Irak’ın Ninova vilayetinde intihar saldırısı: 8 güvenlik personeli yaralandı

Ninova Valisi Necm el-Cuburi (INA)
Ninova Valisi Necm el-Cuburi (INA)
TT

Irak’ın Ninova vilayetinde intihar saldırısı: 8 güvenlik personeli yaralandı

Ninova Valisi Necm el-Cuburi (INA)
Ninova Valisi Necm el-Cuburi (INA)

Irak’ın başkenti Bağdat’ın 400 kilometre kuzeyinde yer alan Ninova vilayetindeki güvenlik kaynakları dün (pazartesi) vilayetin güneyinde yürütülen arama tarama operasyonu sırasında bir intihar eylemcisinin üzerindeki patlayıcı yüklü yeleği infilak ettirmesi sonucu, Irak polis ve ordu güçlerinden aralarında subayların da bulunduğu 8 personelin yaralandığını bildirdi.
Ninova vilayeti ve kent merkezi Musul, vilayetin büyük bir bölümünü yaklaşık 3 yıl boyunca kontrol eden ve ardından 2014’te hükümet güçlerinin vilayetten çıkardığı DEAŞ unsurlarının oluşturduğu güvenlik tehdidiyle karşı karşıya bulunuyor.
Askeri konularda açıklama yapmakla sorumlu Güvenlik Medya Ağı’ndan saldırı veya ölenlerin sayısı hakkında henüz bir açıklama yapılmadı. Ninova Operasyonlar Komutanlığı ise yaptığı açıklamada, “İntihar eylemcisi, güvenlik güçlerinin bulduğu bir tünelin girişinde kendini patlattı. 3 subay ve 2 savaşçı yaralandı” ifadelerini kullandı.
Ninova Valisi Necm el-Cuburi, basına yaptığı açıklamalarda intihar saldırısının detaylarını aktardı. Irak resmi haber ajansı INA’ya konuşan Cuburi, “Hammam el-Alil’e bağlı El-Busif bölgesinde teröristlerin bulunduğuna dair istihbarat bilgilerinin alınması üzerine, SWAT ve Ninova Operasyonlar Komutanlığına bağlı güçlerin katılımıyla operasyon başlatıldı. Tünellerden birine gizlenen ve patlayıcı yüklü yelek giyen bir terörist, güvenlik gücü tarafından kuşatıldığı esnada kendini patlattı. Vilayet Emniyet Müdürü’nün ifadesine göre herhangi bir ölüm durumu kaydedilmezken, sadece güvenlik teşkilatları (mensupları) arasında çeşitli yaralanmalar meydana geldi” dedi.
Iraklı güvenlik güçlerinin her kademesinden oluşan kolluk kuvvetleri, ülkenin kuzey ve batı vilayetlerinde uyuyan DEAŞ hücrelerinin izini sürmek amacıyla günübirlik askeri operasyonlar düzenliyor. Irak hükümetine bağlı Güvenlik Medya Ağı dün yaptığı açıklamada, ülkenin kuzeyindeki Selahaddin vilayetinde 2 teröristin yakalandığını, batıdaki Enbar vilayetinde ise bir mühimmat deposu bulduğunu bildirdi.
3 milyondan fazla vatandaşın yaşadığı Ninova, coğrafi ve demografik önemi göz önüne alındığında, Iraklı güvenlik makamları için özel bir öneme sahip. DEAŞ unsurlarının vilayetin karşısındaki Suriye topraklarından Ninova’ya sızmasından endişe ediliyor.
İntihar saldırısını değerlendiren Ninova Milletvekili Şırwan ed-Duberdani, Twitter hesabından, “Irak’ın birçok vilayetindeki DEAŞ’lı ailelerin Musul’un güneyindeki kamplara ve ardından kentin bazı mahallelerine dönmesine karşı çıkma noktasındaki endişelerimiz yerindeydi. Musul’un güneyinde Irak ordusunu hedef alan intihar saldırısı, vilayetimize karşı terörün sadece başlangıcıdır” ifadesini kullandı.
Güvenlik durumlarıyla ilişkili olarak, Savunma Bakanı Cuma İnad Sadun, dün Bakanlık binasında düzenlenen 2. Savunma Konseyi toplantısına başkanlık etti. Şarku’l Avsat’ın elde ettiği bilgiye göre İnad, toplantıda yaptığı konuşmada, “Elde edilen güvenlik kazanımlarının korunması, tüm operasyon bölgelerinde güvenliğin yayılmasını ve kalıcılığının sağlanması amacıyla, uyuyan hücrelerin takibi için istihbarat çabası aktifleştirilmeli ve terörle mücadele operasyonları yoğunlaştırılmalı” dedi.



Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
TT

Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)

Lübnan'da Hizbullah'ın çağrı cihazlarının ardından telsiz, radyo ve güneş enerjisi panellerinin patlatılmasıyla bölge topyekun savaşa doğru sürükleniyor. 

17 Eylül'de Hizbullah'ın kullandığı çağrı cihazlarında eş zamanlı patlamalar yaşanmış, ikisi çocuk 12 kişi hayatını kaybetmiş, 2 bin 800 kişi de yaralanmıştı. 

Dün de ülkedeki telsiz, radyo ve güneş enerji sistemlerinde patlama gerçekleşti. En az 20 kişinin öldüğü, 450'den fazla kişinin de yaralandığı bildiriliyor. Lübnanlı yetkililer, olaydan İsrail'i sorumlu tutarken Tel Aviv'den henüz açıklama gelmedi.

Diğer yandan saldırıyla ilgili bilgiye sahip olan fakat adlarının gizli tutulmasını isteyen kaynaklar, Amerikan gazetesi New York Times'a (NYT) operasyonun ardında İsrail'in olduğunu doğruluyor. 

Mossad'ın BAC Consulting adlı bir paravan şirket kurduğu ve çağrı cihazlarını bubi tuzağına dönüştürerek Lübnan'a soktuğu iddia ediliyor. Macaristan merkezli bu paravan şirket, kağıt üstünde Tayvanlı Gold Apollo firması adına çağrı cihazı üretiyor. Kimliklerinin açıklanmasını istemeyen İsrailli istihbaratçılar, buna ek olarak operasyonda en az iki paravan şirket daha oluşturulduğunu belirtiyor. 

Kaynaklar, AR-924 model numaralı cihazların bataryalarına patlayıcı bir madde olan pentaeritritol tetranitrat (PENT) yerleştirildiğini ve bunların 2022 yazında Lübnan'a gönderildiğini ifade ediyor.

Hizbullah, İsrail istihbaratı tarafından takip edilmemek için cep telefonlarını bırakıp çağrı cihazı kullanmaya başlamıştı. Kaynaklar, bu kararın ardından milyonlarca dolarlık yatırımla üretimin artırıldığını ve Lübnan'a bubi tuzağı haline getirilmiş binlerce cihaz sokulduğunu söylüyor.

Öte yandan ikinci dalga saldırıda telsiz ve güneş enerji panellerinin nasıl patlatıldığı henüz bilinmiyor.

NYT'nin patlayan telsizlerin görüntülerinden yola çıkarak yaptığı analizde, bunların çağrı cihazlarından daha ağır ve büyük olduğuna, bu yüzden daha fazla hasar yarattığına işaret ediliyor. 

Ayrıca telsizlerin patlamasıyla daha büyük yangınlar çıktığına, bunun da çağrı cihazlarına kıyasla telsizlere daha fazla patlayıcı yerleştirilmiş olabileceğini gösterdiğine dikkat çekiliyor.

Lübnan'ın açıkladığı rakamlara göre telsizlerin patlatılmasıyla en az 71 ev ve dükkanla 18 sivil araç ve motosiklet yandı. 

Telsizlerden bazılarında Japon firması Icom'un amblemi görülüyor. Ancak şirket, IC-V82 model numaralı telsizlerin ve bunlarda kullanılan bataryaların üretiminin neredeyse 10 yıl önce durdurulduğunu belirtiyor. Patlayıcıların bu cihazlara nasıl yerleştirildiğiyse henüz netleştirilemedi. Icom, bu telsizlerin sahte olabileceğini öne sürüyor.

Lübnan medyasındaki haberlerde, saldırıda en az iki güneş enerjisi panelinin de alev aldığı bildiriliyor. Saldırılarda çıkan küçük çaplı yangınların söndürüldüğü bildirilirken, patlamada bir kız çocuğunun yaralandığı aktarılıyor. Ancak bu panellerin infilak ettirilen diğer cihazların etkisiyle mi alev aldığı yoksa uzaktan kumandayla mı patlatıldığı belli değil. 

Amerikan düşünce kuruluşu Soufan Center'dan Clara Broekaert, CNN'e açıklamasında saldırı dalgasının Lübnan halkının psikolojisini olumsuz etkilediğini ve Hizbullah üzerinde misilleme baskısı oluşturduğuna dikkat çekerek şunları söylüyor:

Saldırılarda günlük hayatın böylesine korkunç, beklenmedik ve geniş ölçekte kesintiye uğratılması, misilleme yapılmasına yönelik ekstra bir baskı yaratacaktır diye düşünüyorum. İnsanlar yaşananların hesabının sorulduğunu görmek istiyor.

Üst üste gelen saldırıların ardından dün Hizbullah, İsrail sınırındaki el-Merc bölgesine füze fırlattı. İkisi ağır 8 İsraillinin yaralandığı bildirilirken, bu kişilerin sivil veya asker olduğuna ilişkin bilgi paylaşılmadı.

Independent Türkçe, Times of Israel, New York Time, Japan Times, CNN, France 24