Hubble Uzay Teleskobu, 28 milyar ışık yılı mesafedeki yıldızı görüntüledi

Hubble Uzay Teleskobu'nun 28 milyar ışık yılı mesafedeki bir yıldızı görüntüleyerek, "bu güne kadarki en uzak yıldız keşfini" gerçekleştirdiği açıklandı.

Hubble Uzay Teleskobu  tarafından gözlemlenen yıldızlardan birinin görüntüsü (AP)
Hubble Uzay Teleskobu tarafından gözlemlenen yıldızlardan birinin görüntüsü (AP)
TT

Hubble Uzay Teleskobu, 28 milyar ışık yılı mesafedeki yıldızı görüntüledi

Hubble Uzay Teleskobu  tarafından gözlemlenen yıldızlardan birinin görüntüsü (AP)
Hubble Uzay Teleskobu tarafından gözlemlenen yıldızlardan birinin görüntüsü (AP)

Nature dergisinde yayımlanan makalede, 1990'dan beri uzay araştırmalarında kullanılan Hubble'ın 28 milyar ışık yılı mesafede görüntülemeyi başardığı yıldızın bugüne kadar "keşfedilen en uzak yıldız" olduğu tespiti paylaşıldı.
Makalenin yazarları, bir anlığına görüntülenebilen yıldızın güneşten "50 ila 500 kat daha büyük ve milyonlarca kat daha parlak" olabileceği öngörüsünde bulundu.

Gökbilimciler, "sabah yıldızı" veya "yükselen ışık" anlamında "Earendel" diye isimlendirdikleri yıldızın görüntüsünün dünyaya ulaşmasının yaklaşık 13 milyar yıl sürdüğünü ve bu keşfin evrenin ilk yıllarını araştırmalarına yardımcı olabileceğini belirtti.
Araştırma ekibi, Earendel'in iki yıldız değil de gerçekten tek bir yıldız olduğundan emin olmak için Hubble'dan sonra geliştirilen ve çok daha net görüntü elde edebilen James Webb Uzay Teleskobu'nu kullanacakları bilgisini paylaştı.
NASA'nın, Avrupa Uzay Ajansı (ESA) ve Uzay Teleskobu Bilim Enstitüsü (STScl) ile ortaklaşa geliştirdiği Hubble Uzay Teleskobu, 1990'dan bu yana dünya yörüngesinde uzay gözlemleri yapıyor.



Bilim insanları Güneş'i karartmaya hazırlanıyor

Bilim insanları, iklim değişikliğini yavaşlatmak için güneş ışığını engellemeyi hedefliyor (Reuters)
Bilim insanları, iklim değişikliğini yavaşlatmak için güneş ışığını engellemeyi hedefliyor (Reuters)
TT

Bilim insanları Güneş'i karartmaya hazırlanıyor

Bilim insanları, iklim değişikliğini yavaşlatmak için güneş ışığını engellemeyi hedefliyor (Reuters)
Bilim insanları, iklim değişikliğini yavaşlatmak için güneş ışığını engellemeyi hedefliyor (Reuters)

Rebecca Whittaker 

Britanyalı bilim insanları, hükümetin 50 milyon sterlinlik (yaklaşık 2,5 milyar TL) bir fonla desteklediği program kapsamında küresel ısınmayla mücadelede güneş ışığını engelleme tekniklerini deneyebilir.

Birkaç hafta içinde onaylanacak jeomühendislik projesinde bilim insanları, ışığı yansıtan parçacık bulutlarını atmosfere fırlatmak veya deniz suyu spreyleri kullanarak bulutları daha parlak hale getirmek gibi teknikleri inceleyebilir.

Başka bir yöntemse, ısıyı hapseden bir battaniye görevi gören doğal sirüs bulutlarını inceltmeyi içeriyor.

Projenin başarılı olması halinde Dünya yüzeyine daha az güneş ışığı ulaşacak ve böylece yeryüzü geçici olarak soğuyacak.

Bu, gezegeni soğutmanın nispeten ucuz bir yolu olarak düşünülse de yöntemi eleştirenler, hava örüntülerinde felaketlere yol açabileceği ve hatta yağmurları, gıda üretiminde hayati önem taşıyan bölgelerden başka yerlere kaydırabileceği uyarısında bulunuyor.

Diğer bilim insanlarıysa jeomühendisliğin, iklim değişikliğinin temel nedeni olan fosil yakıtların kullanımını durdurma çabalarını azaltabileceğini söylüyor.

Proje, ARIA diye bilinen İleri Araştırma ve Buluş Ajansı tarafından finanse ediliyor.

Birleşik Krallık hükümeti tartışmalı deneye 50 milyon sterlin ayırdı ancak gelecek 4 yıl boyunca kullanmak üzere, vergi mükelleflerinin parasından verilen toplam miktar 800 milyon sterlin (yaklaşık 41 milyar TL).

Jeomühendislik projesini yöneten ARIA Program Direktörü Profesör Mark Symes "Karbonsuzlaşma hayati önem taşıyor ancak mevcut gidişatımız, sıcaklık kaynaklı çok sayıda iklim devrilme noktasını tetikleme riski taşıyor" diyor.

Bu program, iklim felaketini önlemek için gereken zaman diliminde Dünya'yı güvenli ve sorumlu bir şekilde nasıl soğutabileceğimiz (veya soğutup soğutmamamız gerektiği) konusunda kritik ve cevapsız soruları araştıracak.

ARIA'nın geçen yıl yayımladığı bir belgede Symes bu tür devrilme noktalarına örnek vermişti. Bunlar arasında Arktik kış deniz buzlarının erimesi, Amazon yağmur ormanlarının yok olması ve bunun sonucunda ekosistem kaybı, karadaki büyük buz örtülerinin çökmesi ve bunun küresel deniz seviyesinin kayda değer derecede yükselmesine yol açması yer alıyordu.

Symes, çözümün fosil yakıtların yakılmasının durdurulması ve sera gazlarındaki fazlalıkların ortadan kaldırılması olduğunu ancak bunun, devrilme noktalarının başlangıcını önleyecek kadar hızlı gerçekleşmeyebileceğini söylüyor.

Bunun yerine bu projenin "karbonsuzlaşma için zaman kazanmamıza" katkı sağlayacağını umuyor.

Profesör Symes, projede zehirli maddeler kullanılmayacağını, açık hava deneyleri öncesinde çevresel etki değerlendirmesi yayımlanacağını ve bölgedeki topluluklara danışılacağını ifade ediyor.

Projelerin detaylarının gelecek haftalarda yayımlanması bekleniyor.

Independent Türkçe, independent.co.uk/news