Dünyanın en güzel kokusu

Madagaskar'da vanilya tarlasında çalışan bir çiftçi. (Reuters)
Madagaskar'da vanilya tarlasında çalışan bir çiftçi. (Reuters)
TT

Dünyanın en güzel kokusu

Madagaskar'da vanilya tarlasında çalışan bir çiftçi. (Reuters)
Madagaskar'da vanilya tarlasında çalışan bir çiftçi. (Reuters)

İsveç ve Birleşik Krallık'tan araştırmacılar, herkesin merak ettiği bir sorunun cevabını bulmak için bir araya geldiler: Dünyadaki en güzel iyi koku nedir?
Araştırma, çoğu insanın farklı kültürlerden ve geçmişlerden gelmesine rağmen vanilyayı gezegendeki ‘en hoş’ koku olarak tanımladığını ortaya koydu.
İsveç'teki Karolinska Enstitüsü ve Oxford Üniversitesi iş birliğiyle yürütülen araştırma, insanların kültürleri ne olursa olsun koku alma konusunda benzer tercihleri paylaştığını ortaya koydu. Sonuçlara göre en hoş koku vanilya olurken onu şeftali takip etti.
Araştırmaya göre insanların çoğunun aynı kokulardan haz duyma olasılığı yüksek. Zira bu, derinlere kök salmış bir duygu olarak tanımlanıyor.
Karolinska Enstitüsü araştırmacı ve çalışmanın yazarlarından Artin Arshamian, insanların benzer koku tercihlerine sahip olabileceğini söyledi.
Arshamian sözlerini şöyle sürdürdü:
"Dünyanın dört bir yanındaki insanların aynı koku algısına sahip olup olmadığını ve aynı kokuları sevip sevmediğini veya bunun kültürel olarak öğrenilmiş bir şey olup olmadığını incelemek istedik."
Araştırmacılar kültürün sonuçlarda çok daha büyük bir rol oynamasını bekliyorlardı. Batı dünyasıyla çok az teması olan toplulukların üyeleri de dahil olmak üzere dokuz farklı Batılı olmayan kültürden 225 katılımcı araştırmada yer aldı.
Bu durum, çalışmanın sonuçlarında da belirtildiği gibi, kimileri için dinlendirilmiş ringa balığı iştah açıcı olsa da kimileri için ise ‘dünyanın en iğrenç kokusu’ olarakgörülmesini açıklıyor.
Archamian konuya dair şunları söyledi:
"Artık moleküler yapı tarafından yönlendirilen küresel bir koku algısı olduğunu biliyoruz. Bu, belirli bir kokuyu neden sevip sevmediğimizi açıklıyor. Bir sonraki adım, bu bilgiyi belirli bir kokuyu kokladığımızda beynimizde neler olduğuyla ilişkilendirerek ve bunun nedenlerini araştırmak."



Tek sezonda fişi çekilen dizinin yıldızı sessizliğini bozdu

Countdown'da deneyimli LAPD dedektifi Mark Meachum'a hayat veren 47 yaşındaki Jensen Ackles, Smallville ve The Boys'daki rolleriyle de tanınıyor (Amazon MGM Studios)
Countdown'da deneyimli LAPD dedektifi Mark Meachum'a hayat veren 47 yaşındaki Jensen Ackles, Smallville ve The Boys'daki rolleriyle de tanınıyor (Amazon MGM Studios)
TT

Tek sezonda fişi çekilen dizinin yıldızı sessizliğini bozdu

Countdown'da deneyimli LAPD dedektifi Mark Meachum'a hayat veren 47 yaşındaki Jensen Ackles, Smallville ve The Boys'daki rolleriyle de tanınıyor (Amazon MGM Studios)
Countdown'da deneyimli LAPD dedektifi Mark Meachum'a hayat veren 47 yaşındaki Jensen Ackles, Smallville ve The Boys'daki rolleriyle de tanınıyor (Amazon MGM Studios)

Jensen Ackles, Prime Video'nun dizisi Countdown'a ikinci sezon onayı vermeme kararına duyduğu üzüntüyü paylaştı.

Suç ve gerilim türlerini harmanlayan yapım, haziranda başlayan ilk sezonunu her hafta yayımlanan bölümlerle eylül başında tamamlamıştı.

Dizi, Los Angeles Polis Departmanı'ndan (LAPD) Mark Meachum'ın gizli bir görev gücüne katılarak şüpheli bir cinayeti araştırmasını konu alıyordu. Ancak kısa sürede, tüm şehri tehdit eden karanlık bir komployu ortaya çıkaran ekip, milyonlarca insanı kurtarmak için birlikte hareket etmek zorunda kalıyordu.

Prime Video, cuma günü yaptığı açıklamayla Countdown'ın ikinci sezonla devam etmeyeceğini duyurdu. Dizi, yaz aylarında kısa süreliğine reyting ölçüm şirketi Nielsen'ın en çok izlenen 10 dijital içerik listesine girmeyi başarmıştı.

Ackles, haberin ardından Instagram hesabından yaptığı paylaşımda duygularını şöyle dile getirdi:

Bazılarınızın da gördüğü gibi, Countdown ikinci sezon onayı almadı. Amazon diziyi bırakma kararı aldı ve bu üzücü çünkü o projede harika zaman geçirdim. Oyuncu kadrosu ve ekiple çalışmak tam anlamıyla bir keyifti.

Kült dizi Supernatural'la tanınan oyuncu, açıklamasında dizinin yaratıcısı Derek Haas'a, yazar ekibine ve "bu fırsatı kendilerine sunduğu" için Amazon'a teşekkür etti.

Ackles, "Bazen elinden gelenin en iyisini yaparsın, bütün kutucukları doldurursun ama sonunda işler senin kontrolünün dışında gelişir. Bu sektör böyle işliyor" diyerek sözlerine devam etti ve mesajını şu ifadelerle sonlandırdı:

Mark Meachum'ın hikayesi burada bitiyor... Ama bu deneyim için minnettarım. Muhtemelen bir sonraki projede tekrar görüşürüz.

Countdown'un oyuncu kadrosunda ayrıca Jessica Camacho, Eric Dane, Violett Beane ve Elliot Knight gibi isimler yer alıyordu.

Independent Türkçe, Deadline, Hollywood Reporter


George R.R. Martin, Kış Rüzgarları'nın gecikmesini yorumladı

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

George R.R. Martin, Kış Rüzgarları'nın gecikmesini yorumladı

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

Game of Thrones'un yaratıcısı George R.R. Martin, Buz ve Ateşin Şarkısı (Song of Ice and Fire) serisinin bir sonraki kitabı etrafında uzun süredir dönen "tartışma"ya değindi.

Yazar fantastik seride 1996'yla 2011 arasında 5 kitap yayımladı ve bu kitaplar HBO'nun hit dizisi Game of Thrones'a uyarlandı. Martin, 2010'da Kış Rüzgarları (The Winds of Winter) üzerinde çalışmaya başladı ancak kitap bitmek bilmeyen gecikmelerden etkilendi ve Martin, huzur içinde yazmakta zorlandığını söyledi.

Bitmemiş 6. romanın ardından iki kitap daha planlanmış olsa da Martin, hayranlarına hikayeye hâlâ bağlı olduğunun ve teslim tarihlerini kaçırmaktan hiç "memnun olmadığını" vurguladı.

New York Comic Con'da Entertainment Weekly aracılığıyla yaptığı açıklamada, "Kış Rüzgarları ve ne kadar geç olduğu konusunda tüm bu tartışmaların olduğunu biliyorum ancak teslim tarihleriyle her zaman sorun yaşadım ve sözleşmeleri ihlal etmekten, teslim tarihlerini kaçırmaktan veya benzeri şeylerden mutlu değilim" dedi.

Evet, Kış Rüzgarları'nı seviyorum. Hâlâ ilgimi çekiyor, üzerinde çalışıyorum ama dürüst olmak gerekirse diğer şeyleri de seviyorum.

Kış Rüzgarları'yla ilgisi olmayan yeni bir proje duyurduğu her seferinde aldığı sert tepkilerden bahseden Martin şöyle ekledi:

Her seferinde şöyle oluyor, internet sitemde duyuruyorum, internetin yarısı deliye dönüyor. 'George R. Martin, Kış Rüzgarları'nı yazması gerekirken neden başka bir şey yazıyor? Ne halt ediyor?' diyorlar. 'Bunu 1993'te yazdım arkadaşlar. Hadi ama! Çekmecemde duruyordu ve onlar istedi, ben de onlara sattım!' demek istiyorum.

Bu yıl Martin, Kış Rüzgarları'nı "hayatımın laneti" diye nitelemiş ve birçok başka projeye olan bağlılığının dikkatini kitaptan uzaklaştırdığını itiraf etmişti.

Time dergisine verdiği bir röportajda, hayal kırıklığına uğramış bir şekilde Martin, "İşte hayatımın laneti. Kış Rüzgarları'nın 13 yıl geciktiğine şüphe yok. Hâlâ üzerinde çalışıyorum. İlerleme kaydettiğim dönemler oluyor, sonra başka şeyler dikkatimi dağıtıyor ve aniden HBO dizilerinden birinin teslim tarihi geliyor, yapacak başka bir şeyim oluyor" demişti.

Martin, House of the Dragon ve A Knight of the Seven Kingdoms gibi Game of Thrones yan dizileri üzerinde çalışmasının yanı sıra, popüler video oyunu Elden Ring ve AMC dizisi  Dark Winds için de yazıyor.

Martin yazarlığının yanı sıra restore edilmiş bir sinema salonu ve yeni açılan bir kitabevinin de sahibi.

2022'de Kış Rüzgarları'nı "çok büyük bir kitap" diye nitelendirerek, "Zorlu bir kitap. Muhtemelen serinin önceki ciltlerinden daha kalın bir kitap olacak" demişti. Umut verici bir şekilde, "yaklaşık dörtte üçünü tamamladığını" açıklamıştı. 7. ve son kitap olan Bahar Rüyası'nın (A Dream of Spring) ardından yayımlanması planlanıyor.

Independent Türkçe


Bilim insanları beyni genç tutan beslenme düzenini açıkladı

Alzheimer hastası, Fransa'nın Arles kentindeki Les Papillons de Marcelle evinde bir elma tutuyor (AFP)
Alzheimer hastası, Fransa'nın Arles kentindeki Les Papillons de Marcelle evinde bir elma tutuyor (AFP)
TT

Bilim insanları beyni genç tutan beslenme düzenini açıkladı

Alzheimer hastası, Fransa'nın Arles kentindeki Les Papillons de Marcelle evinde bir elma tutuyor (AFP)
Alzheimer hastası, Fransa'nın Arles kentindeki Les Papillons de Marcelle evinde bir elma tutuyor (AFP)

Yeni çalışmaya göre balık, orman meyveleri ve kuruyemişler gibi besinler içeren yüksek yağlı bir diyete geçiş, Alzheimer geliştirme riski yüksek kişilerde beyin sağlığını iyileştirebilir.

Missouri-Columbia Üniversitesi araştırmacıları, ketojenik diyet diye de bilinen bu tür yüksek yağlı ve düşük karbonhidratlı bir diyetin, Alzheimer riski yüksek kişilerde bilişsel gerilemeyi yavaşlatabileceğini veya önleyebileceğini söylüyor.

Journal of Neurochemistry adlı akademik dergide yayımlanan araştırmada, bu diyetin geç başlangıçlı Alzheimer için en güçlü genetik risk faktörü olduğu bilinen APOE4 geniyle doğan kişilere özel bir fayda sağlayıp sağlamadığı değerlendirildi.

APOE4 geni daha önce erken dönemdeki beyin metabolizması bozuklukları ve bağırsak bakterilerindeki değişikliklerle ilişkilendirilmişti.

Bilim insanları çalışmada, "Diyet müdahaleleriyle bu erken değişiklikleri hedeflemek, asemptomatik taşıyıcılarda Alzheimer riskini azaltabilir" diye yazdı.

Önceki bir çalışma, APOE4 genini taşıyan dişi farelerin ketojenik diyet uygulandığında, daha fazla karbonhidrat tüketenlere kıyasla daha sağlıklı bağırsak bakterileri geliştirdiğini ortaya koymuştu.

Araştırmacılar, diyetin beynin enerji üretme biçimini değiştirebileceğini düşünüyor.

Çalışmanın ortak yazarı Kira Ivanich, "Karbonhidrat tükettiğimizde beynimiz glikozu yakıt olarak kullanıyor ancak APOE4 genine sahip olanlar (özellikle kadınlar) glikozu beyin enerjisine dönüştürmekte zorlanıyor ve bu da ileride bilişsel gerilemeye yol açabiliyor" diye açıkladı.

Keto diyeti uyguladığımızda, vücut alternatif bir yakıt kaynağı olarak kullanmak üzere keton adı verilen bir grup kimyasal üretiyor.

Bilim insanları, bunun beyin hücrelerinin sağlığını koruyarak Alzheimer geliştirme olasılığını azaltabileceğini söylüyor.

Yeni çalışmada, "Ketojenik diyet, patojenik Bacteroides intestinalis'i azaltırken Lactobacillus johnsonii ve Lactobacillus reuteri gibi faydalı türleri artırdı" deniyor.

Bağırsak bakterilerindeki değişimlerin beyin mitokondri fonksiyonunu, yağ metabolizmasını ve temel beyin kimyasallarının dengesini iyileştirdiği bulundu.

Bilim insanları, "Bu bulgular, ketojenik diyetin bağırsak-beyin eksenini yeniden düzenleneme potansiyelini vurguluyor" dedi ve sonuçların, beslenme ve müdahalelerin en çok fayda görecek kişilere göre uyarlanmasının önemini vurguladığını ekledi.

Çalışmanın bir diğer yazarı Ai-Ling Lin, "Herkes için tek bir çözümün işe yaramasını beklemek yerine, kişinin genotipi, bağırsak mikrobiyomu, cinsiyeti ve yaşı gibi çeşitli faktörleri göz önünde bulundurmak daha iyi olabilir" dedi.

Alzheimer'ın belirtileri (ki genellikle başladıktan sonra geri döndürülemez olma eğilimindedir) genellikle 65 yaşından sonra ortaya çıktığından, beyin sağlığını korumayı düşünmek için en uygun zaman bu yaştan çok öncedir, dolayısıyla araştırmamızın erken müdahalelerle birçok kişiye umut olmasını umuyoruz.

Independent Türkçe