Filistin Devlet Başkanlığı: Hiçbir koalisyon bizi denklemden çıkaramayacak

Filistin Devlet Başkanlığı: Hiçbir koalisyon bizi denklemden çıkaramayacak
TT

Filistin Devlet Başkanlığı: Hiçbir koalisyon bizi denklemden çıkaramayacak

Filistin Devlet Başkanlığı: Hiçbir koalisyon bizi denklemden çıkaramayacak

Filistin Devlet Başkanlığı sözcüsü Ebu Rudeyne, “Her türlü bölgesel veya uluslararası koalisyon Filistinlileri denklemden çıkarmada başarısız oldu. Güvenlik ve istikrar için tek yol tamamen net. Uluslararası meşruiyet kararları temelinde adres, Ramallah ve Filistin Kurtuluş Örgütü yönetimidir. Bu ilkelere dayalı siyasi bir ufuk olmadan tehlikeli ve patlamaya hazır olaylar sürecek. Bölge, sonu gelmeyen gerilimler ve çatışmalar yaşamaya devam edecek” ifadelerini kullandı.
Rudeyne dün (pazartesi) Filistin resmi haber ajansı WAFA’ya verdiği mülakatta, “ABD ve İsrail politikasını tanımlayacak yeni kavram, Filistin yönetimi ve halkının apartheid (ırklar arası ayrım) politikasına karşı zafer elde etmesi ve bölge ve dünya halklarının gözünde güvenirliğini kaybeden batılı ülkelerin uyguladığı çifte standardı durdurması üzerinden geliştirilmeli” dedi.
Ebu Rudeyne’nin bu açıklaması, Ramazan ayında Filistin topraklarında gerilimin tırmandığı bir dönemde geldi. İsrail bu gerilimin sorumlusu olarak Filistinlileri gösterirken, Filistin yönetimi verdiği yanıtta İsrail’i gerilimi sürekli tırmandırmak ve bölgeyi patlama noktasına sürüklemekle suçluyor.
Ebu Rudeyne, konuşmasının devamında şunları kaydetti:
“Siyasi ufkun olmaması, İsrail’in halkımızın evlatlarına ve kutsallarına karşı gerginliği sürekli tırmandırması -ki bunun son örneği Yair Lapid’in Kudüs Eski Şehir’deki Bab el-Amud (Şam Kapısı) bölgesine sorumsuzca düzenlediği baskındı- işgal ordusu ve polisinin kışkırtıcı davranışları ve yerleşimcilerin baskınları sadece Filistin’de değil aksine bölgede olayların patlak vermesine yol açacak. İsrail’in mübarek Mescid-i Aksa’nın avlularında gerilimi tırmandırması, yerleşimcilerin günübirlik baskınları, Kudüs’ün mahallelerinde veya Batı Şeria kentlerinde halkımızın evlatlarına yapılan saldırılar; İsrail’in uzlaşmalara ve anlaşmalara veya ABD yönetiminin ilan ettiği taahhütlere ve pozisyonlara ve bölgedeki etkili aktörlerin gerginliği önlemek için gösterdiği çabalara bağlı kalmadığını kanıtlayan açık ve net bir ihlal teşkil ediyor. Bab el-Amud’da ve Kudüs’ün diğer mahallelerinde yaşananlar, işgal polisinin Filistinli vatandaşlara yönelik tavırları, şehit naaşlarının alıkonulmaya ve ailelerinin sıkıntı çekmeye devam etmesi ve hatta İsrail’in resmi yollardan Gazze’de yeni askeri operasyonlar düzenlemekle tehdit etmesi; tüm bunlar ateşin yakılmasına yol açar ve zaten kırılgan olan caydırıcılık dengesine zarar verir.”
Bölgedeki gerilimden tamamen İsrail’i sorumlu tuttuklarını belirten Rudeyne, İsrail’i İslam’ın ve Hristiyanlığın kutsallarına dokunmama hususunda uyardı. Rudeyne, “Kudüs satılık ya da pazarlık konusu değil” dedi.
Ramazan ayının başlamasından bu yana Kudüs’te her gece çatışmalar yaşanıyor. Bu olaylar, geçen yıl Ramazan ayında İsrail içinde benzeri görülmemiş çatışmalara, operasyonlara ve Gazze’ye karşı başlatılan ve 11 gün süren savaşa yol açan gergin atmosferi anımsatıyor.
Pazar gecesi Kudüs’ün Bab el-Amud bölgesi yakınında Filistinli göstericiler ile İsrail polisleri arasında çatışmalar patlak verdi. Olaylarda en az 10 Filistinli tutuklandı. İsrail polisi tutuklanan kişilerin “polis kontrol noktasına molotof kokteyli, havai fişek, (sapanlarla) taş ve demir bilye attıklarını ve iki polisin hafif yaralandığını” iddia etti.
Filistinliler Ramazan ayının ilk iki gecesinde İsrail polisiyle çatıştı. Polis daha büyük bir güçle karşılık verdi. Filistinli göstericiler çatışmalarda İsrail polisine molotof kokteyli, taş ve başka cisimler fırlattı.
İsrail polisi cumartesi gecesi gösterileri dağıtma yollarına başvurmadan durumu kontrol altına almayı başarabildi ve 4 kişiyi tutukladı. Ancak ikinci gün (pazar) polis ses bombası kullanarak, göstericileri copla darp etti. İsrail polisine bağlı atlı birlikler de göstericilerin dağıtılmasına destek verdi.
Filistinli göstericiler Eski Şehir’deki Bab el-Amud bölgesinde İsrail polisine saldırdı ve ayrıca bir çöp konteynerini ateşe verdi.
Pazar gecesi yaşanan gerginlik, İsrail Dışişleri Bakanı Yair Lapid’in, Yeş Atid (Gelecek Var) Partisi’nden bazı milletvekilleri ve Polis Komiseri Kobi Shabtai eşliğinde Bab el-Amud’da gezintiye çıkmasından birkaç saat sonra geldi.
Bölgedeki gezintisi sırasında Shabtai ve Kudüs Emniyet Genel Müdürü Doron Turgeman’nın da aralarında bulunduğu üst düzey güvenlik yetkililerden bilgi alan Lapid, kendisine eşlik eden güvenlik yetkililerine hitaben, “Size tüm desteği sunacağız” ifadesini kullandı.
Ofisinden yapılan açıklamaya göre Lapid, “Bu süreç zor ve gergin. Ancak bu karmaşık süreci atlatabilmemiz için güvenebileceğimiz bir polis gücümüz var.
Filistin Yönetimi Lapid’in ziyaretini kınayarak, onu Filistinlileri kışkırtmakla suçladı.
Filistin Yönetimi, radikal Yahudilerin Mescid-i Aksa’ya düzenlediği baskınlarla Kudüs’te kamu düzenini tehlikeye attıklarını belirtti.
Filistin Başbakanı Muhammed Iştiyye, dün (pazartesi) haftalık kabine toplantısının açılışında yaptığı konuşmada, Filistin topraklarında son günlerde artan gerilime değindi. İsrail'in "öldürme, işkence, tutuklama, yerleşimcileri suç işlemek için salma" gibi eylemlerinin, bölgenin güvenlik ve istikrarına büyük tehdit oluşturduğunu söyleyen Iştiyye, “Bu durum, özellikle faziletli Ramazan ayı boyunca mübarek Mescid-i Aksa’ya baskın için yapılmakta olan hazırlıkların ışığında söz konusu saldırıları durdurmak ve radikallerin Mescid-i Aksa’nın saygınlığını ihlal etmesine son vermek için uluslararası toplumun müdahalesini gerektiriyor” dedi.
Iştiyye, konuşmasının devamında, “İsrail'in halkımızın evlatlarına karşı gerçekleştirdiği cinayetleri meşru göstermek için kullandığı, Filistinlilerin bir 'saatli bomba' olduğu söylemi tehlikeli bir gerilimin işaretini veriyor. Çünkü İsrail'e göre toprağı üzerinde bulunan ve mallarını koruyan her Filistinli bir saatli bomba ve öldürülmesi gerekiyor. Yerleşimcilerin silah taşımalarına ve Filistinlileri sadece şüpheli oldukları için öldürmelerine izin verilmesinin ışığında bu son derece tehlikeli bir durum” ifadelerini kullandı.
Iştiyye, bu gerginliğin doğuracağı tehlikeli sonuçlardan tamamen İsrail'in sorumlu olacağını vurguladı.
Filistin Dışişleri Bakanlığı da Lapid'in ziyareti sonrası yaptığı açıklamada, işgal devletinin (İsrail) Kudüs’e, kutsallarına ve Kudüs’teki Filistinlilerin yaşamına her yönden açtığı süresiz savaşı çok tehlikeli alanlara kaydırdığını belirtti.
Bakanlıktan dün yapılan açıklamada, İsrail’in Ramazan ayında Filistinlilerin Kudüs’te yoğunlukta olmalarından endişe ettiği, bu yoğunluğun işgalin masallarının ve Kudüs’ü ilhak etme kararının sahteliğini ortaya çıkardığı ve aynı zamanda Kudüs’ün işgal altındaki bir Filistinli Arap şehri olduğunu teyit ettiği ifade edildi.
Açıklamada, işgal devleti ve onun çeşitli mercilerinin, kutlamaların, toplanmaların veya Kudüs'ün sosyal hayatının tüm tezahürlerinin kabul edilemez ve onaylanamaz bir meydan okuma biçimi olarak gördüğünü ve bu nedenle Kudüs'teki Filistin varlığına ve mevcudiyetine karşı savaş yürüttüğü dile getirildi.
İsrail Ramazan ayı öncesinde yaşanan ve bir hafta içinde 11 İsrailli vatandaşın ölümüyle sonuçlanan olaylara yanıt olarak Kudüs, Batı Şeria ve Gazze Şeridi çevresindeki güvenlik önlemlerini artırdı, Kudüs ve Tel Aviv gibi büyük şehirlerinin yanı sıra Batı Şeria’da ve Gazze sınırına takviye güçler konuşlandırdı.
İsrail, Müslümanlar, Yahudiler ve Hristiyanlar açısından önemli gün ve tarihleri içeren ve ciddi bir gerginlik ve gerilim sinyallerinin verildiği bu süreci atlatmak istediğini söylüyor.  



Netanyahu’dan Washington'ın Maliye Bakanı Smotrich’i boykotuna karşı arabuluculuk çabası

Batı Şeria'nın Ürdün'e açılan Kerame Sınır Kapısı (Sosyal medya siteleri)
Batı Şeria'nın Ürdün'e açılan Kerame Sınır Kapısı (Sosyal medya siteleri)
TT

Netanyahu’dan Washington'ın Maliye Bakanı Smotrich’i boykotuna karşı arabuluculuk çabası

Batı Şeria'nın Ürdün'e açılan Kerame Sınır Kapısı (Sosyal medya siteleri)
Batı Şeria'nın Ürdün'e açılan Kerame Sınır Kapısı (Sosyal medya siteleri)

Tel Aviv'deki siyasi kaynaklar, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun temsilcilerinin, ABD yönetimini, aşırı sağcı Maliye Bakanı Bezalel Smotrich’i Washington’ın onaylanmasını istediği önerilere karşı çıkmayı bırakması amacıyla boykot etmekten vazgeçirmeye çalıştıklarını söylediler.

Aynı kaynaklara göre Netanyahu, ABD’li yetkililere, İsrail tarafından Filistin Yönetimi'ne verilen borçların ödemelerini erteleme kararını verecek olan yetkilinin Maliye Bakanı Smotrich olduğunu hatırlatarak, aynı zamanda Savunma Bakanlığı'nda ikinci bakan ve Batı Şeria'daki sivil işlerden sorumlu olan Smotrich’in hem boykot edilip hem de ABD’nin taleplerini kabul etmesini beklemenin akla yatkın olmadığını vurguladı.

Kaynaklar, Netanyahu’nun Smotrich ile kapalı kapılar ardından görüşmeler yaptığını ve ABD’nin boykotunu sona erdirmenin Smotrich’in söz konusu önerilere yönelik muhalefetini azaltacağını bildiğini belirttiler.

sacdf
Itamar Ben-Gvir ve Bezalel Smotrich, geçtiğimiz ekim ayında İsrail'in güneyinde destekçileriyle bir araya geldikleri mitinge katıldılar (AFP)

Smotrich ve Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir'in onaylanmasına karşı çıktığı ve aralarında Filistin Yönetimi'nin çökmesini önlemek için sivil ve ekonomik kolaylıklar sağlanmasının da yer aldığı öneriler, Güvenlik İşleri İçin Küçültülmüş Bakanlar Kurulu (KABİNET) tarafından beş saat süren bir toplantıda sunuldu.

zxsc
10 Temmuz'da Lübnan sınırı yakınlarında düzenlenen tatbikata katılan İsrail askerleri (EPA)

KABİNET toplantısında, İsrail ile Hizbullah arasında yükselen tansiyona atıfla ‘kuzey cephesindeki son durum’ üzerinde duruldu. Bu konuda nasıl bir tutum sergileneceğine ilişkin fikir birliğine varılırken Filistin meselesine ayrılan bölümde Başbakan Netanyahu, Savunma Bakanı Yoav Gallant ve İsrail ordusu Golani Birlikleri Komutanı Gassan Alian ile Maliye Bakanı Smotrich ve Ulusal Güvenlik Bakanı Ben-Gvir arasında anlaşmazlıklar ve tartışmalar yaşandı. Smotrich ve Ben-Gvir, terörü teşvik ettiğini iddiasıyla Filistin Yönetimi’ne ekonomik kolaylıklar sağlanmasına karşı çıktılar.

Netanyahu, Smotrich'e kendisiyle özel olarak görüşeceğini söyleyerek konuyu oylamaya sunmayı reddetti. KABİNET, bu konuda karar verme yetkisini Netanyahu ve Gallant'a verdi.

İsrailli basını aktardığına göre toplantı sırasında Ben-Gvir, Filistin Yönetimi’ne ekonomik kolaylıklar sağlamanın mantığını anlamadığını söyledi. Kanal 13 televizyonunun haberine göre Ben-Gvir, toplantıda hazır bulunanlara dönerek, “Öldürmek üzere eğitildiklerini biliyorsunuz, İsrail Devleti'ni hedef aldıklarını biliyorsunuz” dedi. Ardından ekonomik kolaylıkların neden şimdi sağlamak istendiğini sorgulayan Ben-Gvir, “Neden tam olarak şimdi, eylemlerin sıklaştığı bir zamanda?” diye sordu. Netanyahu ise bu soruya, “Filistin Yönetimi’nin istikrarını pekiştirmeliyiz” yanıtını verdi.

Netanyahu’ya yakınlığıyla bilinen İsrail Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer, yaptığı açıklamada, , Filistin Yönetimi’ne sağlanması öngörülen ekonomik kolaylıkların, son dönemde Batı Şeria'da yerleşim birimlerinin inşasına hız verilmesinden sonra ABD yönetimine verilen sözlerden biri olduğunu söyledi.

dfer
Geçtiğimiz nisan ayında Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Hanun (Erez) Sınır Kapısı’ndan İsrail'e geçen Filistinli işçiler (AFP)

Siyasi kaynaklara göre söz konusu ekonomik kolaylıklar arasında el-Halil kentindeki Terkumiye ilçesinde (planlaması 2020'de yapılan) yeni bir sanayi bölgesinin kurulması, (eski bir karar olan) Allenby (el-Kerame) Sınır Kapısı’nın çalışma saatlerinin uzatılması ve aylık 500 milyon şekel (yaklaşık 145 milyon dolar) olarak tahmin edilen Filistin Yönetimi’nin ödenmemiş borçlarının yeniden planlanması ve ödemelerinin ertelenmesi yer alıyor.

İsrail'deki Filistinli işçilerin sayısını artırılması, Filistin Yönetimi yetkililerine uygulanan yaptırımları kaldırması ve hareket özgürlüğü için VIP kartlarının iade edilmesi gibi başka kolaylıkların sağlanması da planlanıyor. İsrailli kaynaklar, söz konusu kolaylıkların ABD yönetiminin detaylı talebi üzerine belirlendiğinin altını çizdiler.

Öte yandan Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) Yürütme Konseyi Genel Sekreteri Hüseyin eş-Şeyh, İsrail tarafından sağlanması planlanan kolaylıklarla ilgili olarak sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “İsrail hükümeti, gözlere kül atmaktan öteye gitmeyen adımlarla kendi imajını parlatmaya çalışan ırkçı bir hükümettir. Filistin Yönetimi'ni ablukaya alan, onu zayıflatmaya ve baltalamaya çalışan İsrail hükümetidir” ifadelerini kullandı.

Filistin halkının sorununun ‘gitmesi gereken işgalci olduğunu’ söyleyen Şeyh, ABD yönetimini uluslararası meşru kararlar ve anlaşmalar temelinde yaratıcı bir siyasi inisiyatif sunmaya ve İsrail işgalini sona erdirmek için ciddi müzakereleri başlatacak siyasi bir hedef belirlemeye çağırdı.

FKÖ Yürütme Konseyi Genel Sekreteri, sözlerini şöyle sürdürdü:

ABD Dışişleri Bakanlığı'nın İsrail-Filistin İşlerinden Sorumlu Bakan Yardımcısı Andrew Miller ile kısa bir süre önce yaptığım görüşmede kendisine ABD yönetiminin İsrail'i tek taraflı olarak attığı tüm adımlardan geri çekilmeye zorlamak için ciddi ve etkili şekilde baskı yapması gerektiğini söyledim. Akabe ve Şarm eş-Şeyh'teki toplantılarda bunun için çabaladım.

FKÖ Yürütme Konseyi Genel Sekreteri Şeyh, ABD’ye Filistinlilerin öldürülmesini savunan ve bunu da yapan Yahudi gruplarını terör örgütleri olarak sınıflandırması ve uluslararası terör örgütleri listesine alması çağrısında bulundu.