Uluslararası uzman: Görüntüler, Buça’da savaş suçu işlendiğine tek başına kanıt teşkil etmez 

Fransa Ukrayna’daki katliamların soruşturulması için mali ve teknik destek sağlayacak... Papa Franciscus: Ukrayna’da zulüm giderek daha korkunç bir hal alıyor 

Ukrayna Buça’da cansız bedenler morga götürülmek üzere hazırlanıyor (AP) 
Ukrayna Buça’da cansız bedenler morga götürülmek üzere hazırlanıyor (AP) 
TT

Uluslararası uzman: Görüntüler, Buça’da savaş suçu işlendiğine tek başına kanıt teşkil etmez 

Ukrayna Buça’da cansız bedenler morga götürülmek üzere hazırlanıyor (AP) 
Ukrayna Buça’da cansız bedenler morga götürülmek üzere hazırlanıyor (AP) 

Ukraynalı yetkililer Rus askerlerinin Buça ve diğer bazı şehirlerde sivillere yönelik ‘vahşi eylemler ve toplu katliamlar’ gerçekleştirdiğini ve bunun ‘savaş suçu’ teşkil ettiğini iddia ederken, uluslararası bir uzman, yollara saçılan cesetlerin şok edici görüntülerinin savaş suçunu yansıttığını, ancak bu görüntülerin tek başına kanıt teşkil etmeye yeterli olmayacağını söyledi. Görüntülerin yasal kanıt teşkil edebilmesinin karmaşık bir süreç olduğuna değinen uzman, suçluların yargı önünde temessülünün sağlanmasının da ‘zorlu bir görev’ olduğunu vurguladı. Öte yandan Moskova, söz konusu eylemleri işlediğini reddetti ve Kiev’e yönelik ‘kurgu ve provokasyon’ ithamını yineledi. Sivilleri hedef almadıklarını iddia eden Rus yetkililer, Batı’nın Rusya’yı itibarsızlaştırmak amacıyla ‘sahtekarlığa’ başvurduğunu ileri sürdü.
Rus kuvvetlerinin Ukrayna'nın başkenti Kiev'i çevreleyen kasaba ve köylerden çekilmesinin ardından, Kiev yönetimi, Rus askerleri tarafından öldürülen sivillerin cesetlerini, tahrip edilen ev ve taşıtları görüntüledi ve gazetecileri bu sahnelere tanık kıldı.  
Uluslararası suçlarda hesap verebilirliği sağlamak için çalışan TRIAL Uluslararası Sivil Toplum Kuruluşu'nun Başkanı Philip Grant, Buça ve diğer kentlerdeki ‘sivil cesetlere’ dair görüntülerin, güçlü olmakla birlikte, bu tür görüntülerin tek başına, savaş suçu işlendiğini ve kimin sorumlu olduğunu yasal olarak kanıtlamak için yeterli olmayacağını söyledi. Fransız haber ajansı AFP’ye konuşan Grant, “Görüntüler nadiren tanımlayıcı kanıt olarak kabul edilir. Önemli unsurları ortaya çıkarabilirler, ancak tüm hikâyeyi ortaya çıkarmaları düşünülemez” dedi.  
Olayları yorumlarken ‘temkinli’ olmak gerektiğinin altını çizen Grant, geçmişteki manipülasyon ve yanlış yorumlama örneklerine işaret ederek, “Örneğin, 1989'da Romanya'daki Timişoara ayaklanması sırasında bir katliam yaşandığına dair dramatik yanlış raporlar sunulmuştu. Sovyetler, Nürnberg mahkemeleri sırasında 1940’da Polonya’da Katyn’de işlediği katliamın sorumluluğunu Nazi Almanya’sına yüklemeye çalışmıştı” değerlendirmesinde bulundu.  
Ukraynalı yetkililer, başkent Kiev'in kuzeyindeki Buça’da bir kilise yakınında toplu mezar bulduklarını, burada 150 ila 300 ceset olabileceğini söyledi. ABD merkezli bir şirket, Buça’da haftalar önce çekilen uydu görüntülerinde sokaklarda cesetlerin tespit edildiğini, bu durumun Rusya’nın, cesetlerin ‘kurgu’ ya da Ukraynalılar tarafından öldürülen kişilere ait olduğu iddiasını çürüttüğünü belirtti.  
Reuters muhabirleri, Buça’da, kolları arkadan bağlı olarak başlarından vurulmuş dört kurbana ait cesetleri görüntüledi. Bölge sakinleri, tanıdıkları bazı sivillerin başlarından vurularak infaz edildiğini ve bazı kişilerin işkence edilerek öldürüldüğünü aktardı. Buça sakinlerinden Serhiy Lahovskiy, kasaba Rus güçleri tarafından işgal edildiğinde ortadan kaybolan çocukluk arkadaşını, ağzına ateş edilerek infaz edilmiş halde bulduğunu ve cesedini gömdüğünü söyledi. Lahovskiy ağlayarak, ‘’Bu hayvanlar onu neden vurdu? Bu Rusya değil bu bir canavar’’ dedi.  
Katoliklerin ruhani lideri ve Vatikan Devlet Başkanı Papa Franciscus, Ukrayna savaşı nedeniyle Birleşmiş Milletleri etkisiz kalmakla eleştirdi ve savaşı şiddetle kınadı. Papa Franciscus, “Ukrayna'daki mevcut savaşta, BM örgütünün acizliğine tanık oluyoruz. Ukrayna’da zulüm giderek daha korkunç bir hal alıyor. Savaşta siviller, kadın ve çocuklar can veriyor” dedi.  
Buça’da bulunan toplu mezarlar ve kolları bağlı olarak infaz edilmiş sivillerin görüntüleri, uluslararası medya tarafından yayınlandıktan sonra tüm dünyada bir öfke dalgasına yol açtı. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği ofisi, ‘tüm göstergelerin sivil kurbanların kasten doğrudan hedef alınarak öldürdüğünü gösterdiğini ve bunun fiili olarak savaş suçu oluşturduğunu’ açıklamıştı. Ancak Philip Grant, görüntülerin tek başına ‘bu sorumluluğun belirli bir kişi veya gruba yüklenmesine’ olanak tanımadığını vurguladı. Grant, “Eğer bunu Ruslar yaptı deniyorsa, katliam emrini kimin verdiğinin tespit edilmesi gerekir. Vladimir Putin mi? Bir saha komutanı mı? Ya da milis güçler mi işledi? Bunların hiçbiri net değil, sonuçta bu suçlardan dolayı kimin mahkeme önüne çıkartılacağının belirlenmesi için henüz çok erken. Savaş suçu ile ilgili yargı süreci, oldukça uzun sürebilen karmaşık bir mekanizmadır’’ değerlendirmesinde bulundu.  
 Philip Grant, bu tür soruşturmalarda ilk adımın ‘suçun işlendiğini doğrulamak’ olduğunu kaydetti. Grant, ‘’Bunun açıkça görüldüğü iddia edilebilir ancak bu yeterli değildir. Örneğin bazı cesetlere rastladığınızda ya da bir toplu mezar bulduğunuzda bu bir savaş suçu yaşandığını kanıtlamaz. Özellikle devam eden bir savaş bağlamında değerlendirirsek, savaşta bir askeri öldürmek suç değildir. Ancak yaralandıktan sonra ya da esir alındıktan sonra öldürülürse bu bir suçtur. Askerlerin çatışmada öldürülmesi ve toplu mezara gömülmesi suç teşkil etmez. Ancak mezarda bir aile bulursanız bu bir suça işaret eder. Bir suçu tespit ettikten sonra en zor ve karmaşık olan, kimin sorumlu olduğunu belirleme görevidir” diye konuştu.  
Savaş suçlarında, komuta zinciri uyarınca ‘birkaç katmana’ yayılabilecek bir sorumluluk bulunabileceğine işaret eden Philip Grant, bu durumda en zor olanın ‘zanlılara ulaşmak’ olduğuna dikkati çekti. Ukrayna’nın soruşturmaları Putin’i suçlu bulursa, bu kişinin tutuklanması gerektiğine işaret eden Grant, “Bu elbette kolay olmayacaktır ancak imkansız da değildir, nitekim savaş suçlarında zamanaşımı söz konusu değildir” dedi.  
BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michelle Bachelet, Ukrayna'nın Buça şehrindeki görüntülerden dehşete düştüğünü belirterek ‘bağımsız ve etkili’ soruşturma yapılması çağrısında bulunmuştu. Uluslararası Ceza Mahkemesi ve Batılı ülkeler, Rusya’nın 24 Şubat’tan bu yana işlediği savaş suçlarını araştırmak için hazırlık yapıyor.  
Elysee Sarayı, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile Ukraynalı mevkidaşı Vladimir Zelenskiy arasında gerçekleşen telefon görüşmesinin ardından, Paris'in, Rus kuvvetleri tarafından Ukrayna'da işlenen katliamların soruşturulmasının yürütülmesine yardımcı olmak için mali ve insani destek sağlayacağını duyurdu. Yapılan açıklamada, Macron'un Zelenskiy’ye, Buça ve diğer bölgelerden gelen görüntülerin Fransız kamuoyunda şok etkisi uyandırdığını söylediği ve Fransa’nın adaletin yerini bulması için soruşturmalara tam destek vereceği hususunda güvence verdiği belirtildi.  
Açıklamada, Fransa’nın Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne 490 bin avroluk ek destek verdiği ve yıllık 13 milyon Avro olan ödemesini vadesi gelmeden yaptığı kaydedildi. Ayrıca Fransa’nın, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin hizmetine iki yargıç ve on jandarma verilmesini teklif ettiği ve suçların tespit edilmesi için Ukrayna’ya bir teknik ekip sevk etmeyi önerdiği ifade edildi.  
Fransa, Almanya, İtalya, İspanya, Bulgaristan ve Slovenya, Kiev yakınlarındaki ‘katliam görüntülerinin’ ardından, bu hafta onlarca Rus diplomatı sınır dışı etti.  
İngiltere Sağlık Bakanı Sajid Javid dün yaptığı açıklamada, dünyanın Ukrayna'daki katliamları durdurmak için harekete geçmesi gerektiğini söyledi. Javid BBC televizyonuna yaptığı açıklamada, “Avrupa’da 1995’ten (Bosna katliamları) beri bu ölçekte bir şey görmemiştik. Yıllar sonra yeni katliamların yıl dönümlerini anmak istemiyoruz. Dünyanın bu katliamları durdurma gücü var, artık harekete geçilmeli” dedi.  
Bu arada, Sınır Tanımayan Doktorlar, Ukrayna’nın Mikolayiv kentinde üç hastanenin bombalandığını açıkladı. Sağlık çalışanları ve hastalara yönelik saldırıların durdurulmasını talep eden örgüt, saldırılar gerçekleşirken hastanelerde bulunan üyelerinin yaralanmadığını bildirdi. Örgütün Ukrayna’daki misyonunun başındaki Michel Olivier Lacharite, Karadeniz’deki liman kentinde bulunan hastanelerin misket bombalarıyla vurulduğunu düşündüklerini belirterek, “Patlama nedeniyle bir gaz sızıntısı oluştu. Ekibimiz olay yerinden kaçtı. Kaçarken yolda cesetler ve yaralı insanlar gördüklerini söylediler” dedi.  
Mikolayiv Belediye Başkanı Oleksandr Senkevich pazartesi günü yaptığı açıklamada, gün içinde şehri hedef alan Rus bombalamalarında on sivilin öldüğünü ve en az 46 kişinin yaralandığını duyurmuştu. Ukrayna Savcılığı'na göre pazar günü, Rus kuvvetlerinin Mikolayiv ve Ochakiv şehirlerine düzenlediği hava saldırılarında 8 kişi öldü, 34 kişi yaralandı. Ukrayna'nın en büyük limanı olan Odessa yolu üzerinde bulunan Mikolayiv, savaş öncesi 475 bin kişilik nüfusa sahipti.



Hamas iki aylık ateşkesi ihtiyatlı bir şekilde değerlendiriyor

İsrail'in Han Yunus'a düzenlediği saldırıda hayatını kaybedenler için düzenlenen cenaze töreninde gözyaşı döken Filistinli bir kadın (AFP)
İsrail'in Han Yunus'a düzenlediği saldırıda hayatını kaybedenler için düzenlenen cenaze töreninde gözyaşı döken Filistinli bir kadın (AFP)
TT

Hamas iki aylık ateşkesi ihtiyatlı bir şekilde değerlendiriyor

İsrail'in Han Yunus'a düzenlediği saldırıda hayatını kaybedenler için düzenlenen cenaze töreninde gözyaşı döken Filistinli bir kadın (AFP)
İsrail'in Han Yunus'a düzenlediği saldırıda hayatını kaybedenler için düzenlenen cenaze töreninde gözyaşı döken Filistinli bir kadın (AFP)

Hamas kaynaklarına göre Hamas yönetimi, ABD Başkanı Donald Trump'ın İsrail'in şartlarını kabul ettiğini açıkladığı Gazze Şeridi'nde iki aylık (60 günlük) ateşkes önerisini inceliyor.

Şarku’l Avsat'a konuşan kaynaklar, bu kaynaklardan birinin önerideki ‘tuzaklar’ olarak nitelendirdiği hususlar nedeniyle yeni öneri üzerindeki müzakerelerde ‘ihtiyatlı’ davranıldığını ve kaynakların tahminlerine göre ‘savaşı sona erdirecek net bir şart’ konusunun halen belirsiz olduğunu söyledi.

Gazze Şeridi'ndeki ateşkes müzakereleri, 20 aydır devam eden ve on binlerce kişinin ölümüne yol açan savaşı sona erdirecek kapsamlı bir anlaşmaya varmak üzere müzakerelerin ikinci aşamada sürdürülmesi temelinde geçici bir anlaşmaya varılması amacıyla ABD'nin de aralarında bulunduğu arabulucular tarafından hummalı bir çalışmaya sahne oluyor.

Xnjc
Gazze Şeridi'nin orta kesiminde İsrail tarafından bombalanan bir bölgeyi inceleyen Filistinliler (Reuters)

Trump dün akşam sosyal medya platformu Truth Social üzerinden yaptığı paylaşımda, İsrail'in yeni bir ateşkes önerisini kabul ettiğini duyurdu ve yönetiminden temsilcilerin ‘İsraillilerle Gazze konusunda uzun ve verimli bir toplantı’ yaptığını açıkladı.

Hamas'ın savaşın sona ermemesine ilişkin kaygılarına dolaylı bir yanıt verdiği anlaşılan Trump, 60 günlük süre zarfında tüm tarafların savaşı sona erdirmek için çalışacağını söyledi.

Trump, Hamas'ı anlaşmayı kabul etmeye çağırdı ve anlaşmayı reddetmenin vahim sonuçları olacağı konusunda uyardı. Trump, “Hamas'ın Ortadoğu'nun iyiliği için bu anlaşmayı kabul etmesini umuyorum. Çünkü durum daha iyiye gitmeyecek, daha da kötüleşecek” ifadelerini kullandı.

Güncellenmiş bir versiyon

Hamas'tan önde gelen kaynaklar Şarku’l Avsat'a Trump'ın bahsettiği teklifin ‘harekete ulaştığını’ ifade ederek, bunun ‘ABD’nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff'un önceki teklifinin güncellenmiş bir versiyonu’ olduğunu belirtti.

Kaynaklar, Hamas liderliğinin ‘varılabilecek herhangi bir anlaşmayı destekleyecek bir Filistin mutabakatı’ elde etmek amacıyla öneriyi Filistinli gruplara ilettiğini bildirdi.

Ckkdk
Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları mensupları (Reuters)

Bazı Hamas kaynaklarına göre yeni öneri de öncekiler gibi Filistinlilerin haklarını karşılayan tüm talepleri karşılamıyor ve aşılması gereken pek çok tuzak içeriyor. Muhtemelen derinlemesine incelendikten sonra, gruplarla istişare edilerek kapsamlı bir Filistin pozisyonu ile yanıt verilecek.

Görmezden gelinen noktalar

Hamas'tan bir kaynak ‘bu teklifin, özellikle 60 günlük ateşkes olarak bilinen Witkoff teklifinde Katarlı arabulucu tarafından sunulan bazı değişikliklerle ilgili olarak son günlerde ve haftalarda yapılan toplantılarda müzakere heyetinin talep ettiği bazı noktaları görmezden geldiğine’ dikkat çekti.

Hamas'tan aynı kaynaklar, Filistinli grupların ‘İsrail'in Gazze Şeridi'nden çekilmesi konusuyla ilgili net maddelere ihtiyaç duyduklarını ve savaşın sona ermesiyle ilgili net bir madde elde etme ihtiyacında ısrar ettiklerini’ doğruladı.

Kaynaklar ayrıca, ‘insani yardım protokolünün özellikle hastanelerin, okulların ve altyapının yeniden inşasıyla ilgili maddesinin halen gevşek olduğu ve İsrail'in bunu yapması için herhangi bir zorunluluk taşımadığı’ uyarısında bulundu. Kaynaklara göre madde sadece Gazze Şeridi'ne yardım taşıyan tırların sayısının arttırılmasından bahsediyor.

Değişikliklerle birlikte olumlu tahminler

Kaynaklar, ‘müzakerelerin ardından, arabuluculara iletilecek bazı değişikliklerle birlikte teklifin olumlu karşılanmasını’ bekliyor.

Ancak diğer kaynaklar, ‘önerinin şu anki haliyle gönülsüzce kabul edileceğini’ belirterek, “Kabul, arabulucuların ve ABD'nin müzakereler devam ettiği sürece anlaşmanın devamını garanti altına alma taahhüdü, yani müzakereler devam ettiği sürece 60 gün sonra savaşın yeniden başlamayacağına dair verdikleri bazı güvenceler ışığında gerçekleşecek” dedi.

Kaynaklar, işlerin Filistin halkının isteklerine uygun şekilde gitmesi halinde bir ya da iki hafta içinde bir anlaşmaya varılabileceğini öne sürdü.

Buna karşılık bazı kaynaklar, Trump'ın ve İsrail'in “bu dosyada olumlu gelişmeler olduğu” yönündeki açıklamalarının bir aldatmaca olduğu tahmininde bulunarak, “Teklif derinlemesine inceleniyor” dedi ve yanıtın gelmesinin uzun sürmeyeceğini bildirdi.

Sayıyla ilgili bir sorun yok

Kaynaklar, şu anda meselenin esas olarak serbest bırakılacak İsrailli esirlerin sayısı ya da bunlar arasında ölenlerin cesetlerinin teslimi süreciyle ilgili olmadığına dikkat çekti. İsrail Kanal 14 televizyonunun İsrailli bir siyasi kaynaktan aktardığına göre, savaşı sona erdirmeye yönelik herhangi bir formüle, Amerikan tarafının Hamas'ın silahsızlandırılması ve liderlerinin Gazze Şeridi dışına gönderilmesiyle ilgili taleplerinin karşılanmaması halinde İsrail'in çatışmalara yeniden başlayabileceğini garanti eden bir mektup eşlik edecek.

İsrail'in savaşı sona erdirme şartını, koşullarının yerine getirilmemesi halinde yeniden savaşa dönme konusunda Amerikan garantisi almaya bağladığı açıkça görülüyor.

Sunulan teklifin küçük değişikliklerle Witkoff'un teklifiyle aynı olduğuna dikkat çeken bir kaynak, İsrail'in Hamas yönetimine son verilmesi, Gazze Şeridi'nin silahsızlandırılması ve hareketin üst düzey liderlerinin yurt dışına sürgün edilmesi gibi önemli şartlarında halen ısrarcı olduğunu kaydetti.

Mfkdj
ABD Başkanı Donald Trump'ın Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile birlikte (DPA)

Diğer yandan İsrail'in ilerleme fırsatı olduğunu düşünmesi halinde bir İsrail heyetinin yakında Katar'a gidebileceği belirtildi.

İsrail Yayın Kurumu ile İsrail Kanal 12 ve Kanal 13 televizyonları tarafından Trump'ın açıklamalarından önce yayınlanan bir haberde, müzakerelerde önemli bir ilerleme kaydedildiği ve Katar'ın Witkoff'un önerisinde yaptığı değişikliklerin İsrail tarafından kabul edilebilir olduğu, ancak halen üzerinde çalışıldığı belirtildi.

İsrail Yayın Kurumu'na göre Katar tarafından sunulan öneri 60 günlük ateşkesi, esirlerden 8'inin ilk gün, 2'sinin ellinci gün sağ olarak serbest bırakılmasını ve kaçırılan 18 İsraillinin cesedinin 3 aşamada teslim edilmesini içeriyor.

Değiştirilen teklif, İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin güneyinde yakın zamanda İsrail tarafından oluşturulan ve Han Yunus'u Refah'tan ayıran Morag Ekseni’ne çekilmesini öngörüyor ki bu da İsrail güçlerinin bu bölgenin kontrolünü elinde tutmaya devam etmesi anlamına geliyor. Hamas bunu şiddetle reddediyor ve İsrail’in Gazze Şeridi'nin tüm bölgelerinden tamamen çekilmesinde ısrar ediyor.

Söz konusu teklif ayrıca, Gazze Şeridi'ne insani yardım akışının arttırılmasını da öngörüyor.

İsrail Yayın Kurumu, savaşı sona erdirme koşulları ve İsrail ordusunun çekileceği yer konusunda anlaşmazlıklar olduğuna dikkat çekti.

Kanal 12, gerçek bir ilerleme olduğunu ve İsrail'in daha önce hazır olmadığı diğer formülleri, özellikle de savaşı sona erdirmek için garantiler sağlama konusunda daha istekli olduğunu belirterek, son günlerde büyük bir Amerikan baskısının arttığına işaret etti.

İsrail'in bir anlaşmaya varılabileceğine dair olumlu söylemlerine rağmen İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Hamas'la herhangi bir anlaşmayı reddeden ve Gazze Şeridi'ndeki savaşın devam etmesini ve genişlemesini talep eden bakanlar Bezalel Smotrich ve Itamar Ben-Gvir'in tutumuyla ilgili bir zorlukla karşı karşıya.

Jdjjdj
Gazze şehrine giden bir Dünya Gıda Programı (WFP) konvoyundan indirilen gıda ve insani yardım çuvallarını taşıyan Filistinliler, 16 Haziran 2025 (AP)

Gün içinde Smotrich ve Ben-Gvir arasında anlaşmazlıklar yaşandı. Ben-Gvir, blok oluşturmak ve herhangi bir anlaşmayı reddetmek üzere aralarında bir toplantı yapılacağını iddia etti. Smotrich bunu yalanladı ve Ben-Gvir'i Gazze Şeridi'nde elde edilen ‘zafer’ pahasına kişisel siyasi kazançlar peşinde koşmakla suçladı. Bu, Smotrich'in anlaşma konusundaki pozisyonunda olası bir değişime işaret ediyor.

Netanyahu cumartesi akşamı, ABD Başkanı Donald Trump ile görüşmek üzere Washington'a gitmeden önce Knesset'te bir oturum düzenleyecek; yeni teklifle ilgili son oylama yapılacak.