İsrail'deki bölgesel zirvenin mesajları nelerdir?

İttifak, İran ile komşuları arasındaki çatışmaları ve düşmanlıkları yatıştırmaya yönelik bir adım olabilir.

İsrail Dışişleri Bakanı ve ABD’li mevkidaşı Necef (Negev) Zirvesi’nin oturum arasında iken (AP)
İsrail Dışişleri Bakanı ve ABD’li mevkidaşı Necef (Negev) Zirvesi’nin oturum arasında iken (AP)
TT

İsrail'deki bölgesel zirvenin mesajları nelerdir?

İsrail Dışişleri Bakanı ve ABD’li mevkidaşı Necef (Negev) Zirvesi’nin oturum arasında iken (AP)
İsrail Dışişleri Bakanı ve ABD’li mevkidaşı Necef (Negev) Zirvesi’nin oturum arasında iken (AP)

Hüda Rauf
ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken ve İsrailli mevkidaşı Yair Lapid’in ortak bir basın toplantısı düzenlenmesinden kısa bir süre sonra İsrail'de ABD, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Mısır, Fas, Bahreyn ve İsrail Dışişleri Bakanlarını bir araya getiren ve bölgesel zirve olarak nitelendirilen bir toplantı düzenlendi.
Toplantının zamanlaması, hedeflerinin ABD'nin müttefiklerine Washington'un İran ile diplomasisi konusunda güvence verme çabalarını içerdiğini açıkça ortaya koyuyor. Nitekim Blinken'ın ziyareti de İran ile uluslararası nükleer anlaşmanın yeniden canlandırılmasında olası bir atılımın işaretlerinin ortasında ve bölgedeki bazı ABD müttefiklerinin Başkan Joe Biden yönetiminin kendi güvenlik ve çıkarlarına bağlılığını sorguladığı bir zamanda gerçekleşti.

Bölgesel bir ittifakın tohumu
Toplantının zamanlaması, yeri ve tarafları, özellikle de katılan dört Arap devletinin hepsinin ılımlı Sünni Müslüman olduğunu ve Şii İran'ın Ortadoğu'da daha fazla güç kazanmasından derin endişeler duyduğunu hesaba katarsak toplantıyı İran'ın bölgesel davranışına karşı çıkan bölgesel bir ittifakın tohumu olarak görme, hegemonya dayatma ve nüfuzunu sınırlarının ötesine taşıma girişimleri hakkında sorulara neden oluyor.
İsrail'in şiddetle karşı çıktığı İran nükleer anlaşmasının olası bir yenilenmesine ilişkin endişeleri gidermeye yönelik girişimlerinin bir parçası olarak, Blinken, İsrail Dışişleri Bakanı Yair Lapid ile Kudüs’te düzenlediği basın toplantısında şu ifadeleri kullandı: “En önemli unsura gelince, ikimiz de kararlıyız, İran'ın asla nükleer silaha sahip olmayacağı konusunda kararlıyız”.
Blinken'ın İran'ın nükleer silah edinmesini engelleme hedefi etrafında dönen açıklamalarına rağmen, endişeleri İran'ın, Irak ve Suriye'deki askeri nüfuzunun genişlemesi, Şii yayılmacılığı ve bölge ülkelerinin iç işlerine müdahale arasında değiştiği için bölge ülkelerinin, tek hedefi bu değil. İsrail ayrıca İran'ın Suriye'deki sahasını ve askeri varlığını pekiştirmeye ve aralarında çatışma için yeni üsler yaratmaya çalışacağından korkuyor. Bu korkular ışığında, nükleer anlaşmaya varılsa da varılmasa da İsrail hala tek taraflı hareket etme hakkını saklı tutuyor.

Bölgesel Güvenlik Yapısı
İsrail'de düzenlenen bölgesel zirvenin, nükleer anlaşmanın yeniden canlanmasından önce ve sonra İran politikasından duyulan korku ve ardından ABD'ye, gerek İran'a karşı güçlü bir rol göstermesi için mesajlar gönderme arzusunun, gerekse nükleer dosyada veya bölgesel yayılmacı ve istikrarsızlaştırıcı faaliyetlerinde İran'a karşı güçlü bir rol sergilemek arzusundan kaynaklandığı söylenebilir.
Ancak Ortadoğu gibi bir çatışma ve rekabet ortamının ışığında, ABD’nin bölge işlerine karışmayı azaltmaya yönelik eğilimlerinin, ülkelerini İran sorununu çözmek için yeni dinamikler aramaya ve bölgesel bir ittifakın çekirdeğini temsil eden yeni mekanizmalar aracılığıyla kendileriyle yüzleşmeye ve belki de yeni bir arayışa ittiği söylenebilir. Bölgesel bir güvenlik yapısı için tüm bölgesel taraflar, değişen derecelerde de olsa endişeleri ve hedefleri paylaşıyor.
Nükleer anlaşmanın tamamlanmasına yakın bir zamanda bölgesel ittifakın önemi, İran'a davranışının bölgesel olarak reddedilmesi konusunda mesajlar göndermesinden kaynaklanıyor. Anlaşmayı yeniden canlandırmak, yaptırımları kaldırmak ve uluslararası ve bölgesel ekonomilere entegre olmak, İran'ın bölgesel çevresiyle dostane, düşmanca olmayan ve çatışmalı ilişkilere entegrasyonunu gerektiriyor.
Dolayısıyla bölgesel ittifak, İran ile Körfez Arap ülkelerinden komşuları arasındaki çatışmaları ve düşmanlıkları ve İran ile İsrail arasındaki çeşitli biçimlerdeki savaşı yatıştırmaya yönelik bir adım olabilir.
Zirve, İran ve İsrail arasındaki gerilimlerle ilgili son olayların ardından gerçekleştirdi. İran Devrim Muhafızları Ordusu'nun (DMO) iki üyesinin öldürülmesinin İsrail'le ilgisi olduğu düşünülüyor. Haberlerde, İsrail'in Kirmanşah kenti yakınlarında DMO tarafından işletilen bir insansız hava aracı fabrikasına saldırı düzenlediği bildirildi. Buna karşılık Tahran, İran’ın, Irak’taki Kürdistan özerk bölgesinde bir Mossad üssüne füze saldırısı gerçekleştirdiğini iddia etti. Ayrıca İsrail hükümetinin web sitesini hedef alan bir siber saldırı gerçekleştirildi.

İran nüfuzunu kontrol altına almak
Herhangi bir bölgesel sistemde, hakimiyet kurma ve bölgedeki diğerlerinin nüfuzunu artırma girişimleri, hakimin amaçlarından korkulduğu gerekçesiyle reddedilmeye devam edecektir. Bölge ülkeleri arasındaki mevcut güç dengesini korumak için ve bazen tarihi düşmanlıklardan kaynaklanan nedenlerle, tüm bunlar bölge ülkelerinin çoğunun İran'a karşı pozisyonu için geçerlidir.
Böylece sadece İran'a düşman olan ülkeler tarafından değil, aynı zamanda kendisine bölgesel bir rakip olan Türkiye gibi bölge dostları tarafından reddedilecek olan İran etkisinin önüne geçilmeye çalışıldı. ABD'nin rolünün yeniden değerlendirilmesi, bölgesel bir ittifak kurma girişimlerini de tetikledi.
Herhangi bir bölgesel ittifakın, İran'a karşı başarılı olması için, bölgesel tutumların birleştirilmesi gerekiyor. Bölgesel komşuların İran'ın rolüne ve genel olarak dış politikasına tepkisi, uzun zamandır bir dizi yakınlaşma ve ilişkilerde koşullu kabul ve koşullu reddetme ve bazen de çatışma ve tırmanma ile karakterize ediliyor.
İran rejiminin tarihi, komşuları arasında bölgesel bir ihtiyat, güvensizlik ve şüphe algısı yaratan gerilimlerle doludur. Bu durum, İran'ın anlaşılır bir hegemonya anlayışıyla tanınan baskın ve etkili bir bölgesel konum işgal etmesini imkansız kılıyor. Suudi Arabistan, Türkiye ve İsrail gibi büyük bölgesel devletler her zaman bölgesel güç dengesini korumaya çalışacak ve böylece güç dengesinin İran lehine değişmesini önleyecektir. Tahran'ın bölge ülkeleriyle bütünleşme ve tüm tarafların yararına ekonomik işbirliği ilişkileri kurma girişimi, iyi komşuluk ilkelerine saygıyı gerektirir, aksi takdirde bölge kendisine karşı savunma işbirliği için fikir üretme sürecinde kalacaktır.

*Şarku’l Avsat okurları için Independent Arabia’dan tercüme edilmiştir.



İsrail Genelkurmay Başkanı, ‘Gazze saldırı planının ana hatlarını’ onayladı

Filistinli Süha Tafeş, sabahın erken saatlerinde evlerine düzenlenen İsrail saldırısında hayatını kaybeden torunu Sare Ebu Def'in cenazesini taşıyor. (Reuters)
Filistinli Süha Tafeş, sabahın erken saatlerinde evlerine düzenlenen İsrail saldırısında hayatını kaybeden torunu Sare Ebu Def'in cenazesini taşıyor. (Reuters)
TT

İsrail Genelkurmay Başkanı, ‘Gazze saldırı planının ana hatlarını’ onayladı

Filistinli Süha Tafeş, sabahın erken saatlerinde evlerine düzenlenen İsrail saldırısında hayatını kaybeden torunu Sare Ebu Def'in cenazesini taşıyor. (Reuters)
Filistinli Süha Tafeş, sabahın erken saatlerinde evlerine düzenlenen İsrail saldırısında hayatını kaybeden torunu Sare Ebu Def'in cenazesini taşıyor. (Reuters)

İsrail Ordu Sözcüsü Yüzbaşı Captain Ella bugün yaptığı açıklamada, Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir'in, ordunun Gazze Şeridi'ndeki adımlarıyla ilgili olarak ‘Gazze saldırı planının ana hatlarını’ onayladığını söyledi. Sözcü, Genelkurmay Başkanı'nın ‘kuvvetlerin hazırlık durumunun artırılması ve yedek kuvvetlerin çağırılmaya hazır olmasının’ önemini vurguladığını bildirdi.

Bu açıklama, İsrail Genelkurmay Başkanı'nın Şin-Bet temsilcileri ve bazı komutanların katılımıyla düzenlediği bir toplantı sırasında yapıldı.

İsrail, Ekim 2023'te savaşın patlak vermesinden kısa bir süre sonra ele geçirdiği ve daha sonra çekildiği Gazze şehrine yeni bir saldırı düzenleyerek kontrolünü ele geçireceğini açıkladı.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisi cuma günü, güvenlik kabinesinin Gazze Şeridi'nin tamamını ele geçirme kararını onayladığını duyurdu. Bu karar, Arap ve uluslararası kamuoyunda geniş tepki gördü.

Diğer yandan Filistinli medya kuruluşları bugün sabah vaktinden bu yana İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırılarında hayatını kaybedenlerin sayısının 29'a yükseldiğini duyurdu.

Gazze Şeridi'ndeki sağlık yetkilileri, İsrail'in yaklaşık iki yıldır Gazze Şeridi'nde sürdürdüğü kara ve hava savaşında 61 binden fazla Filistinlinin yaşamını yitirdiğini belirtti.