İran'dan 24 ABD'li yetkiliye yaptırım kararı

İran'dan 24 ABD'li yetkiliye yaptırım kararı
TT

İran'dan 24 ABD'li yetkiliye yaptırım kararı

İran'dan 24 ABD'li yetkiliye yaptırım kararı

İran Dışişleri Bakanlığı tarafından dün yapılan açıklamada ABD’li yetkililere yönelik yaptırım listesinin güncellendiği duyuruldu. Listeye aralarında ABD'nin Beyrut Büyükelçisi Dorothy Shea ve ABD’nin Kudüs Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Jonathan Schreier’in de bulunduğu 15 ABD’li yetkilinin dahil edildiği belirtildi. Söz konusu karar nükleer anlaşmayı canlandırmak için yapılan müzakerelerin sonuçlanması beklenirken geldi.
İran Dışişleri Bakanlığı'nın ‘Telegram’ hesabı üzerinden yayımladığı güncellenmiş listede, aralarında Hazine Bakanlığı ve ABD Ordusu'ndaki eski yetkililer, büyükelçiler ve iş adamlarının da bulunduğu 24 ABD'li yetkilinin isimleri yer alıyor. Reuters haber ajansının aktardığına göre listeye dahil edilen yetkililerin neredeyse tamamı, İranlı yetkililere, politikacılara ve şirketlere yaptırım uygulayan ve İran ile büyük güçler arasındaki nükleer anlaşmadan çekilen Trump yönetiminde çalışıyordu.
Viyana'da büyük güçler ile İran arasında 2015 yılında imzalanan İran nükleer anlaşmasını canlandırmayı amaçlayan müzakereler yaklaşık bir ay önce askıya alınmışken, söz konusu duyuru, ABD tarafından İran'ın balistik füze programına yaptırımlar uygulanmasından iki hafta sonra geldi.
Yayımlanan güncellenmiş yaptırım listesine, eski ABD Genelkurmay Başkanı George William Casey, eski ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) Komutanı Orgeneral Joseph Votel, Eski ABD Afganistan Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Austin Scott, eski ABD Ticaret Bakanı Wilbur Ross ve eski ABD Başkanı Donald Trump'ın avukatı Rudy Giuliani eklendi.
İran Dışişleri Bakanlığı yaptığı açıklamada, bu isimlerin ‘terör eylemlerine katıldıkları, terörizmi teşvik edip destekledikleri ve insan haklarını ciddi şekilde ihlal ettikleri gerekçesiyle’ yaptırım listesine alındıklarını belirtti. Fransız haber ajansına (AFP) göre açıklamada, ‘özellikle yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgından ötürü meydana gelen durumda ilaç, ekipman ve tıbbi hizmetlere erişimin engellenmesini içeren ABD yaptırımlarının milyonlarca İranlının hayatını tehlikeye attığına’ dikkat çekildi.
İran Dışişleri Bakanlığı, ABD'nin Beyrut Büyükelçisi Dorothy Shea ve ABD’nin Kudüs Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Jonathan Schreier’i ‘bölgedeki Siyonist varlığın terör ve baskı eylemlerini desteklemekle’ suçladı.
İran ocak ayında benzer bir hamlede bulunarak, Devrim Muhafızları Ordusu’nun (DMO) İran sınırları dışındaki operasyonlarının beyni Kasım Süleymani’nin 2019 yılında Bağdat'ta ABD’ye ait bir insansız hava aracı (İHA) saldırısında öldürülmesine misilleme olarak, çoğu ABD ordusundan olmak üzere 51 ABD’liye yaptırım uygulamıştı. Geçen yıl İran, Trump ve birkaç üst düzey ABD yetkilisine de yaptırım uyguladı.
İran destekli Husi milislerinin geçen ay Saudi Aramco tesisine düzenlediği füze saldırısının ve DMO’nun üstlendiği Irak'ın Kürdistan bölgesine düzenlenen ‘balistik’ füze saldırısının akabinde 30 Mart'ta ABD, İran'ın balistik füze programının tedarikçilerine mali yaptırımlar uygulama kararı aldığını duyurmuştu.



Sudan, İran’ın Kızıldeniz’de deniz üssü kurma talebini reddetti

İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)
İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)
TT

Sudan, İran’ın Kızıldeniz’de deniz üssü kurma talebini reddetti

İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)
İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)

Sudanlı üst düzey istihbarat yetkilisi Ahmed Hasan Muhammed, ülkesinin İran’ın Kızıldeniz kıyısında bir deniz üssü kurma talebini reddettiğini söyledi.

İran’ın bu talebi kabul edilseydi, söz konusu üs, Tahran’ın dünyanın en yoğun nakliye hatlarından birinde deniz trafiğini izlemesine olanak tanıyacaktı.

Şarku’l Avsat’ın Wall Street Journal gazetesinden aktardığına göre Muhammed konuya ilişkin açıklamasında şunları söyledi;

“İran, Sudan ordusuna isyancılara karşı mücadelede kullanılmak üzere silahlı insansız hava araçları (SİHA) sağladı. Tahran, üssü inşa etme izni karşılığında, Sudan’a helikopter taşıyan bir savaş gemisi de dahil olmak üzere gelişmiş silahlar teklif etti. İranlılar üssü istihbarat toplamak için kullanmak istediklerini söyledi. Oraya savaş gemileri de yerleştirmek istediler. Ancak Hartum, İran’ın bu teklifini reddetti.”

Muhammed gazeteye yaptığı açıklamada, “Sudan İran’dan SİHA satın aldı. Çünkü insan kaybını azaltmak ve uluslararası insancıl hukuka saygı göstermek için daha isabetli silahlara ihtiyacımız vardı” diye ekledi.

Kızıldeniz’deki bir deniz üssü, Yemen’deki Husilerin ticari gemilere saldırı başlatmasına yardımcı olurken, Tahran’ın dünyanın en yoğun nakliye hatlarından biri üzerindeki hakimiyetini artırmasına olanak tanıyabilir.

İran destekli Husiler, Kızıldeniz’deki saldırıları Gazze’de savaşan İsrail ve müttefiklerini cezalandırma amacıyla gerçekleştirdiklerini ifade ediyor.

sddeb
Yemen televizyonu tarafından yayınlanan bir görüntüde, Husi saldırısından sonra batan bir İngiliz kargo gemisi görülüyor (EPA)

Sudan’ın, devrilen eski Devlet Başkanı Ömer El Beşir döneminde, İran ve Filistin’deki müttefiki Hamas ile yakın ilişkileri vardı.

Beşir'in 2019 darbesiyle devrilmesinin ardından, ülkenin askeri cuntasının başı olan Orgeneral Abdulfettah el Burhan, uluslararası yaptırımları sona erdirmek amacıyla ABD ile yakınlaşma başlattı.

Ayrıca İsrail ile ilişkileri normalleştirmek için harekete geçti.

İran’ın deniz üssünü inşa etme talebi, bölge ülkelerinin Sudan’da 10 aydır devam eden iç savaştan faydalanarak, Ortadoğu ile Sahra Altı Afrika ülkeleri arasında stratejik bir kavşak noktası olan ülkede yer edinmeye çalıştıklarını gösteriyor.

Burhan liderliğindeki Sudan ordusu, Nisan ortasından bu yana Orgeneral Muhamed Hamdan Daklu (Hamideti) liderliğindeki paramiliter Hızlı Destek Kuvvetleri ile savaşıyor.

Çatışma on binlerce insanın ölümüne, milyonlarca Sudanlının yerinden edilmesine ve dünyanın en kötü insani krizlerinden birine neden oldu.

Çatışmaları takip eden bölge yetkilileri ve analistlere göre, Sudan’ın İran’dan aldığı SİHA’lar, Hızlı Destek Kuvvetleri nedeniyle ordunun uğradığı kayıpların ardından, Burhan’ın bir miktar başarı elde etmesine yardımcı oldu.

Son haftalarda hükümet, Hartum ve Omdurman’daki önemli bölgelerin kontrolünü yeniden ele geçirdi.

ABD Başkanı Joe Biden yönetimi, hem Sudan ordusunu, hem de Hızlı Destek Kuvvetleri’ni savaş suçu işlemekle suçladı.

Washington ayrıca Hızlı Destek Kuvvetleri’ni, Sudan’ın batısındaki Darfur bölgesinde cinayet, tecavüz ve etnik temizlik de dahil olmak üzere insanlığa karşı suçlar işlemekle itham etti.

Birleşmiş Milletler (BM) yetkilileri, Sudan ordusunu, sivillerin yerleşimleri havadan hedef almak ve Sudanlı sivilleri çaresizce ihtiyaç duydukları insani yardımdan mahrum bırakmakla eleştirdi.

BM kuruluşları ayrıca Hızlı Destek Kuvvetleri’ni, Darfur’da etnik amaçlı saldırılar da dahil olmak üzere zulüm yapmakla suçladı.

Çatışmanın tarafları olan Sudan ordusu ve Hızlı Destek Kuvvetleri, ABD ve BM’nin suçlamalarını reddetti.

ABD Şubat ayında yaptığı açıklamada, İran’ın Sudan ordusuna silah sevkiyatıyla ilgili endişelerini dile getirdi.

ABD’nin Hartum Büyükelçisi John Godfrey, İran’ın Hartum’a yardım ettiğine ilişkin haberlerin ‘son derece rahatsız edici’ olduğunu söyledi.