Mısır, Avrupa ve ABD ile ‘insan hakları’ konusunda görüştü

Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri ve Avrupa Birliği İnsan Hakları Özel Temsilcisi Eamon Gilmore, Kahire’de bir araya geldi. (Mısır Dışişleri Bakanlığı)
Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri ve Avrupa Birliği İnsan Hakları Özel Temsilcisi Eamon Gilmore, Kahire’de bir araya geldi. (Mısır Dışişleri Bakanlığı)
TT

Mısır, Avrupa ve ABD ile ‘insan hakları’ konusunda görüştü

Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri ve Avrupa Birliği İnsan Hakları Özel Temsilcisi Eamon Gilmore, Kahire’de bir araya geldi. (Mısır Dışişleri Bakanlığı)
Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri ve Avrupa Birliği İnsan Hakları Özel Temsilcisi Eamon Gilmore, Kahire’de bir araya geldi. (Mısır Dışişleri Bakanlığı)

Mısırlı yetkililer geçtiğimiz iki gün boyunca Kahire ve Washington’da düzenlenen görüşmelerde Avrupalı ve ABD’li mevkidaşları ile insan hakları konularını ele aldı. Söz konusu görüşmeler, Mısır’ın toplumların özelliklerini dikkate alan bir yaklaşımı vurguladığı ve Avrupa ve ABD’nin Mısır’ın özgürlükler dosyasında ilerleme kaydetmesini teşvik ettiği bir ortamda gerçekleşti.
Avrupa Birliği İnsan Hakları Özel Temsilcisi Eamon Gilmore, üç günlük Mısır ziyaretini tamamladı. Gilmore’un ziyareti, Dışişleri Bakanı ve İnsan Hakları Daimi Yüksek Komitesi Başkanı Samih Şukri, Sosyal Dayanışma Bakanı Nevin el Gabbaj, Adalet Bakanı Ömer Mervan, İçişleri Bakanı Yardımcısı Hussam el-Khouly ve Temsilciler Meclisi ve Senato’daki insan hakları komitelerinin başkanlarıyla gerçekleştirdiği toplantı ile başladı.
Avrupa Birliği (AB) Mısır Misyonu’na göre Gilmore, Mısır’daki Ulusal İnsan Hakları Konseyi, Ulusal Kadın Konseyi, Ulusal Engelliler Konseyi, Ulusal Çocuk ve Anne Konseyi, sivil toplum örgütleri ve insan hakları savunucuları, Birleşmiş Milletler (BM) Mukim Koordinatörü ve 9 BM kurumu ve programının temsilcileri ile bir araya geldi. Gilmore ayrıca Mısır’da insan hakları alanında çalışmalar yürütüen bir dizi isimle de  görüştü.
Misyon’na göre Gilmore, hükümet ve parlamento ile yaptığı görüşmelerde Mısır’da İnsan Hakları Ulusal Stratejisi’nin yayınlanmasına yönelik memnuniyetini dile getirdi ve söz konusu stratejiyi etkili bir şekilde uygulama planlarını ele aldı.
Avrupa tarafından yapılan açıklamaya göre Gilmore sivil toplum kuruluşlarına yönelik kanunu ve iç tüzüğünün uygulanması konusunda kapsamlı tartışmalar gerçekleştirdi ve 173 No’lu davanın kapatıldığı, sanıkların seyahat yasağı ve varlık dondurma kararlarının kaldırıldığına yönelik güvence aldı.
173 No’lu davada bir dizi Mısırlı hukukçu, yargı makamları tarafından ‘kanunlara aykırı olarak yabancı kuruluşlardan para almak’ suçlamasıyla karşı karşıya kalmıştı. Dava kapsamında sanıkların bazılarına seyahat yasağı getirildi ve soruşturma süresince paralarına el konuldu. Ancak geçtiğimiz aylarda yargı tarafından yapılan açıklamalarda soruşturmaların tamamlandığı ve sanıkların çoğu için başka bir dava açılmayacağı kaydedildi.
Açıklamada ayrıca Gilmore’un Mısırlı ortaklarla daha fazla iletişimi artırmak için ziyaretlere devam etme niyetinde olduğu ifade edildi.
Gilmore da açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Avrupa’da ve daha geniş anlamda bölgedeki insan hakları durumunu ele alan tartışmalar da dahil olmak üzere, geçtiğimiz üç günde Mısır’da gerçekleştirdiğimiz samimi ve yapıcı görüşmeleri takdir ediyorum. Ziyaret sırasında ele alınan tüm konularda diyalogu sürdürme niyetindeyim.” 
ABD’den yapılan açıklamaya göre Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri ve ABD’li mevkidaşı Antony Blinken, iki ülkeyi bir araya getiren stratejik ilişkiler çerçevesinde, aralarındaki iş birliğinin çeşitli yönlerinin yanı sıra iki tarafı da ilgilendiren bir dizi uluslararası ve bölgesel konuyu ele aldı.
Mısır tarafından yapılan açıklamada, görüşmede insan hakları konularının ve bakanların bu konulara yönelik bakış açılarının ele aldığını belirtildi. Şukri, kapsamlı bir perspektife sahip olmanın, toplumların özelliklerini dikkate almanın yanı sıra imkanları desteklemek için karşılıklı saygı temelinde iş birliği yapmanın önemini vurguladı. İki bakan, önümüzdeki dönemde Mısır ve ABD’yi ilgilendiren çeşitli iş birliği dosyalarında ilerlemeye yönelik isteklerini dile getirdiler. ABD Dışişleri Bakanlığı internet sitesine göre Bakanlık Sözcüsü Ned Price, söz konusu toplantıda Blinken’ın Mısır da dahil olmak üzere tüm ortaklarla ikili ilişkilerde insan haklarının önemi vurguladığı ve insan hakları ve temel özgürlüklerin korunmasında ilerleme kaydedilmesini teşvik ettiği belirtildi.



İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik bombardımanında son 24 saat içinde 100'den fazla kişi hayatını kaybetti

 Gazze İnsani Yardım Vakfı tarafından dağıtılan gıda yardımlarını taşıyan Filistinliler (AFP)
Gazze İnsani Yardım Vakfı tarafından dağıtılan gıda yardımlarını taşıyan Filistinliler (AFP)
TT

İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik bombardımanında son 24 saat içinde 100'den fazla kişi hayatını kaybetti

 Gazze İnsani Yardım Vakfı tarafından dağıtılan gıda yardımlarını taşıyan Filistinliler (AFP)
Gazze İnsani Yardım Vakfı tarafından dağıtılan gıda yardımlarını taşıyan Filistinliler (AFP)

İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik bombardımanı devam ederken ve son 24 saat içinde 100'den fazla kişi hayatını kaybederken, Gazze İnsani Yardım Vakfı bugün Gazze Şeridi'ndeki yardım dağıtım merkezlerinden birini yeniden açtı.

Vakıf, Hamas'ın kendisine yönelik tehditler savurduğunu iddia ederek dün yardım dağıtım merkezlerini kapatmıştı. Şarku’l Avsat’ın Alman haber ajansı DPA’dan aktardığına göre vakıf cuma günü de güvenlik gerekçesiyle yardım dağıtım merkezlerini kapatmış ve halka bu merkezlerden uzak durmaları çağrısında bulunmuştu.

Vakıf, Facebook sayfasında Arapça olarak yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta bulunan merkezlerinden birinin bugün öğlen 12'de yeniden açılacağını duyurdu.

Diğer yandan vakıf, bölge sakinlerinden çalışma saatlerinden önce merkeze yaklaşmamalarını, aksi takdirde gıda paketlerinin dağıtılamayabileceğini belirtti.

İsrail yaklaşık iki hafta önce Gazze Şeridi'ne yardım girişi üzerindeki ablukasını hafifletti. Vakıf, Birleşmiş Milletler (BM) yardım kuruluşlarını ve diğer girişimleri atlayarak yardımın dağıtılması sorumluluğunu üstlendi.

Vakıf, mevcut yardım ağlarını bypass etmenin yanı sıra sivilleri tehlikeye attığı ve tarafsız insani yardım için yaygın olarak kabul edilen standartları ihlal ettiği iddiasıyla eleştiriliyor.

Bu arada Gazze Şeridi’ndeki Sağlık Bakanlığı, İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarında 7 Ekim 2023'ten bu yana hayatını kaybedenlerin sayısının 54 bin 880'e yükseldiğini açıkladı. Bakanlık günlük istatistik raporunda, İsrail bombardımanı sonucunda son 24 saat içinde hastanelere 108 ölü ve 393 yaralının ulaştığını bildirdi.

Gazze Şeridi'ndeki Sivil Savunma Müdürlüğü bugün, İsrail bombardımanı sonucu on Filistinlinin yaşamını yitirdiğini, bunlardan beşinin Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta bulunan bir yardım merkezine gıda maddesi almak için gitmekte olduğunu duyurdu.

İsrail ordusu, bölgede askerlerine yaklaşan ‘şüphelilere’ uyarı ateşi açtığını söyledi.

Sivil Savunma Müdürlüğü Sözcüsü Mahmud Basal AFP'ye yaptığı açıklamada, ekiplerinin ‘Refah'ın batısındaki el-Alem kavşağı bölgesinde beş şehit ve onlarca yaralıyı’ hastaneye naklettiğini söyledi. Basal, hayatını kaybedenlerin ‘Refah'ın batısındaki yardım dağıtım merkezine gitmeye hazırlanan binlerce yerinden edilmiş Filistinli’ arasında olduğunu açıkladı.

Basal, İsrail güçlerinin dağıtım merkezine ulaşmalarına yüzlerce metre kala sivillere ateş açtığını bildirdi.

AFP'nin bir sorusuna yanıt olarak İsrail ordusu şu cevabı verdi: “Dün gece bölgenin aktif bir çatışma bölgesi olduğuna dair yapılan uyarılara rağmen, bazı şüpheliler Refah bölgesinde faaliyet gösteren İsrail ordusu güçlerine tehditkâr bir şekilde yaklaşmaya çalıştı.”

Bu bölgede yardım için toplanan insanlara ilk kez ateş açılmıyor. Sivil Savunma Müdürlüğü son günlerde bölgede bu türden en az üç olayda onlarca kişinin öldüğünü duyurdu.

Daha önceki en az iki olayda İsrail ordusu ‘şüphelilere’ ateş açtığını kabul etmişti.

Bugün de Han Yunus'un batısındaki el-Mevasi bölgesinde yerlerinden edilmiş insanların kaldığı bir çadırın İsrail tarafından bombalanması sonucu aralarında iki çocuğun da bulunduğu beş Filistinli hayatını kaybetti.