Moritanya: Siyasi istişareler için hazırlık oturumları başlıyor

Oturumları Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri denetleyecek ve muhalif partiler de yer alacak

Moritanya Başbakanı Muhammed Veled Bilal (AFP)
Moritanya Başbakanı Muhammed Veled Bilal (AFP)
TT

Moritanya: Siyasi istişareler için hazırlık oturumları başlıyor

Moritanya Başbakanı Muhammed Veled Bilal (AFP)
Moritanya Başbakanı Muhammed Veled Bilal (AFP)

Moritanya Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri, ulusal istişare için bugün (Cumartesi) tarafları, hazırlık toplantısı düzenlemek amacıyla, iktidar ve muhalefet partilerinin çoğunun yer aldığı komitenin ilk toplantısına davet etti. Toplantının, siyasi istişarenin başlaması, istişarelerin mekanizmaları ve ele alınacak konuların kararlaştırılması için bir tarih belirlemesi ile sonuçlanması bekleniyor.
Moritanya Cumhurbaşkanı Muhammed Veled eş-Şeyh el-Gazvani, ulusal istişare hazırlıklarını denetleyecek komiteye başkanlık etmek üzere Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Yahya Veled Ahmed el-Vakf’ı görevlendirdi. Komite iktidardan 9, muhalefetten 9 üyeden oluşuyor ve birkaç ay önce üyelerinin isimlerinin açıklanmasından bu yana hiç bir toplantı yapılmadı.
Veled Ahmed el-Vakf, komite üyelerini başkent Nuakşot’taki diplomatik akademi binalarında ‘Komite Çalışması’ olarak adlandırdığı bir toplantıya katılmaları için davet gönderdi. Yerel basında yayınlanan mesajda “Ulusal istişare hazırlıklarını koordine etmek üzere Cumhurbaşkanı tarafından görevlendirilmem sebebiyle, sizleri cumartesi günü yapılacak açılış oturumu ile başlayacak hazırlık komitesi çalışmalarına katılmaya davet etmekten memnuniyet duyuyorum” ifadelerine yer verildi.
Toplantıda ulusal istişarede ele alınması gereken konular, istişarenin mekanizması ve verilen tavsiyelerin nasıl uygulanacağı ile ilgili istişare tarafları arasındaki anlaşmazlıkların ele alınacağı söylense de, mektupta Komite Çalışmaları açılış oturumunda tartışılacak konular hakkında herhangi bir ayrıntı açıklanmadı.
Muhalefetten bir kaynak, hazırlık oturumlarında, istişarelerde ele alınacak konular, bu konuların nasıl tartışılacağı, tartışma sırasında sunulacak öneri ve fikirleri formüle edecek karar vericilerin isimlerinin belirlenmesi ve birçok teknik ve biçimsel nokta gibi önemli anlaşmazlıkların çözülmesi gerektiğini belirtti.
2009-2019 yılları arasında 10 yıllık iktidarı boyunca muhalefetle ilişkileri kesen önceki Cumhurbaşkanı Muhammed Veled Abdul Aziz dönemindeki durumun aksine, Veled eş-Şeyh el-Gazvani 2019 yılının ortalarında iktidara gelmesinden bu yana, ülkedeki siyasi ortamı sakinleştirmeyi başardı ve muhalefet partilerinin liderleriyle iyi ilişkiler kurdu ve muhalefetle düzenli toplantılar gerçekleştirdi. Muhalefet, el-Gazvani’den siyasi bir diyalog düzenlemesini istedi. El-Gazvani ilk başta bu talebi parti liderleriyle düzenli olarak istişarelerde bulunduğunu ve ülkede siyasi bir kriz olmadığı için diyaloğa gerek olmadığını vurgulayarak reddetti. Ancak daha sonra muhalefetin ısrarı üzerine, ‘ulusal istişare’ olarak adlandırdığı bir toplantı düzenlemeyi kabul etti.
Bununla birlikte söz konusu istişare konusunda, bazı muhalefet partilerinin el-Gazvani ciddiyetini sorgulamasına neden olacak kadar uzun bir süre ilerleme kaydedilmedi. Diğer yandan, iktidardaki Cumhuriyet İçin Birlik Partisi, istişarelerin başlamasındaki gecikmenin nedeninin muhalefetteki iç anlaşmazlıklar olduğunu söyledi.
İstişare için hazırlık oturumlarının (bugün) yeniden başlaması, yeni bir hükümetin atanması ve Moritanya’nın sosyal ve politik yansımaları olabilecek yüksek fiyat dalgası sebebiyle duyduğu endişe sonrasında geliyor.



Suriye'de “ertesi gün” için 4 senaryo

Halep'in muhaliflerin eline geçmesinin ardından Beşşar Esed'in resmini yırtan bir muhalif unsur (AFP)
Halep'in muhaliflerin eline geçmesinin ardından Beşşar Esed'in resmini yırtan bir muhalif unsur (AFP)
TT

Suriye'de “ertesi gün” için 4 senaryo

Halep'in muhaliflerin eline geçmesinin ardından Beşşar Esed'in resmini yırtan bir muhalif unsur (AFP)
Halep'in muhaliflerin eline geçmesinin ardından Beşşar Esed'in resmini yırtan bir muhalif unsur (AFP)

İsmail Derviş

Suriye’de Halep şehrinin tamamını, İdlib’in geri kalanını ve Hama'nın kuzey kırsalını ele geçiren Heyetu Tahriru'ş Şam’ın (HTŞ) başını çektiği silahlı muhalif grupların ani ve hızlı ilerleyişinin ardından, Suriye'nin kuzey ve orta kesimlerindeki çatışmalar beş gündür dünya basınında gündemin üst sıralarında yer alıyor.

Türkiye destekli Suriye Milli Ordusu (SMO) da eş zamanlı olarak Halep'in kuzey kırsalında rejim güçlerine ve Ankara tarafından PKK'nın uzantısı olarak kabul edilen Suriye Demokratik Güçleri'ne (SDG) karşı yeni bir operasyon başlattı. Rus savaş uçakları İdlib ve Halep'te birkaç hava saldırısı düzenlerken İran sahada değil ve diplomasiye yönelmiş durumda. Tüm bunlar çerçevesinde Suriye'de ‘ertesi gün’ nasıl olacak?

Olası senaryolar arasında cumartesi gününden itibaren yoğunlaşan diplomatik çabaların başarıya ulaşması ve yeni gerçeklik çerçevesinde bir ateşkes sağlanması, haritaları yeniden rejim lehine değiştirecek bir karşı saldırının başlaması, siyasi bir çözümün dayatılması için çatışmaların devam etmesi ve Şam rejiminin düşmesi şeklinde dört senaryo yer alıyor.

Diplomatik hamleler

Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan resmi açıklamada İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi'nin yarın Türkiye'yi ziyaret edeceği ve bu ziyaret sırasında Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile bir araya gelerek Suriye'deki durumu ele alacağı bildirildi.

Arakçi, ABD ve İsrail'i Suriye'deki çatışmalarda büyük ilerlemeler kaydeden Suriyeli muhalif grupları desteklemekle suçladıktan sonra Şam'dan Ankara'ya geçmesi bekleniyor. Konuyla ilgili bilgi sahibi bir Türk kaynak, bir güvenlik heyetinin cumartesi günü Şam'dan Türkiye'nin güneyindeki Antalya’ya geldiğini söyledi. Heyetin Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) yetkilileriyle bir araya gelerek muhalif grupların ilerleyişini durdurmak için bir anlaşmaya varmaya çalışması bekleniyor. Şarku’l Avsat’ın  Independent Arabia’dan aktardığı habere göre kaynak, Şam heyetinin bu görevinde başarılı olma ihtimalini zayıf görürken bir başka Türk kaynak da böyle bir heyetin Antalya’ya gelişinin gerçeği yansıtmadığını söyledi.

Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed, Suriye topraklarının terörizme karşı korunması ve birliğinin sağlanması için desteklerini ifade eden bazı Arap ülkelerinden yetkililerle birkaç telefon görüşmesi gerçekleştirdi.

 Mevcut gerginlik sırasında İran tarafından yürütülen diplomatik çabalara gelince, daha önceki deneyimleri, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Suriye dosyasında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile anlaşmayı tercih etmesi nedeniyle Türkiye ile bir anlaşmaya varmakta başarısız olduklarını kanıtladı. Putin ile Erdoğan arasında geçtiğimiz yıllarda yapılan görüşmeler, sahaya yansıyan ve Suriye'de dört yıl süren ateşkese katkıda bulunan çeşitli anlaşmalar ve sonuçlar elde etmeyi başardı. Dolayısıyla Rusya'nın diplomatik müdahalede bulunmaması ve Türkiye ile görüşmeler yapmaması halinde diplomatik kanalların Suriye'deki çatışmaları durdurma konusunda başarılı olması pek mümkün görünmüyor.

Karşı saldırı

Cumartesi gecesi ve pazar günü Hama kentindeki çatışmalar nispeten durma noktasına gelirken, Rus savaş uçakları İdlib ve Hama illerinin çeşitli bölgelerine hava saldırıları düzenledi. Suriye düzenli ordusu son birkaç gün içinde kaybettiği geniş alanları geri almak için karşı saldırı başlatmaya hazırlandığını duyurduysa da rejimin böyle bir karşı saldırısı ancak Rusya'nın yoğun hava desteğiyle birlikte başarılı olabilir.

Eski diplomat ve Rusya işleri uzmanı Rami eş-Şair, konuyla ilgili yaptığı değerlendirmede şunları söyledi:

“Rus savaş uçakları Suriye halkına karşı operasyon düzenlemeyecek. Rusya'daki yetkililer Suriye'de yaşananların, Şam hükümetinin siyasi çözüm konusunda somut ilerleme kaydetmeyi ve tüm etnik ve mezhepsel bileşenleriyle Suriye halkının isteklerini karşılayacak yeni bir anayasa üzerinde anlaşmayı ertelemesinden kaynaklandığının farkında."

Independent Arabia'ya konuşan Şair, Astana Süreci'nin garantör ülkeleri olan Türkiye, Rusya ve İran'ın geçtiğimiz yıllarda ateşkesin uygulanmasına katkıda bulunduğunu ve bunun amacının da Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) 2254 sayılı kararı uyarınca gerçek bir siyasi sürecin başlatılması için Suriye'nin iç faktörlerini hazırlamak olduğunu, ancak Rusya'nın Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed’in ve hükümetin bu çözüme doğru ilerlemeleri için herhangi bir katkıda bulunmadığını söyledi. Rusya Hava Kuvvetlerinin etkin bir müdahalede bulunmayacağını ve Suriye halkına karşı saldırı düzenlemeyeceğini düşünen Şair, “Bugün tek çözümün 2254 sayılı BMGK kararı uyarınca siyasi çözüme derhal geçilmesi olduğuna inanıyorum” diye ekledi.

Çatışmalar devam ediyor ve çözüm dayatılıyor

Bu senaryo, bugün sahadaki gerçekliğe en yakın olanı olsa da önümüzdeki günlerde ve saatlerde sürprizler devam edecek. Bu senaryoda muhalif gruplar Suriye'nin orta kesimlerinde, özellikle de Humus ve Hama vilayetlerinde yeni hedeflere yönelmeyi sürdürecek. Bu da rejimi siyasi bir çözüme zorlamalarını sağlayacak.

Independent Arabia'ya konuşan Türk akademisyen Umut Berhan Şen, Rusya ve İran için en önemli olanın Şam'ın düşmemesi olduğunu söyledi. Şen’e göre çatışmayı Şam'ın dışında tutmak muhalifler için bir güç ifade etse de rejimin düşmesine sebep olmuyor. Ancak muhalifler kontrolü ele geçirmeye devam eder ve Humus ve Hama'ya ulaşırsa bir çözümün dayatılmasına yol açabilir. Bu büyük ve ani ilerlemeden sonra Şam'ın artık oyalanacak zamanı kalmadı. Esed’in şimdi silah zoruyla Suriye muhalefetiyle ortak bir hükümet kurulmasını sağlayacak ve milyonlarca mülteciyi vatanlarına döndürecek siyasi bir çözüm için yeni adımlar atması gerekiyor.

Şen, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Halep'ten gelen videoları izledim. Herkes Halep halkının artık şehirlerine dönebildikleri için ne kadar mutlu olduklarını gördü. Peki Suriye hükümeti Halep’i kontrol ederken onlar hakkında soruşturma başlatmadan ya da onları tutuklamadan geri dönmelerine izin veremez miydi? Özetle artık Suriye'de çözüm zamanı geldi.”

Şam’ın düşmesi

Şam'ın düşmesi hiç kuşkusuz Suriye'de rejimin düşmesi anlamına geliyor. Bu senaryo henüz çok uzak ve hakkında konuşmak için çok erken olsa da olaylar okunup analiz edilebileceklerinden çok daha hızlı gelişiyor.

Bu senaryonun mümkün olduğunu, ABD ya da Uluslararası Koalisyona ait savaş uçaklarının bombardımanlar düzenleyerek Suriyeli muhaliflerin Şam'a girmesini sağlamasının ihtimal dışı olmadığını söyleyen Şen, “Şam’ı almak kolay değil, çünkü o başkent, rejimin kalesi. Muhaliflerin buraya girmesi rejimin sonu demek. Rejimin Suriye'nin kuzeyinden ve orta kesimlerinden çekilmesinden sonra Şam'ı daha da güçlendirmeye çalıştığına inanıyorum. Dolayısıyla muhalefetin eline geçmesi zor olsa da bu ancak ABD’nin ya da Uluslararası Koalisyonun desteğiyle mümkün” diye konuştu.

Türkiye, Suriye'deki çatışmanın patlak vermesinden bu yana Rusya ile müzakere halindeydi. Şimdi diplomatik olarak hareket eden taraf İran. Türkiye'nin İran ile anlaşması pek mümkün görünmüyor. Çünkü Türkiye ve İran ‘sınırlı bir dostluğa’ sahip olmalarına rağmen Suriye'de düşmanlar. Ancak nihayetinde eldeki göstergeler ister diplomasi yoluyla ister uluslararası ve askeri dayatmalarla olsun, Suriye'de siyasi bir çözümün yakın olduğuna işaret ediyor.