Irak:Koordinasyon Çerçevesi, siyasi krize çözüm arayışında

Irak:Koordinasyon Çerçevesi, siyasi krize çözüm arayışında
TT

Irak:Koordinasyon Çerçevesi, siyasi krize çözüm arayışında

Irak:Koordinasyon Çerçevesi, siyasi krize çözüm arayışında

Şarku’l Avsat’ın Irak’ta Şii Koordinasyon Çerçevesi’ne yakın kaynaklardan edindiği bilgilere göre yapılanma, Cumhurbaşkanlığı seçimleri başta olmak üzere, kimsenin anayasal şartlara saygı göstermemesi sonrasında siyasi krizden çıkış yolu aramaya başladı.
Yerel kaynaklar, “Koordinasyon Çerçevesi, özellikle de bazı taraflar bunu talep ederken, ulusal ve siyasi çoğunluk hükümetinin kurulmasına itiraz etmemekte. Buna rağmen şu anda yaşananlar sayesinde, Şii Evi’ni (çatı yapılanmasını) dağıtmanın sadece kendi çıkarına değil, kimsenin çıkarına olmayacağı kanıtlanmıştır” dedi. Kaynaklar ayrıca, “Hiçbir tarafın cumhurbaşkanlığı seçimi oturumu için üçte iki çoğunluğu sağlayamaması, iki güçlü Şii tarafın varlığından kaynaklanmaktadır. Bunlar kendilerini iki karşıt siperde bulurlarsa, siyasi süreç istikrarlı olmayacaktır. Bu durum, diğer ortakları olumsuz yönde etkileyecektir” şeklinde konuştu.
Aynı bilgiler çerçevesinde ve diğer kaynaklara göre “Koordinasyon Çerçevesi’nin komiteler ve uzmanlar aracılığıyla başlatacağı görüşmeler, Sadr bloğu dahil tüm siyasi güçleri kapsayacaktır. Gayri resmi olarak olsa da Sadr Hareketi’nin lideri Mukteda es-Sadr’ın Sadr bloğuyla görüşmeyi reddettiğini belirttiği tweetiyle uyumlu”. Kaynaklar ayrıca, Sadr ile müzakerelerin mevcut krizin çözümünün gerçek anahtarı olduğuna inanıldığını, çünkü iki taraf arasında gerçek bir kesişim olmadığını söyledi.
Sadr’ın müttefikleri olan Sünni Egemenlik Koalisyonu ve Kürdistan Demokrat Partisi’nin (KDP) konumuyla ilgili olarak ise kaynaklar, “Görüşmeler devam ediyor, durmadı. Çünkü herkes, uzlaşının gerçek çözüm olduğunu anlamaya başladı. Ancak Cumhurbaşkanı’nın konumuyla ilgili top, iki Kürt partisinin sahasında olsa da bir aday üzerinde anlaşsalardı tüm anlaşmazlıkların üstesinden geleceklerdi ve anayasal şartlar ihlal edilmiş olmayacaktı” dedi.
Öte yandan Irak Yüksek Yargı Konseyi Başkanı Faik Zeydan, Irak’taki kalıcı anayasa değiştirilmedikçe sorunların ve krizlerin devam edeceğini belirtti. Zeydan, bir televizyon kanalına yaptığı açıklamada “Irak anayasası mayınlarla dolu” dedi. “Federal Mahkeme’nin en büyük blok hakkındaki yorumu, 2010 seçimlerinde yalnızca bir kez kabul edildi” diyen Zeydan, anayasanın yeni bir yorumu çağrısı yaparak, “En kalabalık blok, cumhurbaşkanının bir hükümet kurmak üzere adayını atayabilmesi için cumhurbaşkanını seçme oturumunda kaydedilen seçimlerde kazanan bloktur” şeklinde konuştu.

Salih- Reisi
Irak Cumhurbaşkanı Berhem Salih, İran’a ‘bölgede istikrar ve güvenliğin sağlanmasında aktif rol oynama’ çağrısında bulundu. Salih, İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ile yaptığı telefon görüşmesinde ‘bölgesel zorlukların üstesinden gelmek için iki ülke arasında ortak işbirliğinin gerektiğine’ dikkati çekti. Irak Cumhurbaşkanı, “Bölgede istikrar ve güvenliğin tesis edilmesi çok önemlidir. İran İslam Cumhuriyeti’nin bu konuda aktif bir rol oynamasını sabırsızlıkla bekliyoruz” ifadelerini kullandı.
Berhem Salih, “Tahran ve Bağdat’ın bölgesel ve uluslararası düzeyde pek çok ortak görüş ve amacı var. İşbirliği ve koordinasyon düzeyini artırarak iki ülke ve bölge ülkelerinin çıkarlarını sağlamak için yararlı ve etkili adımlar atabiliriz” dedi.
İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ise “İran İslam Cumhuriyeti, Irak’ın birliğini, bağımsızlığını ve güvenliğini desteklemekte ve bölgesel ve uluslararası konumunu güçlendirmektedir” şeklinde konuştu.
İran merkezli ‘Mehr’ haber ajansına göre Reisi, Tahran ve Bağdat’ın kardeşlik ve akrabalık ilişkisi olduğunu vurguladı. İran Cumhurbaşkanı ayrıca, “İki ülke arasındaki ilişkileri her alanda geliştirmek ve derinleştirmek için iyi adımlar atılmıştır. Tahran ile Bağdat arasında kapasitelerin artırılması ve ikili ve bölgesel ilişkilerin geliştirilmesi, uluslararası düzeyde daha yakın ilişkilere olanak sağlayacaktır” dedi.



Hizbullah'a yönelik çağrı cihazı saldırısıyla ilgili en büyük soru: Neden şimdi?

Hizbullah'a yönelik çağrı cihazı saldırısıyla ilgili en büyük soru: Neden şimdi?
TT

Hizbullah'a yönelik çağrı cihazı saldırısıyla ilgili en büyük soru: Neden şimdi?

Hizbullah'a yönelik çağrı cihazı saldırısıyla ilgili en büyük soru: Neden şimdi?

Colin P. Clarke

Lübnan ve Suriye’nin bazı bölgelerinde salı günü gerçekleştirilen eş zamanlı bir saldırıda, Lübnan’daki Hizbullah Hareketi tarafından kullanılan yüzlerce çağrı cihazı peş peşe patladı. Saldırıda en az 10 kişi öldü, binlerce kişi yaralandı.

Birçok kişi saldırının neden şimdi düzenlendiğini ve saldırının zamanlamasının daha geniş bir anlamı olup olmadığını merak ediyor.

İsrail, ABD'nin daha geniş çaplı bir operasyonun, bölgede topyekûn bir savaşa yol açabileceği yönündeki uyarılarına rağmen, Hizbullah’ın saldırılarını önlemenin savaştaki hedeflerinden biri olduğunu açıkladı. Çağrı cihazı saldırısı İsrail'in Lübnan'da Hizbullah'a karşı yürüteceği uzun vadeli bir askeri harekatın başlangıcı olabileceği gibi, İsrail ile İran'ın vekilleri arasında uzun süredir devam eden gölge savaşının son gizli operasyonu da olabilir. İsrail, saldırıyı fark edilmeden gerçekleştirilebileceği zaman aralığı sınırlı olduğu için de böyle bir saldırı düzenlemiş olabilir.

İsrail'in istihbarat servisi Mossad için bu saldırı, 7 Ekim 2023 tarihinde Hamas'ın İsrail'e yönelik saldırısında yaşanan başarısızlıklar nedeniyle ciddi şekilde zedelenen itibarını iyileştirme yolunda atılan sağlam bir adım olabilir. Saldırı aynı zamanda bir casus romanından fırlamış gibi görünüyor. Mossad'ın böylesine büyük ve dramatik bir operasyonu nasıl gerçekleştirebildiğine dair çok sayıda hipotez ortaya atıldı. Patlayıcıların çağrı cihazlarına üretim aşamasında mı yoksa tedarik süreci sırasında mı yerleştirilmiş olabileceğini henüz bilmiyoruz.

Hizbullah, İsrail'in siber saldırılarına karşı önlem amacıyla çağrı cihazları gibi eski iletişim araçlarını kullanıyordu. Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah’ın alternatif iletişim araçları kullanmaya çağırdığı Hizbullah üyeleri 7 Ekim saldırısının ardından cep telefonu kullanmaktan büyük ölçüde kaçındılar.

Bazı kişiler cihazlara sızan kötü amaçlı yazılımın pillerin aşırı ısınmasına ve sonunda patlamasına neden olduğunu düşünüyor. Oysa saldırı titiz bir planlama ve ayrıntılara gösterilen özenle dikkatlice organize edildi. Saldırının anlık etkisi ne olursa olsun, ortaya çıkan tablo Hizbullah'ın paranoyasını arttıracak ve Mossad'ın gelecekte yapabileceklerine karşı daha fazla temkinli olmasına yol açacak. Hizbullah'ın bu saldırının ardından iç güvenlik aygıtında bir revizyona gidebilir, operasyonel güvenliğindeki boşlukları gözden geçirebilir ve üyelerinin yeteneklerini arttırmaya çalışabilir. Tüm bunlar aynı zamanda Hizbullah içinde kan dökülmesine yol açabilir ve içeride bir casus avı başlayabilir. Bu da İsrail istihbaratı için bir başka kazanç olacaktır.

Saldırı, titiz bir planlama ve ayrıntılara gösterilen özenle dikkatlice organize edildi.

Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye’ye geçtiğimiz temmuz ayı sonlarında Tahran'da düzenlenen suikastta olduğu gibi çağrı cihazı saldırısının arkasındaki nedenlerden biri de Mossad'ın prestijini yeniden kazanma konusundaki kararlılığıydı. İsrail istihbaratı 7 Ekim 2023 saldırısından önce her şeye gücünün yetebileceği yönünde güçlü bir imaja sahipti. Mossad efsaneleri, Steven Spielberg yönettiği Münih ve Netflix yapımı Kaos gibi popüler casusluk filmleriyle ekranlara taşınmıştı.

İsrail'in hedef odaklı suikastlarında, geçtiğimiz ocak ayında Beyrut'ta Hamas'ın Siyasi Büro Başkan Yardımcı Salih el-Aruri, temmuz ayı sonlarında yine Beyrut'ta Hizbullah’ın üst düzey komutanlarından Fuad Şükür ve Şükür’den kısa bir süre sonra da İsmail Heniyye öldürüldü.

dfv fdev
Patlayan çağrı cihazlarından birinden geri kalanlar Beyrut'ta sergilendi, 18 Eylül (AFP)

İsrail'in gizli operasyonlarının Mossad'ın imajını iyileştirmenin yanı sıra daha pratik bir etkisi de var. Saldırı büyük olasılıkla Hizbullah'ın komuta ve kontrol merkezini yok etti. Bu da öngörülebilir gelecekte Hizbullah için büyük iletişim sorunlarına yol açacak. Dahası, salı günü gerçekleşen saldırıda yüzlerce Hizbullah üyesi yaralandı. Bazılarının parmaklarının ya da ellerinin koptuğu ya da geçici de olsa sahadan uzaklaşmalarına neden olan başka yaralanmalar gibi fiziksel bozukluklara sebep olduğu şüphesiz.

Yemen'deki Husiler, Irak ve Suriye'deki milisler ve İran'ın diğer vekilleri daha fazla önlem almaya başlayacaktır. Bu durum söz konusu grupların birbirleriyle iletişim kurma şekillerinde değişikliklere yol açarak koordinasyon düzeylerini doğrudan etkileyebilir ve saldırı düzenleme kabiliyetlerini engelleyebilir.