Başağa’nın Trablus'un batısına gittiği bildirildi

Fethi Başağa’nın yanında hükümetindeki bazı bakanların da olduğu kaydedildi.

Libya’da yeni kurulan İstikrar Hükümeti’nin Başbakanı Fethi Başağa. (Reuters)
Libya’da yeni kurulan İstikrar Hükümeti’nin Başbakanı Fethi Başağa. (Reuters)
TT

Başağa’nın Trablus'un batısına gittiği bildirildi

Libya’da yeni kurulan İstikrar Hükümeti’nin Başbakanı Fethi Başağa. (Reuters)
Libya’da yeni kurulan İstikrar Hükümeti’nin Başbakanı Fethi Başağa. (Reuters)

Libya’da Fethi Başağa’nın başbakanı olduğu yeni kurulan İstikrar Hükümeti, başkent Trablus'a gitmeye ve görevlerini yerine getirmeye hazır olduğunu bir kez daha yineledi. Buna karşın Abdulhamid Dibeybe’nin başbakanı olduğu geçici Ulusal Birlik Hükümeti (UBH), Ramazan Ayı süresince resmi çalışma saatlerinin yeniden düzenlendiğini duyurarak iktidarda kalmaya devam edeceğinin sinyallerini verdi. Diğer yandan Fethi Başağa'nın dün sabah saatlerinde, hükümetindeki bazı bakanlar ve Temsilciler Meclisi (TM) üyeleriyle birlikte ani bir şekilde başkent Trablus'un 50 kilometre batısındaki ez-Zaviye şehrine gittiğine dair çelişkili bilgiler aktarıldı.
Söz konusu bilginin doğrulanması halinde Başağa, geçtiğimiz ay yeni hükümetin başbakanı olarak göreve başlamasından bu yana Trablus sınırlarına ilk kez yaklaşmış olacak. Başağa’ya bağlı askeri güçlerden oluşan bir konvoy daha önce memleketi (ülkenin batısındaki) Misrata'dan çağrılmış ancak yerel ve uluslararası arabulucuların ülkede iktidar mücadelesi veren iki hükümete bağlı askeri güçler arasında silahlı çatışma çıkmasını önlemek amacıyla başlattıkları çabalar çerçevesinde konvoy kısa sürede kışlasına geri dönmüştü.
Başağa hükümetinin İçişleri Bakanı İsam Ebu Zureybe, Trablus'a ‘barış içinde ve kan dökülmeden’ girmeye hazırlandıkları söyledi. Ancak buna dair resmi bir tarih vermekten kaçındı.
Yeni hükümetin ülkenin doğusundaki Tobruk şehrinde bulunan TM’nin güvenoyunu almasının üzerinden yaklaşık beş hafta geçti.  Ancak henüz çalışmalara başlamadı. Kısa bir süre önce ülkenin güney ve doğusundaki hükümet kurumlarını kontrol etmesine rağmen Trablus'taki çalışmaya ilişkin adım atmadı.
Sorunun, hükümetinin Trablus’a girmesi değil ‘iktidarı devretme ve devralma süreci’ olduğunu belirten Ebu Zureybe şunları söyledi:
“Başağa’nın bunu barışçıl bir şekilde yapmayı istemesi nedeniyle Trablus'a girişi gecikti. Ülkenin üçte ikisinden fazlası şu an yetkisinin olmadığını ve ertelenen seçimleri yapamayacağını söyleyen Dibeybe’nin kontrolü dışında.”
Diğer yandan Başağa hükümetinin Kültür Bakanı Saliha ed-Deruki pazar günü TM Başkanı Akile Salih’in el-Kubba şehrindeki ofisinde anayasal yeminini ederek resmi olarak Bakanlar Kurulu’ndaki yerini aldı. Böylece Başağa hükümetinin Tobruk'taki ilk toplantısına katılamayıp TM Başkanı önünde anayasal yeminini ederek göreve başlayan bakanların sayısı 11'e yükseldi.
Dibeybe hükümeti, iktidarda olduğunu vurgulamayı amaçlayan bir adımla, pazar günü resmi bir açıklamada bulunarak Ramazan Ayı boyunca resmi çalışma saatlerinin yerel saatle sabah saat 10.00’dan öğleden sonra saat 15.00’a kadar olacak şekilde yeniden düzenlendiğini duyurdu.
UBH’nin Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, Vietnam Dışişleri Bakan Yardımcısı Pham Quang Hieu’nun Dibeybe hükümetinden bir heyet ile başkent Hanoi'de Vietnam’ın Trablus Büyükelçiliği’nin yeniden Trablus’taki çalışmalarına başlaması için gerekli düzenlemeleri ve Vietnamlı şirketler ile işçilerin Libya’ya geri dönüşü konularını görüştüğü toplantının ardından şu an kapalı olan Vietnam'ın Trablus Büyükelçiliği’nin yeniden açılmasıyla ilgili çalışmaların başlatıldığı belirtildi.
Bir diğer gelişmede de Libya Devlet Denetim Bürosu Başkanı Halid Şakşak, Türkiye’nin Trablus Büyükelçisi Kenan Yılmaz ile Türk şirketlerinin Libya'daki projelerini tamamlamalarının önündeki engelleri görüştüklerini açıkladı. Şakşak, Büyükelçi Yılmaz ile görüşmesinde Devlet Denetim Bürosu’nun Türk şirketleriyle imzalanan sözleşmelere ilişkin gözlemlerinin ve bu şirketlerin çalışmalarına devam etmelerini engelleyen sorunların çözüm yollarının ele alındığını söyledi.
Şakşak-Yılmaz görüşmesi, Anadolu Ajansı’nın 2019 yılında Türkiye ile Libya’nın eski hükümeti Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) arasında imzalanan Askeri ve Güvenlik İş birliği Mutabakat Muhtırası kapsamında, 2020 yılından bu yana Libya'da görev yapan Türk askerlerinin cumartesi günü el-Hums kentindeki askeri komutanlıkta yaptıkları ilk sahurlarından görüntüleri aktarması ile aynı zamana denk geldi.
Bu arada Tıbbi Tedarik Sistemi Yönetimi Dairesi Başkanı Muhammed el-Habuli, Amerikan ilaç üreticileriyle ortak iş birliği konusunda Amerikan Ticaret Odası Müdürü Derry Hearst ile bir araya geldi.
Diğer yandan Libya’nın doğusundaki Bingazi kentinden emniyet yetkilileri, pazar akşamı çıkan bir tartışmadan sonra öldüğü belirtilen Libya Ulusal Ordusu’dan (LUO) bir subayın katilinin tutuklandığını duyurdular. Bingazi Emniyet Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada, pazar günü akşam saatlerin şehrin sokaklarından birinde vurularak öldürülen Yüzbaşı Şuayb Nuri Ebu Medin’in katilinin tutuklandığı bildirildi.
Başağa hükümetinin İçişleri Bakanlığı Müsteşarı Ferec Kaim dün sabah yerel basına yaptığı açıklamada, failin suçunu itiraf ettiğini, sabıkası olduğunu ve ülkedeki herhangi bir gruba üye olmadığını söyledi. Kaim, failin işlemleri tamamlandıktan sonra savcılığa sevk edileceğini kaydetti.



Halkın geçim kaynağı olan Libya petrolü ‘politikacıların arzularının rehinesi’

Güney Libya'da bir petrol sahası (Reuters)
Güney Libya'da bir petrol sahası (Reuters)
TT

Halkın geçim kaynağı olan Libya petrolü ‘politikacıların arzularının rehinesi’

Güney Libya'da bir petrol sahası (Reuters)
Güney Libya'da bir petrol sahası (Reuters)

Libya'da zaman zaman tekrarlanan petrol sahalarının kapatılma süreci, ‘halkın tek geçim kaynağı’ olduğu için vatandaşlar arasında birçok soruyu gündeme getiriyor. İktidar mücadelesi veren iki hükümet arasındaki bölünmüşlük ışığında, adeta ‘politikacıların rehinesi haline gelen üretimi aksatmanın faturasını kimin ödeyeceği’ sorusunun cevabı ise merak ediliyor.

Libya'nın 2014 yılından beri bir bütün olarak yaşadığı siyasi bölünme, petrol zenginliğine ve gelirlerine, ülke siyasetçilerinin siyasi arenada ve bu zenginliğin yönetim mücadelesinin perde arkasında pazarlık ettiği bir ‘koz’ olarak yansıyor.

Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) Petrol ve Doğalgaz Bakanı Muhammed Avn, Güney Libya’daki eş-Şerara ve el-Fil sahalarının üretimi durdurulduktan sonra geçtiğimiz Cuma günü üretimin yeniden başlatılmasıyla ilgili ilk yorumunda “Kayıp 340 bin varil olarak gerçekleşti” ifadesini kullandı.

Cumartesi akşamı yerel basında yer alan açıklamalarında Avn, bir grup vatandaşın el-İntisar 103 sahasını ve Zuytine petrol limanını birbirine bağlayan hattaki 108 noktasının vanasını kapatmakla tehdit ettiğini söyledi. Avn, “Bu olsaydı, bir felaket yaşanırdı. O zaman onu ham petrol taşımak için kullanmak imkânsız olabilirdi” dedi.

Avn, “Petrol sahalarının ve tesislerinin tekrar tekrar kapanması durumunda bundan yalnızca halk etkilenecek” diyerek bunun ‘baskı için bir koz olarak kullanılmaması’ çağrısında bulundu.

Petrol alanındaki politikacılar ve uzmanlar, Libya'daki petrol üretiminin ‘büyük mali getirileriyle ilgili amaçlar için genellikle politikacılar tarafından pazarlığa tabi olduğuna, Libya'nın üç bölgesi arasında eşit olarak dağıtılmadığına ve Trablus’un en büyük payı denetimsiz olarak aldığına’ inanıyor.

Temsilciler Meclisi'ndeki (TM) Enerji Komitesi'nin bir üyesi, Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada ‘petrol sahaları ve limanlarının kapatılmasının tehlikeli bir mesele olduğu ve bunun ülkenin geçimini tehlikeye atarak aslında herkesi riske attığını’ ifade etti.

Eski Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) Maliye Bakanı Farac Bumtari'nin de mensubu olduğu ez-Zaviye aşiretinin bazı mensupları, üç petrol sahasını kapatmalarının ardından Cumartesi akşamı serbest bırakılmadan önce, Libya Merkez Bankası Başkanı es-Sıddık el-Kebir'i Trablus'ta ‘Farac Bumtari'nin kaçırılmasının bilgisine sahip olmakla’ suçladı.

Libya'daki limanlar ve petrol sahaları, Libyalı siyasetçiler arasında ‘kaynakların dağılımında adaletsizlik’ gibi nedenlerle yaşanan anlaşmazlıklar dolayısıyla geçtiğimiz yıllarda birden fazla kez kapatıldı.

Geçtiğimiz yıllarda, Libya'daki bazı petrol tesisleri, kendileri ve aileleri için mali yardım talep eden protestocular tarafından ‘rehin’ alındı. Petrol Bakanlığı ve Libya Ulusal Petrol Kurumu’na göre, söz konusu protesto eylemleri, ‘günlük üretim oranlarında birkaç kez düşüşe neden olan’ bazı petrol tesislerindeki çalışmaları kasıtlı olarak kesintiye uğrattı.

Avn, daha önce petrol sahaların kapatılması sürecinin ardından ‘bunun sonucunda kamu gelirinin etkileneceği’ uyarısında bulunmuş ve bunu ‘Libya tarafının el-Fil ve eş-Şerara sahalarındaki payının yüzde 88'i geçmesine’ bağlamıştı.

Ez-Zaviye kabilesinden ve Ubari şehrinden bir grup vatandaş, eş-Şerara, el-Fil ve 108 petrol sahalarını kapattı.

dfrg
Kızgın gençler ‘108’ petrol sahasını kapattı. (Libya’nın güneydoğusundaki Petrol Tesisleri Muhafızları)

Başkent Trablus'un 750 km güneybatısında yer alan el-Fil petrol sahası günlük 70 bin varil üretim hacmine sahip. Saha, siyasi krizler nedeniyle geçtiğimiz yıllarda birden fazla kez kapatıldı. Eş-Şerara sahası ise günde yaklaşık 240 bin varil üretimle Libya'daki en büyük petrol sahalarından biri.

Denetim Bürosu Başkanı Halid Şakşak, TM üyeleriyle birlikte kamu harcamalarını takip etmek, mali kaynakların adil dağılımını sağlamak ve bunun sonuçlarını kavramsallaştırmak için bir ‘yüksek komite’ oluşturma kararının uygulanma olasılığını vurguladı.

Trablus şehrinde gerçekleştirilen toplantıda, Denetim Bürosu'nun önceki özelleştirme prosedürlerini takip etme deneyimi, harcamaları takip etme ve ‘dağıtımda adalet’ kriterlerinin mevcudiyetini doğrulama konusundaki istekliliği gözden geçirildi. Mekânsal kalkınma programlarına önem verilmesinin, tüm bölgelere hizmet eden stratejik programlara yönelmenin ve dağıtımda adaletin sağlanmasının önemine işaret edildi.

TM üyeleri, kamu harcamalarının denetimini artırmak için gözlemlerini ve tavsiyelerini dile getirdiler. Sürekli takip toplantıları düzenlemenin, ekonomik kaynakların dağılımı için adil kriterlerin mevcudiyetinin doğrulanmasının ve harcama için gerekli prosedürlerin bütünlüğünün sağlanmasının önemini vurguladılar.