Tunus Genç Hakimler Derneği, Adalet Bakanı'nın 'savcılığın çalışmasına müdahalesini' kınadı

Fotoğraf: AA Arşiv
Fotoğraf: AA Arşiv
TT

Tunus Genç Hakimler Derneği, Adalet Bakanı'nın 'savcılığın çalışmasına müdahalesini' kınadı

Fotoğraf: AA Arşiv
Fotoğraf: AA Arşiv

Tunus Genç Hakimler Derneği, Adalet Bakanı Leyla Ceffal'in savcılığın çalışmalarına müdahale ettiğini belirterek buna tepki gösterdi.
Sivil toplum kuruluşu olan Genç Hakimler Derneği, yaptığı yazılı açıklamada, Adalet Bakanı Ceffal'in, 25 Temmuz 2021'de alınan olağanüstü kararları iptal eden yasayı onaylayan milletvekillerine yönelik soruşturma açılmasıyla eş zamanlı olarak Cumhurbaşkanı Kays Said, ardından da savcılar ve hakimlerle görüşmesini kınadı.
Bu toplantının, Adalet Bakanının hakimler üzerinde kontrol sahibi olduğu görüntüsü verdiği kaydedilen açıklamada, bu durumun hakimlerin, davacılar ve kamuoyu önündeki tarafsızlığına zarar vereceği, çalışmaları konusundaki güveni sarsacağı aktarıldı.
Açıklamada, savcılığının toplum adına kamu davalarını açan ve yürüten, yasaların gereği gibi uygulanmasını sağlayan bağımsız bir yargı organı olduğu; yürütme organı ya da başka organlara bağlı olmadığı vurgulandı.
Anayasaya göre, savcılığın adli yargının bir parçası ve anayasa tarafından sağlanan güvence altında olduğu; bu nedenle kimsenin çalışmalarına müdahil olamayacağı ifade edildi.
Savcıların, görevlerini Meclis tarafından onaylanan objektif ve yargı hukukuna göre düzenlenen ceza politikaları çerçevesinde yürüttüğü vurgulanan açıklamada, bu politikanın, anayasa ya da kanunların dışında bireysel şekilde Adalet Bakanlığı ya da Cumhurbaşkanı tarafından belirlenemeyeceği kaydedildi.
Ayrıca Adalet Bakanlığı ya da Cumhurbaşkanının kamu davası açıldığında veya dava yürütülürken Savcılığın yetkilerine veya çalışmalarına müdahale etme hakkı olmadığı aktarıldı.

Meclis üyeleri çevrimiçi oturum düzenledi
Tunus'ta Cumhurbaşkanı Kays Said'in 25 Temmuz 2021'de Temsilciler Meclisi çalışmalarını askıya almasına karşı çıkan milletvekilleri 30 Mart'ta çevrim içi oturum düzenlemişti.
Meclis'teki 217 milletvekilinden 121'inin katıldığı oturumda Said'in 25 Temmuz olağanüstü kararlarının iptali için sunulan yasa tasarısı onaylanmıştı.

Cumhurbaşkanı Said Meclisi fethettiğini duyurdu
Çevrim içi oturum düzenlemesini "yasa dışı" olarak değerlendiren ve milletvekillerini başarısız bir "darbe girişiminde" bulunmakla suçlayan Cumhurbaşkanı Said ise, aynı gün Meclis'i feshettiğini duyurmuştu.
Bu gelişmenin ardından dün Meclis Başkanı Gannuşi, 30 milletvekilinin Terörle Mücadele Şubesi tarafından sebep gösterilmeksizin ifade vermeye çağrıldığını açıklamıştı. Gannuşi ayrıca parlamentonun feshedilmesi kararını da reddettiğini belirtmişti.
Tunus'ta bazı kesimler, kararnamelerle yetkilerini genişleten Said'in kararlarını "darbe" olarak nitelendiriyor ve ülkenin demokrasiden uzaklaştığını savunuyor.



Yardım adı altında katliam mı yapılıyor? GHF kapatılsın çağrısı

Çelik tellerle örülü yardım dağıtım noktaları İsrail ordusunun denetiminde (AFP)
Çelik tellerle örülü yardım dağıtım noktaları İsrail ordusunun denetiminde (AFP)
TT

Yardım adı altında katliam mı yapılıyor? GHF kapatılsın çağrısı

Çelik tellerle örülü yardım dağıtım noktaları İsrail ordusunun denetiminde (AFP)
Çelik tellerle örülü yardım dağıtım noktaları İsrail ordusunun denetiminde (AFP)

130'dan fazla yardım ve sivil toplum kuruluşu (STK), faaliyetleri kaosa yol açan ABD ve İsrail destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı'nın (GHF) kapatılması için çağrı yaptı.

Oxfam, Save the Children ve Af Örgütü'nün de aralarında bulunduğu kuruluşların bugün yayımladığı ortak açıklamada, GHF'nin faaliyetlerini başlattığı 27 Mayıs'tan bu yana 500'den fazla Filistinlinin yardım bölgelerinde öldürüldüğüne dikkat çekiliyor.

Kuruluşlar, sivillere yönelik saldırılarda çoğunlukla çocukların öldürüldüğünü vurgulayarak, GHF'nin insani yardım çalışmalarının tüm normlarını ihlal ettiğini belirtiyor:

Gazze'deki Filistinliler imkansız bir seçimle karşı karşıya: Ya açlıktan ölecekler ya da ailelerini doyurmak için çaresizce yiyeceğe ulaşmaya çalışırken vurulacaklar.

İsrail askerlerinin erzak dağıtım bölgelerindeki Filistinli sivillere "rutin olarak" ateş açtığı, Washington ve Tel Aviv destekli vakfın Gazze'deki durumu daha da kötüleştirdiği ve faaliyetlerinin sonlandırılması gerektiği ifade ediliyor.

Filistinli yetkililer, Netzarim ve Refah bölgelerindeki GHF'ye ait erzak dağıtım noktalarının "insani yardım" kisvesi altındaki ölüm tuzaklarına dönüştüğünü ve İsrail'in sivilleri kasıtlı olarak hedef aldığını savunuyor. İsrail ordusuysa iddiaları reddederek kurallara uymayan kişilere "uyarı ateşi" açıldığını öne sürüyor.

İsrail gazetesi Haaretz'in cuma günkü haberinde, kimliklerinin gizli tutulmasını isteyen İsrailli askerler, erzak dağıtım noktalarında Filistinlilere ateş açma talimatı aldıklarını söylemişti. Askerler, Filistinlilerin orduya ait mevzilerden uzak tutulması için böyle bir emir verildiğini ancak "gereksiz yere ölümcül güç kullanmaktan endişe duyduklarını" belirtmişti.

İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF) ise iddiaları yalanlayarak "dağıtım merkezlerindekiler de dahil hiçbir sivile kasten ateş etme emri verilmediğini" savunmuştu. Başbakan Binyamin Netanyahu da gazeteyi orduya karşı dezenformasyonla suçlamıştı.

Diğer yandan İsrail ordusu, erzak dağıtım noktalarında Filistinlilerin öldürülmesine dair soruşturma başlatıldığını da duyurmuştu. Ordudan dün yapılan açıklamada, GHF'nin yardım merkezlerine giden yollara yön ve uyarı levhaları yerleştirileceğini, sahalara erişimin iyileştirileceğini bildirmişti.

Independent Türkçe, BBC, Haaretz