Rus savaş uçaklarının son iki günde Suriye’nin çöl bölgelerine düzenlediği hava saldırılarında 19 DEAŞ unsuru öldürüldü

Rejimin Suriye çölünde düzenlediği hava saldırılarına ait arşiv fotoğrafı.
Rejimin Suriye çölünde düzenlediği hava saldırılarına ait arşiv fotoğrafı.
TT

Rus savaş uçaklarının son iki günde Suriye’nin çöl bölgelerine düzenlediği hava saldırılarında 19 DEAŞ unsuru öldürüldü

Rejimin Suriye çölünde düzenlediği hava saldırılarına ait arşiv fotoğrafı.
Rejimin Suriye çölünde düzenlediği hava saldırılarına ait arşiv fotoğrafı.

Suriye’nin doğusundaki Deyrizor Çölü ve Es-Suhna bölgesinde bulunan rejim mevzileri ve askeri konvoylarını hedef alan DEAŞ örgütü kalıntılarının son dönemde eylemlerini artırmasının ardından rejim güçleri, İran milisleri ve Rus savaş uçakları karadan ve havadan operasyon başlattı. Operasyon kapsamında Rus uçaklarının Suriye çölünde örgüt kalıntılarının konuşlandığı noktalara son iki gün içinde düzenlediği hava saldırıları sonucu 19 örgüt unsurunun öldürüldüğü, 10 unsurun da yaralandığı bildirildi.
Suriye’nin doğusundaki Deyrizor kentinden aktivistler, ‘Rus savaş uçaklarının Deyrizor’un güneybatı kırsalındaki Et-Tebni bölgesinin yakınlarında ve Rakka kentinin güneybatısındaki Er-Risafe bölgesinde örgüt unsurlarının çöl alanlarında, vadilerde ve sıradağlarında konuşlandığı noktaları geçtiğimiz günlerde hedef aldığını ve hava saldırısında 19 DEAŞ unsurunun öldüğünü’ belirtti. Aktivistler Humus kentinin doğusundaki Es-Suhna bölgesi yakınında düzenlenen hava saldırısında da 10 örgüt unsurunun yaralandığını aktardı. Rus savaş uçakları Suriye çöllerinde konuşlanan örgüt unsurlarına Nisan ayının başından itibaren aralıklarla hava saldırıları gerçekleştiriyor. Rus hava saldırılarıyla eşzamanlı olarak Suriye rejimine bağlı 4. Tümen güçleri ile İran destekli milisler Humus Çölü’ndeki es-Suhna bölgesi çevresinde ve Rakka ile Deyrizor çöllerinin güneyindeki diğer bölgelerde arama tarama operasyonları düzenledi. DEAŞ’ı hedef alan bu askeri adımlar, örgütün son dönemde eylemlerini artırmasının ardından geldi. Nitekim DEAŞ geçtiğimiz günlerde İran ve rejim güçlerinin Humus’un doğusundaki es-Suhna bölgesinin yakınında yer alan askeri üsleri ile Humus’un doğusundaki Tedmür kenti ile Deyrizor arasındaki karayolunda seyreden askeri konvoylarını hedef aldı. Saldırılarda en az 13 rejim unsuru öldü. DEAŞ unsurlarının Humus’un doğusundaki Tedmür kentinin kuzeydoğu kırsalında yer alan Et-Tayba bölgesi yakınında İran’a ait bir askeri üsse düzenlediği saldırıda da Afgan Fatimiyun Tugayı’ndan 4 unsur yaralandı.
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR) 2022’nin başından bu yana DEAŞ mevzilerine yönelik İran milisleri ve rejim güçlerinin karadan, Rus uçaklarının havadan düzenlediği saldırılarda 95 örgüt unsurunun öldürüldüğünü aktardı. Gözlemevi’ne göre, operasyonlar Humus, Süveyda, Hama, Rakka, Deyrizor ve Halep’in çöl bölgelerine düzenlendi. DEAŞ savaşçıları aynı zaman aralığında Humus, Süveyda, Hama, Rakka, Deyrizor ve Halep’in çöl bölgelerinde bombalı eylemler düzenleme ve pusu kurma gibi yöntemlerle rejim unsurları ve İran milislerine karşı 26 eylem gerçekleştirdi. Gözlemevi, bu eylemlerin sonucunda öldürülen rejim unsurları ve İran milislerin sayısının 74’e ulaştığını belirtti.

Savaş kalıntılarının kurbanları
Öte yandan Nisan’ın başından bu yana Suriye’nin çeşitli bölgelerinde savaş kalıntısı mühimmat ve mayınların patlaması sonucu aralarında kadın ve çocukların da en az 22 sivilin hayatını kaybettiği bildirildi. Suriye Sivil Savunma (Beyaz Baretliler) ekipleri Suriye’nin kuzeybatısında mayın, bomba ve patlayıcı nesnelerin tehlikelerine karşı çocuklara yönelik bilgilendirme kampanyası başladı. Gözlemevi’ne göre Nisan’ın başından bu yana Dera, Haseke, Deyrizor, Humus ve Şam Kırsalı’nda savaş kalıntısı mayın ve patlayıcı maddelerin infilak etmesi sonucu aralarında 2’si kız 4 çocuğun bulunduğu toplam 10 sivilin hayatını kaybettiğini, 4’ü kadın ve 7’si çocuk toplam 12 sivilin de yaralandığını kaydetti.
Suriye’nin kuzeybatısında faaliyet gösteren Beyaz Baretliler, yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:
“Suriye’nin kuzeybatı bölgeleri geçtiğimiz dönemde savaş kalıntılarının infilak ettiği birkaç duruma tanık oldu. Bunların çoğunun kurbanı çocuklardı. Bunu dikkate alan Suriye Sivil Savunma ekipleri okul öğrencilerine yönelik bilgilendirme kampanyalarını yoğunlaştırdı. Bu kampanyalarda çocuklar patlamamış mühimmatların tehlikeleri, onlara yaklaşılmaması ve herhangi garip bir cisim gördüklerinde bunu bildirmeleri konusunda uyarılıyor. Suriye Sivil Savunma bünyesindeki patlamamış mühimmatlar ekibi UXO özellikle yaza ait tarım ürünlerinin bölgede çiftçiler tarafından hasat edilmeye başlanmasıyla birlikte onlara güvenli ve emniyetli bir ortam sağlamak için Suriye’nin kuzeybatı bölgelerinde tuzaklanan savaş kalıntılarını imha etme çalışmalarını sürdürüyor. Bu kapsamda patlamamış yüzlerce bomba ve havan mermisi imha edildi.”



Unutulmuş Ukrayna savaşı daha tehlikeli ve zor olandır

23 Kasım'da İstanbul'un Beyoğlu ilçesinde Rusya-Ukrayna savaşına karşı düzenlenen bir gösteri (AFP)
23 Kasım'da İstanbul'un Beyoğlu ilçesinde Rusya-Ukrayna savaşına karşı düzenlenen bir gösteri (AFP)
TT

Unutulmuş Ukrayna savaşı daha tehlikeli ve zor olandır

23 Kasım'da İstanbul'un Beyoğlu ilçesinde Rusya-Ukrayna savaşına karşı düzenlenen bir gösteri (AFP)
23 Kasım'da İstanbul'un Beyoğlu ilçesinde Rusya-Ukrayna savaşına karşı düzenlenen bir gösteri (AFP)

Refik Huri

Ukrayna savaşı, bazen unutulmuş bir savaş gibi görünse de Gazze ve Lübnan’daki savaştan ve İran'ın başını çektiği tüm “direniş ekseninden” çok daha tehlikelidir. Burada Ortadoğu için yeni bir sahne ya da büyüklerin onayladığı bir bölgesel güvenlik sistemine götürecek beklentiler olmaksızın çok fazla gürültü, slogan ve yıkım var. Gazze, savaş bitmeden sona erdi ve kimse onu yönetmeye hazır değil. Önceki “statüko”nun geri gelmesi yönündeki bahisler arasında, herhangi bir siyasi sempati olmaksızın ya da herhangi bir ülke İsrail ile ilişkilerinin gidişatında herhangi bir değişikliğe gitmeden Lübnan neredeyse tamamen yerle bir oldu. Ama Ukrayna'da oyun daha büyük.

Bu, kıtalararası balistik füzelerle ve Rusya'nın nükleer tehdidinin eşiğinde yürütülen bir savaş. Avrupa'yı kontrol etme ve yeni bir çok taraflı dünya düzeni kurma konusunda belirleyici bir savaş. Hayati bir jeopolitik ve stratejik konum ile bağlantıyı sağlama veya koparma savaşı. Zira Başkan Carter döneminde Ulusal Güvenlik Danışmanı olan Profesör Zbigniew Brzezinski'nin tekrarladığı gibi, “Ukrayna olmadan Rusya'nın imparatorluk olmaktan çıktığı” tarihsel bir gerçektir. Tıpkı Batı'nın, Moskova'nın bir imparatorluk olmasını engellemek için Ukrayna'yı Rusya'dan uzaklaştırmakta ısrar etmesi gibi, Başkan Putin de imparatorluğu kurmak için Ukrayna'yı geri almakta ısrar etti. Eski Almanya Şansölyesi Angela Merkel, başından beri bunu fark etmişti ve bunun nedenle anılarında Putin'i kızdırmamak için Ukrayna'nın NATO'ya katılımını ertelemeye çalıştığını söylüyor. Sovyetler Birliği ile Batı arasındaki Soğuk Savaş'ın sona ermesinden yıllar sonra, Rusya ile Batı arasında sıcak bir vekâlet savaşının yaşanması da bu nedenle kaçınılmaz.

ABD ile Çin arasında, Çin'in Tayvan'ı zorla ilhak etmeye karar vermesi durumunda daha da kızışabilecek soğuk savaşın kaçınılmazlığı da buradan kaynaklanıyor. Sahne her şeyi anlatıyor; ABD dünyanın zirvesinde endişeli ve gergin iken, Çin zirveye ulaştıktan sonra kendinden emin ve sakin. Rusya, korkutan ve korkan rolünde seferberlik halinde. NATO'nun kapısına kadar genişlemesinden korkuyor ve NATO'nun Ukrayna'yı kabul etmeyi düşünmesini engellemek için aceleyle savaşa girerek korkutuyor.

ABD, tüm uyarılara rağmen güçlünün yükselen güçten korkmasını simgeleyen “Thucydides” tuzağına düştü. Tarihçilere göre bu, Atina ile Sparta arasında yaşananların bir örneğidir. Güçlü Atina Sparta'nın artan gücünden korktuğu için kendisine savaş açmıştı. Ancak Çin, her ne kadar daha büyük, daha geniş bir tuzağa hazırlanıyor olsa da bu tuzağa düşmemeye çalışıyor.

Biden yönetimi Çin ile ilişkileri üç şekilde özetliyor: rekabet, husumet ve iş birliği. Trump yönetimi ise daha büyük bir şeyden söz ediyor. Başkan Şi Cinping iş birliği arzusunu kullanıyor ancak pratikte “dünyayı yeniden oluşturmak, Batı değerlerini uluslararası kurumlardan kovmak ve doları tahtından indirmek” istiyor. Stanford Üniversitesi'nden ve “Çin'e Göre Dünya” kitabı yazarının Elizabeth Economy’nin söylediğine göre, Şi ayrıca, “Kuşak ve Yol, küresel büyüme, küresel güvenlik ve küresel medeniyet” programlarını gerçekleştirmek için uluslararası uzlaşma çağrısında bulunuyor. Bu ise kısaca, sadece çok kutuplu bir sistemden ibaret olmayan yeni bir dünya düzenidir.

Ancak ABD'de ve tabii ki Avrupa'da, Çin ile anlaşmayı savunanlar da az değil. G7 ve G20 arasında ABD ve Çin’den oluşan “G2” fikrini öne sürenler var. Nitekim tarihçi Adam Tur, “Çin'in tarihsel yükselişine uyum” çağrısında bulundu. Siyaset bilimci Graham Allison, “Asya'daki Çin etkisinin” kabul edilmesi çağrısında bulundu. Ancak olumsuz dalga da artıyor. Tufts Üniversitesi'nde siyaset bilimi profesörü Michael Buckley, “hayati çıkarların çatıştığına ve iki ülkenin sistemlerinde bunun güçlü köklere sahip olduğuna, güç dengesinde büyük bir değişiklik olmadan düşmanlığın azaltılamayacağına, düşmanlığın iki tarafın birbirini yanlış anlamasından değil, birbirini iyi tanımasından kaynaklandığına” inanıyor. Dahası eski ulusal güvenlik danışman yardımcısı Matt Pottinger ve eski kongre üyesi Mike Gallagher Çin ile rekabeti yönetmeyi reddedip, Pekin ile çatışmacı bir söylem ve böylece “rekabeti kazanmayı” talep ediyorlar.

Şi’ye gelince Çin'in yükselişte, ABD'nin ise düşüşte olduğuna inanıyor. Çin Komünist Partisi'nin 2021 yılında yayınlanan “100 Yıllık Resmi Tarihçe”sinde şu ifadelere yer verildi: “Çin, dünya sahnesinde merkeze eskisinden daha yakın. Kendi doğuşuna hiçbir zaman bugün olduğundan daha yakın olmamıştı.”  Şi'nin istediği, Çin ile savaşın üzerinde çok fazla duman görmek isteyen ABD ile “dumansız bir savaş” kazanmaktır. Gerçek şu ki her zaman soğuk savaş zihniyetinden uzaklaşma çağrısında bulunan Çin, ABD’ye karşı bir soğuk savaş başlattı. Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia'dan aktardığı analize göre ABD'ye karşı koymak ve dünyadaki Amerikan hegemonyasını zayıflatmak için Rusya ile “sınırsız ortaklık” kurmayı tercih etti. Her ne kadar Çin, Kuşak ve Yol çerçevesinde yüzden fazla ülke ile anlaşmalar imzalamış olsa da Pew Vakfı'nın 2023 yılında tüm kıtalardan 24 ülkede yaptığı kamuoyu yoklaması, katılımcıların yüzde 22'sinin Çin'i tercih ettiğini, yüzde 60'ının ise ABD'ye olumlu baktığını ortaya koydu.

Oyun ikili bir oyun değil, üçlü bir oyun; Çin ve Rusya, ABD'ye karşı. Sıcak arena Ukrayna savaşı nedeniyle Avrupa, Gazze ve Lübnan savaşları nedeniyle de Ortadoğu ise ekonomik ve jeopolitik rekabetin soğuk arenası, Küresel Güney olarak adlandırılan bölgedir. Ama bu, Hindistan, Güney Afrika, Brezilya ve Endonezya gibi rolleri olan büyük ülkeleri içerdiğinden coğrafi olarak tamamen güneyli değil. Aynı zamanda İran, Türkiye ve İsrail gibi rolleri olan bölge ülkelerini de içeriyor.

Hiç kimse bir soğuk savaşı tamamen kazanamaz. İlk soğuk savaş bile bir ölü ve bir yaralı ile sona erdi. Zafer coşkusu ve “tarihin sonu” konuşmalarının ardından yaşanan olayların da doğruladığı gibi, ölen Sovyetler Birliği, yaralı ise ABD’deydi.

*Bu analiz Şarku’l Avsat tarafından Independent Arabia'dan çevrilmiştir.