Avrupa Parlamentosu, siyasi reformlar konusunda Tunus'ta istişarelerde bulunacak

Cumhurbaşkanı Kays Said (Reuters)
Cumhurbaşkanı Kays Said (Reuters)
TT

Avrupa Parlamentosu, siyasi reformlar konusunda Tunus'ta istişarelerde bulunacak

Cumhurbaşkanı Kays Said (Reuters)
Cumhurbaşkanı Kays Said (Reuters)

Avrupa Parlamentosu, Dışişleri Komitesi'nin Tunus'un siyasi reformlara doğru gidişatı ve kurumsal istikrara dönüş hususunda istişarelerde bulunmak amacıyla Pazartesi ila Çarşamba günleri arasında Tunus ziyaretinde bulunacağını duyurdu.
Üst düzey bir Avrupa heyetinin Cumhurbaşkanı Kays Said’in yanı sıra hükümet, siyasi partiler ve sivil toplum temsilcileriyle görüşeceği, siyasi reformlar ve demokrasinin pekiştirilmesi sürecinde Tunus'u nasıl desteklemeye devam edileceğinin tartışılacağı bildirildi. Nitekim Tunus’ta 2022 yılının sonunda gerçekleşmesi beklenen seçimlere hazırlık sürecinde Avrupa'nın Tunus'a nasıl ve ne yönde destek vereceğinin tartışılması bekleniyor. Dünyayı kasıp kavuran ekonomi ve gıda güvenliği krizi ışığında Tunus’taki ekonomik vaziyete özel bir önem verecek olan söz konusu heyet, tüm Tunusluların yararına ekonomik reformlar yapıldığı sırada Avrupa Birliği’nin (AB) Tunus makamlarını en iyi şekilde nasıl destekleyebileceği üzerine duracak.
Tunuslu yetkililer ve Cumhurbaşkanı Said'in kararlarını destekleyen bir dizi siyasi parti, Tunus Parlamentosu faaliyetlerinin askıya alınması ardından Avrupa Parlamentosu üyelerinin Tunus'a yapacağı benzer bir ziyareti reddetmişti. Bazı siyasi aktörler bu tür bir ziyareti ‘Tunus'un iç işlerine müdahale’ olarak değerlendirmiş, bu da ziyaretin ertelenmesine neden olmuştu.
Diğer yandan Tunus Genel İşçi Sendikası (TGİS) Genel Sekreteri Nureddin et-Tabbubi ve Tunus İnsan Hakları Savunma Birliği (LTDH) Genel Başkanı Cemal Muslim, Cumhurbaşkanı Said'in 6 Nisan'da Ulusal Diyalog'un başlatıldığını teyit etmesine yönelik açıklamalarında, Cumhurbaşkanı ile gerçekleştirilen görüşmenin sadece bir protokol oturumu olduğunu teyit etti. Diyaloğu başlatma koşullarının henüz sağlanmadığını belirten ikili, “Katılımcı tarafları, diyaloğun programını ve hangi eksenler üzerinde döneceğini, bu yöndeki tarihleri ve neticelerin nasıl uygulanacağını tam olarak bilmiyoruz. Bu nedenle diyaloğa başlamaktan bahsetmek için şuan erken” vurgusunda bulundu.
Cumhurbaşkanı Said ile gerçekleştirilen son görüşmenin konferansın başarısı dolayısıyla yeni sendika liderliğini kutlama yönünde bir protokol toplantısı olduğunu söyleyen Tabbubi, ulusal diyaloğa değinilmediğini aktardı. İşçi Sendikası’nın sözcüsü Echaab gazetesine konuşan Tabbubi, “Toplantı bir oturumdan ve protokol görüşmeden ibaretti. Ulusal diyalog çerçevesine girmeyen halkla ilişkiler toplantısıydı. Şuan peşinde koştuğumuz bu ulusal diyalog, yaklaşımlara dayalı olmalı. Önce bu diyaloğa kimlerin katılacağı, formülasyonu kimlerin devralacağı, başlangıç ve bitiş tarihlerinin, öncelikleri ve neticelerinin neler olacağı üzerine konuşulması gerekiyor. Bunların hiçbirine henüz değinilmedi” açıklamalarında bulundu.



İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılarında 212 gazeteci öldürüldü, 400'den fazlası yaralandı

Gazze Şeridi'nde İsrail güçleriyle yaşanan çatışmalar sırasında öldürülen Filistinli meslektaşları Yaser Murtaca'nın cenazesini taşıyan gazeteciler (DPA)
Gazze Şeridi'nde İsrail güçleriyle yaşanan çatışmalar sırasında öldürülen Filistinli meslektaşları Yaser Murtaca'nın cenazesini taşıyan gazeteciler (DPA)
TT

İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılarında 212 gazeteci öldürüldü, 400'den fazlası yaralandı

Gazze Şeridi'nde İsrail güçleriyle yaşanan çatışmalar sırasında öldürülen Filistinli meslektaşları Yaser Murtaca'nın cenazesini taşıyan gazeteciler (DPA)
Gazze Şeridi'nde İsrail güçleriyle yaşanan çatışmalar sırasında öldürülen Filistinli meslektaşları Yaser Murtaca'nın cenazesini taşıyan gazeteciler (DPA)

Filistinli onlarca gazeteci, Dünya Basın Özgürlüğü Günü dolayısıyla bugün Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus kentinde bulunan Nasır Tıp Kompleksi önünde bir araya geldi. Gazeteciler, İsrail saldırılarında öldürülen meslektaşlarının fotoğraflarını taşıdı.

Basın mensupları, Gazze Şeridi'nde İsrail ile Hamas arasındaki savaşı haberleştirmek için ağır bir bedel ödüyor.

Filistin resmi haber ajansı WAFA, İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik savaşının başlangıcından bu yana 212 gazetecinin (bazıları evlerinde aileleriyle birlikte olmak üzere) öldürüldüğünü, 409'unun ise yaralandığını açıkladı. Yaralılardan bazıları kalıcı uzuv kaybı yaşadı, bazıları da felç geçirdi. Resmi kaynaklara göre İsrail güçleri 48 gazeteciyi de tutukladı.

Görsel kaldırıldı. Gazze Şeridi'ndeki gazeteciler, Dünya Basın Özgürlüğü Günü'nü kutlamak için toplandı. (WAFA)

Doğrudan hedef alınma

Şarku’l Avsat’ın Birleşmiş Milletler’in (BM) haber sitesi UN News'ten aktardığına göre Sami Şehade, Nisan 2024'te Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nuseyrat'ta geçirdiği ağır bir yaralanmanın ardından bacağını kaybetti. Ancak o fotoğraf makinesini aldı ve Gazze Şeridi'ndeki trajik olayları belgelemek için sahaya döndü.

Engelinin kendisini çalışmaktan alıkoymasına izin vermeyen Şehade, “Tüm bu engellerle karşılaşsam bile foto muhabirliğini bırakmam mümkün değil” dedi.

Dünya Basın Özgürlüğü Günü her yıl 3 Mayıs'ta kutlanıyor ve medyanın hesap verebilirlik, adalet, eşitlik ve insan haklarını vurgulamadaki rolüne odaklanıyor.

Koltuk değneklerine yaslanan Şehade, mavi renkli basın yeleğini giyerek kamerasının arkasında durmuş, meslektaşlarıyla birlikte yıkıntıların arasında çalışıyordu.

Şehade, “Yaşanan tüm suçlara tanık oldum ve sonra bana karşı işlenen bir suça tanık olduğum an geldi... Ben bir saha gazetecisiydim, açık bir alanda kamera taşıyordum, beni gazeteci olarak tanımlayan bir kask ve yelek giyiyordum. Ama yine de doğrudan hedef alındım” ifadelerini kullandı.

Bu olay onun hayatında bir dönüm noktası oldu. Şehade durumunu şöyle açıkladı: “Daha önce kimsenin yardımına ihtiyacım yoktu ama şimdi var. Bu yeni gerçekliğin üstesinden gelme kararlılığına sahibim. İşte biz Gazze Şeridi'ndeki gazeteciler bu halde bile çalışmalıyız.”

Görsel kaldırıldı.Gazze Şeridi'ne düzenlenen İsrail saldırılarının birinde bacağını kaybeden Filistinli gazeteci Sami Şehade (UN News)

Sokaklarda çalışmak

Gazze Şeridi'nde yıkılmış bir binanın enkazı arasında bir meslektaşıyla birlikte çekim yapan gazeteci Muhammed Ebu Namus, “Dünya Dünya Basın Özgürlüğü Günü'nü kutlarken, Filistinli gazeteciler savaşta yıkılan işyerlerini hatırlıyor” dedi.

Ebu Namus sözlerini şöyle sürdürdü: “İşimizi yapmak için ihtiyacımız olan asgari şey elektrik ve internet, ancak birçok yerde yok. Bu yüzden internet sağlayan dükkanlara başvuruyoruz. Sokaklar artık bizim ofislerimiz.”

İsrail'in Gazze Şeridi'ni işgali sırasında Filistinli gazetecilerin hedef alındığına inandığını ifade eden Ebu Namus, medya çalışanlarının ‘ister Filistin'de ister dünyanın başka bir yerinde çalışsınlar’ korunması gerektiğini söyledi.

Görsel kaldırıldı.Filistinli gazeteci Muhammed Ebu Namus ve Gazze Şeridi'ndeki savaşı takip eden meslektaşı (UN News)

Kaldırımlarda kan var

Filistinli Gazeteciler Sendikası'nın çağrısıyla Dünya Basın Özgürlüğü Günü münasebetiyle düzenlenen mitinge, çeşitli yerel ve uluslararası kuruluşlardan gazeteciler ve medya profesyonellerinin yanı sıra aktivistler ve insan hakları savunucularından oluşan kalabalık bir grup katıldı.

WAFA'ya göre kalabalık, gazeteciler için uluslararası koruma ve Gazze Şeridi'nde medya çalışanlarına karşı işlenen suçlara sessiz kalma ve suç ortaklığı politikasına son verilmesini talep etti.

Filistinli Gazeteciler Sendikası Başkan Yardımcısı Tahsin el-Astal, “Dünyanın yok etmek istediği Filistin'in sesini ve gerçeği savunmak için mesleki araçlarını taşırken şehit edilen meslektaşlarımızın kanı halen kaldırımlarda ve yıkılan evlerdeyken bugünü anıyoruz. İşgalci İsrail’i bu suçlardan tamamen sorumlu tutuyor ve uluslararası kurumları katillerin hesap vermesi için ciddi adımlar atmaya çağırıyoruz. Ayrıca uluslararası medyayı da yanımızda durmaya ve katliam karşısında sessiz kalmamaya davet ediyoruz” ifadelerini kullandı.

El-Astal, hiçbir güvenlik garantisinin olmaması, basın kuruluşlarının tahrip edilmesi ve medya çalışanlarının en temel çalışma araçlarından mahrum bırakılması nedeniyle Gazze Şeridi'ndeki medya durumunun dünyadaki en tehlikeli durumlardan biri haline geldiğini belirtti.