4 soruda Rus ordusunun amiral gemisi: Batan Moskva kruvazörüyle ilgili neler biliniyor?

Kremlin'in Karadeniz Filosu'nun sembolünün batırılmasına ilişkin henüz netleşmeyen birçok nokta var

Moskva gemisi İstanbul Boğazı'ndan da geçiş yapmıştı (Reuters)
Moskva gemisi İstanbul Boğazı'ndan da geçiş yapmıştı (Reuters)
TT

4 soruda Rus ordusunun amiral gemisi: Batan Moskva kruvazörüyle ilgili neler biliniyor?

Moskva gemisi İstanbul Boğazı'ndan da geçiş yapmıştı (Reuters)
Moskva gemisi İstanbul Boğazı'ndan da geçiş yapmıştı (Reuters)

Rusya - Ukrayna savaşı tüm şiddetiyle devam ederken, Rus Donanması'na ait Moskva'nın batması gündemden düşmüyor.
Kremlin'in Karadeniz Filosu'ndaki amiral gemisinin batırılmasına ilişkin henüz netleşmeyen birçok nokta var.
Şimdiye dek bilinenleriyse sizin için derledik.

1 - Gemi nasıl battı?
Ukraynalı yetkililer, Karadeniz'deki Rus kruvazörünü 13 Nisan'da Neptün füzeleriyle vurduklarını ve gemide yangın çıktığını iddia etmişti.
Rusya ise aynı gün gemide yangın çıktığını doğrulamış fakat kruvazörün yüzer durumda olduğunu iddia etmişti.
Rusya Savunma Bakanlığı, ertesi gün yapılan açıklamadaysa alevlerin güvertedeki mühimmatları patlattığını, mürettebatın gemiyi terk etmek zorunda kaldığını ve kruvazörün fırtınalı deniz koşulları nedeniyle kıyıya çekilirken battığını öne sürmüştü.
Gemiyi Ukrayna ordusunun vurup vurmadığıysa henüz netleşmedi.
CNN'e konuşan ve kimliklerini paylaşmayan ABD'li yetkililer, son istihbaratlara göre Ukraynalı yetkililerinin açıklamalarının nispeten daha güvenilir olduğunu düşündüklerini söyledi.
ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan ise dünkü açıklamasında "Bu, Rusya için büyük bir darbe. İki hikaye arasında bir seçim yapmak zorunda kaldılar. Birinci hikaye, bunun sadece beceriksizlik olduğu, diğeriyse saldırıya uğradıklarıydı. İkisi de onlar için iyi bir sonuç değil" demişti.
Öte yandan Moskva, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in 24 Şubat'ta başlattığı savaşın ilk gününde, Rus ordusunun Yılan Adası'ndaki Ukraynalı askerlere düzenlediği saldırıda da yer almıştı.
Saldırıda Ukraynalı askerlerden biri Rusların teslim olma çağrısına "Rus savaş gemisi, s***ir git!" diyerek karşı çıkmış, daha sonra kruvazör adayı bombalamış ve Ukraynalı askerler esir alınmıştı. İki taraf arasındaki esir değişimiyle serbest bırakılan ve telsizdeki konuşmayı yapan Roman Hribov adlı askereyse madalya verilmişti.

2 - Bu boyuttaki bir gemi en son ne zaman savaşta kaybedilmişti?
BBC'nin paylaştığı bilgilere göre 186,4 metre uzunluğundaki Moskva'da 510 kişilik mürettebat yer alıyordu.
Saatte 59 kilometre hıza çıkabilen kruvazörün menziliyse 19 bin kilometreydi.
Guardian'ın aktardığına göre savaş gemisinde 16 adet Vulkan gemisavar füzesi ve bir adet S-300 hava savunma sistemi yer alıyordu.

General Belgrano, USS Phoenix adıyla II. Dünya Savaşı'nda ABD Donanması'nda yer almış ve 1941'de Japon İmparatorluğu'nun düzenlediği Pearl Harbor saldırısından sağ çıkmıştı (Reuters)
Moskva, 1982'deki Falkland Savaşı'nda Birleşik Krallık Donanması'na ait HMS Conqueror nükleer denizaltısının etkisiz hale getirdiği Arjantin'e ait General Belgrano kruvazöründen bu yana bir savaşta batırılan en büyük gemi.
185 metrelik uzunluğu ve saatte 60 kilometreye çıkan hızıyla Moskva'ya benzer özelliklere sahip General Belgrano'da yaklaşık 1100 kişilik mürettebat görev yapıyordu.
Moskva olayında can kaybı yaşanıp yaşanmadığı henüz bilinmezken, Arjantin Donanması'na ait kruvazör battığında 323 kişi ölmüştü.

3 - Kruvazörün kaybı Kremlin için ne ifade ediyor?
CNN'e konuşan eski ABD Donanması Kaptanı Carl Schuster, Moskva'nın batmasına ilişkin "Putin'in Rus Donanması'nın kapasitesini artıracağı sözünü vermesinin üzerinden 10 yıl geçti. Bu olay da donanmanın yeterliliğine dair şüphe yarattı. Putin, Rus ordusuna verdiği sözlerin hiçbirini tutamıyor gibi görünüyor" dedi.
ABD tarafından fonlanan Denizcilik Analizi Merkezi'nden (CNS) Michael Kofman da "Karadeniz Filosu'nun amiral gemisi Moskva'nın batırılması sadece önemli bir kayıp değil, karmakarışık haldeki Rus askeri harekatının durumunun da bir sembolü" dedi.
Öte yandan ABD merkezli Savaş Çalışmaları Enstitüsü'nden (ISW) Mason Clark, Katerina Stepanenko ve George Barros ise olayın Rus ordusu için zannedildiği kadar büyük bir darbe yaratmadığını savundu.
Moskva'nın çoğunlukla Ukrayna'daki havaalanlarına ve lojistik merkezlere füze saldırısı düzenlemek için kullanıldığını belirten analistler, Rusya'nın karadaki herhangi bir saldırı sisteminin ya da hava saldırı aracının da aynı şeyi yapabileceğini söyledi.

4 - ABD - Çin gerginliğinde önemi olabilir mi?
Bazı analistler için Moskva'nın batırılması, ABD-Çin arasındaki Tayvan gerginliğinde de mercek altına alınabilecek nitelikte bir olay.
Tayvan, tek taraflı olarak 1912'de Çin anakarasında yönetimi elen geçiren Çin Komünist Partisi'nden (ÇKP) bağımsızlığını ilan etmişti. Fakat ÇKP, Tayvan'ın halen Çin anakarasının bir parçası olduğunu savunuyor. ABD ise birçok kez Çin'in herhangi bir askeri müdahalesine karşı Tayvan'ı destekleyeceğini açıklamıştı.
ABD merkezli düşünce kuruluşu Rand Corporation'dan Timothy Heath, Rus kruvazörünün batırılmasının olası bir savaş durumunda hem ABD hem de Çin için "suustü gemilerinin zayıflığını" vurgulayacağını söyledi.
Öte yandan ABD Donanması'nda denizaltı komutanlığı yapan emekli asker Thomas Shugart, Rusya - Ukrayna arasındaki açmazın ABD - Çin arasındaki gerginlikten farklı olduğunu savundu.
Shugart, Moskva kruvazöründeki hava savunma sistemlerinin ABD Donanması'na ait destroyer türü gemilerdeki daha modern Aegis savunma sistemleriyle kıyaslanamayacağı, Ukrayna'nın gemisavarlarının da Çin'in elindekiler kadar gelişkin olmadığı yorumunu yaptı.
Kiev ve Kremlin arasındaki savaşın 51. gününde de çatışmalar sürüyor.
Independent Türkçe, CNN, BBC, Guardian, AA, Washington Post



Batı Şeria'da öldürülen Türk asıllı ABD vatandaşı aktivistin ailesi İsrail'i suçluyor ve bağımsız soruşturma talep ediyor

Aktivist Ayşe Nur Ezgi Eygi'nin Uluslararası Dayanışma Hareketi  tarafından sağlanan fotoğrafı (AP)
Aktivist Ayşe Nur Ezgi Eygi'nin Uluslararası Dayanışma Hareketi tarafından sağlanan fotoğrafı (AP)
TT

Batı Şeria'da öldürülen Türk asıllı ABD vatandaşı aktivistin ailesi İsrail'i suçluyor ve bağımsız soruşturma talep ediyor

Aktivist Ayşe Nur Ezgi Eygi'nin Uluslararası Dayanışma Hareketi  tarafından sağlanan fotoğrafı (AP)
Aktivist Ayşe Nur Ezgi Eygi'nin Uluslararası Dayanışma Hareketi tarafından sağlanan fotoğrafı (AP)

İşgal altındaki Batı Şeria'da İsrail yerleşimlerine karşı düzenlenen bir protesto gösterisi sırasında vurularak öldürülen Türk asıllı ABD vatandaşı aktivistin ailesi, İsrail ordusunu bir sivili ‘vahşice’ öldürmekle suçlayarak, kızlarının ölümüyle ilgili bağımsız bir soruşturma başlatılmasını talep etti. 26 yaşındaki Ayşenur Ezgi Eygi, dün (Cuma) işgal altındaki Batı Şeria'nın Beyta beldesinde düzenlenen gösteride ‘başından bir kurşunla’ vuruldu. İşgal karşıtı Uluslararası Dayanışma Hareketi'nde gönüllü barış aktivisti olan kurbanın ailesi yaptığı açıklamada şunları söyledi: “O, İsrail ordusu tarafından hukuka aykırı bir şekilde hayatımızdan koparıldı. ABD vatandaşı olan Ayşenur, İsrail askeri tarafından öldürüldüğünde barışçıl bir şekilde adaleti savunuyordu.”

Kurbanın ailesi bağımsız bir soruşturma talep etti. Aile tarafından yapılan açıklamada, “Ayşenur'un ölüm koşulları göz önüne alındığında, bir İsrail soruşturması uygunsuz olacaktır. Başkan Joe Biden, Başkan Yardımcısı Kamala Harris ve Dışişleri Bakanı Antony Blinken'ı bir Amerikan vatandaşının hukuksuz bir şekilde öldürülmesine ilişkin bağımsız bir soruşturma talimatı vermeye ve sorumluların tam olarak hesap vermesini sağlamaya çağırıyoruz” denildi.

Beyaz Saray bugün (Cumartesi) erken saatlerde, Filistinli yetkililere göre ABD vatandaşı aktivistin öldürülmesinden ‘derin rahatsızlık’ duyduğunu belirterek, İsrail'e uluslararası toplumda büyük tepkilere neden olan cinayeti soruşturması çağrısında bulundu.

Beyaz Saray Sözcüsü Karine Jean-Pierre, Washington'un ‘daha fazla bilgi için İsrail hükümetine ulaştığını ve olayla ilgili bir soruşturma talep ettiğini’ belirterek, trajik ölüm karşısında derin bir şok yaşadıklarını ifade etti.

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, “Bu trajik kayıptan dolayı büyük üzüntü duyuyoruz. Yapılması gereken en önemli şey, gerçek bilgileri toplamaktır” diyerek, eylemlerin ve sonuçların ‘gerçeklere dayanacağını’ kaydetti.

Filistin yanlısı Uluslararası Dayanışma Hareketi'nin üyesi olan Eygi'nin dün İsrail yerleşimlerine karşı düzenlenen haftalık gösterinin bir parçası olarak Beyta beldesinde bulunduğu belirtildi. Filistin topraklarında yabancı gönüllüleri organize eden Uluslararası Dayanışma Hareketi, İsrail güçlerinin dün sabah haftalık protesto sırasında uluslararası insan hakları aktivistini ‘kasten vurarak öldürdüğünü’ bildirdi. Şarku’l Avsat’ın The Guardian'dan aktardığı habere göre hareket gönüllünün ismini vermedi.

 Filistinli sağlık görevlileri, Batı Şeria'da yerleşim karşıtı protesto gösterisinde İsrail askerleri tarafından vurularak öldürülen 26 yaşındaki Ayşenur Ezgi Eygi'nin cesedini taşıyor. (AP)Filistinli sağlık görevlileri, Batı Şeria'da yerleşim karşıtı protesto gösterisinde İsrail askerleri tarafından vurularak öldürülen 26 yaşındaki Ayşenur Ezgi Eygi'nin cesedini taşıyor. (AP)

Uluslararası Dayanışma Hareketi’nden yapılan açıklamada şöyle denildi: “Çoğunlukla erkek ve çocukların namaz kıldığı gösteri, bir tepede konuşlanmış İsrail ordusu tarafından şiddetle karşılandı. Gönüllü, Nablus'taki yerel bir hastaneye kaldırıldıktan kısa bir süre sonra hayatını kaybetti.”

Türkiye ve Katar, Türk asıllı ABD vatandaşı aktivistin Batı Şeria'da Nablus'un güneyindeki Beyta beldesinde ‘yerleşimlere karşı barışçıl bir gösteriye’ katıldığı sırada öldürülmesini kınadı. Filistin resmi haber ajansı WAFA, bir ABD vatandaşının Batı Şeria'nın kuzeyinde yerleşim karşıtı yürüyüşe katıldığı sırada İsrail güçleri tarafından vurularak öldürüldüğünü bildirdi. Türkiye, aktivistin ‘İsrail işgal askerleri’ tarafından öldürüldüğünü söylerken, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bu ‘vahşi’ eylemi kınadı.

WAFA’nın tıbbi kaynaklara dayandırdığı haberinde, Eygi’nin kritik kafa travmasıyla hastaneye kaldırıldıktan sonra hayatını kaybettiği belirtildi.

Nablus Valisi Gassan Daglas, işgal altındaki Batı Şeria'nın Nablus kentinde bulunan bir hastane morgunda, Türk asıllı ABD vatandaşı Ayşenur Ezgi Eygi ve 13 yaşındaki Filistinli Bana Bekr’in cesetleri önünde konuşuyor. (AFP)Nablus Valisi Gassan Daglas, işgal altındaki Batı Şeria'nın Nablus kentinde bulunan bir hastane morgunda, Türk asıllı ABD vatandaşı Ayşenur Ezgi Eygi ve 13 yaşındaki Filistinli Bana Bekr’in cesetleri önünde konuşuyor. (AFP)

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığına göre İsrail ordusu, güçlerinin ‘askerlere taş atan ve onlara tehdit oluşturan şiddet kışkırtıcısına ateş ederek karşılık verdiğini’ belirtti.

Son yıllarda Filistin yanlısı göstericiler, Beyta beldesine bakan ve aşırı sağcı İsrailli bakanlar tarafından desteklenen Eviatar yerleşimine karşı haftalık protestolar düzenliyor. Birleşmiş Milletler (BM), Eygi'nin dünkü gösteri sırasında başından vurulduğunu ve Rafidiya Hastanesi de aldığı yaralar nedeniyle öldüğünü doğruladı.

İsrail 1967'den bu yana Batı Şeria'yı işgal altında tutuyor ve Gazze Şeridi'ndeki savaşın patlak vermesinden bu yana bölgedeki operasyonlarını yoğunlaştırdı. Filistin Sağlık Bakanlığı'na göre İsrail güçleri ya da yerleşimciler 7 Ekim'den bu yana, Batı Şeria'da en az 660 Filistinliyi öldürdü. İsrailli yetkililere göre aynı dönemde bölgedeki Filistinlilerin saldırılarında aralarında güvenlik personelinin de bulunduğu en az 23 İsrailli öldürüldü.