İran, dondurulmuş fonlarının 7 milyar dolarını geri almak üzere

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Said Hatibzade
İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Said Hatibzade
TT

İran, dondurulmuş fonlarının 7 milyar dolarını geri almak üzere

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Said Hatibzade
İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Said Hatibzade

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Said Hatibzade, önce inkâr sonra teyit içeren açıklamalarda bulundu. Hatibzade, İran'ın dondurulmuş fonlarının 7 milyar dolarının yakın bir tarihte serbest bırakılacağını söyledi. İran resmi medyası, bölgesel üst düzey bir yetkilinin Tahran'ın dondurulmuş fonlarının bir kısmını geri alması için gerekli işlemleri tamamlamak üzere Tahran'ı ziyaret ettiğini aktardı.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hatibzade, dün (pazartesi) yaptığı açıklamada, ABD’nin İran’a yönelik yaptırımları çerçevesinde İran’ın dondurulmuş olan fonlarının bir kısmının yakın bir tarihte serbest bırakılacağını belirtti. Ancak Hatibzade, daha fazla detay vermekten kaçındı.
Hatibzade, İran resmi haber ajansı IRNA’da yer alan açıklamasında, İran’ın dondurulmuş fonlarının önemli bir kısmının serbest bırakılması için gerekli çerçevenin belirlendiğini kaydetti. Hatibzade, haftalık basın toplantısında İran'ın 7 milyar dolarlık fonlarının serbest bırakıldığı ve bölgesel bir yetkilinin bu çerçevede Tahran’ı ziyaret ettiği yönündeki haberlerden haberdar olmadığını belirtmesinden ve “Gündemimizde bölgesel bir yetkilinin resmi bir ziyareti bulunmuyor” şeklindeki açıklamasından yaklaşık bir saat sonra haberleri teyit eden açıklamalarda bulundu.
IRNA, Hatibzade’nin çelişkili açıklamaları öncesinde, bölgesel üst düzey bir yetkilinin İran’ın dondurulmuş durumdaki 7 milyar dolarlık fonlarının serbest bırakılması işlemlerini tamamlamak üzere Salı günü Tahran'ı ziyaret edeceğini bildirdi.
IRNA, geçtiğimiz hafta da İran'ın dondurulmuş fonlarının 7 milyar dolarının İran'ın banka hesaplarına aktarılacağını bildirmişti. Haberde, İran ile nükleer anlaşmaya taraf olan ülkelerle varılan anlaşmaya göre, ülkenin dondurulmuş fonlarının önemli bir kısmının serbest bırakılması için bir çerçeve oluşturulduğu belirtildi. Ayrıca söz konusu anlaşmanın İran’ın serbest bırakılacak olan fonlarının birkaç hafta içinde banka hesaplarına aktarılmasını öngördüğü kaydedildi.
IRNA, söz konusu anlaşmanın, İran asıllı İngilizlerin serbest bırakılması karşılığında İran'a borçların ödendiği İngiltere-İran anlaşmasına atıfla ‘İngiltere ile üzerinde anlaşılamaya varılan çerçeveye benzer’ olduğunu vurguladı. Haberde serbest bırakılacak olan fonların ‘İran'a yönelik bankacılık kısıtlamalarının daha önce eşi benzeri görülmemiş bir şekilde kademeli olarak gevşetilmesinin bir göstergesi’ olduğu değerlendirmesinde bulunuldu.
İran Devrim Muhafızları Ordusu’na (DMO) yakın Tesnim Haber Ajansı ise İran’ın serbest bırakılacak olan fonlarının, İran Merkez Bankası'nın Umman'daki hesabına transfer edilebileceğini, bölgesel üst düzey bir yetkilinin 7 milyar dolarlık fonların serbest bırakılması işlemlerini tamamlamak üzere Tahran’ı ziyaret edeceğini bildirdi.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hatibzade, dünkü açıklamasında ayrıca ABD'nin İran'ın nükleer programıyla ilgili 2015 yılında imzalanan anlaşmayı yeniden canlandıracak bir anlaşmaya varmayı gerçekten isteyip istemediğine dair Tahran’ın şüpheleri olduğunu ifade etti. Bakanlık Sözcüsü, Tahran ile altı büyük güç arasında bir yıldır devam eden müzakerelerin ardından halen birtakım anlaşmazlıkların olduğuna işaret etti.
Nükleer anlaşmanın canlı, ancak komada olduğunu ve kendisini nasıl bir akıbetin beklediğini bilmediklerini söyleyen Hatibzade, “Gerçek bir irade göstermeyen ABD ile bir anlaşmaya varıp varamayacağımızı gerçekten bilmiyoruz. Fakat iyi bir anlaşmaya varacaksak yarın elbette Viyana'ya gideriz. ABD tarafının, nükleer anlaşmadaki taahhütlerini yeniden yerine getirme konusunda kararlı bir iradeye sahip olduğunu gösterdiği noktaya henüz gelmedik” ifadelerini kullandı. Avusturya’nın başkenti Viyana’daki müzakerelerle ilgili olarak ise Hatibzade, “(Müzakereler) Tamamlandı ve tartışılacak hiçbir nokta kalmadı” dedi.
Fransız Haber Ajansı’nın (AFP) haberine göre, İran ile ABD arasında halen birçok konuda anlaşmazlığın olduğunu açıklayan Hatibzade,  “Önceki yönetim tarafından kasıtlı olarak koyulan engeller, İran halkının nükleer anlaşmadan elde edebileceği ekonomik faydaları azaltıyor” şeklinde konuştu. Geriye sadece Washington'ın alacağı siyasi kararların kaldığını söyleyen Bakanlık Sözcüsü, “En son tekliflerimizi de gönderdik. İran ve 4+1 grubu (ABD'den) olumlu yanıt alır almaz Viyana'ya gideceğiz” ifadelerini kullandı.
Öte yandan son haftalarda Viyana’daki müzakerelerde ilerleme kaydediliyor gibi görünüyordu. Hatta bazı müzakereciler yakında bir anlaşmanın ilan edilebileceğini söylediler. Ancak, özellikle eski ABD Başkanı Donald Trump döneminde ABD'nin ‘yabancı terör örgütleri’ listesine eklenen DMO'nun listeden çıkarılması konusunda halen bir takım anlaşmazlıklar yaşanıyor.
İran tarafının nükleer müzakereler için belirlenen kırmızı çizgileri dikkate aldığını vurgulayan Hatibzade, “Eğer kırmızı çizgileri göz ardı etseydik aylar önce anlaşmaya varırdık. Kırmızı çizgilerimizi koruyarak müzakereleri ilerlettik” diye konuştu. ABD’nin, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 2231 sayılı kararını ihlal ettiğini öne süren Hatibzade, “Eğer bölgesel konuları ve diğer meselelerin yanı sıra müzakereleri (nükleer anlaşma) bağlamı dışındaki meselelere bağlasaydık müzakere süreci bu kadar doğru ilerlemezdi” dedi.
İran, DMO’nun faaliyetlerinin ve bölgesel rolünün yanı sıra balistik füze geliştirme programını müzakere etmeyi reddediyor.



Hüseyin Emir Abdullahiyan: Süleymani'nin dostu, İsrail'in düşmanı

Merhum İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, arka planda Kasım Süleymani (AFP)
TT

Hüseyin Emir Abdullahiyan: Süleymani'nin dostu, İsrail'in düşmanı

Merhum İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, arka planda Kasım Süleymani (AFP)

İran'ın kuzeybatısında pazartesi günü meydana gelen helikopter kazasında Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ile birlikte hayatını kaybettiği açıklanan İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, Tahran'ın İsrail ve Batı karşıtı politikalarının ateşli bir savunucusuydu.

Reisi, 60 yaşındaki Abdullahiyan’ı Ağustos 2021'de atadı.

2013'ten 2021'e kadar bu görevi yürüten Muhammed Cevad Zarif'in yerine geçmek gibi zor bir görevi vardı; Zarif, önde gelen aktif bir diplomat, akıcı bir İngilizce konuşan, uluslararası çevrelerde tanınan bir yüz ve İran'ın dış politikasını yöneten deneyimli bir isimdi.

İran devlet televizyonu Emir Abdullahiyan'ı, Tahran tarafından yönetilen ve Lübnan Hizbullah'ı, Filistinli Hamas ile İslami Cihad hareketleri ve Iraklı silahlı gruplar gibi İran'ın ezeli düşmanı İsrail karşıtı grupların yer aldığı "Direniş Ekseni'nden üst düzey bir diplomat" olarak tanıttı.

Emir Abdullahiyan atandığı gün yaptığı açıklamada, bu grupların "İran'ın müttefikleri" olduğunu ve "onları güçlendirmenin hükümetin gündeminde olduğunu" söyledi.

Kapsamlı geziler

Ekim 2023'te İsrail ile Hamas arasında Gazze'de savaşın başlamasından beri bölgeye yaptığı ziyaretleri yoğunlaştırdı. Tahran, İsrail'e karşı Filistin hareketini ve savaşın çıkmasına yol açan 7 Ekim 2023 operasyonuna desteğini gizlemedi, ancak aynı zamanda bu operasyonun içinde yer almadığını da vurguladı.

Emir Abdullahiyan, Kasım Süleymani'nin izinden gidiyor gibi görünüyordu (Getty)Emir Abdullahiyan, Kasım Süleymani'nin izinden gidiyor gibi görünüyordu (Getty)

Geçtiğimiz nisan ayında, Tahran'ın Yahudi devletini sorumlu tuttuğu ve Şam'daki İran konsolosluk binasını yerle bir eden hava saldırısına karşılık olarak, İran'ın İsrail'e 300'den fazla insansız hava aracı ve füzeyle gerçekleştirdiği benzeri görülmemiş saldırıyı savundu.

İran'ın tepkisinin "meşru savunma ve uluslararası hukuk çerçevesinde" gerçekleştirildiğini söyledi.

Emir Abdullahiyan daha sonra İsrail'in İran'ın orta kesimindeki İsfahan eyaletine bir misilleme amaçlı saldırı düzenlediğine dair haberleri "çocuk oyuncağı" diyerek küçümsedi.

İzolasyonun Azaltılması

Mesleki kariyeri boyunca Devrim Muhafızları ile olan yakın ilişkileriyle tanınan Emir Abdullahiyan, Devrim Muhafızları'nın dış operasyonlarından sorumlu olan Kudüs Gücü'nün komutanı ve 2020 yılında Irak'ın başkentinde bir ABD saldırısı sonucu öldürülen Tümgeneral Kasım Süleymani'ye yakındı.

Emir Abdullahiyan kariyeri boyunca Devrim Muhafızları'na yakınlığıyla biliniyordu. Abdullahiyan, Devrim Muhafızları'nın dış operasyonlarından sorumlu Kudüs Gücü'nün komutanı olan ve 2020 yılında Irak'ın başkentinde bir ABD saldırısı sonucu öldürülen Tümgeneral Kasım Süleymani'ye yakındı.

Emir Abdullahiyan, üç yıl boyunca İran'ın uluslararası sahnedeki izolasyonunu azaltmak ve ABD yaptırımlarının ülkesinin ekonomisi üzerindeki etkisini azaltmak için çalıştı.

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre Çin'in himayesindeki bir anlaşma çerçevesinde Mart 2023'te Suudi Arabistan ile uzlaşmaya varılmasına yol açan süreçte kilit bir figür olmasa da İran'ın Arap komşularıyla ilişkilerin geliştirilmesinde rol oynadı.

1964 yılında Tahran'ın doğusundaki Damgan şehrinde doğan Abdullahiyan, 1991 yılında Tahran Üniversitesi'nde Uluslararası İlişkiler Bölümü'nden mezun oldu.

1997-2001 yılları arasında Irak'ta ve 2007-2010 yılları arasında ise Bahreyn'de görev yaptı.

2011'den bu yana Arap ve Afrika İşlerinden Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı olarak görev yaptı. Bu görevinde, Ali Ekber Salihi (Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad'ın ikinci hükümetinde) ve Zarif (Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'nin ilk hükümetinde) gibi iki farklı bakanla çalıştı.

Merhum İran Dışişleri Bakanı, Devrim Muhafızları'na yakınlığıyla biliniyordu (Sosyal paylaşım siteleri) Merhum İran Dışişleri Bakanı, Devrim Muhafızları'na yakınlığıyla biliniyordu (Sosyal paylaşım siteleri)

Ancak 2016 yılında Zarif onu görevden aldı. Bu hareket muhafazakârlar tarafından, Ruhani ve bakanına yönelik büyük eleştiriler yapılmasına neden oldu.

ISNA'ya göre daha sonra Umman Büyükelçiliği görevini reddetti ve 2021 yılında Dışişleri Bakanlığı'na gelmeden önce, Meclis Başkanı'nın uluslararası işlerden sorumlu özel yardımcısı olarak çalışmaya başladı.

Emir Abdullahiyan, uluslararası yaptırımların kaldırılması karşılığında Tahran'ın nükleer faaliyetlerini kısıtlayan 2015 anlaşmasının çökmesinin ardından, Washington'un 2018'de eski Başkan Donald Trump tarafından anlaşmadan çekilmesi sonrasında, İran'ın nükleer programına ilişkin müzakerelerin yeniden başlatılması çabalarına dahil oldu.