Yemen’de Husilerin döşediği mayınların temizlenmesi 8 yıldan fazla sürebilir

Fotoğraf (Reuters)
Fotoğraf (Reuters)
TT

Yemen’de Husilerin döşediği mayınların temizlenmesi 8 yıldan fazla sürebilir

Fotoğraf (Reuters)
Fotoğraf (Reuters)

Yemen'deki Mayın Temizleme Projesi (MASAM), İran destekli Husiler tarafından mayın döşenen 32 milyon metrekareden fazla araziyi temizlemeyi başarırken Yemenli bir yetkili, milislerin girdiği farklı bölgelere yaklaşık iki milyon mayın döşediği bilgisini verdi. Yerel ve uluslararası raporlara göre mayınların yoğunluğunun, yerinden edilenlerin bölgelerine dönmesini, çiftliklerine ulaşmasını ve çocuklarının okula gitmesini engellediğini gösteriyor.
Yemen İnsan Hakları Bakanlığı Müsteşarı Nebil Abdulhafiz, Husilerin iki milyon 300 bin mayın yerleştirdiğinin tahmin edildiğini belirterek, milislerin girdiği çeşitli bölgelerde halen 1 milyon 800 bin mayın olduğunu, 500 bini aşkın mayının ise temizlendiğini dile getirdi.
Abdulhafız’a göre bir buçuk yıl önce yapılan bir araştırma, Yemen'deki mayınları temizlemek için 8 yıla ihtiyacı olduğunu ortaya koydu. Ancak Abdulhafız’a göre bu tahminler artık gerçeği yansıtmıyor. Zira Husiler yoğun bir şekilde mayın döşemeye devam ediyor.
Diğer yandan MASAM’a ilişkin de bilgi veren yetkili, teknik ekiplerin projenin başlangıcından nisan ayına kadar Husilerce mayın döşenen 32 milyon 460 bin metrekareden fazla alanı temizlemeyi başardığını belirtti. Sadece geçtiğimiz ay 1 milyon metrekarenin üzerinde alanın temizlendiğini aktardı.
ABD Adalet Merkezi’ne göre mayınlar 17 Yemen valiliğinde 429'u çocuk ve 217'si kadın olmak üzere 2bin 526 sivilin yaşamını yitirmesine, 723'ü çocuk ve 220'si kadın olmak üzere 3 bin 286 sivilin yaralanmasına sebep oldu. Ayrıca 334 çiftlik tamamen yok edilirken, Husilerin çiftliklere ve yollara mayın döşemesi nedeniyle 2 bin 158 hayvan telef oldu.
Raporda, MASAM’ın  5'i yabancı olmak üzere 33 mayın temizleme uzmanını kaybettiği belirtildi. Buna ek olarak proje ile Temmuz 2018'den bu yana 322 bin 789 mayın, EYP ve patlamamış mühimmat  imha edildi. Süreçte 40 kişi yaralandı.
Merkezin raporuna göre Husi grubunun köylere ve kırsal alanlara mayın döşemesi, sivilleri kaçmaya zorladı ve insani yardımın en savunmasız gruplara ulaşmasını engelledi. Mayınlar ayrıca çocukların okullara erişiminin yanı sıra sivillerin meralara ve çiftliklere ulaşımını da engelledi.
Raporda, Husi milislerin 2015 yılından bu yana Yemen’de mayın döşediği kaydedildi. Husilerin mayın taktiğini kontrol ettiği tüm askeri mevzilerde, geri çekildiği bölgelerde ve yollarda sistemli bir şekilde uyguluyor.
Merkez raporunda, milislerce döşenen mayınların 425 farklı özel ulaşım aracını tamamen, 163'ünü ise kısmen tahrip ettiğini, yaralananların yüzde 75'inin kalıcı sakatlıklar yaşadığını kaydetti.
Raporda, milislerin bu amaçla kurdukları fabrikalarda yerel uzmanlıkla çeşitli türde mayınlar ürettikleri, kontrol ettikleri alanlarda ordu teçhizatı kullandıkları ve bu mayınları onaylanmış uluslararası anlaşmalara aykırı olarak her alanda dağıtıp depoladıkları vurgulandı.
Husi milislerin mayın stokunun tamamını imha etme yasal ve ahlaki olarak yeniden üretmeme veya tekrar ithal etmeme taahhüdü verme çağrısı yapılan raporda, her türlü mayın ve patlayıcı cihazların ithalatını, üretimini ve döşenmesini suç sayan Ottawa Sözleşmesi’nin ilkelerine bağlı kalınması talep edildi.
Raporda ayrıca yazarları Yemen meşru hükümete mayın yerleştirmekten sorumlu olanların hesap sorulabilmesi için gerekli tüm yasal önlemleri alması tavsiye edildi.



Filistinliler yardım kuyruğunda katlediliyor: Kıyamet günü gibi

GHF'nin erzak noktalarında yaşanan saldırılar dünya gündeminden düşmüyor (AFP)
GHF'nin erzak noktalarında yaşanan saldırılar dünya gündeminden düşmüyor (AFP)
TT

Filistinliler yardım kuyruğunda katlediliyor: Kıyamet günü gibi

GHF'nin erzak noktalarında yaşanan saldırılar dünya gündeminden düşmüyor (AFP)
GHF'nin erzak noktalarında yaşanan saldırılar dünya gündeminden düşmüyor (AFP)

Gazze'deki sağlık çalışanları, ABD ve İsrail destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı'nın (GHF) erzak dağıtım noktalarında her gün Filistinlilerin öldürüldüğünü anlatıyor.

Han Yunus’taki Nasser Hastanesi’nden Dr. Muhammed Sakr, haftalardır yüzlerce kişinin acile getirildiğini belirterek şunları söylüyor: 

Görüntüler gerçekten şok edici, kıyamet gününün dehşetini andırıyor. Bazen yarım saat içinde 100 ila 150 arasında, ağır yaralanmalardan ölümlere kadar çeşitli vakalar geliyor. Bu yaralanma ve ölümlerin yaklaşık yüzde 95'i ‘Amerikan gıda dağıtım merkezleri’ olarak adlandırılan erzak noktalarından geliyor.

Gazze Sağlık Bakanlığı’nın paylaştığı verilere göre, GHF’nin faaliyetlerini başlattığı 27 Mayıs’tan 2 Temmuz’a kadar en az 640 kişi erzak dağıtım merkezlerine giderken öldürüldü. 4 bin 500’den fazla kişinin de yaralandığı aktarılıyor. 

Guardian’a konuşan doktor, GHF’nin yarattığı kaosun halihazırda çökmenin eşiğindeki sağlık sistemine daha fazla yük bindirdiğini belirtiyor: 

Zaten her yatakta bir hasta var ve bu ek vakalar bize inanılmaz bir yük getiriyor. Hastaları acil servisin zemininde tedavi etmek zorunda kalıyoruz. Yaralanmaların çoğu göğüs ve kafaya ateşli silahla yapılan saldırılarla oluşmuş. Bazı hastalar bacakları ve kolları ampute edilmiş halde geliyor.

Uluslararası Kızılhaç Komitesi’nden yapılan açıklamada da doktorların büyük bir yük altında ve çok zor koşullarda çalıştığı ifade ediliyor. Özellikle yaralı sayısında ciddi artış olduğuna dikkat çekiliyor: 

Bir aydan biraz fazla bir sürede tedavi edilen hasta sayısı, önceki yıl boyunca meydana gelen tüm kazalarda tedavi edilen toplam hasta sayısını aştı. Yaralılar arasında bebekler, gençler, yaşlılar ve anneler var. Yaralıların çoğunu genç erkekler ve çocuklar oluşturuyor. Birçok kişi sadece aileleri için yiyecek veya yardım almaya çalıştıklarını söylüyor.

Komitenin Refah’taki hastanesinde çalışan sağlık görevlilerinden Haytam Hasan, günde 30 ya da 40 kişinin ameliyathaneye alındığını belirtiyor.

İsrail ordusu, 7 Ekim 2023’ten beri sürdürdüğü saldırılarda Gazze’deki 36 hastanenin neredeyse yarısını kullanılmaz hale getirdi. Kalan hastanelerse çok düşük kapasitede çalışıyor. Bunlara ek olarak Gazze Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre İsrail, savaşın başından bu yana en az 1580 doktoru ve sağlık görevlisini öldürdü.

Filistinli yetkililer, Netzarim ve Refah bölgelerindeki GHF'ye ait erzak dağıtım noktalarının "insani yardım" kisvesi altındaki ölüm tuzaklarına dönüştüğünü ve İsrail'in sivilleri kasıtlı olarak hedef aldığını savunuyor. İsrail ordusuysa iddiaları reddederek kurallara uymayan kişilere "uyarı ateşi" açıldığını öne sürüyor.

Diğer yandan İsrail Savunma Bakanı Israel Katz, pazartesi günü yaptığı açıklamada, orduya Gazze'nin güneyindeki Refah şehrinde "insani yardım kenti" kurulması talimatını verdiğini duyurmuştu. Gazze'deki tüm sivillerin kademeli olarak bu bölgeye toplanması, daha sonra da başka ülkelere sürülmesi hedefleniyor.

ABD Başkanı Donald Trump'ın Gazze'yi "Ortadoğu'nun Rivierasına" çevirme planı da tepki çekmişti. Trump, Filistinlilerin çevre ülkelere yerleştirilmesiyle bölgenin kontrolünün ABD'ye geçmesini ve Gazze'nin turizm merkezine dönüştürülmesini önermişti. 

Reuters’ın görüştüğü Gazzeliler, ABD ve İsrail’in sürgün planını kabul etmeyeceklerini söylüyor. Filistinli Mansur Ebu Hayer, şu ifadeleri kullanıyor: 

Burası bizim toprağımız. Kime bırakacağız, nereye gideceğiz?

Independent Türkçe, Guardian, Times of Israel, Reuters