Batı, Putin’e karşı birliğini daha ne kadar koruyabilecek?

Enerjiyle ilgili baskılar, mülteciler ve artan gıda ürünleri fiyatları çatışmanın maliyetini ve uzun soluklu bir ‘yıpratma savaşına’ dönüşmesi olasılığını artırıyor

Tahminlere göre Ukrayna'daki çatışmalar uzun soluklu bir yıpratma savaşına dönüşecek (AFP)
Tahminlere göre Ukrayna'daki çatışmalar uzun soluklu bir yıpratma savaşına dönüşecek (AFP)
TT

Batı, Putin’e karşı birliğini daha ne kadar koruyabilecek?

Tahminlere göre Ukrayna'daki çatışmalar uzun soluklu bir yıpratma savaşına dönüşecek (AFP)
Tahminlere göre Ukrayna'daki çatışmalar uzun soluklu bir yıpratma savaşına dönüşecek (AFP)

Ahmed Abdulhekim
Rusya’nın Ukrayna'ya karşı başlattığı savaş siyasetin dalavereleri ve savaşın gürültüsü arasında 40. gününe girdi. Ne taraflardan biri zaferini ilan edebildi, ne de aralarında bir uzlaşıya varılabildi. İkinci Dünya Savaşı'nın sona ermesinden bu yana yaşlı kıtadaki (Avrupa Kıtası) en ciddi jeopolitik krizlerden biri olan Ukrayna-Rusya Savaşı, Batı ülkelerinin başkentleri ile Moskova arasındaki çatışmanın maliyetini ve sonuçlarını artırıyor.
ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), kısa bir süre önce Rusya’nın Ukrayna'nın doğusuna yönelik savaş hazırlıklarıyla ‘uzun soluklu bir çatışmaya’ dönüşmeye mahkûm ettiği muharebelerin geleceğine dair olası bir saha senaryosu öne sürdü. Gözlemciler, Batı ülkelerinin, söz konusu senaryoya bakmaksızın bir yandan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in eski bir Sovyet cumhuriyeti olan Ukrayna’ya yönelik ‘askeri bir macera ve stratejik bir hata’ olarak gördükleri askeri adımını geri püskürtmeleri için gereken ekonomik yükleri ve insani sorumlulukları artarken, diğer yandan birliklerini daha ne kadar koruyabileceklerini sorguluyorlar.
Batılı askeri gözlemci ve analistlere göre Ukrayna'daki muharebelerin seyri, başlamasının üzerinden geçen bir ayı aşkın bir sürenin ardından, Rus askerlerinin sert bir direnişle karşılaşıp büyük şehirlerden hiçbirini ele geçirememeleri sonucunda bir çeşit ‘yıpratma savaşına’ dönüştü. Çatışmaların ve muharebelerin süresini uzatabilecek olan bu durum, krizin Avrupa Birliği (AB) ülkeleri üzerindeki ekonomik ve insani yansımalarını artırdı.

Zor görev
ABD merkezli Washington Post gazetesine göre Rusya’nın komşusu Ukrayna’daki siyasi ve güvenlik konularındaki taleplerine bağlı kalmaya ve Batı'nın Rusya'ya yaptırım uygulama konusunda oldukça katı davrandığı bir dönemde önce Avrupa Birliği (AB) arkasından ABD özellikle Ukrayna krizinde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in politikalarıyla mücadele etmeleri için gerekli olan ve gittikçe artan ekonomik yüklerle birlikte ‘zor bir görevle’ karşı karşıyalar.
Beyaz Saray’ın eski Konuşma Metni Yazarlığı Direktörü olan Michael Gerson, Washington Post’taki yazısında, Batı'nın Putin’e karşı mücadelede savaşın neden olduğu yüksek emtia ve enerji fiyatlarının getirdiği ekonomik yükü yüklenmeleri ve milyonlarca Ukraynalı mülteciyi kabul etmeleri zor. Ancak bu, kesinlikle Ukraynalıların Rus ordusuna karşı yaptığı gibi doğrudan savaşmaktan daha kolay.
Gerson, özellikle Avrupa'nın bir enerji kıtlığı ile karşı karşıya kalmaları halinde Rus lidere karşı birliklerini sürdürüp sürdüremeyeceklerine dair soru işaretlerinin arttığını yazdı. Çünkü Gerson’a göre enerji kıtlığı, insanların işlerini kaybetmelerine ve dört milyondan fazla Ukraynalı da dahil olmak üzere milyonlarca mültecinin yükünün daha da ağırlaşmasına neden olacak. Bu ise, ciddi ekonomik sıkıntılar nedeniyle sonunda bazı ülkelerin Putin'i yatıştırmak için geri adım atmasına yol açabilir.
Gerson, makalesinde şunları yazdı:
“ABD ekonomisinin Rusya ile olan ilişkisine bağlılığı Avrupa ekonomisinin bağımlılığıyla aynı olmasa da küresel enerji piyasalarındaki çalkantı ve tüketicinin kullandığı akaryakıtın yanı sıra gıda ürünlerinin fiyatlarındaki önemli artışlar, bu ülkelerdeki karar vericiler üzerinde büyük baskılar oluşturacaktır. Bu da bazı Batılı ülkelerde büyük siyasi değişim olasılıklarını artıracaktır.”
Savaş, iki ülkenin başlıca tarım ürünleri ve enerji ihracatçısı konumunda olmaları nedeniyle dünyanın bazı bölgelerinde kıtlığa neden olabilir. Ukrayna ve Rusya, başta buğday, mısır ve ayçiçeği tohumu olmak üzere en büyük tarım ürünleri ve gübre ihracatçıları arasında yer alıyorlar. Ayrıca, Rusya en büyük azotlu gübre tedarikçisi, Ukrayna ise en büyük potasyum ve fosforlu gübre tedarikçisidir. Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası'nın tahminlerine göre Rusya’nın Ukrayna’ya karşı başlattığı savaş, enerji, tarım, enflasyon ve yoksulluk oranları açısından Avrupa ve dünya için korkunç sonuçlar doğurabilir.
Bazı çevreler Moskova ile Batı arasındaki çatışmanın Ukrayna sınırlarının ötesine geçmesinden ve Batı’nın yaptırımlarını yoğunlaştırılmasının Rusya'nın ‘haydut bir devlete’ dönüşmesine veya destek için Çin'e daha da yakınlaşmasına neden olmasından korkuyorlar. Bazıları da Ukrayna'da uzayan savaşın, Rusya ile Batı arasındaki mevcut düşmanlığın artmasına yol açacağına ve bunun da ABD'nin uzun vadeli bölgesel ve küresel istikrardaki çıkarlarını baltalayabileceğine inanıyor.
ABD merkezli düşünce kuruluşu Atlantik Konseyi’nden (Atlantic Council) Buss Barranco, Ben Johnson ve Tyson Wetzel’in kaleme aldıkları ortak bir makaleye göre, tahminlerin çoğu, Ukrayna'daki çatışmaların uzun soluklu bir yıpratma savaşına dönüşeceğine işaret ediyor. Ukrayna güçlerinin sert direnişiyle karşılaşan Rus güçleri, bir ayı aşkın bir süredir herhangi bir büyük şehri ele geçirmeyi başaramazken, başkent Kiev'in eteklerinde durmak zorunda kaldılar. Rus ordusu diğer şehirleri bombaladı ve kuşattı. Ukrayna'nın 44 milyonluk nüfusunun yaklaşık dörtte biri evlerini terk etmek zorunda kaldı. Yaklaşık dört milyonu yurt dışına kaçtı, yarısı Polonya'ya gitti. İngiliz istihbarat raporlarına göre Kiev yakınlarındaki temas hatlarında haftalarca ilerleme kaydedemeyen Rus güçleri, Ukrayna güçlerinin karşı saldırısı sonucunda doğuya püskürtüldüler.
Rusya dünyanın en güçlü ordularından birine sahip olsa da bu güç, Ukrayna'ya karşı askeri harekatında belirgin bir rol oynayamadı. Batılı askeri analistlerden bazıları, Rus güçlerinin, savaş sahasındaki performansı karşısında şaşkına uğrarken, bazıları bunu ‘sefil bir performansı’ olarak nitelediler.

‘Acı verici’ tavizler Putin'i güçlendiriyor
ABD merkezli Foreign Policy dergisine göre Rusya, istediği güvenlik garantilerinden geri adım atmazken bazıları, çatışmaların yoğunluğunun ve yankılarının Ukrayna’yı Rusya’nın talep ettiği bu garantilerin büyük bir bölümünü sağlamaya yöneltmesinden korkuyorlar. Çünkü bunun olması, Putin'in Batı karşısında eski bir Sovyet cumhuriyeti olan Ukrayna’da askeri operasyonunun hedeflerine ulaşması anlamına gelecek. Dergiye göre Kiev, bunu ateşkes için tek yol olarak kabul etse de, Ukraynalılar için ateşkesin sağlanacağının garantisi yok.
Putin, savaştan önce Batı’dan Ukrayna’nın tarafsız kalması, silahsızlandırılması ve NATO’ya katılmaması konusunda yazılı garantiler verilmesini istedi. NATO, doğu kanadına yani Rusya'ya doğru genişlemeyi durdurdu. Son günlerde Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, barışın ve ateşkesin sağlanması için bazı adımlar attı. Zelenskiy yaptığı açıklamalarda, Ukrayna'nın askeri ittifaklar konusunda tarafsız kalmaya devam edeceğinin vurgularken, Rusya’nın talepleriyle ilgili çeşitli tavizler vermeye de açık olduğunu gösterdi. Nükleer silah edinmek gibi bir çabaları olmadığını belirten Zelenskiy, Ukrayna’da yaşayan Rusça konuşan kesimlerin rahatsız oldukları dil politikalarını değiştirmeye istekli olduğunu bile ifade etti. Geçtiğimiz hafta İstanbul'da yapılan doğrudan görüşmeler, ateşkes için bir nebze umut ışığı oldu.
Foreign Policy dergisi, Ukrayna'nın devlet olarak varlığını tehdit eden bir savaşın ortasında Devlet Başkanı Zelenskiy ve Ukraynalıların, Batı’nın savunma ittifakına (NATO) katılma hırslarından vazgeçmek zorunda kalacaklarını ve belki de bu hırsları gündemlerinden çıkarmaları gerektiğini sonunda anlamış gibi göründüklerini belirtti. Dergi, Rus yetkililerin İstanbul'da Ukraynalı mevkidaşlarıyla yüz yüze görüşmelere başladıklarında Ukraynalı yetkililerin artık NATO’nun bir parçası olmakla ilgilenmediklerini fark ettiklerini ve bu yüzden İstanbul görüşmelerini ‘anlamlı’ olarak nitelendirerek Rus ordusunun Ukrayna'daki askeri faaliyetlerini azaltacağı açıklamasında bulunduklarını ve Zelenskiy ile Putin'in başlangıçta beklenenden daha erken bir tarihte bir araya gelmelerine sıcak baktıklarını vurguladı.
Analistler, Rusya ile Ukrayna arasında gerçekleşen ve iki ülke arasında müzakere edilmiş bir çözüm için küçük de olsa bir umut ışığı yakan üst düzey görüşmelerdeki olumlu işaretlere rağmen, aralarındaki ihtilafın öncelikle askeri olarak çözüleceğini düşünüyorlar.
İngiltere merkezli Kraliyet Birleşik Hizmetler Enstitüsü'nden (Royal United Services Institute -RUSI) Gürcü araştırmacı Natia Seskuria, “Çatışmanın herhangi bir çözümünü, hatta ateşkesi tartışmak bile zor” yorumunda bulundu. Seskuria, yaptığı değerlendirmede, “Bu noktada Rusya, Ukrayna'daki nihai hedeflerine ulaşmaya çalışıyor. Ukraynalıları müzakere masasında şartlarını kabul etmeye zorlamayı başarırsa, istediğini elde edecek. Fakat bunu sağlayamazsa, savaş devam edecek” ifadelerini kullandı.
Rus uluslararası ilişkiler uzmanı İgor Subbotin, The Independent Arabia’ya yaptığı açıklamada, “Moskova'nın amacı artık güvenlik garantileri konusunda Batı ile diyalog kurmak değil” dedi.

Subbotin, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ukrayna'da uzun soluklu bir askeri harekat yürütmenin önemli etkileri olsa da bu savaş Rusya için Putin'in,1990'lı yıllarda Sovyetler Birliği'nin çöküşünden bu yana var olan güç dengesini yeniden formüle etme konusunda tarihi bir rol oynamasına izin verebilecek bir dönüm noktası haline geldi. Batı da Rusya da Ukrayna'daki mevcut askeri adımların ana hedeflerinin, nüfuz alanlarındaki en büyük kazanımları belirlemek ve iki taraf arasındaki karşılıklı güvenlik konseptini yeniden formüle etmek olduğunu biliyorlar.”



‘Anlaşma ustası’ Trump, Alaska'da Putin ile yapacağı zirvede en büyük sınavıyla karşı karşıya

ABD Başkanı Donald Trump, 16 Temmuz 2018'de Helsinki'de Rus mevkidaşı Vladimir Putin ile bir araya geldi. (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump, 16 Temmuz 2018'de Helsinki'de Rus mevkidaşı Vladimir Putin ile bir araya geldi. (AFP)
TT

‘Anlaşma ustası’ Trump, Alaska'da Putin ile yapacağı zirvede en büyük sınavıyla karşı karşıya

ABD Başkanı Donald Trump, 16 Temmuz 2018'de Helsinki'de Rus mevkidaşı Vladimir Putin ile bir araya geldi. (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump, 16 Temmuz 2018'de Helsinki'de Rus mevkidaşı Vladimir Putin ile bir araya geldi. (AFP)

İngiliz gazetesi Financial Times, ABD Başkanı Donald Trump'ın seçim kampanyası sırasında Ukrayna savaşını çözme sözü verdikten sonra, Rus mevkidaşı Vladimir Putin ile ABD'nin Alaska eyaletinde düzenlediği zirvede kritik bir anla karşı karşıya olduğunu yazdı.

Gazete, Trump'ın kendisine ‘anlaşma ustası’ unvanını takmayı sevdiğini de bildirdi. Trump dün, yüksek riskli Alaska Zirvesi’nin bu iddiayı hızla kanıtlayacağını kabul ederek, “Herkesin tutumunu göreceğiz; bunu ilk iki, üç, dört veya beş dakika içinde anlayacağım. Toplantı kötü geçerse, çok çabuk bitecek. İyi geçerse, yakın gelecekte barışa kavuşacağız” ifadelerini kullandı.

Rusya Devlet Başkanı ile yapılacak toplantı, Trump için hem uluslararası hem de yerel düzeyde kritik bir görüşme olacak. Trump defalarca, 2022'de başkan olsaydı savaşın asla çıkmayacağını ve savaşı sona erdirebilecek tek kişinin kendisi olduğunu iddia etti.

Trump’ın Ukrayna'da bir uzlaşma sağlama konusundaki artan çabaları, bu taahhüdün geçen yıl Beyaz Saray'a adaylık yarışında yaptığı neredeyse tüm seçim konuşmalarının bir parçası olması gerçeğiyle açıklanabilir.

Amerikan Katolik Üniversitesi’nde tarih profesörü olan Michael Kimmage, “Trump bir şekilde vaatlerini yerine getiriyor ve diplomasi alanında büyük bir başarı elde ettiğini düşünüyor” dedi.

Trump aynı zamanda küresel bir barış elçisi olduğunu da kanıtlamak istiyor. Ancak 2. Dünya Savaşı'ndan bu yana Avrupa'da gerçekleşen en büyük kara işgalini sona erdiremezse bu iddia geçerliliğini yitirecek.

Trump'ın ikinci döneminin başında Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy'ye yönelttiği tüm öfkeye rağmen, Putin şu anda bir anlaşmaya varılmasının önündeki engel olarak duruyor. ABD Başkanı, Kremlin'i ateşkes kabul etmeye ikna etmek için mücadele ediyor.

Trump, Moskova'nın ateşkes kabul etmemesi halinde ek yaptırımlar uygulayacağını, Hindistan'ın Rus petrolü satın almasını cezalandırmak için Hindistan'dan gelen ithalatlara gümrük vergisi koyacağını ve Kremlin'i sivil hedeflere saldırdığı için kınadığını açıkladı.

ty6u7
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve ABD Başkanı Donald Trump (AFP)

Ancak Trump, ateşkes için belirlediği son tarih yaklaşırken aniden tutumunu değiştirdi ve Zelenskiy veya diğer Avrupalı liderleri davet etmeden Putin'i ABD topraklarında ağırlamayı teklif etti. Bu da Trump'ın önereceği herhangi bir anlaşmanın Moskova'ya karşı çok dostane olacağı ve Kiev ile ABD'nin Avrupa'daki birçok müttefiki tarafından kabul edilmeyeceği endişelerini yeniden canlandırdı.

ABD'nin eski NATO Daimî Temsilcisi Nicholas Burns, “Trump'ın son haftalarda Ukrayna'ya yönelip Rusya'dan uzaklaşması önemli ve çok memnuniyet vericiydi, ancak bu dönüşümün cuma günü de devam etmesi gerekiyor” dedi.

Zirve öncesinde Trump ve yönetiminin üst düzey yetkilileri gerginliği azaltmaya çalıştı. Dışişleri Bakanı Marco Rubio, bunun ‘açıkça fikir alışverişi için yapılan bir toplantı’ olduğunu söyledi ve başkanın ‘Putin'i gözlemleyerek bir değerlendirme yapması’ gerektiğini ifade etti.

Bu hafta bir radyo programında konuşan Rubio şunları söyledi: “İnsanlar şunu anlamalı... Başkan Trump için bu toplantı bir taviz değil.”

Trump, daha önemli bir Putin toplantısı için ‘yolu hazırlamak’ istediğini söyledi. Söz konusu toplantıya Zelenskiy ve muhtemelen diğer Avrupalı liderler de katılacak.

Ancak Trump yine de Putin ile şiddetli bir anlaşmazlık ya da Moskova ile Beyaz Saray'ı zayıf gösterecek aşırı uzlaşmacı bir anlaşma yoluyla başarısızlık izlenimi vermekten kaçınmak isteyecek.

Washington merkezli düşünce kuruluşu Hudson Enstitüsü'nden Luke Coffey, “Trump bu konunun ülke içinde nasıl algılanacağının tamamen farkında. Trump gözlerini açık tutmalı ve bazı kesin kırmızı çizgiler çizmeli” şeklinde konuştu.

Trump'ın Putin ile daha önceki görüşmelerdeki sicili, Kremlin'in Trump'ı alt edip taleplerini kabul ettireceği yönündeki endişeleri artırıyor.

Brookings Enstitüsü'nden Georgetown Üniversitesi profesörü Angela Stent, Putin'in ‘eski bir KGB ajanı ve judo şampiyonu olduğunu, altı veya yedi ABD başkanıyla çalışma konusunda geniş deneyime sahip olduğunu ve Trump ile nasıl başa çıkılacağını bildiğini’ söyledi. Stent, “Bunun tersi için aynı şeyin geçerli olduğunu sanmıyorum” dedi.

Son günlerde Trump, Alaska Zirvesi konusunda Avrupalı ve Ukraynalı liderleri rahatlatmak için yardımcısı J.D. Vance'i kullandı.

Ancak Beyaz Saray, herhangi bir barış anlaşmasının ardından Ukrayna'ya güçlü güvenlik garantileri vermeye hazır olup olmadığı konusunda herhangi bir açıklama yapmadı. Trump yönetimi, ateşkesin Kiev'in aleyhine ve Moskova'nın lehine toprak takası üzerine kurulup kurulmayacağı konusunda da bir açıklama yapmadı ki bu öneri Putin tarafından Trump'ın Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff'a geçen hafta yapılan görüşmelerde sunulmuştu.

Beyaz Saray yetkilileri zirvenin Ukrayna'daki ateşkes üzerinde odaklanacağını söylerken, Rusya zirvenin ekonomik iş birliği ve silahlanmanın sınırlandırılmasını da kapsayabileceğini ima etti. Bu konular aracılığıyla Trump, Putin'e bazı yeni teşvikler sunmaya yönelebilir.

Burns, “Bu toplantıyı düzenlemenin tek doğru yolunun, masaya tek bir konuyu getirmek olduğunu düşünüyorum. Bu konu da Ukrayna'nın geleceği ve Rusya'nın Ukrayna konusunda vereceği tavizler; Ukrayna'nın Rusya'ya vereceği tavizler değil” ifadelerini kullandı.

Stent, “Trump'ın Rusya ve Ukrayna ile görüşmelerde tereddüt etmesi, her iki tarafı da şaşırtmak için kullandığı bir taktik olabilir” dedi.

Ancak ABD Başkanı ile Rus mevkidaşı arasındaki önemli toplantı öncesinde, bu strateji Kiev ve Avrupa'nın çoğunu gergin bir durumda bıraktı.

sdfrgt
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, ABD Başkanı Donald Trump ve Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy (AFP)

Halen iyimser olan Trump şu ifadeleri kullandı: “Başkan Putin'in barışı sağlayacağına inanıyorum. Başkan Zelenskiy'nin barışı sağlayacağına inanıyorum. İkisinin anlaşıp anlaşamayacağını göreceğiz. Eğer anlaşabilirlerse bu harika olacak.”

Trump, “Son altı ayda altı savaşı çözdüm ve bununla gurur duyuyorum. Bunların en kolayının bu savaş olacağını düşünmüştüm. Ama aslında en zoru bu oldu” dedi.