Rusya-Ukrayna müzakerelerinde yeni tur İstanbul’da düzenlenecek

Moskova, nihai anlaşma için tüm konularda uzlaşılmasını şart koşuyor ayrılıkçı “Luhansk Cumhuriyeti” Rusya’ya katılmak için referandum yapacak. Abhazya ihtiyaç duyulması halinde Ukrayna’da savaşmaya hazırlanıyor

Ayrılıkçı “Luhansk Cumhuriyeti” ve Rus askerleri sivillere gıda paketleri dağıtıyor. (EPA)
Ayrılıkçı “Luhansk Cumhuriyeti” ve Rus askerleri sivillere gıda paketleri dağıtıyor. (EPA)
TT

Rusya-Ukrayna müzakerelerinde yeni tur İstanbul’da düzenlenecek

Ayrılıkçı “Luhansk Cumhuriyeti” ve Rus askerleri sivillere gıda paketleri dağıtıyor. (EPA)
Ayrılıkçı “Luhansk Cumhuriyeti” ve Rus askerleri sivillere gıda paketleri dağıtıyor. (EPA)

Rusya ve Ukrayna'daki kaynaklar, tarafların önümüzdeki günlerde Türkiye’de doğrudan bir müzakere turu düzenlemeyi kabul ettiğini bildirdi. Rusya ve Ukrayna müzakere heyetleri yaklaşık iki haftadır video konferans aracılığıyla görüşmekteydi. Rusya, Türkiye’nin İstanbul kentinde düzenlenecek müzakerelerde nihai bir anlaşmaya varılabilmesi için, ‘ihtilaflı tüm konularda uzlaşmaya varılmasının’ gereğine dikkat çekti. Bu arada, Donetsk ve Luhansk bölgelerindeki askeri operasyonlar sona erdiğinde bu bölgelerin geleceğinin nasıl şekilleneceğine dair işaretler belirdi. Luhansklı yetkililer, Kırım Yarımadası senaryosunda olduğu gibi, Rusya Federasyonu’na katılım konusunda referandum düzenleyeceklerini duyurdu. Öte yandan Abhazya’nın, Rus ordusu saflarında savaşmak üzere Ukrayna savaşına dahil olma ihtimali belirdi.  
Rusya müzakere heyetinin başkanı Vladimir Medinsky, Moskova ve Kiev delegasyonlarının, önümüzde salı ya da çarşamba günü yeniden yüz yüze bir müzakere turu düzenlemek konusunda anlaştıklarını duyurdu. Ukrayna heyetinde yer alan David Arakhamia, müzakerelerin yeni turunun Türkiye’de yapılacağını doğruladı. Rusya ve Ukrayna heyetleri, daha önce Belarus’ta üç müzakere turu düzenlemiş ancak ihtilaflı konularda görüşlerini yakınlaştırmakta başarılı olamamıştılar. Rusya ve Ukrayna dışişleri bakanları düzeyinde Türkiye’de de bir araya geldi ancak bu görüşmede de önemli bir ilerleme kaydedilemedi.    
Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova, Ukrayna ile müzakereleri "ne iyi ne de kötü" olarak nitelendirdi. Zaharova önceki gün Ukrayna heyetini ‘’ülkelerini temsil etmemek ve Washington’dan yazılı talimat almakla’ suçlamıştı. Zaharova dün yaptığı açıklamada, “Tüm dünya müzakerelerin seyrine odaklanmış durumda. Müzakereler ne iyi ne de kötü gidiyor, uzatıp oyalıyorlar. Ukrayna tarafı müzakere etme arzusunda olduğuna dair işaretler veriyor, ancak tüm bu geçmiş yıllar boyunca özünde bunu istemediler. Müzakerelerden bahsedilmesi, dikkat dağıtmak ve askeri yeteneklerini geliştirmek için zaman kazanmak amacı taşıyordu. Tabi bununla birlikte barış ve müzakere sürecinden yana olduklarını iddia ediyorlar.’’ diye konuştu.  
Rusya müzakere heyetinin başkanı Vladimir Medinsky, müzakerelerde Moskova'nın koşullarına bağlılığını yineledi. Medinsky, ülkesinin, “daha önce gündeme getirdiği tüm hayati noktaları dikkate alan kapsamlı bir anlaşmaya varılmasında ısrar ettiğini” belirtti. Rusya ve Ukrayna’nın ikincil konularda ilerleme kaydettiğine işaret eden Rus müzakereci, “temel siyasi konularda yerimizde sayıyoruz, bu nihai bir anlaşmaya varılması için yeterli değildir” dedi.  
Bu arada Rusya’nın 21 Şubat’ta tek taraflı olarak bağımsızlığını tanıdığı Luhansk Halk Cumhuriyeti’nin Başkanı Leonid Paseçnik, “Yakın zamanda, cumhuriyet topraklarında halkın anayasal hakkını kullanacağı ve Rusya Federasyonu’na katılma konusundaki görüşlerini açıklayacağı bir referandum yapılacağını düşünüyorum. Bunun olacağına eminim. Çünkü Luhansk halkı sekiz yıldır milliyetçilerin saldırılarına, vahşete, siyasi ve ekonomik ablukaya maruz kalıyordu, bu süreçte sadece Rusya onların yanındaydı” dedi. 
Paseçnik, Luhansk Cumhuriyeti'nin “Rusya'nın kucağına dönmeyi ve ortak müreffeh bir gelecek için çalışmaya başlamayı dört gözle beklediğini” belirtti. Uzmanlar, Donetsk ve Lugansk bölgelerindeki ‘askeri operasyonun’ tamamlanmasının ardından, 2014 yılında Kırım Yarımadası’nın ilhak edilme senaryosunun bir benzerinin gerçekleştirilerek bu bölgelerin Rusya’ya katılacağını öngörmekteydi. Rusya Savunma Bakanlığı, Donetsk ve Luhansk bölgelerinin ‘özgürleştirilmesinin’ öncelikli hedefleri arasında olduğunu duyurmuştu. Savunma Bakanlığı, operasyonun ilk aşamasında, Donetsk’in topraklarının yüzde 95’ini, Luhansk’ın topraklarının ise yüzde 54’ünü kontrol altına aldıklarını açıklamıştı.  
Muhtemel referandumla ilgili yapılan açıklama, Moskova’da karışık tepkilere yol açtı. Rusya Devlet Duması'ndaki Avrasya Entegrasyonu Komitesi Başkanı Leonid Kalaşnikof, ‘’Şimdi böyle bir referandum düzenlemenin zamanı olmadığını düşünüyorum. Savaş cephelerinin kaderinin belirlendiği bir dönemde böyle bir meseleyle meşgul olmaya gerek yok” dedi. Rusya Federasyon Konseyi Anayasal Mevzuat Komitesi Başkanı Andrey Klishas ise Ria Novosti haber ajansına yaptığı açıklamada, Rusya’nın Donetsk ve Luhansk cumhuriyetlerini tanıdığını hatırlatarak, ‘’Anayasalarına aykırı değilse hem Donetsk hem de Luhansk cumhuriyetlerinin Rusya’ya katılma konusunda bağımsız bir şekilde karar alma hakları var’’ ifadesini kullandı.
Bu arada, 2008'de Gürcistan'dan ayrıldığını ilan eden ve Moskova'nın o dönemde bağımsızlığını tanıdığı Abhazya Özerk Cumhuriyeti, Rusya’ya Ukrayna savaşında askeri destek vermeye hazırlandığını duyurdu. Abhazya Savunma Bakanı Vladimir Anua, "Durumun kötüleşmesi halinde silahlı kuvvetler Abhazya’nın egemenliğini ve bağımsızlığını koruma görevlerini yerine getirmeye hazırdır. Rus ordusu başkomutanı tarafından belirlenen hedeflere ulaşılması için ihtiyaç duyulması durumunda askeri destek sağlayabiliriz.’’ diye konuştu.  
Anua, bölgedeki kritik askeri-politik durumu göz önünde bulundurara, cumhuriyet silahlı güçlerini alarm haline geçirdiklerini ve yedek kuvvetlerin katılımıyla eğitim tatbikatları yaptıklarını açıkladı. Abhaz Bakan, Rusya’nın Ukrayna operasyonunu kayıtsız bir şekilde desteklediklerini vurguladı.  
Yine Gürcistan’dan ayrılan bir başka cumhuriyet olan Güney Osetya’nın Başkanı Anatoly Bibilov, askerlerinin Rus ordusu saflarında savaşmak üzere Donbas’a gittiğini duyurmuştu. Moskova daha önce Suriye ve Ortadoğu’dan savaşçılar getireceğini bildirmişti. Rusya Savunma Bakanlığından geçen hafta yapılan açıklamada, Donbas’ta savaşmaya hazır Esed rejimine bağlı Suriyeli gönüllülerin sayısının 23 bine ulaştığı belirtildi. Moskova’ya bağlı Ramazan Kadirov’un Çeçen özel kuvvetleri de Ukrayna savaşında yer alıyor, bu birlikler özellikle Kiev ve Mariupol çevresinde çatışmalara aktif bir şekilde katılıyor.  



Pentagon’un İran stratejisi sallantıda: Trump ikna olmuyor

GBU-57 bombaları, Boeing şirketi tarafından üretiliyor (AP)
GBU-57 bombaları, Boeing şirketi tarafından üretiliyor (AP)
TT

Pentagon’un İran stratejisi sallantıda: Trump ikna olmuyor

GBU-57 bombaları, Boeing şirketi tarafından üretiliyor (AP)
GBU-57 bombaları, Boeing şirketi tarafından üretiliyor (AP)

Sığınak delici GBU-57 bombasının etkinliğine dair şüpheler, ABD Başkanı Donald Trump'ın İran'a karşı askeri adım atmasını zorlaştırıyor.

Guardian’ın haberinde, İran’ın yeraltındaki Fordo nükleer tesisine saldırının başarılı olup olmayacağının Beyaz Saray’da derin bir tartışma konusuna dönüştüğü aktarılıyor. 

Trump’ın, savunma yetkilileriyle yaptığı görüşmede İran'a saldırı düzenlemesinin ancak GBU-57 bombalarının tesisi yok edeceğinin garanti altına alınması halinde mantıklı olacağını söylediği yazılıyor. 

Askeri yetkililerin, GBU-57’lerin Fordo nükleer tesisini ortadan kaldıracağını söylediği fakat Trump’ın “ikna olmadığı” belirtiliyor. ABD Başkanı’nın ayrıca askeri müdahale yerine müzakere seçeneğini açık tutmak istediği ifade ediliyor. 

Kimliklerinin paylaşılmaması şartıyla konuşan ABD’li güvenlik yetkilileri, bombaların etkinliğinin Trump’ın görev süresinin başından beri Pentagon’da “derin bir tartışma konusu” olduğunu söylüyor. 

Fordo, 1979’daki İslam Devrimi’nin temellerinin atıldığı Kum şehrine yakın bir dağın yaklaşık 80 ila 90 metre altında yer alıyor. İsrail’in elinde bu kadar derindeki bir tesisi vurabilecek bomba yok. 

Amerikan ordusunun burayı imha edebilmek için 13,6 tonluk GBU-57 bombalarından kullanması gerekiyor. Yerin 60 metre altına kadar inebilen GBU-57’leri sadece B-2 bombardıman uçakları taşıyabiliyor. 

Kaynaklar, GBU-57’lerin işe yaramaması halinde Fordo tesisinin taktiksel nükleer silahlarla yok edilmesi gerekeceğini belirtiyor. 

Son brifinge katılan yetkililer, Fordo’ya düzenlenecek olası bir saldırıda öncelikle konvansiyonel bombaların kullanılacağını, daha sonra da B-2’lerle taşınacak taktiksel nükleer bombalarla tesisin imha edilebileceğini söylüyor. Ancak Trump’ın böyle bir seçeneğe yanaşmadığı aktarılıyor. 

Şahid Ali Muhammed Nükleer Tesisi diye de bilinen tesis, İran’da yürütülen uranyum zenginleştirme faaliyetlerinin merkezi. Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın (IAEA) verilerine göre tesiste yüzde 83,7 oranında uranyum zenginleştirildi. Nükleer bomba için bu oranın yüzde 90’a çıkması gerekiyor. 

CNN’in analizinde de Trump’ın İsrail-İran çatışmalarının uzamasını istemediğine dikkat çekiliyor. Amerikan güvenlik yetkililerinin, ABD’yi savaşa sokmadan İran’daki stratejik hedefleri vurmaya yönelik planlar geliştirmeye çalıştığı aktarılıyor. 

Trump, Oval Ofis’teki son açıklamasında İran’a saldırıp saldırmamaya henüz karar vermediğini söylemişti. 

Independent Türkçe, Guardian, CNN