Cezayir, yurtdışındaki muhalifler için ‘uzlaşma’ çalışmaları başlattı

İspanya’nın Cezayir makamlarına teslim ettiği eski asker Muhammed Abdullah (Şarku’l Avsat)
İspanya’nın Cezayir makamlarına teslim ettiği eski asker Muhammed Abdullah (Şarku’l Avsat)
TT

Cezayir, yurtdışındaki muhalifler için ‘uzlaşma’ çalışmaları başlattı

İspanya’nın Cezayir makamlarına teslim ettiği eski asker Muhammed Abdullah (Şarku’l Avsat)
İspanya’nın Cezayir makamlarına teslim ettiği eski asker Muhammed Abdullah (Şarku’l Avsat)

Cezayir makamları, 2019 sonunda düzenlenen cumhurbaşkanlığı seçimlerinin gerçekleştirilmesine karşı çıkan ve başta ordu olmak üzere devlet kurumlarını sosyal medyada ve yabancı televizyonlarda sert bir şekilde eleştiren yurtdışındaki aktivistler için ‘uzlaşma’nın ikinci aşaması gibi olan bir çalışma başlattı. Benzer bir çalışma 16 yıl önce de yapılmıştı.
Siyasi boyutları olan bu yasa hakkında bilgi sahibi olan kaynaklar, içerisindeki düzenlemelerin, yurtdışındaki muhaliflerin ülkeyi ziyaret edebilmek için, ‘devlet organlarına saldırmayı’ alenen durduracaklarını açıklamaları gerektirdiğini vurguladı.
Yetkililer son aylarda, havalimanına gelir gelmez muhalifleri tutukluyordu. Bu kişiler arasında, terörist bir grup olarak sınıflandırılan İslami Reşad Hareketi ile ilişkili olarak terörle itham edilen, Kanada’da ikamet eden aktivist Lazhar Zouaimia da yer alıyordu. Zouaimia hakkında suç duyurusunda bulunulmasından kısa bir süre sonra serbest bırakıldı, ancak yargıdaki süreç devam etti. Zouaimia, Cezayirliler tarafından ülke hükümetine karşı düzenlenen Montreal gösterilerine katılmasıyla tanınmıştı.
Yetkililer bu düzenlemeleri resmi olarak açıklamadı. 2006’daki ‘Barış ve Uzlaşma Yasası’nda olduğu gibi, muhalif kişiler hakkında yasal işlemlere son verilip verilmeyeceği de bilinmiyor. Bu durumu ilk ortaya çıkaran, sosyal medyada hükümet karşıtı videolar yayınlamasıyla ünlenen, Fransa’daki bir muhalefet aktivisti Sofia Benlemmane oldu.
Devlet televizyonu, Fransa’nın güneydoğusundaki Lyon şehrinde bulunan Cezayir Konsolosluğu’nda son cumhurbaşkanlığı seçimlerinde göçmenlerin oylarını kullanmasını engellediği zaman Benlemmane’i şiddetle kınamıştı.
Benlemmane geçen ayın sonlarına doğru, Katar’daki Dünya Kupası elemeleri kapsamında Cezayir ile Kamerun arasındaki futbol maçı için Fransa’dan geldiğinde, kim olduklarını söylemeksizin, Cezayir’deki bazı kişilerin, ‘aldatıcı’ kişilerin tutuklanmadan ülkeye girmesi için kapıların açıldığını haber verdiğini ve kendisinin de bu ‘aldatıcı’ kişilerden biri olduğunu söyledi.
Benlemmane ‘seçimi engellemek için konsolosluğu bastığında tutuklanmayı hak ettiğini’ belirtti. Ayrıca, uluslararası tutuklama emrine tabi olan Reşad Hareketi kurucusu olan İngiltere’deki muhalif mülteci Larbi Zitout ve Fransa’da yaşayan ‘Amir DZ’ olarak bilinen blog yazarı Amir Boukhars’ın yanı sıra Paris’te ikamet eden eski istihbarat görevlisi Hicham Aboud’a atıfta bulunarak, bugünden itibaren görevinin ‘Cezayir’e karşı komploları ortaya çıkarmak olduğunu’ da dile getirdi.
Gözlemciler, Cezayir’de yasaklanan bu örgüte mensup bazı aktivistlerin yakın zamanda Avrupa’dan Cezayir’e sınır dışı edilmesinin, yurtdışındaki bazı muhaliflerin başlarına aynı şeyin gelmesi korkusuyla muhalif faaliyetlerine son vermek için bir teşvik olabileceğini söylüyorlar.
İspanya Ağustos ayında, Muhammed Abdullah’ı Reşad Hareketi ile olan bağlantısı nedeniyle Cezayir makamlarına teslim etmişti. Cezayir yargısı geçen ay Abdullah’ı 5 yıl hapis cezasına mahkum etti ve hakkındaki 10 dava hala devam ediyor. Madrid daha sonra, aynı nedenle Muhammed bin Halime’yi de teslim etti.
Cezayir polisi tarafından yayınlanan açıklamalara göre, Muhammed bin Halime, Zitout’un onu ‘manipüle ettiğini söyledi ve 2019’da Cezayir’den kaçışından ve yurtdışındaki muhalefete katılmasından onu sorumlu tuttu. Geçen yılın Haziran ayından bu yana hükümet, ceza kanununda, İslami Reşad Hareketi ve El-Kabail (Kabileler) Bağımsızlık Hareketi (MAK) ile doğrudan veya dolaylı bağlantısı olan herkese suçlama izni veren bir değişiklik yaptı.
Merhum Cumhurbaşkanı Abdülaziz Buteflika, 20 yıllık iktidarı boyunca, yurtiçinde ve yurtdışında aşırılık yanlıları ve İslamcı muhalifleri için iki siyasi tasarı yayınladı. İlki, Kurtuluş Ordusu’nun 6 bin üyesinin silahlarını bırakmasını sağlayan 1999’daki Medeni Uyum Yasası, ikincisi ise 7 yıl sonra 2006’da yayınlanan ve temel olarak Selefi Vaaz ve Savaş Grubu’na yönelik yasaydı.
Yasa içeriği, sivillere ve askeri personellere yönelik katliam veya bombalama eylemlerine dahil olmama şartına bağlıydı. Aynı zamanda, haklarında çeşitli yargı kararları verilen yurt dışındaki tüm İslamcı tutuklu ve sürgünlerin, şiddet eylemlerinde bulunmamak kaydıyla affedilmesine karar verildi. Yasa, devletin maddi tazminat verdiği, ‘zorla kaybetme’ mağdurlarının ailelerini de içeriyordu.



Cezayir-İran ilişkilerinin son 20 yılı: Terör nedeniyle yabancılaşmadan tutumlarda yakınlaşmaya ve uyum noktasına

Cezayir ve İran Dışişleri Bakanları (Cezayir Dışişleri Bakanlığı)
Cezayir ve İran Dışişleri Bakanları (Cezayir Dışişleri Bakanlığı)
TT

Cezayir-İran ilişkilerinin son 20 yılı: Terör nedeniyle yabancılaşmadan tutumlarda yakınlaşmaya ve uyum noktasına

Cezayir ve İran Dışişleri Bakanları (Cezayir Dışişleri Bakanlığı)
Cezayir ve İran Dışişleri Bakanları (Cezayir Dışişleri Bakanlığı)

Cezayir Dışişleri Bakanı Ahmed Attaf’ın cuma ve cumartesi günleri olmak üzere İran'a gerçekleştirdiği iki günlük ziyaret, Cezayir-İran ilişkilerinin istikrara kavuştuğunun bir göstergesiydi. Cezayir-İran ilişkileri 23 yıl önce yeniden başlamış, ancak özellikle Cezayir’in tartışmalı dosyalarda Tahran’ınkilerle uyumlu tutumları nedeniyle birkaç kez ‘Arap ülkelerinin kınamaları’ ile karşı karşıya kaldığı bu süre zarfında birçok darbe almıştı.

Cezayir, 1993 yılında İran'la ilişkilerini kestiğinde, terör örgütleriyle yoğun bir mücadeleye girmiş ve böylece Tahran'ın Cezayir iç krizine müdahalesini kararlı bir şekilde reddetmesi için bir gerekçe sunmuştu... Dönemin Cezayir Başbakanı merhum Rıza Malik'in hükümeti, İran’ı (terörizm suçlamasıyla 1992'de feshedilen) İslami Selamet Cephesi'ne siyasi ve medya desteği sağlamakla suçladı. Ardından Cezayir, İran ile diplomatik ilişkileri kopardı. İran’ın Cezayir Büyükelçisi’nden ülkeyi ‘derhal’ terk etmesini istedi. Daha sonra İran'ın ABD’deki çıkarları için arabuluculuk yapmaktan vazgeçtiğini duyurdu.

fer
Cezayir Dışişleri Bakanı Attar, Tahran’da İranlı mevkidaşı Abdullahiyan tarafından karşılandı (Cezayir Dışişleri Bakanlığı)

Cezayir'in eski cumhurbaşkanları Ali Kafi ve Liamin Zerval dönemlerinden bu yana İran ile Cezayir arasında uzlaşının sinyalleri görülmeye başlandı. Bu sinyaller, 1999 yılında iktidara gelen eski Cumhurbaşkanı Abdülaziz Buteflika döneminde de sürdü. İki ülke arasındaki diplomatik ilişkiler 2000 yılının eylül ayında yeniden kuruldu. 2001’in ekim ayında ise iki ülke yeniden büyükelçilerini gönderdiler.

Cezayirli siyasi ilişkiler uzmanı İdris Rubuh, İran’ın demokratik geçişin başlangıcında (1989) Cezayir’deki siyasi durumu yanlış değerlendirdiğini ve Cezayir yönetiminin tepkisini kolaylaştırdığını söylüyor. 26 Aralık 1991 tarihindeki genel seçimleri kazanan İslami Selamet Cephesi'nin feshedilmesinin ardından Cezayir kurtuluş devriminin sembol isimlerinden biri olan Muhammed Budiaf'ın cumhurbaşkanlığı görevini üstlendi. Ancak Tahran'daki Anayasa Koruma Konseyi ve Uzmanlar Meclisi'nin başkanı ve Tahran Geçici Cuma İmamı Ahmed Cenneti, yangını daha da körükledi. Cenneti, Cumhurbaşkanı Budiaf'ın öldürülmesinden (29 Haziran 1992) büyük bir mutluluk duyduğunu dile getirdi. Bunun üzerine Cezayir, Cenneti’nin sözlerini ‘İslami ve insani değerlerle çelişen aşağılık, medeni olmayan, kaba ve sorumsuz bir açıklama’ olarak nitelendirdi.

Ancak 2003 ekiminde Cezayir eski Cumhurbaşkanı Buteflika’nın İran’a yaptığı ziyaret ve böylece 1979 yılında İran İslam devrimden bu yana Cezayir'i ziyaret eden ilk İran cumhurbaşkanı oldu. Bu ziyaret, ikili ilişkilerde dönemin İran Cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi'nin 2004 ekiminde Cezayir'e yaptığı ziyaretle pekiştirilen yeni bir dönemin başlangıcı olarak görüldü. İran, Buteflika'nın ‘ulusal uzlaşı’ politikasına desteğini ilan etti ve teröristlerin kendilerini ve silahlarını teslim etmeleri halinde af ilan ederek ‘kara on yılı’ sonlandırdı.

erg
İran Cumhurbaşkanı ile Cezayir Dışişleri Bakanı (Cezayir Dışişleri Bakanlığı)

Cumhurbaşkanlığı düzeyinde karşılıklı ziyaretler, iki hükümet üyeleri ile ekonomiyle ilgili çeşitli kurum ve kuruluşların yetkilileri arasında kapsamlı ziyaretlere kapı araladı. Sağlık, finans, yüksek öğrenim, küçük sanayiler, adli iş birliği, sanayi bölgelerinde ekonomik faaliyetlerin geliştirilmesi ve petrokimya sektöründe ortak yatırım alanlarında mutabakat anlaşmalarını kapsayan bir ortak ekonomi komitesi kuruldu.

İki ülkenin yetkilileri tarafından açıklamalarda son 20 yılda yapılan iki ülke arasındaki ekonomik iş birliğinin yoğunlaştığı görülürken Suriye’deki ve Yemen'deki savaş durumu gibi Arap dünyası, bölgesel ve uluslararası alandaki birçok konuda, Hizbullah’ın terör örgütü olarak sınıflandırılması konusunda ve aynı şekilde Filistin meselesi konusunda uzlaştılar. Cezayir ile İran’ın bazı konulardaki tutumlarındaki bu uyum, kamuoyuna yansımasa da Cezayir'in Arap ülkeleriyle başını belaya soktu. Ayrıca, Cezayir komşusu Fas’ın kendisini Hizbullah’a topraklarında eğitim için olanak sağlamakla’ suçlaması nedeniyle ağır bir baskıyla karşı karşıya kaldı. Fas, iki ülke arasındaki bu uyumu, Batı Sahra'nın Fas'tan bağımsızlığını isteyen ve Cezayir'in Fas sınırına yakınlarındaki Tinduf Mülteci Kampı’na sığınan Polisario Cephesi ile yoğun mücadeleyle ilişkilendirdi.

sde
İran Cumhurbaşkanı Reisi, Cezayir Dışişleri Bakanı Attar’ı kabul etti (Cezayir Dışişleri Bakanlığı)

Cezayir-İran ilişkilerine ilişkin bir haber, Tahran’ın ekonomik krizinden kurtulmak ve uluslararası yaptırımları atlatmak için daha geniş ticaret alanları açmaya ve kuzeybatı Afrika (Mağrip) bölgesine, özellikle de Cezayir’e açılan kapıdan İsrail'e karşı bir dış cephe oluşturmaya çalıştığına, bunun da Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Bahreyn ve daha sonra Sudan ile imzaladığı anlaşmaların bir parçası olarak 2020 yılında Rabat ile ilişkiler kurmasına bir yanıt niteliğinde olduğuna işaret etti.

İki ülke arasındaki ilişkilerin geçmişine değinilen bir başka habere göre öne çıkan iki olayı gözden kaçırmak mümkün değil. Bunlardan ilki, 1975 yılında Cezayir'in İran ile Irak arasındaki sınır anlaşmazlığını sona erdirmek için arabuluculuk yapması, ikincisi ise 1980 yılında İran-ABD diplomatik ilişkilerinin kesilmesinin ardından Cezayir'in Washington'daki İran çıkarlarını desteklemesi.