseyi (ENKS) ile bir araya geldi.

ENKS lideri Süleyman Oso, ortak Kürt vizyonunun Nisan sonuna kadar konferansta açıklanmasını beklediğini söyledi.

Oso, geçen yılın Aralık ayında Esad'ın devrilmesinden sonra Suriye'deki gelişmelerin etkisiyle birçok Suriyelinin federal sistemi "en iyi çözüm" olarak gördüğünü belirtti. Oso, Arap Alevilerine yönelik saldırıları, Dürzi azınlık içindeki merkezi yönetime karşı direnişi ve yeni hükümetin anayasal deklarasyonunu örnek gösterdi.

Suriye'deki İslamcı yetkililere bağlı güvenlik güçlerinin Esad'a sadık militanların saldırısına uğradıklarını söylemelerinin ardından Mart ayında Suriye'nin kıyı kesimlerinde başlayan intikam saldırılarında yüzlerce Alevi öldürülmüştü.

Şaraa, sorumluların ve hatta kendi müttefiklerinin de cezalandırılacağını söylemişti.

Oso, "Suriye birden fazla etnik grup, din ve mezhebe sahip bir ülke olduğu için Suriye'nin birliğini korumanın en iyi çözümünün federal sistem olduğunu düşünüyoruz. Şam'a gittiğimizde, kesinlikle görüş ve taleplerimizi sunacağız" dedi.

Reuters