Tahran’dan Viyana müzakerelerindeki taraflara: Nükleer yolda ilerlemeden vazgeçmeyeceğiz

Tahran’dan Viyana müzakerelerindeki taraflara: Nükleer yolda ilerlemeden vazgeçmeyeceğiz
TT

Tahran’dan Viyana müzakerelerindeki taraflara: Nükleer yolda ilerlemeden vazgeçmeyeceğiz

Tahran’dan Viyana müzakerelerindeki taraflara: Nükleer yolda ilerlemeden vazgeçmeyeceğiz

ABD’nin İran Devrim Muhafızları Ordusu’nu (DMO) terör örgütü olarak sınıflandırma konusundaki duruşuyla ilgili hararetli tartışmalar devam ederken İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, dün Tahran'ın nükleer alanda ilerleme hakkından vazgeçmeyeceğini belirtti. Cumhurbaşkanı Reisi, Avusturya’nın başkenti Viyana’da devam eden nükleer anlaşmayı canlandırma müzakerelerine katılan tüm taraflardan buna saygı göstermelerini istedi.
Viyana’da İran ile ABD arasında yaklaşık bir yıldır dolaylı olarak gerçekleşen müzakereler, her iki tarafın da bekleyen sorunların çözümüne ilişkin siyasi kararların alınması konusunda topu diğer tarafın sahasına atmasından ötürü sekteye uğradı.
İran’ın resmi haber ajansılarının bildirdiğine göre Cumhurbaşkanı Reisi, İran'da kutlanan Nükleer Teknoloji Günü vesilesiyle yaptığı konuşmada şunları söyledi:
“Tahran’dan Viyana’daki taraflara yüzden fazla kez gönderdiğimiz mesaj şudur ki; nükleer görüşmelerde İran halkının haklarından zerre kadar dahi geri adım atmayacağız.”
İran Cumhurbaşkanı, İran'ın nükleer faaliyetlerinin barışçıl olduğunu da sözlerine ekledi.
Müzakerelerde Rusya’nın İran'ın nükleer anlaşmadaki iş birliğinin Ukrayna krizi nedeniyle uygulanan yaptırımlardan etkilenmeyeceğine dair yazılı garanti talep ederek neden olduğu engelin aşılmasının ardından İran’ın ABD’den DMO'yu ‘yabancı terör örgütleri’ listesinden çıkarmasını istemesiyle bir engel daha ortaya çıktı.
İranlı ve Batılı kaynaklar, Washington'ın bunun için İran'ın bölgesel gerilimi azaltmasını şart koştuğunu, ancak Tahran’ın bu şartı reddettiğini söylediler.
Reuters Haber Ajansı’na konuşan İranlı bir diplomat, İran'ın DMO'nun yurt dışı kolu Kudüs Gücü'ne yabancı terör örgütlerine uygulanan yaptırımlar devam ederken DMO'nun listeden çıkarılarak bu sorunu çözme önerisini reddettiğini belirtti.
Öte yandan ABD yönetiminden üst düzey bir yetkili, dün Washington Post gazetesine yaptığı açıklamada, ABD Başkanı Joe Biden'ın DMO’nun yabancı terör örgütleri listesinden çıkarma niyetinde olmadığını söyledi. Müzakerelerin aksayabileceğinin sinyallerini veren yetkili, “Anlaşmaya varırsak İran'ın sorumluluk alması gerekecek. Başkan (Biden) anlaşmadaki temel ilkelere riayet edecektir. İranlılar bizim ne düşündüğümüzü biliyorlar” ifadelerini kullandı.
ABD Genelkurmay Başkanı General Orgeneral Mark Milley’in, geçtiğimiz Perşembe günü ABD Senatosu’nda katıldığı oturumda, “İran Devrim Muhafızları Ordusu Kudüs Gücü'nün terör örgütü olduğuna inanıyorum. Yabancı terör örgütleri listesinden çıkarılmasını desteklemiyorum” şeklindeki açıklamalarının ertesi günü (Cuma günü) ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan açıklamada, Kudüs Gücü'nün yabancı terör örgütleri listesinde kalmaya devam etmesi gerektiği vurgulandı. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Jalina Porter tarafından yapılan açıklamada, Başkan Joe Biden yönetiminin Orgeneral Milley ile bu görüşü paylaşıp paylaşmadığına ilişkin bir soruya, “Başkan, Genelkurmay Başkanı’nın Kudüs Gücü'nün terör örgütü olduğu görüşünü paylaşıyor” yanıtını verdi. Biden yönetiminin İran ile ilgili kara listesinde 107 kişi veya kurumun yer aldığını, bunlardan 86’sının özellikle DMO ya da ona bağlı gruplarla bağlantılı kişi veya kurumlar olduğunu belirten Porter, bu aşamada nükleer anlaşmanın yeniden canlandırılmasının ne yakın ne de kesin olduğunu vurguladı.
ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken, iki gün önce, NBC'ye verdiği özel röportajda, DMO’nun terör örgütü olup olmadığı ve Viyana’daki müzakerelerde bir anlaşmaya varılıp varılamayacağıyla ilgili olarak “Fazla iyimser değilim” dedi.
İran nükleer dosyası, Blinken ile Fransa, Almanya ve İngiltere Dışişleri Bakanları’nın Çarşamba günü Brüksel'de yaptığı istişarelerde de ele alındı. Söz konusu istişarelerde Blinken’a ABD’nin İran Özel Temsilcisi Rob Malley eşlik etti. ABD Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, dört ülkenin dış işleri bakanının İran'ın nükleer silaha sahip olmamasını sağlama konusunda anlaştıkları belirtildi. Açıklamaya göre bakanlar, nükleer anlaşmanın yeniden canlandırılması için karşılıklı diplomatik çözümün ‘en iyi yol’ olduğunu, fakat gerekirse diğer senaryolara da hazır olduklarını vurguladılar.
Eski ABD Başkanı Donald Trump'ın yönetimi, İran ile büyük güçler arasında 2015 yılında imzalanan nükleer anlaşmadan 2018 yılında tek taraflı olarak çekilme kararından yaklaşık bir yıl sonra 2019'da DMO'yu yabancı terör örgütleri listesine aldı. Daha sonra Trump'ın yerine geçen Biden, Tahran'ın Washington'ın çekilmesinin ardından yerine getirmeyi reddettiği nükleer anlaşmadaki tüm taahhütlerini yeniden yerine getirmesi şartıyla nükleer anlaşmaya geri dönmek istediğini açıkladı.
Milley ve ABD yönetimindeki yetkililerin açıklamaları, bazı analistleri Washington'ın DMO ile Kudüs Gücü arasında ayrım yaptığını düşünmeye itti. Fransız Haber Ajansı (AFP), bunu ABD’nin uzlaşı önerisiyle ilgili bir gösterge olarak değerlendirdi. Buna göre ABD’nin DMO ‘yu yabancı terör örgütleri listesinden çıkarması ve Kudüs Gücü'nü listede tutması teorik olarak mümkün.
ABD'nin baş müzakerecisi Robert Malley, Mart ayı sonlarında yaptığı bir açıklamada, DMO yabancı terör örgütleri listesinden çıkarılsa bile ABD’nin yaptırımlarına tabi olmaya devam edeceğini ve ABD'nin DMO’ya bakışının değişmeyeceğini doğruladı. AFP’ye göre bu açıklama, ABD’nin DMO’yu listeden çıkarmayı reddettiği anlamına gelmiyor. Çünkü DMO komutanları her halükarda diğer yaptırımlara tabi tutulmaya devam edilecek.
Diğer taraftan bir grup Cumhuriyetçi senatör, Biden yönetimine İsrail’e kendisini İran’dan korumak için ihtiyaç duyduğu silahları ve askeri desteği sağlama çağrısında bulundu.
Çağrının yapıldığı mektubun imzalanması için başlatılan kampanyaya öncülük eden Senatör Marco Rubio, ABD yönetiminin, İran'la Tahran’ın nükleer silahlar elde etmesine imkan sağlayacak yeni bir nükleer anlaşma imzalamaya niyetli göründüğünü söyledi. İmza kampanyasına katılan senatörler, İran’la imzalanan nükleer anlaşmayı yeniden canlandırmanın ‘bölgesel büyük olumsuz’ yansımaları konusunda uyardılar.
ABD’li 11 senatör tarafından imzalanan mektupta, Biden yönetiminden İsrail’e KC-46A tanker uçakları, F-35 ve F-15 model savaş uçakları ve CH-35K helikopterlerinin teslim edilmesinin yanı sıra Demir Kubbe hava savunma sistemi, David's Sling (Davud Sapanı) füze sistemi ve Arow (Ok) sistemi için sürekli destek verilmesi ve yeterli miktarda Amerikan yapımı güdümlü mühimmat stokunun bulunmasının sağlanması istendi.



Trump Gazze'de yeni aşamayı planlıyor: ABD’li bir general uluslararası gücü yönetecek

Gazze şehrinin Şeyh Rıdvan mahallesinde yıkılmış binaların arasında yürüyen yerlerinden edilmiş Filistinliler (EPA)
Gazze şehrinin Şeyh Rıdvan mahallesinde yıkılmış binaların arasında yürüyen yerlerinden edilmiş Filistinliler (EPA)
TT

Trump Gazze'de yeni aşamayı planlıyor: ABD’li bir general uluslararası gücü yönetecek

Gazze şehrinin Şeyh Rıdvan mahallesinde yıkılmış binaların arasında yürüyen yerlerinden edilmiş Filistinliler (EPA)
Gazze şehrinin Şeyh Rıdvan mahallesinde yıkılmış binaların arasında yürüyen yerlerinden edilmiş Filistinliler (EPA)

ABD Başkanı Donald Trump, iki ay önce imzalanan ateşkes anlaşması kapsamında Gazze’de oluşturulması planlanan uluslararası istikrar gücünün başına bir ABD’li generali atamayı planlıyor.

Buna karşın Beyaz Saray yetkilileri, Gazze Şeridi’nde hiçbir Amerikan askerinin sahada bulunmayacağını vurguladı.

Şarku’l Avsat’ın Axios’tan aktardığına göre Trump yönetimi, savaşa geri dönüşü önlemek ve kırılgan ateşkesi korumak amacıyla Gazze anlaşmasının ikinci aşamasına geçmeyi hedefliyor. Ekim ayında yürürlüğe giren ateşkesten bu yana İsrail saldırılarında 383 Filistinli hayatını kaybetti. Gazze Şeridi’ndeki Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre açıklanan bu rakamın yanında, Hamas savaşçılarının düzenlediği bazı saldırılarda da İsrail askerleri öldü.

Anlaşmanın ikinci aşaması, İsrail’in Gazze Şeridi’nin bazı bölgelerinden çekilmesini, uluslararası bir istikrar gücünün konuşlandırılmasını ve Trump liderliğinde Barış Konseyi’ni içeren yeni yönetim yapısının hayata geçirilmesini kapsıyor.

Planlanan uluslararası güç, şu anda İsrail ordusunun kontrolünde bulunan bölgede konuşlanacak. ABD’li yetkililer, bu adımın İsrail’in söz konusu bölgelerden geri çekilmesini mümkün kılacağını belirtti.

ABD’li yetkililer pazartesi günü Tel Aviv’de Avrupalı diplomatlara yaptıkları bir bilgilendirmede, ülkelerinin uluslararası istikrar gücüne asker göndermemesi ya da bu güce katılan ülkelere destek vermemesi durumunda İsrail ordusunun Gazze’den çekilmeyeceğini açıkça ifade etti.

Bilgilendirmeye hâkim bir Avrupalı diplomat şu ifadeyi kullandı: “Verilen mesaj şuydu: Eğer Gazze’ye gitmeye hazır değilseniz, İsrail ordusunun orada kalmasından şikâyet etmeyin.”


Bolivya'nın eski cumhurbaşkanı yolsuzluk davasında tutuklandı

Bolivya'nın eski Cumhurbaşkanı Luis Arce (Arşiv-AFP)
Bolivya'nın eski Cumhurbaşkanı Luis Arce (Arşiv-AFP)
TT

Bolivya'nın eski cumhurbaşkanı yolsuzluk davasında tutuklandı

Bolivya'nın eski Cumhurbaşkanı Luis Arce (Arşiv-AFP)
Bolivya'nın eski Cumhurbaşkanı Luis Arce (Arşiv-AFP)

Bolivya hükümetinin açıklamasına göre, eski Bolivya Devlet Başkanı Luis Arce, ekonomi bakanı olduğu dönemdeki yolsuzluk iddialarına ilişkin soruşturma kapsamında dün La Paz'da tutuklandı.

62 yaşındaki Arce, ağustos ayındaki seçimlerde yeniden aday olmamıştı.

Eski devlet başkanı Jaime Paz Zamora'nın (1989-1993) oğlu 58 yaşındaki Rodrigo Paz, başkanlığı kazandı.

Paz'ın cumhurbaşkanlığı seçimindeki zaferi, ülkedeki büyük bir siyasi değişimi yansıttı. Bu zafer, 26 yıl boyunca Evo Morales (2006-2019) tarafından kurulan ve yönetilen Sosyalizm Hareketi (MAS) partisinin yirmi yıllık egemenliğine son verdi; Arce ise Morales'in mirasını sürdürdü.

Arce'nin cumhurbaşkanlığı, özellikle yakıt ve döviz kıtlığı gibi ciddi krizlerle gölgelendi ve bu durum protestolara yol açtı.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre yolsuzluk soruşturması, Arce'nin Morales döneminde ekonomi bakanı olduğu zamana kadar uzanıyor.

Arce, kamu hazinesinden siyasi liderlerin kişisel hesaplarına para transferine izin vermekle suçlanıyor. Bu transferlerden faydalandığı şüphelenilenler arasında, geçen hafta aynı davada yaklaşık 100 bin dolar domates yetiştirme projesi için aldığı şüphesiyle tutuklanan eski solcu milletvekili Lydia Paty de bulunuyor.


ABD Temsilciler Meclisi, Suriye’ye uygulanan Sezar yaptırımlarının kaldırılmasını onayladı

ABD Senatosu (AFP)
ABD Senatosu (AFP)
TT

ABD Temsilciler Meclisi, Suriye’ye uygulanan Sezar yaptırımlarının kaldırılmasını onayladı

ABD Senatosu (AFP)
ABD Senatosu (AFP)

ABD Temsilciler Meclisi dün, 2026 yılı savunma bütçesinin tartışılması kapsamında Suriye'ye uygulanan Caesar (Sezar) yaptırımlarının kaldırmasını öngören bir tasarıyı onayladı.

ABD’li Temsilci Joe Wilson, Temsilciler Meclisi'nin Caesar Yasası'nın tamamen kaldırılmasını onaylamasından dolayı şükranlarını dile getirdi. Wilson, önümüzdeki günlerde Senato'nun da tasarıyı onaylamasını ve ABD Başkanı Donald Trump’ın imzalamasını beklediğini söyledi.

Wilson, sosyal medya platformu X hesabından yaptığı açıklamada şunları söyledi:

“Bu ay Temsilciler Meclisi'nde tam iptal yasasını sunmaktan ve son altı ay boyunca Mecliste bu çabayı yönlendirmekten dolayı minnettarım.”

Wilson, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bunu gerçeğe dönüştürmemde Başkan Trump, Büyükelçi (Tom) Barrack ve Senatör (Jeanne) Shaheen’in desteğine de minnettarım. Senato'nun önümüzdeki günlerde bunu onaylamasını ve ardından Suriye'yi yeniden büyük yapmak için Başkan Trump'ın imzasına sunmasını sabırsızlıkla bekliyorum.”

Wilson dün, Suriye ile ilgili sorunların çözülmesine ve Suriye'nin rolünü yeniden kazanmasına yardımcı olmak için ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barak ile birlikte çalıştığını açıkladı.

Suriye haber ajansı SANA'ya göre yasanın iptali kapsamlı ve koşulsuzdu ve ABD’nin 2026 yılı savunma bütçe yasasında yer alan bir maddeye dahil edildi. Suriye hükümetinin yoğun diplomatik çabaları, Suriye toplumu ve Washington'da faaliyet gösteren Suriye-ABD kuruluşlarının desteği ve Suriye halkına ağır yük olan bu yaptırımların kaldırılması için çalışan kardeş ve dost ülkelerin desteği sonucunda bu karar alındı.

frgt
Beyaz Saray önünde Caesar Yasası'nın yürürlükten kaldırılmasını talep eden bir pankart taşıyan protestocular, 10 Kasım 2025 (AFP)

Suriye'nin resmi televizyonu el-İhbariyye'ye göre ABD Kongresi, 2019 yılında Beşşar Esed rejimini Suriyelilere karşı işlediği savaş suçları ve insanlığa karşı suçlardan dolayı cezalandırmak için Caesar Yasası'nı kabul etti. Yasa, eski rejimin hapishanelerinde işkence altında ölen tutukluların binlerce korkunç fotoğrafını sızdıran “Sezar” kod adlı Ferid el-Mezhan'a atıfla bu adla anılıyor. Yasa, Esed rejimiyle bağlantılı kişi, şirket ve kurumları hedef alan geniş kapsamlı yaptırımların uygulanmasını sağladı.