Irak’ta devam eden iktidar mücadelesi halkı korkutuyor

Irak'ta yaşanan gösterilerden (Arşiv-EPA)
Irak'ta yaşanan gösterilerden (Arşiv-EPA)
TT

Irak’ta devam eden iktidar mücadelesi halkı korkutuyor

Irak'ta yaşanan gösterilerden (Arşiv-EPA)
Irak'ta yaşanan gösterilerden (Arşiv-EPA)

Irak'ta yapılan son parlamento seçimlerinin üzerinden yaklaşık altı ay geçmesine rağmen siyasi güçlerin iktidar mücadelesinin devam etmesi, Irak halkı ve siyaset çevresinde, bu durumun hükümetin kurulmasına engel olacağı, halkın hayat şartlarına ve çıkarlarına yansıyacağı kaçınılmaz olan olumsuz etkilerine karşı bir korkuya neden oldu. Bu korkunun en güçlü sebeplerinden biri, Başbakan Mustafa el-Kazımi hükümetinin, geçici bir hükümet olması ve yetkisi olmaması nedeniyle ülkenin mali bütçe taslağını Meclis'e gönderememesidir. Bu durum, ülkenin ekonomisinin daha fazla bozulması anlamına gelmektedir.
Mevcut hükümet, bir önceki yıl onaylanan bütçeye eşdeğer bir miktarı harcayabilir. Ancak bunun yanında yatırım, inşaat, hizmet ve diğer projeleri hayata geçirerek kalkınmayı teşvik edecek ve ekonomiyi ileriye taşıyacak diğer hayati çalışmalarının çoğunu yerine getiremiyor. Siyasi partilerin katı tutumları değişmediği takdirde, hükümet kurma sürecinin haftalar hatta belki de aylar boyu sürmesine ilişkin beklentiler halkın endişelerini artırıyor. Son zamanlarda, mevcut engellerin aşılması için Meclis’in feshedilmesi ve seçimlerin yeniden yapılması yönünde çağrılar yapılmaya başlandı. Çözüm meselesi, Kanun Devleti Koalisyonu lideri Nuri el-Maliki ve onunla aynı görüşü paylaşan Koordinasyon Çerçevesi Koalisyonu’ndaki bazı güçler tarafından reddedilse de anayasa uzmanı Latif Mustafa bunun mümkün olabileceğini düşünüyor. Mustafa, dün gazetecilere yaptığı açıklamada, “Cumhurbaşkanının seçilmesinde temsil edilen meşru kurumların oluşturulmasına yönelik anayasal adımların uygulanmasını ve hükümete güvenoyu verilmesi ya da verilmeyip meşru kurumların oluşturmasını ve ceza verilmesi gerekenlerin cezalandırmasını sağlayan bir çoğunluğa rahatça ulaşmak için yeniden seçimlere gidilmesi kararı alınması seçilmiş parlamentonun görevidir” değerlendirmesinde bulundu.
Meclis’in feshedilmesi, ülkenin ve halkın aylarca sıkıntı çekmesi, beklemesi ve hayatın birçok alanında kötü koşullar altında olacağı anlamına gelir. Başbakan Kazımi de bu duruma karşı uyardı ve siyasi güçleri ‘bir an önce halka hizmet etmeye çalışan bir hükümetin kurulması için çalışmaya’ çağırdı.
Irak’ın eski Dışişleri Bakanı ve Kürdistan Demokrat Partisi’nin (KDP) önde gelen isimlerinden Hoşyar Zebari, Cumartesi günü Twitter hesabından yaptığı açıklamasında, “Seçimlerde kaybeden partilerin kazanan çoğunluğu kontrol etmesinin ardından halk şimdi de hükümetin kurulmasını bekleyerek uzun süre zarar görecek” yazdı.
Gözlemciler, Federal Mahkeme’nin kısa bir süre önce aldığı cumhurbaşkanının seçilmesi için milletvekillerinin üçte iki çoğunluğunun (220 milletvekili) oyuna ihtiyaç duyulması kararının, hükümet kurma meselesinde birçok zorluğa ve karmaşıklığa neden olduğunu düşünüyorlar. Gözlemcilere göre bu karmaşık durum aylarca uzayabilir, ülkenin gidişatını bozabilir, halihazırda birçok sorunla boğuşan ülkenin ekonomik, ticari, tarımsal ve endüstriyel faaliyetlerinin çoğunu felç edebilir ve bunun sonucunda da halkın ve ülkenin çıkarları üzerinde ciddi ve yıkıcı yansımaları olabilir.



HRW: İsrail’in İran’daki Evin Hapishanesi’ne saldırısı savaş suçudur

İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)
İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)
TT

HRW: İsrail’in İran’daki Evin Hapishanesi’ne saldırısı savaş suçudur

İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)
İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)

ABD merkezli İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), İsrail'in İran'daki Evin Hapishanesi'ne düzenlediği saldırıyı savaş suçu saydı.

HRW'nin uydu görüntüleri, video kayıtları ve tanık ifadelerine dayanarak yaptığı araştırmaya göre İsrail ordusunun 23 Haziran'da düzenlediği saldırıda cezaevindeki ziyaret salonları, koğuşlar, mutfaklar, sağlık kliniği ve idari ofisler hasar aldı.

İncelemede, yaklaşık 80 mahkumun hayatını kaybettiği hapishanede "askeri hedef tespit edilemediği" belirtildi.

Raporda, saldırının cezaevine ziyaret saatinde gerçekleştirildiğine dikkat çekildi. HRW'nin Ortadoğu direktör yardımcısı Michael Page şu değerlendirmeleri yaptı:

İsrail'in 23 Haziran'da Evin Hapishanesi'ne düzenlediği saldırılarda, savaş hukuk ihlal edildi ve açık bir savaş suçu işlendi. Belirgin bir askeri hedef olmaksızın yapılan saldırılarda çok sayıda sivili öldü ve yaralandı. İsrail'in saldırısı, çoğu haksız yere tutuklanan muhalif ve aktivistlerden oluşan Evin Hapishanesi'ndeki mahkumların zaten risk altındaki yaşamlarını daha da tehlikeye attı.

Evin'e düzenlenen saldırı, İsrail ve İran arasında 12 gün süren çatışmalar sırasında gerçekleşmişti. ABD merkezli İran'daki İnsan Hakları Aktivistleri'ne (HRAI) göre İsrail'in İran'a saldırılarında 1190 kişi ölürken, 4 bin 475 kişi de yaralandı.

HRAI ayrıca İran güvenlik güçlerinin 12 günlük savaş boyunca 1596 kişiyi tutukladığı bilgisini de paylaştı.

HRW, saldırının ardından kadın mahkumların Karçak Hapishanesi'ne, erkeklerinse Büyük Tahran Merkezi Cezaevi'ne transfer edildiğini aktardı. Hak örgütü, sözkonusu hapishanelerde mahkumların çok kötü koşullarda tutulduğunu, transfer sürecinde şiddet gördüklerini savundu. Bazı mahkumların daha sonra Evin'e tekrar geri gönderildiği fakat bazılarından haber alınamadığı ifade edildi.

İsrail'in 13 Haziran'daki saldırısıyla başlayan çatışmalarda İran vakit kaybetmeden misilleme yapmıştı. ABD de devreye girerek İran'daki İsfahan, Fordo ve Natanz tesislerine 22 Haziran'da hava saldırısı düzenlemiş, operasyonda 14 "sığınak delici" GBU-57 bombası kullanılmıştı.

İran, ABD'nin saldırısına cevap olarak 23 Haziran'da Amerikan ordusunun Katar'daki El-Udeyd Hava Üssü'ne saldırmıştı. Operasyonda Tahran'ın önceden Washington'a haber verdiği ve hiçbir can kaybı yaşanmadığı aktarılmıştı.

Washington operasyonun ardından 24 Haziran'da taraflar arasında ateşkes sağlandığını duyurmuştu.

"Gazze'de yardım silah olarak kullanılmamalı"

Diğer yandan İsrail ordusu, Gazze'ye yönelik saldırı ve ablukayı sürdürüyor. Aralarında Oxfam ve Sınır Tanımayan Doktorlar'ın (MSF) da bulunduğu 100'den fazla yardım örgütü, Tel Aviv yönetimine gönderdikleri ortak mektupta bölgede yaşanan kıtlığın sonlandırılmasını istedi.

Yardım grupları, Gazze'de faaliyet göstermelerinin İsrail hükümeti tarafından engellendiğini belirtiyor. Amerika Yakındoğu Mülteci Yardımı'nın (Anera) CEO'su Sean Carroll, "Gazze'ye gönderilmeye hazır 7 milyon dolar değerinde hayat kurtarıcı yardım malzemesi var. Sadece birkaç kilometre ötedeki Aşdod'da bloke edilmiş durumda" dedi.

Tel Aviv yönetimi, yardım kuruluşlarının faaliyetlerini kısıtlayan düzenlemeleri martta yürürlüğe koymuştu.

Independent Türkçe, BBC, Guardian