Kayyum atanan Flash TV yayın hayatına son verdi, yerine Flash Haber TV açıldı

2 yıl ara verdikten sonra, 2021 Ekim ayında yeniden yayına başlayan ve ortak iki kardeş arasındaki anlaşmazlığın yargıya taşınmasının ardından kayyum atanan Flash TV, yayın hayatına son verdiğini duyurdu. Kanalın ismi, Flash Haber TV olarak değişti

Fotoğraf: flashtv.com.tr
Fotoğraf: flashtv.com.tr
TT

Kayyum atanan Flash TV yayın hayatına son verdi, yerine Flash Haber TV açıldı

Fotoğraf: flashtv.com.tr
Fotoğraf: flashtv.com.tr

Mart ayında kayyum atanan Flash TV 15 Nisan itibariyle yayın hayatına son verdiğini açıkladı. Kanaldan yapılan açıklamada, Ömer Ziya Göktuğ’un vefatı sonrası ortakların anlaşmazlığa girdiği ve ulusal yayıncılık lisansının yenilenemeyerek yayınlara son verildiği duyuruldu.
Yapılan açıklamanın ardından, 16 Nisan, saat 00.00 itibariyle Flash TV yerini, Flash Haber TV'ye bıraktı.
Independent Türkçe'nin haberine göre, kanalın açıklaması şöyle:
Ulusal yayıncılık alanında 1992 yılından bu yana FLASH TV adı ile faaliyet göstermekte olan kuruluşumuz Yönetim kurulu Başkanı ve tek imza yetkilisinin vefatı sebebi ile gerekli yönetim organlarından yoksun kalarak kayyım sürecine girmiştir.
Bu süreçte ortakların anlaşmazlığı sebebi ile ulusal yayıncılık lisansı yenilenememiş dolayısı ile yayın hayatına bugün itibari ile son vermek zorunda kalmıştır.
Uzun yıllardır FLASH TV’ye göstermiş olduğunuz ilgi ve destek için sonsuz teşekkürlerimizin kabulünü rica ederiz. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

Flash Haber TV oldu
16 Nisan 00.00 itibariyle kanalın isminin Flash Haber olarak değiştiği görüldü.
Kanalın yeni adıyla yapılan açıklamada ise şu ifadelere yer verildi:
"Anayasal haber alma hakkı çerçevesinde, her fikir ve kuruma eşit mesafede, tarafsız ve özgür yayıncılık prensipleri ile dünyada ve ülkemizde gelişen olaylar, şeffaf, yalın ve doğru şekilde artık Flash Haber TV’de"

Kayyum atanmıştı
Mart ayında, iki yıl aradan sonra 2021 Ekim'inde ekranlara dönen Flash TV’de, ortak iki kardeş arasındaki anlaşmazlığın yargıya taşınmasının ardından kayyum atanmıştı.
Kardeşlerden Mehmet Emin Göktuğ yaptığı yazılı açıklamada, kanalın kayyum tarafından yönetileceğini söylemişti.
Açıklamada, ocak ayında vefat eden Ömer Ziya Göktuğ'un hayattayken varislerini dahil ederek hukuksuz bir dizi işlem gerçekleştirdiği savunulurken, "Yayın politikası, şirket yönetim kurulundan habersiz olarak olası bir fon desteğiyle ele geçirilmiştir" denilmişti.
 



Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere güvenin azaldığı tespit edildi

Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
TT

Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere güvenin azaldığı tespit edildi

Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)

Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere daha az güvenildiği ortaya kondu. Hatta okuyucu bilginin yanlış olduğundan şüphelense bile, gerçeği ortaya çıkaran gazeteciye pek güvenmiyor. 

Medyaya güven azalırken dezenformasyonun arttığı bir dönemde hatalı bilgileri düzeltmek de zorlaşıyor.

Yayın kuruluşları ve gazetecilerin taraflı olduğu düşüncesiyle insanlar okudukları haberlere temkinli yaklaşıyor. Daha önceki çalışmalarda veri doğrulamanın yarattığı etkiyle ilgili çelişkili sonuçlar çıkmıştı. 

Yanlış haberleri çürütmenin ne kadar işe yaradığı ve neden etki yaratmadığını öğrenmek isteyen araştırmacılar bir çalışma yürüttü.

Communication Research adlı hakemli dergide yayımlanan çalışmada 691 katılımcıya siyasi ve ekonomik haberler okutuldu. Bu haberlerde evsizlik oranlarından fentanilin aşırı doz ölümlerindeki etkisine kadar çeşitli iddialar yer alıyordu.

Bunların doğruluğuna ne kadar inandığını belirten katılımcılar daha sonra bu iddiaları onaylayan veya çürüten doğrulamayı okudu. Ardından bu doğrulamayı yapan gazeteciye ne kadar güvendikleri soruldu. 

Daha sonra bazı ürünlerle ilgili bilgiler içeren yazılarla aynı çalışma yürütüldü. Bu sefer verilen doğrulamalara "doğruluk kontrolü" işareti konmadı. Araştırmacılar bu sayede duyulan güvenin bu etiketten etkilenip etkilenmediğini anlamaya çalıştı.

İki çalışmanın sonucunda da yanlış bilgileri çürüten gazetecilere duyulan güven kayda değer derecede daha azdı. Katılımcılar inandıkları düşünceyi doğrulayanlara daha çok güvenirken, diğerlerinde daha fazla kanıt talep ediyordu. 

Çalışmanın yazarlarından Randy B. Stein, PsyPost'a yaptığı açıklamada "Halk genel olarak gazetecilere güveniyor ve doğrulayıcı makalelere duyulan güven epey yüksek" diyerek ekliyor: 

Yani klişe düşüncenin aksine, halkın doğruluk kontrollerine ve gazetecilere hiç güvenmediği doğru değil ancak düzelten/çürüten makalelere yönelik daha fazla şüphe var.

Araştırmacılar buradaki düzeltmenin, yayın kuruluşlarının haberlerindeki hataları düzeltmek için yayımladığı tekzip metinleri olmadığını ekliyor.   

Bilim insanları ilginç bir sonuçla da karşılaştı: Katılımcılar bir bilginin doğruluğundan şüphe etse bile bunu çürüten gazetecilere güvenmiyordu. 

Araştırmacılar bir haberin çürütülmesinin şaşkınlık yaratması, insanların onaylamaya kıyasla daha çok kanıt araması ve gazetecilerin taraflı davrandığından şüphelenmesinin buna yol açtığını düşünüyor. 

Şaşırtıcı bir diğer bulguysa, haberin çürütülmesi katılımcıların iddiayla ilgili düşüncesini değiştirmesine karşın gazeteciye güvenleri yine de sarsılıyordu. 

Stein, "Yanlış bilgileri düzeltmeye çalışan gazetecilerin (ya da herhangi birinin) aleyhine bir durum var" diyor. 

Araştırmacılar, halkın yanlış bilgileri çürüten haberlere nasıl ve neden güvenip güvenmediği üzerine daha fazla araştırma yapılması gerektiğini belirtiyor.

Makalenin yazarları, Conversation için kaleme aldıkları yazıda şu ifadeleri kullanıyor:

Gazetecilerin önündeki zorluk, bilgiyi çürüten biri gibi görünmeden bunu nasıl çürüteceklerini bulmak olabilir.

Independent Türkçe, PsyPost, Conversation, Communication Research