Libyalılar seçim yasasına ilişkin anlaşmazlıkları çözebilecekler mi?

Dün Kahire'de BM himayesinde gerçekleştirilen Libya-Libya görüşmelerinden bir kare (UNSMIL)
Dün Kahire'de BM himayesinde gerçekleştirilen Libya-Libya görüşmelerinden bir kare (UNSMIL)
TT

Libyalılar seçim yasasına ilişkin anlaşmazlıkları çözebilecekler mi?

Dün Kahire'de BM himayesinde gerçekleştirilen Libya-Libya görüşmelerinden bir kare (UNSMIL)
Dün Kahire'de BM himayesinde gerçekleştirilen Libya-Libya görüşmelerinden bir kare (UNSMIL)

Kahire'de devam eden görüşmeler Libyalıların büyük bir bölümü arasında Temsilciler Meclisi (TM) ile Devlet Yüksek Konseyi’nin (DYK) genel seçimlerin yapılması için ihtiyaç duyulan anayasal bir temelde uzlaşmayı engelleyen anlaşmazlıklarının üstesinden gelebileceklerine dair umutlarını yeşertti. Öte yandan Libyalı bazı siyasetçiler, söz konusu anlaşmazlıkların Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Abdulhamid ed-Dibeybe’ye rakibi İstikrar Hükümeti Başbakanı Fethi Başağa’ya karşı iktidar mücadelesinde fayda sağlayacağını öne sürdüler.
Libyalı Milletvekili Hasan ez-Zerka, son dönemde TM ve DYK arasında yaşanan anlaşmazlıkların esasen Dibeybe’ye fayda sağladığını söyledi. Zerka, bu anlaşmazlıkların, başta İstikrar Hükümeti’nin atanması olmak üzere TM’nin verdiği kararların meşruiyetini ve hukuka uygunluğunun sorgulanmasında kullanıldığını belirtti.
Şarku’l Avsat’a konuşan Zerka, “Dibeybe, zaman kazanmaya çalışıyor ve Başağa hükümetini saf dışı bırakmak için anlaşmazlıkların yarattığı atmosferi kullanıyor” dedi. Başağa hükümetinin iktidarı devralmasının uzun süredir ertelendiğine dikkati çeken Zerka, halkın Başağa hükümetine yönelik istekliliğinin de bu yüzden azaldığını vurguladı.
Milletvekili Zerka, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Dibeybe’nin iktidarda kalması, Eş ve Çocuk Ödeneği Yasası gibi popülaritesini bir dereceye kadar artırmasına katkıda bulunan kararlar vermeye devam ettiği anlamına geliyor.”
DYK’nın TM tarafından Anayasa Bildirgesi’nin değiştirilmesine ve Başağa hükümetine güven oyu verilmesine ilişkin alınan kararlara verdiği desteğin azaldığını düşünen Zerka, “DYK ve TM arasındaki anlaşmazlıkların Kahire'deki görüşmelerde derinleşmesi halinde başta Müslüman Kardeşler (İhvan) mensubu olanlar olmak üzere desteğini geri çekenlerin ve Başağa taraftarları ve ülkenin doğusunda önde gelen isimler arasında Başağa’nın Libya Ulusal Ordusu (LUO) lideri Mareşal Halife Hafter ile görüşmesi konusunda huzursuz olmaya devam edenlerin sayısı artabilir” yorumunda bulundu. Kahire’deki görüşmelerin başarısının, seçimlere yönelik herhangi bir hazırlık yapmadığını öne sürdüğü Dibeybe hükümetinin görevden alınması anlamına geleceğini söyleyen Zerka, DYK ve TM’nin, iktidarın Başağa hükümetine devredilmesi konusunda uzlaşmalarını ve seçim sürecinin başlatılmasını umduğunu söyledi.
Buna karşın bir diğer milletvekili Muhammed Lino, Kahire’deki görüşmelerin başarısız olması halinde bundan Dibeybe’yi sorumlu tutmanın ‘siyasi partiler arasındaki medya savaşının bir parçası ve tüm tarafların karşı tarafa yönelik suçlamalarından sadece bir tanesi olduğunu’ söyledi.
Bazılarının UBH’nin TM ve DYK arasındaki anlaşmazlıkların devam etmesini istediği yönündeki tartışmalarını eleştiren Kufra Milletvekili Lino, “Seçimler düzenlenmediği ve fikir birliği oluşmadığı sürece, TM ve DYK’nın yanı sıra Başkanlık Konseyi'nin de iktidarda kalma konusunda bu anlaşmazlıklardan fayda sağlayacağını görmezden geliyorlar” dedi.
Milletvekili Ammar el-Eblek ise iktidarda ister Dibeybe ister Başağa olsun, TM ve DYK’nın anayasal temel ve seçim yasaları üzerinde devam eden anlaşmazlıkları nedeniyle 2,8 milyon Libyalının seçim haklarını kullanamayacağını, bu yüzden herkesin krizin bir hükümet ve halk krizi değil anayasal ve yasal bir kriz olduğuna ikna olmaları gerektiğini vurguladı.
Libyalı Milletvekili, Kahire toplantılarında iki konseyin temsilcileri arasında bir ilerleme ve fikir birliğine varma arzusuna rağmen, taslak anayasayı açma ve oradaki ihtilaf noktalarını belirleme eğilimini benimseme konusundaki ‘endişesini’ dile getirdi.
TM ve DYK arasında Kahire’de yapılan toplantılarda bir ilerleme kaydedilmesi ve fikir birliğine varılmasını isteyen Eblek, yine de anayasa taslağının açılması ve bu dosyadaki çekişme noktalarının belirlenmesi konularında ‘endişeleri’ olduğunu ifade etti. Bunun yanlış bir tercih olduğunu söyleyen Eblek, TM ve DYK arasındaki uzlaşmanın zorluğu ve geçtiğimiz yıllarda aralarında yapılan diyalog turlarının başarısız olduğunu hatırlatarak “Teknik açıdan anayasa taslağı referanduma sunulana kadar bununla ilgili bir işlem yapılamaz” dedi.
Önceki görüşmelere arabuluculuk yapan DYK üyesi Muhammed Mu'zeb ise Dibeybe’nin TM ve DYK arasındaki anlaşmazlıkların nedeni olmadığını vurgularken, meselenin Aralık 2015'te Suheyrat Anlaşması'nın imzalanması sonrasına kadar uzandığını belirtti. Mu’zeb söz konusu anlaşmazlıkların devam etmesi veya derinleşmesi nedeniyle dolaylı olarak bu durumdan yararlanmanın mümkün olduğunu da sözlerine ekledi.
TM ve DYK arasında henüz Kahire'ye gelmeden önce görüşmelerin gündemine ilişkin anlaşmazlıkların başladığını söyleyen Mu’zeb, “DYK, heyetinin anayasal temel üzerinde uzlaşmayı görüşmek üzere Kahire'ye gittiğini duyurdu. TM ise heyetinin, anayasa taslağındaki anlaşmazlık noktalarının görüşüleceğini açıkladı. Bu durum her ikisinin de zıt yönlerde yol aldıklarını ortaya koyuyor” ifadelerini kullandı.
Bazı çevreler mevcut atmosfer nedeniyle TM ve DYK heyetlerinin uzlaşmazlıkları körükleyeceklerini düşünseler de Mu'zab, Dibeybe’nin bu amaca ulaşmak için DYK’nın İhvan mensubu olan üyelerini kullanacağına dair iddiaları şiddetle reddetti.
DYK’nın İhvan’ın Libya’daki siyasi kolu olan Adalet ve İnşa Partisi'nden üyelerin de aralarında olduğu 22 üyeden oluştuğunu belirten Mu’zeb, ancak DYK’nın daha sonra bölündüğünü ve üye sayısının 10’a indirildiğini, fakat DYK’nın tüm üyelerinin sonunda,  seçimlerin yapılmasını hızlandırma konusunda fikir birliğine vardıklarını kaydetti.



İsrail, Hizbullah'ın teknik yetkililerinin peşine düştü

 Güney Lübnan'daki el-Gaziye'de İsrail saldırısında hedef alınan araç (NNA)
Güney Lübnan'daki el-Gaziye'de İsrail saldırısında hedef alınan araç (NNA)
TT

İsrail, Hizbullah'ın teknik yetkililerinin peşine düştü

 Güney Lübnan'daki el-Gaziye'de İsrail saldırısında hedef alınan araç (NNA)
Güney Lübnan'daki el-Gaziye'de İsrail saldırısında hedef alınan araç (NNA)

İsrail daha önce güvenlik yetkililerini hedef aldıktan sonra şimdi de Hizbullah'ın teknik yetkililerinin peşine düştü. Son olarak ‘Lübnan’da ve özellikle Güney Litani bölgesinde Hizbullah iletişim ekipmanlarının konuşlandırılmasından sorumlu’ olduğunu söylediği bir kişiyi Sayda yakınlarındaki el-Gaziye bölgesinde aracını hedef alarak öldürdü. İsrail saldırısı sonucu araç tamamen yandı.

Lübnan-İsrail sınırına yaklaşık 50 kilometre mesafede bulunan el-Gaziye'nin hedef alınması, yolun kapanması nedeniyle güneyi kısa süreliğine izole etti. Bölge son savaş sırasında da birkaç kez vurulmuştu.

Lübnan Sağlık Bakanlığı, ‘İsrail ordusunun Sayda-el-Gaziye yolunda bir araca düzenlediği saldırıda bir kişinin şehit olduğunu’ ve İsrail saldırılarında ölenlerin sayısının son bir hafta içinde altıya yükseldiğini bildirdi.

Öte yandan İsrail ordusu, ‘hava kuvvetlerine ait bir uçağın Sayda bölgesinde bir araca hassas mühimmatla saldırdığını ve Hizbullah mensubu Muhammed Cafer Menah Esad Abdullah’ın öldürüldüğünü’ açıkladı. İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee X platformundaki hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda, “Öldürülen Hizbullah mensubu, İsrail devletine karşı terörist faaliyetlerde bulunuyordu ve Lübnan bölgesinde, özellikle de Güney Litani bölgesinde Hizbullah iletişim cihazlarının konuşlandırılmasından sorumluydu” ifadesini kullandı. Adraee, Hizbullah mensubunun son dönemdeki faaliyetlerini ‘İsrail ile Lübnan arasındaki anlaşmaların ihlali ve İsrail devleti ile vatandaşlarına yönelik bir tehdit’ olarak değerlendirdi.

İsrail ordusu üç gün önce ‘Hizbullah'ın özel operasyonlar sistemindeki bir hücrenin’ komutanını ortadan kaldırdığını açıkladı.

Bu olay, İsrail bombardımanının güneydeki prefabrik evleri hedef almaya devam ettiği bir döneme denk geldi. Şarku’l Avsat’ın Lübnan Ulusal Haber Ajansı'ndan (NNA) aktardığına göre, bir insansız hava aracı (İHA) perşembe gecesi hedef aldığı Lübnan'ın güneyindeki Muhaybib'deki prefabrik odaları tekrar hedef aldı. Genel olarak güney hava sahası İsrail savaş uçaklarının yoğun alçak irtifa uçuşlarına tanık oluyor.

İsrail ordusu Hizbullah'ı bölgedeki altyapısını rehabilite etmek için sivil tesisleri kullanmaya çalışmakla suçluyor. İsrail Ordu Sözcüsü geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada, Hizbullah'ın sivil altyapıyı istismar ettiğini ve Lübnanlıları canlı kalkan olarak kullandığını belirterek, İsrail ordusunun Hizbullah'ın yeteneklerini yeniden inşa etme ya da sivil örtü altında askeri olarak konumlanma girişimlerine karşı harekete geçeceğini vurguladı.

İsrail, Lübnan'ın güneyindeki sınır bölgesinde prefabrik evleri, sağlık merkezlerini, kasabalarına yerleşmeye çalışan bölge sakinlerini ve İsrail'in topçu ateşi ve bombardıman operasyonları sonucu bölgede oluşan enkazı kaldırmak için çalışan sivil araçları ve buldozerleri hedef almak da dâhil olmak üzere dört kısıtlama getirdi.

Hizbullah ile İsrail arasında geçtiğimiz kasım ayında ateşkes sağlanmasıyla sonuçlanan anlaşma, ordu ve Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Görev Gücü’nün (UNIFIL) İsrail sınırı yakınlarındaki konuşlanmalarını güçlendirmesi karşılığında Hizbullah savaşçılarının Güney Lübnan'daki Litani Nehri'nin güneyindeki bölgeden çekilmesini ve buradaki askeri yapılarının dağıtılmasını öngörüyordu. Lübnan, uluslararası toplumu, İsrail'e saldırılarını durdurması ve anlaşma uyarınca 18 Şubat'ta sona eren sürenin ardından kuvvetlerini bulundurduğu beş ‘stratejik’ tepeden çekmesi için baskı yapmaya çağırıyor.