Irak’ta Meclis üyelerinin ‘üçte biri’ cumhurbaşkanı seçimini engellemeyi başardı

Partiler arası rekabetle geçen cumartesi günü, ülkenin ömründen bir gün daha eksiltti.

Dün karar yeter sayısına ulaşılamayan cumhurbaşkanlığı seçim oturumuna katılan Iraklı vekillere Meclis Başkanlığı Ofisi tarafından dağıtılan bir fotoğraf (Reuters)
Dün karar yeter sayısına ulaşılamayan cumhurbaşkanlığı seçim oturumuna katılan Iraklı vekillere Meclis Başkanlığı Ofisi tarafından dağıtılan bir fotoğraf (Reuters)
TT

Irak’ta Meclis üyelerinin ‘üçte biri’ cumhurbaşkanı seçimini engellemeyi başardı

Dün karar yeter sayısına ulaşılamayan cumhurbaşkanlığı seçim oturumuna katılan Iraklı vekillere Meclis Başkanlığı Ofisi tarafından dağıtılan bir fotoğraf (Reuters)
Dün karar yeter sayısına ulaşılamayan cumhurbaşkanlığı seçim oturumuna katılan Iraklı vekillere Meclis Başkanlığı Ofisi tarafından dağıtılan bir fotoğraf (Reuters)

Irak Meclisi’nin cumhurbaşkanlığı seçim gündemiyle dün (cumartesi) düzenlediği oturumda olup bitenleri anlayabilmek için cuma gecesi yaşananlara bakmak gerekir. Nitekim gece boyunca, oturuma katılacak ve boykot edecek vekillerin sayılarıyla ilgili tahminler yürütüldü. Mukteda es-Sadr ile Kürt ve Sünni müttefiklerinin oluşturduğu Vatanı Kurtarma İttifakı’nın milletvekilleri oturuma katılma, Şii Koordinasyon Grubu ile Kürt ve Sünni müttefiklerinin milletvekilleri ise oturumu boykot etme kararı aldı. Sadr Hareketi mensupları gece boyunca sosyal medya ve haber platformları üzerinden oturumun düzenlenebilmesi ve cumhurbaşkanı adaylarının seçilebilmesi için gereken meclis üye tamsayısının üçte ikisinin (220 vekil) oturuma katılmasını garanti ettiği algısı yaratmak için çalışırken, Şii Koordinasyon Grubu oturumun düzenlenmesini engelleyecek vekillerin üçte birine (110 vekil) sahip olduğunu ve dolayısıyla da oturumun yapılmasını engellemeyi garanti ettiğini vurguluyordu. Dünkü meclis oturumu net bir şekilde ‘üçte birlik’ tarafın lehine sonuçlandı.
Dünkü raundu hangi siyasi taraf kazanmış olursa olsun, ekonomik, sosyal ve güvenlik krizleriyle boğuşan ülke, siyasi partilerin iktidar, para ve nüfuz çatışmasıyla kaybettiği 20 yıla ek olarak ömründen bir gün daha kaybetti. Zira Anayasa’ya göre Meclis yaklaşık iki ay önce cumhurbaşkanı seçim meselesini halletmeliydi. Siyaset bilimci Yahya el-Kebsi’nin de dediği gibi “Irak’taki temel kriz, bizzat siyasi sistemin temelinde yatıyor ve Irak’ın Anayasa ve kanunlara uyma konusundaki eksikliğinden kaynaklanıyor.”
Cuma gecesi boyunca seçim oturumun düzenlenmesi için yeterli sayıda milletvekilinin katılımını garanti altına aldığını iddia eden taraf ile oturumu engelleme gücüne sahip olduğunu iddia eden taraf durumu o kadar abarttılar ki toplam 329 milletvekilinin bulunduğu Meclis’te 400 vekile sahip olduklarını bile iddia ettiler.
Cuma gecesi bazı sosyal medya kullanıcıları bağımsız vekillerden birkaçının hastanede yatarken çekilmiş fotoğraflarını paylaşarak, büyük partiler arasındaki restleşmenin kurbanı olmak istemeyen bu vekillerin cumartesi günkü oylamaya katılmamak için hasta numarası yaptıklarını ifade ederek bağımsızların oylamadaki kritik rollerini esprili bir dille ifade etti. ‘Hasta vekillerin’ fotoğrafları sosyal medya platformlarında kısa sürede viral oldu. Fotoğraftaki vekiller, durumu gerçek zanneden bazı sosyal medya kullanıcıları tarafından eleştiri ve alay konusu edildi.
Cuma gecesi yaşananlar, haftalardır belki de aylardır ve hatta yıllardır Şiilerin Şiilere karşı, Sünnilerin Sünnilere karşı ve Kürtlerin Kürtlere karşı yürüttüğü sert siyasi çatışmanın bir parçası niteliğindeydi. Ancak bu tepkiler, başarısız ve hayal kırıklığı yaratan dünkü meclis oturumunun sonucu için belki de erken tepkilerdi.
Siyasi partilerin önümüzdeki çarşamba günü cumhurbaşkanı seçimiyle ilgili yeni bir çatışma raunduna girmeye niyetleri var. Ancak engelleyici ‘üçte birlik’ tarafın meclisteki varlığını dikkate alan halkın önemli bir kesimi, bu rauntta cumhurbaşkanının seçilmesi noktasında sonuç alınabileceğine artık inanmıyor.
Irak kamuoyu, siyasi partilerin sloganlarında çokça kullandığı ‘ülkenin bugünü ve yarınlarına’ ve ‘vatandaşların içinde bulunduğu zor koşulları iyileştirmeye’ yönelik vaatlerine ve ayrıca mevcut siyasi sürece karşı hayal kırıklığı ve güvensizlik yaşıyor.



Hizbullah'a yönelik çağrı cihazı saldırısıyla ilgili en büyük soru: Neden şimdi?

Hizbullah'a yönelik çağrı cihazı saldırısıyla ilgili en büyük soru: Neden şimdi?
TT

Hizbullah'a yönelik çağrı cihazı saldırısıyla ilgili en büyük soru: Neden şimdi?

Hizbullah'a yönelik çağrı cihazı saldırısıyla ilgili en büyük soru: Neden şimdi?

Colin P. Clarke

Lübnan ve Suriye’nin bazı bölgelerinde salı günü gerçekleştirilen eş zamanlı bir saldırıda, Lübnan’daki Hizbullah Hareketi tarafından kullanılan yüzlerce çağrı cihazı peş peşe patladı. Saldırıda en az 10 kişi öldü, binlerce kişi yaralandı.

Birçok kişi saldırının neden şimdi düzenlendiğini ve saldırının zamanlamasının daha geniş bir anlamı olup olmadığını merak ediyor.

İsrail, ABD'nin daha geniş çaplı bir operasyonun, bölgede topyekûn bir savaşa yol açabileceği yönündeki uyarılarına rağmen, Hizbullah’ın saldırılarını önlemenin savaştaki hedeflerinden biri olduğunu açıkladı. Çağrı cihazı saldırısı İsrail'in Lübnan'da Hizbullah'a karşı yürüteceği uzun vadeli bir askeri harekatın başlangıcı olabileceği gibi, İsrail ile İran'ın vekilleri arasında uzun süredir devam eden gölge savaşının son gizli operasyonu da olabilir. İsrail, saldırıyı fark edilmeden gerçekleştirilebileceği zaman aralığı sınırlı olduğu için de böyle bir saldırı düzenlemiş olabilir.

İsrail'in istihbarat servisi Mossad için bu saldırı, 7 Ekim 2023 tarihinde Hamas'ın İsrail'e yönelik saldırısında yaşanan başarısızlıklar nedeniyle ciddi şekilde zedelenen itibarını iyileştirme yolunda atılan sağlam bir adım olabilir. Saldırı aynı zamanda bir casus romanından fırlamış gibi görünüyor. Mossad'ın böylesine büyük ve dramatik bir operasyonu nasıl gerçekleştirebildiğine dair çok sayıda hipotez ortaya atıldı. Patlayıcıların çağrı cihazlarına üretim aşamasında mı yoksa tedarik süreci sırasında mı yerleştirilmiş olabileceğini henüz bilmiyoruz.

Hizbullah, İsrail'in siber saldırılarına karşı önlem amacıyla çağrı cihazları gibi eski iletişim araçlarını kullanıyordu. Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah’ın alternatif iletişim araçları kullanmaya çağırdığı Hizbullah üyeleri 7 Ekim saldırısının ardından cep telefonu kullanmaktan büyük ölçüde kaçındılar.

Bazı kişiler cihazlara sızan kötü amaçlı yazılımın pillerin aşırı ısınmasına ve sonunda patlamasına neden olduğunu düşünüyor. Oysa saldırı titiz bir planlama ve ayrıntılara gösterilen özenle dikkatlice organize edildi. Saldırının anlık etkisi ne olursa olsun, ortaya çıkan tablo Hizbullah'ın paranoyasını arttıracak ve Mossad'ın gelecekte yapabileceklerine karşı daha fazla temkinli olmasına yol açacak. Hizbullah'ın bu saldırının ardından iç güvenlik aygıtında bir revizyona gidebilir, operasyonel güvenliğindeki boşlukları gözden geçirebilir ve üyelerinin yeteneklerini arttırmaya çalışabilir. Tüm bunlar aynı zamanda Hizbullah içinde kan dökülmesine yol açabilir ve içeride bir casus avı başlayabilir. Bu da İsrail istihbaratı için bir başka kazanç olacaktır.

Saldırı, titiz bir planlama ve ayrıntılara gösterilen özenle dikkatlice organize edildi.

Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye’ye geçtiğimiz temmuz ayı sonlarında Tahran'da düzenlenen suikastta olduğu gibi çağrı cihazı saldırısının arkasındaki nedenlerden biri de Mossad'ın prestijini yeniden kazanma konusundaki kararlılığıydı. İsrail istihbaratı 7 Ekim 2023 saldırısından önce her şeye gücünün yetebileceği yönünde güçlü bir imaja sahipti. Mossad efsaneleri, Steven Spielberg yönettiği Münih ve Netflix yapımı Kaos gibi popüler casusluk filmleriyle ekranlara taşınmıştı.

İsrail'in hedef odaklı suikastlarında, geçtiğimiz ocak ayında Beyrut'ta Hamas'ın Siyasi Büro Başkan Yardımcı Salih el-Aruri, temmuz ayı sonlarında yine Beyrut'ta Hizbullah’ın üst düzey komutanlarından Fuad Şükür ve Şükür’den kısa bir süre sonra da İsmail Heniyye öldürüldü.

dfv fdev
Patlayan çağrı cihazlarından birinden geri kalanlar Beyrut'ta sergilendi, 18 Eylül (AFP)

İsrail'in gizli operasyonlarının Mossad'ın imajını iyileştirmenin yanı sıra daha pratik bir etkisi de var. Saldırı büyük olasılıkla Hizbullah'ın komuta ve kontrol merkezini yok etti. Bu da öngörülebilir gelecekte Hizbullah için büyük iletişim sorunlarına yol açacak. Dahası, salı günü gerçekleşen saldırıda yüzlerce Hizbullah üyesi yaralandı. Bazılarının parmaklarının ya da ellerinin koptuğu ya da geçici de olsa sahadan uzaklaşmalarına neden olan başka yaralanmalar gibi fiziksel bozukluklara sebep olduğu şüphesiz.

Yemen'deki Husiler, Irak ve Suriye'deki milisler ve İran'ın diğer vekilleri daha fazla önlem almaya başlayacaktır. Bu durum söz konusu grupların birbirleriyle iletişim kurma şekillerinde değişikliklere yol açarak koordinasyon düzeylerini doğrudan etkileyebilir ve saldırı düzenleme kabiliyetlerini engelleyebilir.