Guterres: Ortadoğu’daki krizlere karşı Arap Birliği güçlendirilmeli

Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt, İran'ın Arap ülkelerine müdahalesine karşı uyardı

Suudi Arabistan Sivil Toplum Gençliği Sözcüsü Razan el-Akil, dün BM Güvenlik Konseyi'nde yaptığı konuşmada
Suudi Arabistan Sivil Toplum Gençliği Sözcüsü Razan el-Akil, dün BM Güvenlik Konseyi'nde yaptığı konuşmada
TT

Guterres: Ortadoğu’daki krizlere karşı Arap Birliği güçlendirilmeli

Suudi Arabistan Sivil Toplum Gençliği Sözcüsü Razan el-Akil, dün BM Güvenlik Konseyi'nde yaptığı konuşmada
Suudi Arabistan Sivil Toplum Gençliği Sözcüsü Razan el-Akil, dün BM Güvenlik Konseyi'nde yaptığı konuşmada

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, Yemen, Sudan, Libya ve Lübnan da dahil olmak üzere bölgenin karşı karşıya olduğu “zorluklarla yüzleşmek” için Arap Birliği (AL) ile ilişkilerin güçlendirilmesi çağrısında bulundu. Genel Sekreter, Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinden kaynaklanan “küresel yansımalar” ışığında, Arap ülkeleri ve diğer ülkelerde durumun daha da kötüleşebileceği konusunda uyardı.
Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt, Filistin sorununun uluslararası kararlar temelinde çözülmesinin ve İsrail'in 1967 sınırlarının ötesine çekilmesinin önemine vurgu yaptı. Aynı zamanda İran'ın birçok Arap ülkesinde “istenmeyen müdahalelerde bulunmasından” duyduğu üzüntüyü dile getiren Ebu Gayt, İran’ın füze programının birçok ülke için "meşru bir endişe kaynağı" olduğunu kaydetti.
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, BAE Güvenlik Konseyi başkanlığı tarafından bu ay düzenlenen basına açık toplantıda şunları söyledi: “Birleşmiş Milletler ile bölgesel ve alt bölgesel kuruluşlar arasında uluslararası barış ve güvenliği korumak için işbirliğine ihtiyaç var. Aynı şekilde BM Güvenlik Konseyi ile Arap Birliği arasında işbirliği yapılması gerekiyor. Arap Birliği, çalışmamızın tüm alanlarında son derece önemli. İki taraf, Arap dünyası ve ötesindeki ardışık zorluklara çok taraflı çözümler bulma arayışımızda hemfikir. Ukrayna'daki savaşın derin küresel yansımalarıyla karşı karşıya olduğumuz için bu çabalara ayrıca bir ihtiyaç var. Mısır, Lübnan, Libya, Somali, Sudan ve Yemen de dahil olmak üzere birçok ülke buğdaylarının en az yarısını Ukrayna veya Rusya'dan ithal ediyor”.
Geçen hafta Yemen için başlattığı çağrının acil ihtiyaç duyulan fonların üçte birinden daha azını karşıladığı için duyduğu büyük hayal kırıklığını dile getiren Guterres, “20 milyon Yemenlinin, hayat kurtaran insani yardıma ve korumaya ihtiyacı var. BM'nin kalıcı bir ateşkese varma, gerilimleri yatıştırma, kapsamlı bir siyasi süreci ilerletme ve Yemen halkına insani ve ekonomik yardım sağlama çabalarını desteklemesi konusunda Arap Birliği gerekeni yapacaktır. Ayrıca, Libya'da Ekim 2020'de ateşkes anlaşmasının imzalanmasından bu yana "zorla kazanılmış birlik ve istikrarın korunmasına", Birliğin "yapıcı katılımı" memnuniyet verici. Birlik, kapsayıcı bir siyasi süreç üzerinde anlaşmaya öncelik vermeye devam edecek ve Güvenlik Konseyi'nin 2570 sayılı Kararının tam olarak uygulanmasını ilerletecektir” diye konuştu.
Sudan dosyası hakkında da konuşan BM Genel Sekreteri, “Arap Birliği ve Birleşmiş Milletler, kapsayıcı ve barışçıl bir geçişe yönelik diyaloğu teşvik etmek için ikili düzeyde ve Sudan Dostları Grubu ile yakın bir şekilde birlikte çalışıyor” diye konuştu.
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres, “İki taraf da (Arap Birliği ve Birleşmiş Milletler) Suriye'de var. Suriye halkının acısını dindirmenin tek yolu Güvenlik Konseyi'nin 2254 sayılı kararının tam olarak uygulanmasını sağlayan güvenilir bir siyasi süreçtir” dedi.
Lübnan hükümetine “ülkenin krizini anlamlı reformlar, zamanında seçimler, Uluslararası Para Fonu ile yapıcı katılım ve 1559 ve 1701 Güvenlik Konseyi kararlarının tam olarak uygulanması” çağrılarında bulunduğu için Birlik üyelerine minnettarlığını dile getiren Genel Sekreter, “Arap Hükümeti ile Birlik üyeleri arasındaki gelişmiş stratejik işbirliğini memnuniyetle karşılıyoruz. Birlik ve Birleşmiş Milletler, iki devletli çözüm temelinde Filistin topraklarındaki "İsrail işgalini sona erdirmek için barış sürecine giden bir yol bulmaya" kararlı. Filistin ve İsrail, 1967 öncesi sınırlar temelinde, iki devletin başkenti de Kudüs olmak üzere, barış ve güven içinde yan yana yaşayabilir. İlişkilerimizi (Arap Birliği ve Birleşmiş Milletler) daha da güçlendirmek arzusundayız. Birlik ile ‘kadın, barışın inşası, güvenlik, silahsızlanma ve arabuluculuk’ alanlarında daha güçlü ortaklıklar kurmak istiyoruz.

İran dosyasında "Meşru Endişe"
Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt, Suriye'den Libya'ya, Yemen'den Lübnan'a Arap bölgesindeki gelişmeleri değerlendirdi. Arap ülkelerinin iç işlerine yönelik bölgesel müdahalelerle yüzleşme ve krizleri çözme yollarına değinen Ebu Gayt, “Devam eden gergin bölgesel sorunlar ve bu sorunların Filistin halkının özlemlerinin yerine getirilmesini garanti edecek şekilde adil ve kapsamlı bir çözüme ulaşması için siyasi olarak harekete geçmek önemli. Bu bağlamda Filistin meselesi merkezi konumda. Özellikle nükleer anlaşmaya geri dönülmesi durumunda İran'ın bölgedeki politikasıyla ilgili endişeler mevcut. İran'ın müdahalesi "bölgede ve dünyada güvenlik ve barışa yönelik tehdit" niteliğinde” dedi.
Ortadoğu'da nükleer silahlardan ve diğer kitle imha silahlarından arındırılmış bir bölge kurulması için bir anlaşmaya varılması amacıyla Birleşmiş Milletler'de yapılacak konferansa destek çağrısında bulunan Birlik Genel Sekreteri, İran’ın birkaç Arap ülkesinde istenmeyen müdahaleler uygulamaya devam ettiğini ve füze programının birçok Arap Birliği ülkesi için meşru bir endişe kaynağı olduğunu vurguladı.
Ebu Gayt, Arap ülkelerinin “devletlerin egemenliğine karşılıklı saygı ve içişlerine karışmaktan kaçınma temelinde” İran ile iyi komşuluk ilişkileri aradıklarını dile getirdi

Razan el-Akil: Misyonumuz geleceği inşa etmek için barışı korumak
Suudi bir kadın için türünün ilk örneği olarak en yüksek uluslararası platformlarda sivil toplum kuruluşları hakkında konuşan Suudi Arabistan vatandaşı Razan bint Ferhan el-Akil: “Orta Doğu ve Kuzey Afrika bölgesinden 100 milyondan fazla genç kadın ve erkek adına” konuşmak için New York'a gittim. Benim kuşağımın bugün size mesajı; geleceği inşa etmek için gençlerin barışı koruma faaliyetlerine aktif katılımasıdır.”
Suudi Arabistan Sivil Toplum Gençliği Sözcüsü Razan el-Akil'in uluslararası ve küresel kararlar da dahil olmak üzere önemli başlıklar için sunduğu konuşması birçok tavsiye içerdi.
Toplantıda konuşan ve bu oturuma başkanlık eden Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Devlet Başkanı Halife Şahin el-Marar, "Arap Birliği ve BM Güvenlik Konseyi arasındaki koordinasyonu ve istişareyi artırmak ve bu ilişkiyi kurumsallaştırmak gerekiyor. Güvenlik Konseyi'nin bölgedeki sorunları çözmek için benimsediği herhangi bir yaklaşımın Arap ülkelerinin endişelerini yansıtması ve bu endişelerle nasıl başa çıkılacağına dair görüşlerin alınmasını gerektiriyor” dedi.
Radikalizm ve terörle mücadelede Arap Birliği ve BM’nin ortak çabalarının güçlendirilmesi çağrısında bulunan Akil, bu iki kurumun Arap meselelerini net kriterler içinde ve eşit bir temelde çözmek için iş birliklerini güçlendirdiğini vurguladı.



Abdulaziz bin Selman: Mesele iklim değişikliği ile nasıl adil bir şekilde mücadele edileceğidir

Abdulaziz bin Selman: Mesele iklim değişikliği ile nasıl adil bir şekilde mücadele edileceğidir
TT

Abdulaziz bin Selman: Mesele iklim değişikliği ile nasıl adil bir şekilde mücadele edileceğidir

Abdulaziz bin Selman: Mesele iklim değişikliği ile nasıl adil bir şekilde mücadele edileceğidir

Suudi Arabistan Enerji Bakanı Prens Abdulaziz bin Selman, İslam Kalkınma Bankası (İKB) Grubu'nun Altın Jübile töreni çerçevesinde düzenlenen Enerji Güvenliği, Geleceği ve Sürdürülebilir Kalkınma başlıklı diyalog oturumunda yaptığı konuşmada, iklim değişikliğiyle ilgili sorumlulukların paylaştırılması konusundaki söylemlerde bazı ikiyüzlülükler olduğunu söyledi.

Asıl meselenin Paris Anlaşması'nın yorumlanmasında ve iklim değişikliğiyle ülkeler arasında adil ve eşit bir şekilde nasıl başa çıkılacağında yattığını ifade eden Abdulaziz bin Selman, iklim değişikliği tartışmasının COP27'de daha gerçekçi bir hal aldığını belirtti.

Petrol üreticisi ülkelerin iklim etkilerini ulusal haklarıyla dengelediklerini ifade eden Abdulaziz bin Selman, “Hükümetlerin gelecek nesillerin büyümesini sağlamak gibi ahlaki bir sorumluluğu var” ifadesini kullandı.


Riyad ve Washington güvenlik anlaşmasına 'son rötuşları’ yapıyor

Riyad'da düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu (WEF) oturumundan (Şarku'l Avsat)
Riyad'da düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu (WEF) oturumundan (Şarku'l Avsat)
TT

Riyad ve Washington güvenlik anlaşmasına 'son rötuşları’ yapıyor

Riyad'da düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu (WEF) oturumundan (Şarku'l Avsat)
Riyad'da düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu (WEF) oturumundan (Şarku'l Avsat)

Başta Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman'ın ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ile görüşmesi ve Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile bir araya gelmesi olmak üzere, Gazze'deki durum ve Filistin meselesinin güçlü bir şekilde gündeme geldiği Riyad'da dün (Pazartesi) Suudi Arabistan ve ABD'nin güvenlik anlaşmasına ‘son rötuşları’ yapmaya yakın oldukları bildirildi.

Riyad'da düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu'na (WEF) katılan Blinken ve Suudi mevkidaşı Prens Faysal bin Ferhan, Suudi Arabistan ve ABD'nin bir güvenlik anlaşmasına varmaya yakın olduğunu açıkladı.

Bin Ferhan, ABD ile güvenlik anlaşması müzakerelerine ilişkin olarak “ABD ile ikili anlaşmaları tamamlamaya çok yakınız. Çalışmaların çoğu zaten yapıldı. Filistin cephesinde olması gerektiğini düşündüğümüz şeylerin ana hatlarına sahibiz” ifadelerini kullandı.

Blinken ise aynı konuda, “Geçtiğimiz aylarda, hatta 7 Ekim'den önce bile kapsamlı çalışmalar yaptık. Herhangi bir anlaşmanın Filistin kısmına odaklanmak istiyoruz. Sanırım neredeyse tamamlandı” şeklinde konuştu.

Bin Ferhan, Filistin konusunda, Gazze Şeridi'nde acil ve kalıcı bir ateşkes ve bir Filistin devletinin kurulması için ‘güvenilir ve geri dönülmez bir yol’ çağrısında bulunan Suudi pozisyonunu vurgularken, Blinken Hamas'a ‘masadaki cömert İsrail teklifini’ kabul etmesi çağrısında bulundu. Blinken, “İsrail ve bölge ülkeleri arasında normalleşme yolunda ilerleyebilmek için Gazze Şeridi'ndeki krizi sona erdirmeli ve Filistin devletinin kurulması için bir yol belirlemeliyiz” dedi.

Bu arada Riyad üç önemli toplantıya sahne oldu: Bir Arap-Amerikan toplantısı, bir Arap-İslam-Avrupa toplantısı ve bir Körfez-Amerikan toplantısı. İlk iki toplantıda Gazze'deki durum, ateşkes ihtiyacı ve Refah'ta bir İsrail operasyonu uyarısı ele alınırken, üçüncü toplantıda Kızıldeniz'de seyrüsefer özgürlüğü tartışıldı.

Blinken, ‘Kızıldeniz'de seyrüsefer konusunun ele alınması ve Husi saldırılarının üzerine gidilmesi’ gerektiğini vurgulayarak “Kızıldeniz'de kargo gemilerinin hedef alınması küresel ekonomiyi etkiliyor” dedi.


Prens Abdulaziz bin Selman: Suudi Arabistan 2010 yılından bu yana döngüsel karbon ekonomisi kavramına uygun hareket ediyor

Suudi Arabistan Enerji Bakanı Prens Abdulaziz bin Selman Riyad'da düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu’nun özel toplantısında katılımcılara hitap etti (Şarku’l Avsat)
Suudi Arabistan Enerji Bakanı Prens Abdulaziz bin Selman Riyad'da düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu’nun özel toplantısında katılımcılara hitap etti (Şarku’l Avsat)
TT

Prens Abdulaziz bin Selman: Suudi Arabistan 2010 yılından bu yana döngüsel karbon ekonomisi kavramına uygun hareket ediyor

Suudi Arabistan Enerji Bakanı Prens Abdulaziz bin Selman Riyad'da düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu’nun özel toplantısında katılımcılara hitap etti (Şarku’l Avsat)
Suudi Arabistan Enerji Bakanı Prens Abdulaziz bin Selman Riyad'da düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu’nun özel toplantısında katılımcılara hitap etti (Şarku’l Avsat)

Suudi Arabistan Enerji Bakanı Prens Abdulaziz bin Selman, ülkesinin enerji sistemlerini ekonomik olarak yönetmeye ve iklim değişikliği kavramları doğrultusunda bunları parasal değere ve çevreye faydalı hale dönüştürmeye odaklandığını vurguladı. Bakan bin Selman, Suudi Arabistan’ın 2010 yılından bu yana döngüsel karbon ekonomisi kavramını benimsediğini ve 2020 yılında G20'ye ev sahipliği yaptığı sırada bu kavrama uygun hareket ettiğini söyledi.

Dünya Ekonomik Forumu'nun (WEF) Riyad'daki özel toplantısının oturum aralarında düzenlenen ‘Uluslararası Ortaklıklarla Karbon Yakalama, Depolama ve Kullanma Alanındaki Yeniliklerin Teşvik Edilmesi’ başlıklı panelde konuşan Prens bin Selman, Suudi Arabistan’da elektriğin en düşük maliyetle üretildiğini ve rekabetçi fiyatlarla sunulduğunu açıkladı.

Suudi Arabistan hükümetinin bu alanda çeşitli programları ve projeleri olduğunu belirten Enerji Bakanı, ülkeye yatırımları çekecek bir hamleyle elektrik üretiminin maliyetini düşürme ve rekabet gücünü koruma yönünde adımlar atıldığını kaydetti.

Suudi Arabistan hükümetinin enerji güvenliğini ve sürdürülebilirliğini sağlama konusunda kararlı olduğunun altını çizen Prens bin Selman, ülkesinin bu yolda ilerleme kaydettiğini ve enerjinin DNA’sı haline gelen bir sistem kurmayı başardığını söyledi.

Enerji Bakanlığının bu sistemi kurma hedeflerine ulaşmak için Ekonomi ve Planlama Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Sanayi ve Maden Kaynakları Bakanlığı ve diğer bakanlıklarla birlikte çalıştığını ifade eden Enerji Bakanı, bu alanda katma değer sağlayan tüm kurumlarla iş birliği yapabileceklerini belirtti.

Suudi Arabistan hükümeti tarafından 2011 yılında başlatılan enerji verimliliği programına değinen Prens bin Selman, söz konusu sistemin ülkenin hedeflerine ulaşmak için benzersiz hale geldiğini belirterek, ülkesinin döngüsel karbon ekonomisine doğru daha ileri adımlar atmak için herkesin iş birliğine açık olduğunu vurguladı.

Karbondioksitin atılmasının daha fazla karbondioksit üreteceğini ve geri dönüşüm konseptinde bunun daha faydalı başka kullanımlarla değerlendirilebileceğini açıklayan Bakan bin Selman, Suudi Arabistan Yeşil Ortadoğu Girişimi'nin hedeflerinin de bununla uyumlu olduğunu belirtti. Enerji Bakanı, tüm bu hedeflerin ise iklim değişikliğine yardımcı olduğunun altını çizdi.

Rekabetçi fiyatların korunmasının ülkede elektrik ve enerji üretimine daha fazla yatırım yapılmasını sağlayacağını söyleyen Prens bin Selman, Suudi Arabistan'ın enerji sektörünün, gelecekte yenilenebilir enerji kaynaklarıyla beslenen bir sisteme geçişte öncü olmayı hedeflediğini de sözlerine ekledi.


ABD-Körfez İşbirliği Konseyi toplantısında Gazze’deki savaş ve Kızıldeniz'deki seyrüsefer özgürlüğü ele alındı

KİK ülkelerinin dışişleri bakanları ve ABD Dışişleri Bakanı Riyad'daki toplantıya katıldılar (Reuters)
KİK ülkelerinin dışişleri bakanları ve ABD Dışişleri Bakanı Riyad'daki toplantıya katıldılar (Reuters)
TT

ABD-Körfez İşbirliği Konseyi toplantısında Gazze’deki savaş ve Kızıldeniz'deki seyrüsefer özgürlüğü ele alındı

KİK ülkelerinin dışişleri bakanları ve ABD Dışişleri Bakanı Riyad'daki toplantıya katıldılar (Reuters)
KİK ülkelerinin dışişleri bakanları ve ABD Dışişleri Bakanı Riyad'daki toplantıya katıldılar (Reuters)

Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ülkelerinin dışişleri bakanları bugün Riyad'da ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ile bir araya gelerek “Gazze'de ateşkesi ve rehinelerin serbest bırakılmasını destekliyoruz” başlıklı ABD-Körfez İşbirliği Konseyi toplantısını gerçekleştirdiler. Blinken, Washington'ın Gazze'ye insani yardımların girişi konusuna büyük önem verdiğini ve bu konuda ilerleme kaydettiklerini açıkladı.

erght
Suudi Dışişleri Bakanı bin Ferhan, Riyad'daki ABD-Körfez İşbirliği Konseyi toplantısına katıldı (SPA)

Blinken, ABD Başkanı Joe Biden’ın daha önce İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'dan Gazze'deki trajik insani durumun iyileştirilmesi için somut adımlar atılmasını istediğini de sözlerine ekledi.

Gazze’deki insani krizi hafifletmenin en etkili yolunun ‘ateşkesi sağlamak’ olduğunu söyleyen Blinken, Washington’ın Gazze'deki savaşın yayılmasını önleme çabalarını sürdürdüğünü de sözlerine ekledi.

ABD Dışişleri Bakanı, toplantı sırasında yaptığı konuşmada şunları söyledi:

İsrail’in güvenliğini garanti eden sürdürülebilir bir çözüme ulaşmak için ortaklarımızla birlikte çalışıyoruz. İran'ın İsrail'e yönelik saldırısı bölgede büyüyen bir tehdidin sinyalini veriyor.

Kızıldeniz'deki seyrüsefer güvenliğinin de ele alınması gerektiğini ifade eden Blinken, “Husilerin saldırılarının üzerine gidilmeli" dedi. Kızıldeniz'de ticaret gemilerinin hedef alınmasının küresel ekonomiyi etkilediğine dikkati çeken ABD’li bakan, Suudi Arabistan Kralı Salmen bin Abdulaziz’in Yemen'de barışın sağlanması için sarf ettiği çabalara övgüde bulundu.

Öte yandan Katar Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani, toplantıdaki konuşmasında, “Körfez ülkeleri ve ABD arasındaki pozisyonları koordine etmeye çalışıyoruz. Ortadoğu'daki askeri gerilim son derece tehlikeli. Bölgeyi bu gerilim sürükleyebileceği savaş tehlikesinden kurtarmak için diplomatik çabalar yoğunlaştırılmalı” şeklinde konuştu.

Gazze'de derhal ateşkes sağlanması ve rehinelerin serbest bırakılması çağrısında bulunan Katarlı bakan, “Uluslararası kararlar temelinde barış çabalarını sürdüreceğiz” dedi.

fd bfe
KİK ülkeleri dışişleri bakanları ve ABD Dışişleri Bakanı (SPA)

Toplantıda konuşan KİK Genel Sekreteri Casim Muhammed el-Budeyvi, Gazze Şeridi’nin tamamında derhal ateşkes ilan edilmesi, Batı Şeria'daki şiddetin durdurulması için etkili olacak uluslararası tedbirler alınması ve iki devletli çözümün uygulanması için uluslararası bir konferans düzenlenmesi çağrısında bulundu.

KİK Genel Sekreteri, Husilerin ‘kabul edilemez’ olarak nitelendirdiği Kızıldeniz'deki saldırılarından duyduğu derin endişeyi de dile getirdi.


Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı ABD’li mevkidaşı ile Gazze'deki son durumu görüştü

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’ı kabul etti (SPA)
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’ı kabul etti (SPA)
TT

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı ABD’li mevkidaşı ile Gazze'deki son durumu görüştü

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’ı kabul etti (SPA)
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’ı kabul etti (SPA)

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi (KİK) Genel Sekreterliği binasında ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ile bir araya geldi. Görüşme, ABD-Körfez İşbirliği Konseyi toplantısının oturum aralarında gerçekleşti.

Suudi Arabistan haber ajansının (SPA) aktardığına göre görüşmede, Suudi Arabistan-ABD ilişkileri ve iki ülke arasında çeşitli alanlardaki iş birliğinin geliştirilmesinin yolları ele alındı. Gazze Şeridi’nde ve Refah'taki son gelişmeler ile acil ateşkesin önemine değinilen görüşmede, ayrıca Gazze’ye acil insani yardımların girişi için sarf edilen çabalar masaya yatırıldı.

ABD Dışişleri Bakanı Blinken, ülkesinin son birkaç hafta içinde Gazze'deki insani durum konusunda ‘ölçülebilir ilerleme’ kaydettiğini açıkladı. Blinken açıklamasında, İsrail'e daha fazlasını yapması çağrısında bulundu. ABD-Körfez İşbirliği Konseyi toplantısının açılışında konuşan Blinken, Gazze'deki insani krizi hafifletmenin en etkili yolunun ‘ateşkesi sağlamak’ olduğunu söyleyerek, Washington’ın Gazze'deki savaşın yayılmasını önleme çabalarını sürdürdüğünü belirtti.

Görüşmeye Suudi Arabistan'ın Washington Büyükelçisi Prenses Rima bint Bender bin Sultan, Dışişleri Bakanlığı Müsteşarları Manal Rıdvan ve Muhammed el-Yahya da katıldı.

Reuters'ın haberine göre Blinken, ABD’nin Arap ülkelerinden ortaklarıyla Gazze'deki savaş sonrası durumu görüşmek üzere çıktığı geniş kapsamlı Ortadoğu turunun ilk durağı olarak bugün Suudi Arabistan'a geldi.

Blinken’ın Ortadoğu turunun bir diğer amacı da İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'ya, ABD Başkanı Joe Biden'ın bu ay Gazze'deki trajik insani durumun iyileştirilmesi için atılmasını istediği somut adımları atması için baskı yapmak.

 


WEF Başkanı Brende: Suudi Arabistan küresel ekonomik hırsı yansıtan gelişmelere tanık oldu

WEF Başkanı Borge Brende, Riyad'da düzenlenen WEF oturumunda konuştu, 28 Nisan 2024 (Reuters)
WEF Başkanı Borge Brende, Riyad'da düzenlenen WEF oturumunda konuştu, 28 Nisan 2024 (Reuters)
TT

WEF Başkanı Brende: Suudi Arabistan küresel ekonomik hırsı yansıtan gelişmelere tanık oldu

WEF Başkanı Borge Brende, Riyad'da düzenlenen WEF oturumunda konuştu, 28 Nisan 2024 (Reuters)
WEF Başkanı Borge Brende, Riyad'da düzenlenen WEF oturumunda konuştu, 28 Nisan 2024 (Reuters)

Dünya Ekonomik Forumu'nun (WEF) Riyad'daki özel toplantısında konuşan WEF Başkanı Borge Brende, Suudi Arabistan’ın geçtiğimiz dönemde tanık olduğu gelişmelerin küresel ekonomik hırsı yansıttığını vurguladı.

Uluslararası iş birliğini arttırmak için ekonomik zorluklara çözüm bulunmasının önemine dikkati çeken Brende, bazı ülkelerin sıkıntı yaşadığı enerji kıtlığı da dahil olmak üzere çeşitli sorunlara değindi.

WEF Başkanı, Suudi Arabistan’ın WEF’in ‘Kalkınma için Uluslararası İşbirliği, Büyüme ve Enerji’ başlıklı özel toplantısına ev sahipliği yapma ve bu türdeki ilk toplantıyı düzenleme konusundaki çabalarına işaret etti.

Dünyanın enerji geleceğini yeniden şekillendirmek için iş birliğine dayalı çözümler bulunmasının önemini vurgulayan Brende, toplantıya katılan 92 ülke ve 500'den fazla şirket, kurum ve kar amacı gütmeyen kuruluşun sürdürülebilir bir geleceğe doğru ilerlemek için çalıştığının altını çizdi.


Riyad'da toplanan Gazze Temas Grubu, İsrail'e etkin yaptırımlar uygulanmasını istedi

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Riyad'da toplanan Gazze Temas Grubu, İsrail'e etkin yaptırımlar uygulanmasını istedi

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ve Arap Birliği'nin Gazze ile ilgili çalışmalar yürütmesi amacıyla oluşturduğu "Gazze Temas Grubu", silah ihracatının durdurulması da dahil olmak üzere uluslararası toplumdan İsrail'e etkin yaptırımlar uygulamasını talep etti.

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, "Riyad'daki toplantıda bir araya gelen Temas Grubu, Gazze'nin işgal altındaki Filistin topraklarının ayrılmaz bir parçası olduğunu, Filistin halkının kendi toprakları dışına tehcir gayretlerinin kati bir şekilde reddedildiğini ve Filistin'in Refah kentine yönelik herhangi bir askeri operasyona karşı olduklarını vurgulamaktadır." ifadeleri yer aldı.

Gazze Şeridi'nde savaşın derhal sonlandırılması için İslam ve Arap dünyasının ortak çalışmalarını yoğunlaştırması için mekanizma konusunun görüşüldüğü belirtilen açıklamada, uluslararası insancıl hukuk gereği sivillerin korunmasının sağlanması gerektiği vurgulandı.

Açıklamada, iki devletli çözümün uygulanması, başkenti Doğu Kudüs ve 4 Haziran 1967 sınırlarında bir Filistin devletinin tanınması sürecinde atılacak ortak adımların da toplantıda masaya yatırıldığı belirtildi.

Temas Grubu'nun, uluslararası toplumdan, İsrail'e silah ihracatını durdurmak da dahil olmak üzere etkili yaptırımlar uygulanmasını talep ettiği kaydedilen açıklamada, batı ülkelerin de Gazze'de savaşın ve İsrail'in işlediği ihlaller ve suçların durdurulmasını isteyen barışçıl göstericilere yönelik uygulamalarının endişe verici olduğuna dikkat çekildi.

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Faysal bin Ferhan, İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki gelişmeleri görüşmek üzere bir araya gelen Gazze Temas Grubu'nun düzenlediği toplantıya başkanlık etti.

Toplantıya Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri ve Ürdünlü mevkidaşı Eymen es-Safedi'nin yanı sıra, Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) İcra Komitesi Genel Sekreteri Hüseyin eş-Şeyh, Birleşik Arap Emirlikleri Devlet Başkanı Şeyh Halife bin Zayid Al Nahyan'ın Diplomasi Danışmanı Enver Gargaş ve Katar Hükümeti Dışişleri Danışmanı Muhammed bin Abdülaziz el-Huleyfi katıldı.


Dünya Ekonomik Forumu toplantısının açılışına enflasyon, faiz oranları ve tedarik zincirleri damgasını vurdu

Riyad'da düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu'nun (WEF) açılış oturumundan. (Şarku’l Avsat)
Riyad'da düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu'nun (WEF) açılış oturumundan. (Şarku’l Avsat)
TT

Dünya Ekonomik Forumu toplantısının açılışına enflasyon, faiz oranları ve tedarik zincirleri damgasını vurdu

Riyad'da düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu'nun (WEF) açılış oturumundan. (Şarku’l Avsat)
Riyad'da düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu'nun (WEF) açılış oturumundan. (Şarku’l Avsat)

Riyad'da bugün (Pazar) düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu (WEF) toplantısının açılış oturumu, enflasyon, faiz oranları ve bazı ülkelerin karşılaştığı şoklar da dahil olmak üzere en önemli küresel ekonomik sorunlara odaklandı. Küresel tedarik zincirlerinin güçlendirilmesi ve çeşitlendirilmesinin öneminin de vurgulandığı oturumda, tüm zorlukların üstesinden gelmek için olası çözümleri içeren konuşmalar gerçekleşti.

‘Ne tür bir büyümeye ihtiyacımız var?’ başlıklı açılış oturumuna Suudi Arabistan Maliye Bakanı Muhammed el-Cedan, Malezya Yatırım, Ticaret ve Sanayi Bakanı Tenku Abdulaziz ve Uluslararası Para Fonu (IMF) Genel Müdürü Kristalina Georgieva katıldı.

Suudi Arabistan Maliye Bakanı Muhammed el-Cedan, ekonomik planların ülkeler tarafından koşullara ve gelişmelere göre uyarlanması ve ayarlanması gerektiğini vurguladı. Suudi Arabistan’da işlerin iyi bir hızda ilerlediğini doğrulayan el-Cedan, yerel ve uluslararası yatırımcıların Suudi ekonomisine olan güvenini arttıran Vizyon 2030'un önemine dikkat çekti. Vizyon 2030'un özel sektörün rolünü de güçlendirdiğini ve bu vizyonun niceliksel büyümeden ziyade niteliksel büyümeye odaklandığını ifade eden el-Cedan şu ifadeleri kullandı: “Bizim için önemli olan petrol dışı ekonominin büyümesi ve özel sektörün rolünün güçlendirilmesi... İsteseydik günde 9,5 milyon varil yerine 10 milyon varil petrol üretebilir ve çok daha yüksek bir gayri safi yurt içi hasıla (GSYİH) büyümesi sağlayabilirdik.”

Şoklarla yüzleşmek

El-Cedan, son dört yılda dünyanın birçok şoka maruz kaldığını, bu nedenle Suudi Arabistan da dahil olmak üzere ileriye dönük plan yapan ülkelerin, bu şoklarla halen başa çıkabildiğini doğrulaması gerektiğini belirtti.

İnovasyon ve teknolojinin uygulanabilmesi için gerekli politika ve kaynakların sağlanması gerektiğine de değinen el-Cedan, bazı ülkelerin enerji üretimi için yeterli tesislere sahip olmadığına dikkat çekti.

IMF ile borç sürdürülebilirliği konusuna da değinen el-Cedan, ülkelerin borç yükü altında büyümeye odaklanamayacağını ve bütçelerin doğru yönde ve yeterli hızda ilerlemesini sağlarken işgücünü geliştirmelerine yardımcı olunması gerektiğini söyledi. El-Cedan ayrıca, tedarik zincirlerinin çeşitlendirilmesinin önemini vurguladı.

Faiz oranları

IMF Genel Müdürü Kristalina Georgieva, faiz oranlarının küresel büyüme beklentilerini olumsuz etkilediğini söyledi ve dünyayı daha fazla iş birliğine, finansal güvenlik marjlarını yeniden inşa etmeye ve enflasyonu düşürmeye öncelik vermeye çağırdı.

Koronavirüs krizinin dünyaya yaklaşık 3,3 trilyon dolara mal olduğunu ve acil önceliklerin enflasyon hedeflerine ulaşmak ve finansal güvenlik marjlarını yeniden inşa etmeye odaklanmak olduğunu belirten Georgieva, temel ihtiyaç maddelerinin tek bir kaynağa dayanmasının ekonomik büyüme için felaket olduğunu açıkladı.

Georgieva, geçtiğimiz on yılda büyümenin yüzde 3 olduğunu ve gelişmekte olan ekonomilerde büyümeyi artırmak için gereken üretkenlik eksikliği nedeniyle önümüzdeki on yılda çok daha düşük olacağını açıkladı. Georgieva ayrıca, pandemi ve Ukrayna'daki savaşın küresel tedarik zincirleri için tek bir kaynağa güvenmenin ‘felaket’ olduğunu gösterdiğini vurguladı.

Georgieva, “Geçtiğimiz yıllarda yaşanan çok sayıda şoka rağmen, 2024 yılı için büyüme tahminimizi biraz yükselttik. Geçen yıl Ekim ayında yüzde 2,9 olan büyüme tahminimiz şimdi yüzde 3,2. Bu tahminin gücü ve dayanıklılığının iyi performans gösteren az sayıda ülkeden kaynaklandığının farkındayız” şeklinde konuştu.

Malezya Yatırım, Ticaret ve Sanayi Bakanı Tenku Abdulaziz, son dört yılda Güneydoğu Asya'daki akışların arttığını ve Koronavirüs pandemisi sırasında tedarik zincirlerinin sürdürülebilirliğinin bozulmasından endişe edildiğini belirtti.

Güneydoğu Asya ülkelerine gelince, Abdulaziz, bu ülkelerin pozisyonlarında son derece tarafsız olduklarını ve tedarik zincirlerini güçlendirmek isteyen birçok kuruluşu ve şirketi kendilerine çektiklerini vurguladı. Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği’nin (ASEAN) yüzde 45 oranında büyüme kaydettiğini ve bunun bir sonraki aşamada da devam etmesinin beklendiğini belirten Abdulaziz, Çin'in ASEAN'daki en büyük ülke olduğunu ve Kuala Lumpur ile Pekin arasındaki ticari hacmin önemli olduğunu kaydetti.


Dünya Ekonomik Forumu toplantısının açılışına enflasyon, faiz oranları ve tedarik zincirleri damgasını vurdu

Riyad'da düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu'nun (WEF) açılış oturumundan. (Şarku’l Avsat)
Riyad'da düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu'nun (WEF) açılış oturumundan. (Şarku’l Avsat)
TT

Dünya Ekonomik Forumu toplantısının açılışına enflasyon, faiz oranları ve tedarik zincirleri damgasını vurdu

Riyad'da düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu'nun (WEF) açılış oturumundan. (Şarku’l Avsat)
Riyad'da düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu'nun (WEF) açılış oturumundan. (Şarku’l Avsat)

Riyad'da bugün (Pazar) düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu (WEF) toplantısının açılış oturumu, enflasyon, faiz oranları ve bazı ülkelerin karşılaştığı şoklar da dahil olmak üzere en önemli küresel ekonomik sorunlara odaklandı. Küresel tedarik zincirlerinin güçlendirilmesi ve çeşitlendirilmesinin öneminin de vurgulandığı oturumda, tüm zorlukların üstesinden gelmek için olası çözümleri içeren konuşmalar gerçekleşti.

‘Ne tür bir büyümeye ihtiyacımız var?’ başlıklı açılış oturumuna Suudi Arabistan Maliye Bakanı Muhammed el-Cedan, Malezya Yatırım, Ticaret ve Sanayi Bakanı Tenku Abdulaziz ve Uluslararası Para Fonu (IMF) Genel Müdürü Kristalina Georgieva katıldı.

Suudi Arabistan Maliye Bakanı Muhammed el-Cedan, ekonomik planların ülkeler tarafından koşullara ve gelişmelere göre uyarlanması ve ayarlanması gerektiğini vurguladı. Suudi Arabistan’da işlerin iyi bir hızda ilerlediğini doğrulayan el-Cedan, yerel ve uluslararası yatırımcıların Suudi ekonomisine olan güvenini arttıran Vizyon 2030'un önemine dikkat çekti. Vizyon 2030'un özel sektörün rolünü de güçlendirdiğini ve bu vizyonun niceliksel büyümeden ziyade niteliksel büyümeye odaklandığını ifade eden el-Cedan şu ifadeleri kullandı: “Bizim için önemli olan petrol dışı ekonominin büyümesi ve özel sektörün rolünün güçlendirilmesi... İsteseydik günde 9,5 milyon varil yerine 10 milyon varil petrol üretebilir ve çok daha yüksek bir gayri safi yurt içi hasıla (GSYİH) büyümesi sağlayabilirdik.”

Şoklarla yüzleşmek

El-Cedan, son dört yılda dünyanın birçok şoka maruz kaldığını, bu nedenle Suudi Arabistan da dahil olmak üzere ileriye dönük plan yapan ülkelerin, bu şoklarla halen başa çıkabildiğini doğrulaması gerektiğini belirtti.

İnovasyon ve teknolojinin uygulanabilmesi için gerekli politika ve kaynakların sağlanması gerektiğine de değinen el-Cedan, bazı ülkelerin enerji üretimi için yeterli tesislere sahip olmadığına dikkat çekti.

IMF ile borç sürdürülebilirliği konusuna da değinen el-Cedan, ülkelerin borç yükü altında büyümeye odaklanamayacağını ve bütçelerin doğru yönde ve yeterli hızda ilerlemesini sağlarken işgücünü geliştirmelerine yardımcı olunması gerektiğini söyledi. El-Cedan ayrıca, tedarik zincirlerinin çeşitlendirilmesinin önemini vurguladı.

Faiz oranları

IMF Genel Müdürü Kristalina Georgieva, faiz oranlarının küresel büyüme beklentilerini olumsuz etkilediğini söyledi ve dünyayı daha fazla iş birliğine, finansal güvenlik marjlarını yeniden inşa etmeye ve enflasyonu düşürmeye öncelik vermeye çağırdı.

Koronavirüs krizinin dünyaya yaklaşık 3,3 trilyon dolara mal olduğunu ve acil önceliklerin enflasyon hedeflerine ulaşmak ve finansal güvenlik marjlarını yeniden inşa etmeye odaklanmak olduğunu belirten Georgieva, temel ihtiyaç maddelerinin tek bir kaynağa dayanmasının ekonomik büyüme için felaket olduğunu açıkladı.

Georgieva, geçtiğimiz on yılda büyümenin yüzde 3 olduğunu ve gelişmekte olan ekonomilerde büyümeyi artırmak için gereken üretkenlik eksikliği nedeniyle önümüzdeki on yılda çok daha düşük olacağını açıkladı. Georgieva ayrıca, pandemi ve Ukrayna'daki savaşın küresel tedarik zincirleri için tek bir kaynağa güvenmenin ‘felaket’ olduğunu gösterdiğini vurguladı.

Georgieva, “Geçtiğimiz yıllarda yaşanan çok sayıda şoka rağmen, 2024 yılı için büyüme tahminimizi biraz yükselttik. Geçen yıl Ekim ayında yüzde 2,9 olan büyüme tahminimiz şimdi yüzde 3,2. Bu tahminin gücü ve dayanıklılığının iyi performans gösteren az sayıda ülkeden kaynaklandığının farkındayız” şeklinde konuştu.

Malezya Yatırım, Ticaret ve Sanayi Bakanı Tenku Abdulaziz, son dört yılda Güneydoğu Asya'daki akışların arttığını ve Koronavirüs pandemisi sırasında tedarik zincirlerinin sürdürülebilirliğinin bozulmasından endişe edildiğini belirtti.

Güneydoğu Asya ülkelerine gelince, Abdulaziz, bu ülkelerin pozisyonlarında son derece tarafsız olduklarını ve tedarik zincirlerini güçlendirmek isteyen birçok kuruluşu ve şirketi kendilerine çektiklerini vurguladı. Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği’nin (ASEAN) yüzde 45 oranında büyüme kaydettiğini ve bunun bir sonraki aşamada da devam etmesinin beklendiğini belirten Abdulaziz, Çin'in ASEAN'daki en büyük ülke olduğunu ve Kuala Lumpur ile Pekin arasındaki ticari hacmin önemli olduğunu kaydetti.


Dubai'deki Al Maktum Havalimanı, genişletilerek "dünyanın en büyük havalimanı" haline getirilecek

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Dubai'deki Al Maktum Havalimanı, genişletilerek "dünyanın en büyük havalimanı" haline getirilecek

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Birleşik Arap Emirlikleri'nin (BAE) Dubai şehrindeki Uluslararası Al Maktum Havalimanı'nın genişletilerek "dünyanın en büyük havalimanı" haline getirileceği açıklandı.

BAE Devlet Başkan Yardımcısı, Başbakan ve Dubai Emiri Muhammed bin Raşid Al Maktum, sosyal medya hesabından konuya ilişkin paylaşımda bulundu.

Al Maktum, "Bugün, Uluslararası Al Maktum Havalimanı'nın yeni yolcu terminalinin tasarımını onayladık." ifadelerini kullanarak, Dubai Havacılık Şirketinin proje için 35 milyar dolar bütçe ayırdığını belirtti.

Uluslararası Al Maktum Havalimanı'nın "dünyanın en büyük havalimanı" haline getirilerek beş katı kapasiteyle hizmet vermesinin planlandığını aktaran Al Maktum, yıllık 260 milyon yolcunun hedeflendiğini kaydetti.

Al Maktum, havalimanında yolcuların uçaklara geçişi için 400 kapının olacağını ve 5 ayrı pistin bulunacağını aktararak, "Havacılık sektöründe ilk kez uygulanacak yeni teknolojiler kullanılacak." bilgisini verdi.