Filistin yönetimi Mescid-i Aksa'da artan gerilimden İsrail'i sorumlu tuttu

İsrail polisi ve fanatik Yahudiler, sabah saatlerinde Mescid-i Aksa'ya baskın düzenlemişti

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Filistin yönetimi Mescid-i Aksa'da artan gerilimden İsrail'i sorumlu tuttu

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Filistin yönetimi, işgal altındaki Doğu Kudüs'te bulunan Mescid-i Aksa'da artan gerginliğin tüm sorumluluğunun İsrail hükümetine ait olduğunu belirtti.
İsrail polisi ve fanatik Yahudi yerleşimci grupların, sabah saatlerinde Mescid-i Aksa'ya düzenlediği baskının ardından Filistin Devlet Başkanlığı Sözcüsü Nebil Ebu Rudeyne, açıklama yaptı.
Ebu Rudeyne, Filistin resmi ajansı WAFA'da yer alan açıklamasında, "Gerilimin tırmanmasından İsrail hükümetini sorumlu tutuyor, ABD yönetimini de sessizliğini bozmaya ve tüm bölgeyi etkisi altına alacak bu saldırganlığı durdurmaya çağırıyoruz" ifadelerini kullandı.
Filistinli yetkili, İsrail hükümetini "Mescid-i Aksa'nın zaman ve mekan olarak bölünmesini yasalaştırmaya çalışmakla" suçladı.
Filistin halkına Mescid-i Aksa'yı savunmaları ve İsrail'in bu tehlikeli tırmanışına karşı koymak için bu kutsal mabedi ziyaret etmeleri çağrısında bulunan Ebu Rudeyne, Filistin halkının "bedeli ne olursa olsun bu komploya izin vermeyeceğini" vurguladı.

Filistin Dışişleri Bakanlığından kınama
Filistin Dışişleri Bakanlığı da İsrail polisinin ve fanatik Yahudi yerleşimci grupların bu sabah Mescid-i Aksa'ya baskın düzenlemesinin ardından yazılı açıklama yaptı.
Açıklamada, "İşgal güçleri ve polisinin Mescid-i Aksa'ya ve camide ibadet edenlere karşı gerçekleştirdiği canice saldırıyı en güçlü şekilde kınıyoruz" ifadelerine yer verildi.
Saldırıların devam etmesinin ciddi bir şekilde endişeyle takip edildiği belirtilen açıklamada, "Saldırıları, Mescid-i Aksa'yı mekansal ve zamansal olarak bölmeye yönelik resmi bir İsrail girişimi olarak görüyoruz" denildi.
Açıklamada, gerilimi tırmandıran bu kasıtlı adımlarla cuma günkü saldırıyı kınayan Arap, İslami ve uluslararası tepkilerin hiçe sayıldığı ve bunun İsrail'in Mescid-i Aksa'ya yönelik Yahudileştirme planlarını uygulamadaki ısrarının bir işareti olduğu kaydedildi.

Sabah namazından sonra Mescid-i Aksa'ya baskın
İsrail güçleri cuma gününün ardından bu sabah yine Mescid-i Aksa'ya baskın düzenleyerek Filistinlileri zorla dışarı çıkarmış ve Aksa’nın kapılarını Filistinlilere kapatmıştı.
İsrail polisi, Mescid-i Aksa'ya düzenlediği baskında bazı Filistinlileri darp etmiş daha sonra fanatik Yahudi yerleşimci gruplar, polisin korumasında Mescid-i Aksa'ya baskın düzenlemişti.
Kudüs İslami Vakıflar İdaresi, 545 Yahudi yerleşimcinin Aksa’ya girdiğini açıklamıştı.
Fanatik Yahudiler, 15 Nisan Cuma günü başlayan ve bir hafta sürecek Hamursuz Bayramı dolayısıyla İsrail polisinin koruması altında Mescid-i Aksa’ya yönelik baskınlarını artırıyor.
Mescid-i Aksa'da baskınlara tekbirlerle tepki göstermeye çalışan Filistinliler ise İsrail güçlerinin müdahalesine maruz kalıyor.



Mikati: Lübnan'da İran vesayetini kabul etmiyoruz

Lübnan'ın geçici Başbakanı Necip Mikati (AFP)
Lübnan'ın geçici Başbakanı Necip Mikati (AFP)
TT

Mikati: Lübnan'da İran vesayetini kabul etmiyoruz

Lübnan'ın geçici Başbakanı Necip Mikati (AFP)
Lübnan'ın geçici Başbakanı Necip Mikati (AFP)

Lübnan Başbakanı Necip Mikati, İran Meclis Başkanı Muhammed Bakır Kalibaf'ın Lübnan ordusunun ülkenin güneyinde konuşlandırılmasına ilişkin 1701 sayılı BM Güvenlik Konseyi kararının uygulanması konusunda Tahran'ın Fransa ile müzakereye hazır olduğu yönündeki açıklamasını şaşkınlıkla karşıladığını ifade etti.

Mikati yaptığı açıklamada şunları söyledi: “İran Dışişleri Bakanı ve Şura Meclisi Başkanı'na Lübnan'a yaptıkları son ziyaretler sırasında Lübnan'ın durumunu anlamaları gerektiğini, özellikle de Lübnan'ın eşi benzeri görülmemiş bir İsrail saldırısına maruz kaldığını ve ateşkes konusunda İsrail'e baskı yapılması için Fransa da dahil olmak üzere Lübnan'ın tüm dostlarıyla birlikte çalıştığımızı bildirdiğimiz göz önünde bulundurulduğunda, Lübnan'ın içişlerine açık bir müdahale ve Lübnan üzerinde kabul edilemez bir vesayet kurma girişimi teşkil eden bu tutum karşısında şaşkınlığa uğradık.”

1701 sayılı uluslararası kararın uygulanmasının müzakere edilmesi konusunun Lübnan devleti tarafından ele alındığını ifade eden

Mikati, herkesin bu yönde destek vermesi ve tüm ulusal ve egemen mülahazalarla reddedilen yeni yetkiler dayatmaya çalışmaması gerektiğini vurguladı.

Mikati, Dışişleri Bakanı Abdullah Bouhabib'den Beyrut'taki İran Büyükelçiliği maslahatgüzarını çağırarak Kalibaf'ın sözlerini sormasını ve maslahatgüzarı Lübnan'ın bu konudaki tutumu hakkında bilgilendirmesini istedi.